Bir haberin Anatomisi

634

hadise karşısında takınacağı tavır; Allah muhafaza etsin, Allah kimseyi şaşırtmasın! Şeklinde olur.

BİR HABERİN ANATOMİSİ

Geçen cumartesi günü televizyonlardan, akşam haberlerini izledikten sonra, bazı olayları anlamakta ve izah etmekte, akıl ve izanım yetersiz kaldı. Türk halkının her kesiminde itibar sahibi olduklarını kendileri iddia eden haberciler malum Cinsel istismar haberine öyle sarılmışlardı ki, Müslümanları ve ona ait olan her iyi örneği yok etmek için tam da bulunmaz bir fırsattı.

Bu haber onlar için iyi bir malzemeydi. Hazır kapatma davası da açılmışken bir yerlere iyi servis olabilirdi. Manzaray-ı umumiyeden faydalanmak gerekirdi. Hiçbir masraftan kaçınmaya gerek yok. Olayın zanlısı ile ilgili ne varsa gün yüzüne çıkmalıydı. Ancak böyle olursa iyi gazetecilik yapılabilirdi.

Peki, Müslümanlar yaşanmakta olan bu büyük fitnenin neresindeydi? Olayları şahısların kendi kusurları deyip geçebilir miyiz? Öbür taraftan malum gazetecilerin ve televizyoncuların yaptıkları gibi Oh iyi oldu. Zaten bu dindar geçinenler böyledir. mi diyeceğiz.? Yoksa bu da gelir geçer deyip sineye mi çekeceğiz.? Günlerdir gözlerime uyku girmiyor, zihnimi kemiren ve cevabını henüz bulamadığım korkunç sorular var.

Aklıselim insanların bu olup bitenlere ait görüş ve düşüncelerine ihtiyacım var. Yine bu sahada eli kalem tutan ve ağzı laf yapan fikir ve düşünce adamlarımızdan Ahmet TAŞGETİREN bir yazısında şöyle ifade ediyor.

Aklı ve sağduyuyu arıyorum ve bunun için sorular sorup duruyorum. Her çevreden insanda, asgari bir akıl ve sağduyu varlığına inandığım için herkesin zihin ve kalp âlemini duyarlılığa çağırıyorum.

Başka bir düşünce ve fikir insanı M. Ali BULUT, yaşanan bu olayları Müslümanlar için büyük bir fitnenin, bir parçası olarak yorumlamış. Peygamberimizin böyle durumlarda Müslümanlar için, uymaları gereken altın uyarılarını bizlere bir bir sıralamış. Siz okuyucularımla paylaşmak isterim.

Hz. Peygamber’in hayatı ve hadisleri incelendiğinde, Müslümanların en çok hangi noktalarda fire vereceklerini görmek mümkündür. En başta kadın – erkek ilişkisi geliyor. İkincisi para ve üçüncüsü makam hırsı! Öncelikler kişiden kişiye değişebiliyor!

Ve maalesef siyasetle meşgul olan Müslüman, şehvetin bu üç vartasından yakasını kurtaramıyor

Elbette genellemek yanlış! Hatta çoğunlukla bile demeye hakkımız yoktur. Ama görüyorsunuz hassas ortamlarda tek bir kötü örnek bile büyük iş yapıyor.

Belki de bu yüzden Hz. Musa, “Allah’ım bizi inanmayanlara fitne yapma” diye dua etmiştir. Yani bir müminin kötü bir hareketi yüzünden milyonlarca insan “işte bunların hepsi böyle” diyerek inançlarına zarar vermesinler diye Allah’a yalvarmış Musa (as).

Allah hiç kimseyi Üzmez’in düştüğü konuma düşürmesin! Temize çıksa bile lekesi kalır hafızalarda. O gider, Allah’a hesabını verir, biz onun halini dilimize dolayarak ancak kendi cehennemimizin ateşini körükleriz.

Kuran, her konuda iki şahidi yeterli bulduğu halde, neden zina isnadında dört şahit istemiş, bunu insan, böyle durumlarda çok daha iyi anlıyor.

Asıl endişem, H. Üzmez’in İslamiyet ile özdeşleştirilen kişiliği üzerinden İslam’a yöneltilecek eleştiriler ve bunların saf gönüllerde açacağı yaralar& İmani hassasiyetleri gelişmiş ortalama insanımızın şu hadise karşısında takınacağı tavır; Allah muhafaza etsin, Allah kimseyi şaşırtmasın! Şeklinde olur.

İmanı hassasiyetleri gelişmiş mütedeyyin Müslümanları böyle olaylar karşısında akl-ı selim ile hareket etme duyarlılığına davet ediyorum.

29. 04. 2008

Mehmet Ali KURU

 m.alikuru19@gmail.com

 Eğitimci – Öğretmen