3 Mayıs 2024 Cum

Bu coğrafyada Yaşamak

İsrailin, Filistin halkına ve çocuklara yaptığı vahşi insanlık zulmünü nefretle kınıyorum.


BU COĞRAFYADA YAŞAMAK

Sample ImageSevgili okuyucularım,
Şu günlerde Filistin halkına İsrail Devletinin uyguladığı insanlık dışı vahşet tüm çirkinliği ile devam etmekte. Bu durum beni be bütün inanları çok derinden üzmektedir. İsrail Devletinin, Filistin halkına yaptığı vahşeti, insanlık dışı zulmünü nefretle kınıyorum. Böyle bir zamanda memleketimle ilgili bir yazı yazmanın dayanılmaz duygusallığını yaşamaktayım. İnanın yüreğim burkularak yazdım.

Zaman zaman Türkiyede yaşamak çok zor diye düşünmeye başladığım olmuyor değil hani?. Hele Karadenizin kuş uçmaz, kervan göçmez yörelerinde yaşamak daha da zor be dostlar. Yaşadığınız zorluklar yüzünden bazen yüreğiniz bozulur. Bazen kırılır, çözülür, içinize çökersiniz& Bazen ezilir büzülür, incinirsiniz. Ne yapacağınızı bilemezsiniz. Terk etmek veya kalmak& En zor tercihle karşı karşıya kalırsınız. Kalanların haline bir bakar ve iyi ki kalmamışım diye kendinizi kutlarsınız. Sevinmek mi, üzülmek mi gerektiğini bile anlamadan zaman gelip geçer. Doğup büyüdüğünüz yerde elbet size yatacak bir mezarlık yer vardır her zaman.

Bu coğrafyanın ezik-büzük, yorgun-argın, elleri ayakları kavruk, boynu bükük, yıllar boyu itilmiş kakılmış insanları olarak iktidardaki bu hükümete yönelik derin umutlarımız var.

Ekonomik anlamda, toplumsal istikrar ve güven bağlamında bazı problemlerimizin bu dönem çözülmeye başladığını söyleyebiliriz. Çözüm bulan sorunlarımızda olmadı değil? Yine inanç temelinde üretilmiş incitici ve şık olmayan problemlerimizde bu iktidar döneminde çözüm bulmaya başladı&. Bu iktidar, fırsat eşitliğini sağlama yolunda önemli adımlar attı. Anadolunun bilmem neresinde aç, açık yolsuz, susuz, okulsuz, doktorsuz, ebesiz hiçbir köy kamasın diye gayret içinde olduklarını biliyorum. Bu iktidar gelir dağılımındaki adaletsizliğe son verip, zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden geleneksel yapıyı değiştirmeye başladığına inanıyorum&

Bütün bu olumlu gelişmelerden niçin benim yöremde nasibini almasın. Geçmişte bu beldelere hizmet almak aslanın ağzından ekmek almak gibi bir şeydi. Bazen düşünüyorum da; Hizmetlerin hiç gelmemesi mi, geç gelmesi mi diye ? Bu ikilem beni kahrediyor. Gurbette bir Akkuşlu hemşeriniz olarak yöremin ve ilçenin sorunlarını biliyordum. Akkuş internet sitesi kurulduktan sonra ilçemin sorunlarını daha yakından takip ediyorum. Bir yazı yazsam ilgilenenlere sesimizi duyursam, acaba sorunlar bir çırpıda çözülür mü ki? Şöyle maziye bir göz gezdirdim. Konu ile ilgili ilk yazım 1986 yılında o zamanlar Ünye ilçesinde yayınlanan ÇAĞRI gazetesinde yayınlanmış. Aradan tam 22 yıl geçmiş, pek çok şey değişmiş, ama sorunlar değişmemiş.

Yine Üniversite yıllarında o günkü iktidar mensuplarını ziyaretimizde bazı konuları dile getirmişim. Memleketin asli sahipleri olarak hizmeti hak ettiğimizi ve bu coğrafyada insanca yaşayabilmek için asgari hizmetlerin bu yöreye acil olarak getirilmesi gerektiği konusunu gündeme getirmiştim. Memleketim insanı fazla bir şey istemiyordu. Yol, elektrik, eğitim, sağlık ve iletişim konularında sorunlar giderilirse insanlar fazlası ile memnun olacaklar zaten. Beni dinleyen devlet bakanımız bu isteklerime şaşırmış ve şöyle demişti: Siz üniversite öğrencisi misiniz, yoksa o yörede bir siyasetçi mi? Yani normal bir vatandaş böyle istekte pek bulunmazmış gibi bir hava estirmişti.

Bendeniz o zaman duyarlı bir memleket insanı olduğumu ifade etmiştim. Şöyle bir de öneri getirmiştim. Biliyorsunuz bu yöredeki sorunlar yüzünden insanlar memleketlerini bırakıp başka ilçe ve illere göç ediyorlar. Uzun sayılmayacak bir süre sonra buralar terk edilmiş bir coğrafyaya dönüşür. Siz o zaman buraları bekletmek için ücretli insanlar getirseniz yine kimseyi buralarda tutamazsınız. Ama bizler bu yöreleri vatan toprağı, baba ocağı bilmişiz hiçbir karşılık beklemeden en ücra köşesinde sılayı bekliyoruz. Doğup büyüdüğü yerleri , bağını bahçesini, evini tarlasını bırakıp gitmek pek de kolay bir şey değil. Eğer bu insanlar gelecekleri için sahip olduğu pek çok şeyi gözden çıkarıyorsa bir sebebi olmalı.

Benim adıma karar verenler, milletin önünde hizmete soyunanlar, siyasiler, mahalli yöneticiler biri bana izah etsin. Bu yörenin insanlarının kaderi çile çekmek olamaz. Günümüz dünyası çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Artık hizmetlerin geç gelmesini veya hiç gelmemesini bu insanlara izah etmelisiniz. Bu yörelerde yaşamanın bedeli eğitimsizlik, sağlıksızlık, sefalet ve göz yaşı olmamalı. Çağın insanlara sunduğu bütün ürünleri ve hizmetleri fazlasıyla benim insanım hak ediyor. Bir Üniversite kuruldu, ilçeme de bir MYO açılacak ancak, açılması yılan hikayesine döndü. Daha neyi bekliyoruz. Bugüne kadar yaşanan tufan yetmedi mi? Yöre insanımı biraz daha çaresiz ve ümitsiz görmek sizleri mutlu mu ediyor ? Ünye  Akkuş  Nisar yolu ilçemin bitmez tükenmez çilesi haline dönüştü. Salman, Seferli ve Akpınar yolları hiç güncelliğini hiç yitirmedi. Diğer köy yolları yine öyle. Bu coğrafyada bu şartlarda kim yaşar söyler misiniz?

Cevap yine benden olsun. Benim çilekeş hemşerim, buraları yurt bilmiş, ocak bilmiş her ne pahasına olursa olsun yaşamaya karar vermiş bir kere. Karşılığı bu olmamalı. Bu durum yöre insanının kaderi değil. Değişen dünyada ve gelişen teknolojik hayattan onlarda uhdesine düşen refah payını alması gerekmez mi? Cevabınız: evetse söyler misiniz ne zaman? Üç vakte kadar bekleyin, hizmetler yakında gelir masalları artık insanları ümitlendirmiyor. Üç vakit doldu beyler. Bu coğrafyada yaşamanın bedelini hizmetlerden mahrum kalarak ödeme niyetimiz yok. Fazla bir şey istemiyoruz. İnsan onuruna yakışır bir yaklaşım ve geçikmeden yöredeki insanlara hizmetlerin ulaşmasını istiyoruz.

Karamsar değilim ama ümitlerimi yeşertecek gelişmeler ya yok, ya da geç gerçekleşiyor. Tamda kış ayları içerisindeyiz. Kara kış bütün vahametiyle kapımızı çaldı, yolları, caddeleri karla kapladı. Bu gün insanlar ne demek istediğimi daha iyi anlıyor. Geçen hafta Kızılelma Beldesinde Belediye Başkanımızın babasının vefatı dolayısı ile, Yurdun dört bir tarafından beldemize gelenler, bu yörelerde insanlar, hangi şartlarda nasıl bir yaşam mücadelesi verdiklerini gördüler. Aralarında Ordu Milletvekilimiz Sn Mustafa HAMARAT bey de vardı. Ankaraya yolculuğumuz esnasında kısa bir durum değerlendirmesi yaptım. Sayın Vekilimizin yöreye ilgi ve alakasını biliyorum. Yörenin sorunlarını birinci elden anlatma fırsatım oldu. Yörenin sorunları ile ilgileneceği inancım tamdır.

Ceddimiz bu topraklarda yeterince bedel ödemişler. Torunları onurlu bir yaşamı hak ediyorlardır. Onlar da dedelerinin çektiği sıkıntıları çekmesinler. Hepinizin yürekten bu temennileri onayladığınızı biliyorum. Bu vesile İsrailin, Filistin halkına ve çocuklara yaptığı vahşi insanlık zulmünü nefretle kınıyorum. Yüce Allahtan kurtuluşları için yardım diliyorum.

08. 01. 2009
Mehmet Ali KURU
Eğitimci – Öğretmen

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. ilk önce sizinde her vatandaşımız gibi filistinlileri düşündüğünüz için teşekür ederim.Bu fedakarlığınızı unutamayız.Bu uzun satıları belki bir gecede belki de bir günde yazmışsınızdır.Eleriniz dert görmesin ellerinize sağlık.

  2. Sayın Hocam,
    Bu yazınızı bütün Ordu mevcut Milletvekillerine, gelecekte vekil olacaklara, ilçe yöneticilerine ve yönetici olarak kendini aday görenlere tek tek postalamak lazım.

    Tebrik ve teşekkürler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar