24 Nisan 2024 Çar

Akkuş’un Melek Yüzlü Çocuklarına: Göktaşı Şöleni

Dr. Şahin EFİL’in yazısı büyük keyifle okuyunuz

kucuk_cocuk.jpgHavasını soluduğum, suyunu içtiğim, derelerinde balık tuttuğum ve yüzdüğüm, kendine özgü meyvelerini yediğim, dağlarında ve çimenlerinde koyun güttüğüm, oynadığım, soğuk kış günlerinde kızak kaydığım, dağları, ovaları ve dereleriyle doğal ve estetik güzelliklerini doyarak seyrettiğim ve içime çektiğim, çocukluğumun geçtiği toprakların ve memleketimin melek yüzlü çocuklarının anısına bir katkı olarak kaleme alınmıştır bu yazı. 

 

Yıldızlar mı kayar meteor mu düşer? Çocukluğumda yıldızların kaydığı söylenirdi, hala öyle bilinmektedir. Oysa yıllar sonra okumuş olduğum popüler bilim kitaplarından yıldızların kaymayacağını, aksine patlamaya maruz kalacağını, göktaşlarının düşeceğini öğrenecektim.

 

Bu geceyi kendim için çok önemli bir gece olarak not düşmem gerek. Bir yandan akrabalarla havadan sudan sohbet ederken, diğer yandan da gök yüzündeki göktaşı şölenine eşlik ediyor, düşüşlerini büyük bir dikkat ve heyecanla izliyordum Hayatımda hiç bu kadar göktaşının arka arkaya düştüğüne tanık olmamıştım. Sanki benim için özel hazırlanmış, havai fişeklerin ardı ardına patlatıldığı bir düğün şöleninde hissettim kendimi.

 

Çocukluğumda göktaşı düştüğünde hep buruk bir hisle dolar ve kanardı yüreğim, korkardım. Nedense bu durumu hep kıyametle ve zamanın bitiş noktasıyla ilişkilendirmeyi sürdürdüm.  Belki de bu, daha çok yaşadığım çevre ve bana anlatılanlarla şekillenmiş bir düşünce biçimiydi. Oysa şimdi her göktaşı düştüğüne tanık olduğumda inanılmaz bir duygu sağanağına  tutuluyor, büyük bir heyecan ve mutluluk duyuyorum yüreğimde.

 

İhtişamını dile getirmekte kelimelerin kifayetsiz olduğu bir gece, gök yüzü pırıl pırıl, berrak, temiz ve çok açık; insanın içini huzurla dolduran bir hava. Böyle geceler anlatılmaz, yaşanır; şiirsel ve büyüsel kelimelerin ve cümlelerin içinde akıp giden bir ışık seli. Manzaranın ihtişamını bozan tek şey, yanımdakilerin sıradan ve sıkıcı konuşmaları. Ama her şeye rağmen, bu konuşmalar, bu güzelliği ve ihtişamı gölgeleyemedi. Bu insanların belki de hiç birisi bu güzelliğin, estetiğin ve zarafetin farkında bile değillerdi.

 Tam dört kez belli aralıklarla göktaşı düştü. İnce ve uzun bir ışık huzmesi gökyüzünün doğu kanadını adeta ikiye ayırdı. Bunlar belki de Tanrının bize birer armağanı, eşsiz bir lütfu, cennetten gelen bir muştu idi. Doğanın kollarına kendini bırakarak, oradaki dengeyi, senfoniyi, harmoniyi, inceliği ve estetiği yüreğimize taşıyabilmek, aynı zamanda doğal olmak, doğayla birlikte ve bir bütün olarak, iç içe yaşamak demektir.

 

Göktaşı ufkun üzerine düşmedi, benim içime, ruhumun dehlizlerine, içimdeki çocuğun yüreğine düştü. Çocuk uyandı ve harekete geçti. O çocuk bağbozumunda, her zaman harman döverken, geceleri sırtüstü yatar, saatlerce gökyüzüne, yıldızlı semaya, samanyoluna ve göktaşlarına bakardı. O çocuk, bazen sonsuz bir ışık seli gibi gökyüzünde sıralanan yıldızları saymaya kalkardır. Kim bilir belki de bu, mutluluğu ve geleceği oralarda görmesindendi. En sevdiği yıldız çoban yıldızıydı, ama ay dede de favorileri arasındaydı.

 

Göktaşları üzerimize de düşebilir. Ama onlar bizim üstümüze, içimizdeki çocuğun hayallerine, düşlerine ve dünyasına düşerler. İnsanlık tarihi boyunca yeryüzünde kaç tane göktaşı kaç çocuğun üzerine düşerek ölümüne sebep olmuştur? Göktaşı düştüğü için belki kimse ölmemiştir, ama yüreğine ve düşlerine göktaşları düşmeyenler ölmüş ve yokluğa karışmıştır.

 

Yaşadıklarımız düş müydü gerçek mi? O çocuk, ne zaman büyümüş, içindeki çocuk ne zaman ölmüştü? Göktaşları ölen çocuklara yeniden hayat verebilir mi? Bir göktaşı nasıl oluyor da bizi alıp uzaklara, bilinmez diyarlara, masalların gizemli dünyasına, hayatın tam ortasına götürebiliyor? Bir göktaşı nasıl oluyor da hayatın gerçeklerine inat yüreğimizde masalımsı, sımsıcak, tılsımlı ve duygu selinden oluşan bir dünya inşa edebiliyor?

Bazen büyülü bir kelime, bazen bir cümle, bazen bir şiir, bazen bir guguk sesi ve bazen de bir göktaşı bizi çarpar, sendeleyerek ötelerin ötesine alıp götürür. Orada zaman ve mekan mefhumu yoktur; geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda ve birlikte yaşanır, tek bir noktada yoğunlaşarak yokluğa karışır. Sonsuzluk nasıl bir şeydir? Bilmiyorum, ama hissedebiliyorum. Göktaşları, belki de sonsuzluktan bize uzanan bir iptir. Onlara tutunduğumuzda hayatın inceliğini ve esprisini yakalamak, bilmecesini çözmek için yola koyulmuşuz, yolda olmuşuz demektir.

                                                                                                                    

Dr.  Şahin EFİL

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. İnsanlar doğduğu büyüdüğü toprakları unuturmu
    tabiki unutmaz DR şahin EFİL NE GÜZEL YAZMIŞ
    yazısını okuyunca çocukluğumu hatırladım çocukluğunda gördüğü olayları kişinin unutması çok zordur kolay kolay unutmaz bende kendi köyümü unutamıyor bazen çoçukluk yıllarına dalıyor gidiyorum ve bir olayı hiç unutamıyorum altı yaşımda iken babamla niksar a pazara gittik tabi köyde araba taksi yok görmemişiz pazarda çok beğendiğim taksi ye dokundun ve o anda sahibi bana çek elini arabadan dedi ve kızdı bu olayı hiç bir zaman unutmadım ozaman ne cok üzülmüştüm
    bazen iş nedeniyle uzak köylere gittiğimde çocukları görünce hep bu olayı hatırlarım

    Duran KAYIM
    malmüd. Çaybaşı/ordu

  2. Merhaba Şahin Hocam
    Yazını okurken yıllar öncesine gittim. 1970li yıllara. Yaz aylarında koyunlar sıcaktan otlayamaz onun için gce leyin geç saatlere kadar koyunları otlatırdık. Çimlere sırtüstü yatar gökyüzünü izlemeye koyulurduk. Yıldızların kaymasını izlerdik. Elimizle de gösteremezdik. Kimden öğrendiysek bilemiyorum. Kayan yıldızı elinle gösterirsen uğursuzluk getirir diye parmağımızla gösteremezdik. Yazdığın gibi kayan yıldız falan değilmiş. Fakat nereden öğrendilerse öyle söylerlerdi büyüklerimizde… Güzel günlerdi o günler. Yıllar oldu kalan yıldızları seyretmeyeli.

  3. Ne kadar güzel anlatmış sayın Efil, okumaya başladığım anda çocukluğuma götürdü beni. Akkuş’ta çocuk olmak ayrı bir şeymiş; anlayamadık.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar