29 Nisan 2024 Pts

Ordu-Akkuş’ta Turizm-2

Akkuş için Turizm ileri bir gelecekte mevsimlik bir geçim kaynağı olabilir.

 

ORDU-AKKUŞ’TA TURİZM -2

 

      Gazete haberlerine bakıyorum bugün her yöre Turizm derdine düşmüş, belediye başkanları ve yerel idareciler kendi beldelerini birer turizm merkezi yapmaya çalışıyorlar, fakat bu o kadar kolay değil! Bir defa her yer zannedildiği gibi turizme uygun değil, fakat Akkuş gibi yerler hariç!

 

     Mesela bazı turizm gerçekleri var ki bunları da kabul etmeniz gerekir; Avrupalı turistler Akdeniz ve Ege kıyılarını tercih ediyorlar, mesela Karadeniz’i tercih etmiyorlar. (Az tercih ediyorlar) Zaten Karadeniz sahillerinde, deniz turizmine uygun yerler az. Bunun yanında yaz mevsimi kısa-denizler ekseriyetle temiz değil-dalgalı-kum kayması gibi riskler v.s… peki neden tercih etmiyorlar, yemyeşil Karadeniz bölgesini? Çünkü Avrupa’nın geneli özellikle Orta-Kuzey kısmı zaten yemyeşil!

                                                

   Avrupalı turist Akdeniz ve Ege’ye güneşi görmek-ısınmak-bronzlaşmak-denize girmek için geliyor, bunun dışındaki yerlere tarih-manzara-farklı tabiat güzellikleri görmek için geliyor. Mesela İstanbul’a, Kapadokya’ya, Trabzon-Sümela’ya geliyorlar. Netice şu; (Doğu) Karadeniz’e daha çok Arap turistler geliyor. Arap turistler bizim Akkuş’umuzun da yarısının içinde bulunduğu Doğu Karadeniz iklim ve bitki kuşağına bayılıyorlar. Çünkü Arap ülkelerinin sıcak kuşakta yer aldığını biliyoruz ve adamlar serinlik-yeşillik arıyorlar.

 

  Sevsek’te sevmesek’te, galiba Karadeniz bölgesinin turizm geleceği daha çok Araplarda gibi gözüküyor. (Bu sevmek-sevmemek olayı ise yakın geçmişte ülke politikalarının bize Arap düşmanlığı, Araplara da Türk düşmanlığı verilmesinden geliyor. Tabii I.Dünya savaşında yaşanan hadiseler de var, konumuz değil) Araplar ise Avrupalı turistlerden faklı olarak fazla para harcamayı seviyorlar. Ve son yıllarda yakın ve komşu coğrafya ile Ergenekoncu politika terk edilip-yakınlaşma başladığından, vizelerin kalkmasından ve özellikle Müslüman bir halkı olan ülke olmamızdan dolayı Türkiye’yi, özellikle İstanbul ve Doğu Karadenizi tercih ediyorlar. Fakat bu talebi karşılayacak tesisi maalesef yok.

 

  Akkuş’a gelirsek, bizde hangi alanlarda turizm potansiyeli var bir düşünelim:

  a-Yayla turizmi: Bu bütün Karadeniz yaylalarında olan potansiyel olup, bizde de buna uygun yaylalar var. Bunların başında ise, tabii ki Argan, Taz, Göğcebel ve Çekiçoba yaylaları geliyor. Bu yaylalar da Akkuş merkezle bağlantılı tesisler kurulacak, belki turist burada kalmayacak ama Akkuş merkezdeki yâda Tifi’deki tesisten buraya gelecek, burada gezdirilecek-eğlendirilecek-program yapılacak, kuzu yada bulunursa keçi çevrilecek, çim kayağı yapılacak, atlar bulundurulup-ata binme öğretilecek, yaylanın engin düzlerinde at koşuları yapılacak, tesiste kalacak, akşam geri dönecek. Bazen tesiste kalabilecek. Burada otel kurmak ise ileri safhada bir olaydır.

 

  b-TRACKİNG (Doğa yürüyüşü): Akkuş coğrafyası en çok bu turizme uygundur. Yani turist dediğimiz yerli-yabancı insan diyelim güzel birer Apart otel yada Motel haline getirirlen eski fabrika lojmanlarında sabah kahvaltısını yapacak, az sonra rehber eşliğinde toplanacak, bugün falan güzergahı gezeceğiz diye belirtilecek ve sırt çantaları alınarak, rehber eşliğinde 20’li, 30’lu gruplar halinde Orman içleri, dereler ve vadilerden geçerek yürüyüş güzergahlarında dolaşılacak.Tifi’de balık tutulacak, Akşama doğru yorgun insanlar otelin restoranında eğlenecek-odalarında dinlenecek.Bir başka gün yaylalar, bir başka gün Seferlideki Kevgir kalesi gezilecek.

 

 c-Tifi gibi yolboyu ama ilgi çekici yerler: Tifi hakkında ayrı bir yazı yazmak istiyorum.Zira burası tek başına tesisler, apartlar, otel, moteller kurulabilecek bir yerdir. Düz bir alanda, güzel bir çayın geçtiği noktada, karasal bir iklime sahip, Akkuş’ta sis-çise varken günlük-güneşlik bir yerdir.Dolayısyal turizme oldukça müsaittir, en büyük şansıda yol kenarı ve Niksar gibi bir anayola 20-25 km. mesafede yani uşlaşım sorunu olmayan bir yerdir.

                   

 d-Av sporu: 1990’lar BÜYÜK GÖÇÜ dediğimiz özellikle 90’lı yıllarda İstanbul, Ankara, Ünye, Niksar, Samsun gibi yerlere yaşanan göç sonucu merkez ve köyler boşaldı.(Yoksa bugün Akkuş merkez en az 10 bin, köyleriyle 90 bin nüfusa sahip olacaktı.) Bu boşalma sonucunda bugün ilçemizin geniş coğrafyasında az bir nüfus yaşıyor, köylerde daha çok yaşlılar oturuyor. Dolayısıyla bir Orman köylüsü olan Akkuşlu ormanı rahat bıraktı. Merkez de kömüre alıştı. Fabrikada kapanınca kesim azaldı, Orman gelişti, av hayvanları çoğaldı. Özellikle dağlarda binlerce domuz yaşıyor. Bunun yanında Tavşan, Sansar, Çakal, Tilki, Kurt ve vurulması yasak olan Karaca geyikleri var. Bu hayvanların sayısı tahminen tespit edilip, nesilleri korunarak kışın av partileri düzenlenebilir, yerli-yabancı avcılar çağrılır, Domuzdan, Tavşandan, Karaca geyiğinden devlet para kazanır, bu kişilerde kışın adı geçen turistik tesislerde kalır, ilçeye para bırakır.

 

 e-Organik Tarım ve Dağ köyleri gezileri: Bu programda, tracking kapsamında ikinci bir alternatif olacak, sabah yola çıkılacak, bazı köyler belirlenecek, hava şartları müsait olursa belirlenen köylerden birinde, (Önerim: Tifi, Karaçal, Çukurköy, Gedikli, Kurboğaz,  Kızılelma v.s.) sabah kahvaltısı yapılacak, köy gezilecek, kadınların mevsimine göre turşu kurması-yufka açması-tarla ekmesi-pekmez yapması izlenecek, onalarad öğretilecek, bir yandan yenilecek-içilecek (turşu kavurması-mıhlama-kirmit tuzlama-patates guzine/çay-yağlı yufka) ikram edilecek, tarlada organik-ileçsız-gübresiz fasulye, mısır, patates, buğday ekimi-dikimi-biçimi izlenecek..Halen sağlam kalan ahşap evler elden geçirlecek, sahipleri ile anlaşılıp-kahvaltılar burada yapılacak, akşama doğru tesislere Akkuşa dönülecek!

 

 f-TURLAR: Aslında Niksar-Akkuş-Ünye ülkemizin sayılı Turizm güzergahlarından birisidir. Ancak daha henüz kimse farkına varamadı. Çünkü bu güzergâh, 100 KM.lik MUHTEŞEM NİKSAR-AKKUŞ-ÜNYE TURİZM HATTI, üç farklı güzellik sunmaktadır. Niksar, özellikle Danişment oğullarından kalan birçok harika tarihi esere sahip, güzel bir Anadolu şehridir. Kale, Ulu Camii, Yağı basan Medresesi gibi eserler gezilir, Ayvaz suyu içilir, orada dinlenilir, Yeşilırmağın en büyük kolu olan Kelkit nehri dolaştırılır, sonra kalınacaksa kalınıp, Akkuş yoluna sapılır. Çamiçinde Tokat kebabı yenir, Tifi’de çay içilir, yâda Tifi balığı-Karabalık yenir, Akkuş’a gelinir. Akkuş’ta bulunan Otel-Motel-Apart ne ise bu tesislerde kalınır, Yaylalar gezilir, soğuk sular içilir, kebap veya pide yenilir.Muhteşem Ormanlar gezilir, temiz hava alınır.Sonra Ünye’ye doğru yol alınır, aşağıya doğru indikçe tamamen doğu Karadeniz coğrafyası ile karşılaşılınır, Fındık bahçeleri gezilir.Ünye kalesi ve eski Ünye evleri gezilir, Ünye sahil gezilir, denize girilir.Böylece üç farklı coğrafya 100 kilometre içinde gezilmiş olunur.

 

 g-Yazlıklar yada Villalar: Bu Akkuşlu insanlarımız yada yakın çevre için olduğunu hemen belirtelim. Bugün çok yerde oranın durumu iyi insanları oraya yazlıklar falan yaparken bizde böyle güzel bir yerde yazlıklar yok! Neden? Hâlbuki bir mevkii yazlık mahalli olarak belirlenir, buraya içerdeki tabii daha çok dışarıdaki Akkuşlular için yazlıklar-villalar yapmaları teşvik edilir, Çamiçi bu konuda örnektir. Böyle bir mahale uygun yerler Akkuş içinde ve çevresinde mevcuttur. Mesela merkezde Fabrikanın aşağısındaki saha yazlık sahası olarak belirlense ve apartman-üç kattan fazla bina yasaklansa hem değeri daha da artar, hem de güzel bir yazlık bölgesi oluşur, yazın burada bir nüfus artışı olur, Akkuş esnafına para kalır. Ortasına da güzel park-market-mescit oluşturabilir.

 

  Bütün yapılacak tesislerde üzerinde Akkuş Argan Kaynak suyu yazılı su kullanılacak. Suyumuz ülke geneline üretim için tesisi kurulamasa da, en azından ileride akkuş’ta kurulacak turistik tesislerin içinde kullanılabilir. Bu arada şunu belirtelim, suyumuz taze içerken sert ama az dinlenince daha lezzetli oluyor.

 

 Birde mademki Akkuş’ta Turizmi geliştirmek istiyoruz, aynı zamanda Akkuşu güzel bir kasaba olarak korumak zorundayız. Tamam merkezde ki aşağı yol dediğimiz Karayolunun geçtiği hat ve İmam-Hatip’ten ilerisi apartmanlaşıyor ancak bunun bir sınırı olmalı..Mesela Akkuş’un geleneksel evleri hani? Benim çocukluğumun geçtiği Taşlıdere ve PTT arasındaki kısım bugün bir nebze Akkuşun geleneksel evlerini yansıtıyor. Bu evler iki katlı ve gerçekten hoş evler.O halde şöyle yapmalı: PTT’den Taşlıdereye kadar olan saha koruma altına alınmalı, eski evelerin yıkılması (eğer harap değilse) yasak olmalı-Turizm bakanlığına yada AB’ye bir proje hazırlanıp, buralar restore edilmeli yada onarılmalı, burada yeni yapılacak evler iç katı geçmemeli, örnek Akkuş geleneksel ev tipleri hazırlanıp, bu şeklide ev yapılmaya zorlanmalı.. Böylece Niksar’dan Akkuş’a girerken artık bıktığımız, turistlerinde hazzetmediği beton yığını apartmanları görmemeliyiz. Tez elden vakit varken Belediyeye burada büyük iş düşüyor, bu tarihi bir sorumluluk olup-gelecek nesillere güzel bir Akkuş bırakma işi olarak düşünülmelidir. Anacak böyle beton yığını olmayan bir akkuş turist çekecektir.

 

 Ancak burada iki engel var: Ünye-Akkuş-Niksar’da tesisi yetersizliği var, özellikle Akkuş ve Niksar’da..Ünye’de yinede biraz otel-pansiyon-tesis var. Diğer engel, tesis konusu halledilirse eğer

bu hattın Tur güzergahlarına alınması.Fakat ben diyorum ki, bu iki ilçe tesisi açığını kapatırsa, Turizm şirketleriyle görüşülür ve yeni bir paket programı hazırlanır, tabii iyi bir reklamla..Mesela:Orta Karadeniz turu 4 gün 4 gece Niksar-Akkuş-Ünye!

 

  Bunun dışında Kış Turizmi artık Akkuş için uygun değildir. Zira küresel ısınma sonucu Akkuş’ta en fazla-o da bazen bir buçuk ay kar kalmaktadır. O eski kışlar, Kasım başlarında yağan ve Mart’ın sonlarında anca eriyen kar artık bir hayaldir. Dolayısıyla bir kayak tesisi kurmak ancak ham bir hayaldir. Birde bizim karımız artık dayanıklı değildir, bir rüzgâr bir yağmur karı iki gün içinde eritmektedir. Lütfi bey’de bu hayali gerçek yapmak için çalışmalara başlamıştı, konuyla ilgili mühendis de getirdi ancak bu gerçekleri görünce vazgeçti. Hem bir kayak tesisinin maliyeti bugün için (Otel-Telesiyej-Teleferik v.s) en az 20–25 trilyondur. Bu gerçekler ortadayken kamu yâda özel kimse parayı buraya gömmez.

 

  Geçen yazımızda Akkuş’un turizm için yapılabilecek yatırımlar için ilçe merkezinde iki-üç yer önermiştim. (Orman İşletmesi lojmanları- Eski fabrika lojmanları) Buna ek olarak, Merkez’de Cüceyüzü, Dağyazı, Argan altıda alternatif yerlerdir. Ancak yukarıdaki yerlerden daha iyi değildir, buraları hazır yerlerdir. Tifi başlıbaşına alternatiftir. Burada içinde petrol istasyonu-motel-halı saha-çim saha-restoran-apart olan kompleks bir tesis kurulabilir. Büyük Kertil, Çamalan civarları, Dumantepe’de diğer yerlerdir. Beldeleri saymıyorum, çünkü yola uzak-ulaşım sorunu henüz çözülmemiş yerlerdir. Fakat bence, ilçeye yakın çok güzel bir yer var ki bunu herkes bilir, Küçük Kertil’dir. Bu bir tabiat harikası yerin korunması gerekiyordu ve zannediyorum eski başkan Lütfi beyin girişimleriyle burası MİLLİ PARK ilan edildi. Ancak bugün korunmakla birlikte (bir ağaç kesemezsiniz) sadece Restoran olarak hizmet veriyor ve ne yazık ki akkuşumuz da halen kıramadığımız bir durum olarak içki servisi var. Bu durum oraya ailelerin gitmesini engelliyor.

 

   Akkuş’ta kebap ocakları için şöyle bir inanç var:^İçkisiz kebap ocağı para kazanamaz!^ Hâlbuki içkili yer bugün daha çok kazancı öldürüyor. Burası içkisiz olsa buraya gelecek onlarca aile, yüzlerce kişi var. İşte ilk defa Akkuş’ta içkisiz böyle bir yer açıldı ve bugün çok güzel iş yapıyor. Neresi orası?: Büyük Kertil köfte-kebab ve çay yeri. Akkuş’un en meşhur suyunun başında harika bir yer! Zannediyorum buradaki küçük ama şık yeri de Lütfi Bey yaptırmıştı. Gerçekten lezzetli köfteler, kuzu ve dana etinden ızgaralar yapıyor. Ve içki olayı yok. Dolayısıyla aileler gönül rahatlığıyla geliyorlar. İşletmeciye soruyorum:^Nasıl oldu da içkisiz bir işletiyorsun?^ Cevap:^ İçkili bir adam geldiğinde iki saat masadan kalkmıyor, halbuki benim müşterim 15 dakika en fazla 40 dakika kalıyor!^ Aynı olayı Küçük Kertil işletmesinin de yapması gerektiğini düşünüyorum, zira işleri daha da artacaktır.Sözün özü şu, Küçük Kertil’de harika Apart otel evler-Dağ Moteli-Dağ restoranı oluşturulabilir, iyi bir reklamla çok müşteri-turist çekebilir.Çünkü alanı genişçe müsait, sadece mahir bir mimar elin buraya uzanması gerekiyor o kadar..Yoksa bu haliyle buraya yazık oluyor.

                                          

  Akkuş için Turizm ileri bir gelecekte mevsimlik bir geçim kaynağı olabilir. Bu konuda yapılacak en iyi iş yatırımcıyı ikna etmek ve tesisleri hazırlamaktır. Sonra büyük bir şans olarak elimizde bulunan Arap aileleri ikna edip, Araplardan turist çekebilmek, sonra tabii esas olarak önce yerli turisti çekebilmektir. Ben bütün bunların yapılabilmesi-tesislerin yapılması-truizm şirketleriyle anlaşma ve iyi bir reklam sonucu Akkuşun epey turist-insan çekeceğini ve ikinci bir Uzungöl olacağını düşünüyorum. Ancak ben bundan önce kendi insanımızın kendi ilçesini-kendi coğrafyasını keşfetmesi gerektiğini/tatilini burada geçirmesi gerektiğini düşünüyorum.

    

Bahadır KAYIM

Related Articles

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar