29 Mart 2024 Cum

Şu Bizim Akkuş

Bu yörede yapılabilecek projeler desteklenmeli 

 

 

ŞU BİZİM AKKUŞ

 

  

Şirin ilçemiz Akkuşumuz pek çok yönden geri kalmışlığın ezikliğini, tarihi süreç içerisinde bağrına bastığı yöre insanlarının bölük bölük ilçeden göçmesiyle yaşamaktadır. Gelişmiş ilçelerin gelişme sürecine bakınca aslında bizim ilçemizin gelişmesi için yeterince bir çaba veremediğimizi görürüz. Bunu nereden çıkartıyorsun hocam diyebilirisiniz?

 

Bu coğrafyada hizmet sevdasına düşmüş, has bel kader toplum hizmetlerinde öne çıkmış büyüklerimiz hatırlayacaklardır. 2003 yılından itibaren İlçemizde turistik ve kültürel tanıtıma yönelik bir güreş şenlikleri düzenleniyordu. 4-5 yıl devam etti ve geçen yıl bu etkinlik gerçekleşmedi. Âcizane bu etkinliklerin planlamasında ve icrasında bulunmuştum. Öncelikle sürekli bir şikâyet haleti ruh iyesi ile karşılaştım. İnsanlar ilçemize neler yapabileceklerini değil, neler yapılabilecekleri tartışıyorlardı. Yani yapılacak ve gelecek hizmetin herhangi bir külfetinde kendisi yoktu. Hizmet ve yatırım gelsin deniyordu. Ancak nasıl gelecek, niçin gelecek, kime gelecek, gelen yatırımlara sahip çıkılacak mı? Bu soruları ya hiç sormuyorlar ya da farkında değillerdi.

 

Bizim coğrafyada yaşamak her yönüyle çok zor. Kış aylarını geçin yaz aylarında bile coğrafi zorluklar yakanızı bırakmaz. Bütün bunlara bir de yöre insanımızın ilgisizliği ve alakasızlığı eklenince hayat daha da zorlaşıyor. Şunu demek istiyorum. Bu yörede yapılabilecek projeler desteklenmeli. Örneğin MYO projesini sonuna kadar desteklemeliyiz. Çünkü gerçekleşmesi bütün Akkuşlular için büyük bir kazanım olacaktır.  Teknolojinin ve ekonominin coğrafya nüfusu için yeterli olmayan projelerden bahsetmek kafaları karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor.

 

Akkuşun doğal güzelliklerini ve kaynak sularını değerlendirmek var iken, Akkuş’a bir sanayi tesisi yapalım demek biraz akla muhal olur. Hani derim ki, Akkuş ta yapılabilecek işlerin altını kalın bir şekilde çizmeliyiz. Afakî işlerle uğraşarak insanları ve bizlere umut bağlayanları hayal kırıklığına uğratmamalıyız.

 

İşte tam da bu günlerde Kızılelma Belediye başkanı Sayın İsa DEMİRCİ Bey Efendi beni telefonla arayarak bir projesinden bahsetti.  Biliyorsunuz Kızılelma’da 2010 yılından itibaren her Temmuz ayında “Kızılelma Geleneksel Güreş Şenlikleri” düzenlenmekte. Sayın başkan bu etkinlikler için düğmeye çoktan basmış bile. İlköğretim öğrencilerinden gurbetteki hemşerilerine kadar herkesin bu konudaki fikirlerini önemsediğini ve kıymetli bulduklarını söyledi.  Eğitimci arkadaşların çok değerli bir çalışmasından bahsetti. Yörenin kültürel değerlerine bir katkısı olsun ve Kızılelma Şenliklerinin tanıtılmasına bir etkisi olsun diye projeyi desteklemeyi uygun buldum. Bu konuda elimden geleni severek yapacağımı sayın başkana ifade ettim.

 

Bu yaptığımız görüşme sonucunda projede yer alacak bir eserimi sizlerle de paylaşmak istedim. Projeyi merak ettiğinizi biliyorum. Çılgın bir proje değil ama yöremizin tanıtılması açısından kültürel katkı sağlayacak eğitici bir çalışma olacak. Yöremizi, insanımızı, geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi şiirlerle ifade eden bir eserin oluşturulması.  Böyle bir çalışmanın, küçümsenmeyecek bir çalışma olduğunu bizzat biliyorum. Emek veren, destek olan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Memleketimiz ve insanlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.

 

                          ESKİ KÖY DÜĞÜNLERİMİZ

 

Kızılelma’da düğünler bir hafta sürerdi,

Düğüne Cumadan başlanır, öbür Cuma biterdi.

O yıllar düğünler hayli şenlikli geçerdi.

Çocuklar düğün günlerini dört gözle beklerlerdi.

 

Cuma günü, düğün için toplanınca ahali,

Kız evi, oğlan evi hepsi bir sofrada toplu.

Yemekler yenmiş, dualar ediyor ahali,

Düğün okuntusu dağıtıyor,  düğünün kâhyası.

 

Gelinin dayısı, amcası, halası, hepsi kıymetli,

En değerli okuntu ile düğüne davet edilmeli.

Cumartesinden Salıya okuntu dağıtır, düğün sahibi.

Çarşambaya yetişmelidir, düğün Çarşamba gecesi.

 

Akşamdan davul zurna çalmaya başlar,

Köyün gençleri, yaşlıları tutardı bir oyun.

Horunu, Arap bacısı, zennesi, baş tacı,

Davul zurnayla oynardı, bütün gençler.

 

Çarşamba Kız bürüğü için gidilir kızı almaya,

Baş düğüşü en önde at üstünde yaklaşınca kapıya,

Bütün kilitli kapılar açılır bahşiş alınca,

Bir ağlaşma sesleri duyulur düğüncüler gelince.

 

Eğlence, devam eder Perşembe akşamı kına gecesi

Arkadaşları söyleyince türküyü, gelinin gözü yaşlı,

Perşembe günü büyük güreşlerle olurdu esas düğün,

Dastar serilir donatılır damat,  başlar takı yarışı,

 

Perşembe akşamı gelin eve gelince,

Düğün dernek bitecek Cuma mübarek gece,

Cuma günü duak, gelin sergi serince,

Bir yuvanın temeli atılmış olur, Rabbim dileyince,

 

Klasiktir ama eskiden böyleydi köyün düğünleri,

Düğünlerin tadını kaçırdı üç beş kişi,

Davul zurna yerine, orgunan eğleniyor köyün gençleri,

Yine de dostlukla olsun bu şiirin bitişi.

Sevgi ve saygılarımla…

 

  Mehmet Ali KURU

İlahiyatçı – Eğitimci

       ÇORUM 

Related Articles

1 Yorum

  1. önce selamlarimi iletiyorum ne yazayim diye düsünüyorum akkusun o sicak samimi insanlarini hatirliyorum inanin ilcemiz cok güzel oldugunu düsünüyorum ne olursa olsun orasi bizim ilcemiz kücükte olsa ah akkus akkus tertemiz dogamiz tertemiz havamiz uzaklardan baksak bile daima hatirlar ve hemen oraya gelmeye calisiriz almanyadan tekrar selamlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar