6 Mayıs 2024 Pts

NERDE ESKİ BAYRAMLAR! NERDE ŞİMDİKİ BAYRAMLAR!

Nerde eski bayramlar diyenleri merak ederim, acaba hakikaten eskiden dediği tarih olmuş yıllarda bayramlar daha mı güzeldi? Büyüklere daha çok saygı, küçüklere daha fazla sevgi mi vardı? Yoksa daha fazla kurban mı kesilirdi?
Yoksa nostaljik bir özlem mi bilemiyorum.Yaşlılar böyle düşünürken….

Elbette toplumda git gide artmış bir kültür yozlaşması var. Büyüğe saygı-küçüğe sevgi azaldı. Kazık kadar adam, sapasağlam genç delikanlı otobüste burnunun dibindeki yaşlı amcayı görüyor, yer vermiyor, üstelik cast-cust ağzında koca bir sakız… moderencesi ciklet! Babası belki dedesi yaşında!Büyükşehirlerde bu hazin manzaraya sık rastlayabilirsiniz..

Şimdiki bayramlar bu kadar kötü mü?

Kötü kelimesinin içini daha da dolduracak örnekleri çoğaltabiliriz:Azalsa da halen yol kenarlarında hayvan boğazlayanlar, kaçan kurbanlıkları güya insanların önünden kaçan aslında korkudan napacağını şaşırmış hayvancağızları sopayla döven-söven güya dindaşlarımız, yüce dinin yüce peygamberinin ‘’hayvanları incitmeden-korkutmadan boğazlanması’’ yolundaki buyruklarının ya farkında olmayan ya da öküzlüğü elden bırakmadan öküzü o korkmuş haliyle milletin-çol çocuğun gözü önünde kesen din kardeşlerimiz!..

Nerde eski bayramlar, nerde direklerarası, feshane, adalar, modalar, köyümüzün çayırı, tarlamızın bayırı… Doğru, ancak!

Şimdiki bayramlar da o kadar kötü mü birader? Tadı kalmadı mı bayramların şu fani gök kubbemizde?

Biz öyle o türlü eski bayramları hatırlayacak kadar yaşımız yok fakat ben diyorum ki şimdiki bayramlarda güzel..Bir defa insanların çoğu, son 30 yılda ülke içinde yoğun bir iç göç yaşadıkları-memleketlerinden uzaklaştıkları için, ne kadar önce gelseler de yaşadıkları şehirde birer yabancı oldukları için, baba topraklarına, babalarına-dedelerine-akrabalarına müthiş hasret duyuyorlar ve bayramı memleketlerinde geçirmek istiyorlar, bu büyük bir sosyal fayda..

ve bu durum yıllardır birbirlerini görmeyenlerin –görüşmesi kavuşması, bayramı memlekette geçirme arzusu ulaşım ve ticaret sektörünün hareketlenmesi, sanayinin de üretiminin artması, piyasanın canlanması demek!

Otobüslerde yer yok, uçaklar dolu, trenler ek sefer yapıyor, özel arabalar cabası, akaryakıt bayileri zor yetişiyor..

Bayramlık alışverişleri, babaya-anneye hediyeler, çocuklara ciciler, şeker-çikolata, piyasa,iş-aş, istihdam..

Az şey mi bunlar ekonomi adına?

Çocukların yılda bir-iki kez gördükleri büyüklerini-akrabalarını-kuzenlerini görmesi, yıllardır birbirini görmeyen arkadaşların birbirini görmesi, insanların bayramda olsun birbirine insan kıymeti vermesi bunlar az şey midir?

Ya her sene kurban kesiminin artması, kurban ibadetini yerine getirenlerin sayısının çoğalması, hayvancılık sektörünün dolayısıyla köylünün kazanması..misal bu sene kurbanlıkların fiyatlı olmasına rağmen satılan yüz binlerce kurbanlık!

Ya önceden kurbanı eş-dost ve akraba ile keserken artık bu işi önce ülke geneline sonra yakın ülkeler ve coğrafyalar derken şimdi bütün dünyaya yaygınlaştırmamız?

Ne güzel değil mi, milyonlarca insanımız kurbanını artık sadece eş-dost ve akrabası değil, ülkesindeki uzak şehirlerdeki muhtaç insanlarla paylaşıyor..mesela sadece Kimse Yok mu Derneği geçen yıl Doğu ve Güneydoğuda 60 bin yoksula her biri 5-6 kiloluk kurban eti dağıtmış..tabii bunun yanında İHH, Cansuyu ve hakkında mahkeme ve iddialara rağmen Deniz Feneri derneğinin yaptığı kurban eti dağıtımı hariç!

Alın size Kurban açılımı, Dindarlık ve İbadet kardeşliği açılımı, Kurban üzerinden bir Barış eli açılımı! Türk-Kürt kardeşliği! Bırakın Kürdü Türkü açlığa ve yoksulluğa uzanan bir sıcak aş ve sıcak bir dost eli!

Efendim, PKK’lılara yardım ediyorlar, teröristlere besliyorlar!

Yok ya! Fakire ve aç insana yardım ederken ne vakit milliyetine yâda etnik kimliğine bakılır oldu? Kürt kardeşlerimizde ‘’ya kim bu yardımı edenler? Ne Türkler mi, kalsın, istemiyoruz!’’ mu diyorlar, öyle mi desinler? Yâda, fakir bir Türk kökenli insanımıza Kürt kökenli kardeşimiz yardım etmesin mi? Peki, bu kardeşlik-dostluk nasıl tesis edilecek? Türk-Kürt birbirine düşman mı olsun? Yahu bırakın bu saçmalıkları!

YA YURTDIŞINDA YAPILAN YARDIMLAR!

Kara Afrika’nın kara bahtlı kıtanın milyonlarca aç insanları ilk defa evlerinde üç-beş kilo et görüyorlar, üstelik güler yüzle, itilmeden-kakılmadan ve beyaz insan tarafından!

Beyaz insan!

Afrikalı için daha düne kadar beyaz insan sömürü, beyaz insan zalim, beyaz insan efendi, beyaz insan fitneci-karıştırıcı-uğursuz değil miydi?

Afrikalı bir düşünür ne demişti: ‘Topraklarımıza gelince ellerinde İncil vardı, onlar gidince bizim elimizde İncil vardı ancak topraklarımızı (zenginliklerimizi) götürmüşlerdi’

Fakat bu beyazlar böyle değildi! Sevgi, Tanrı demiyorlar, sevgiyi bizzat hissettiriyorlar, bu kurbanla başlayan geçici bir dostluk olmuyor, yine geliyorlar, diğer zamanlarda sağlık taraması yapıyorlar, tedavi-ameliyat ediyorlar, para almıyorlar, su kuyuları açıyorlar, dul kadınlara geçim için iki dişi bir erkek keçi veriyorlar, kardeş aileler ediniyorlar, kardeş ailelere aylık para yolluyorlar, çocuklar için okullar ve yurtlar açıyorlar, çocukları rahiplerin eşliğinde Hristyan misyonerlerce değil sevgi ve insaniyet misyoneri donanımlı öğretmenlerce eğitiyorlar, onlara bilim olimpiyatlarında derece kazandırıyorlar, dürüst-karakterli-vatanperver-vicdanlı insan yetiştirip, kendi ülkelerinin geleceğini kuruyorlar..

Bir kurbanla başlayan dostluk..

Hani soruyorlar ya onlara:’Ya siz beyaz biz siyah, nasıl oluyor?’

Cevap ilginç: Biz renk körüyüz!

Şimdi niçin bizim insanımız bir kurbanını evinde keserken bir-iki hatta üç hissesini Afrika’da, Pakistan’da, Afganistan’da, Balkanlarda, Kafkaslarda, Kırımda kesmesin?

Fakat Allah rızası için!

O memnunsa isterse bütün kâinat memnuniyetsiz olsun, o memnun değilse bütün dünya aferin dese ehemmiyeti yok!

İnsanımız sadece ihracat ve girişimcilikle dışa açılmıyor! Her alanda dışa açılıyor, evinde bayram imkânı varken Afrika’nın sıcağında, Pakistan’ın-Banda Açe’nin sağanağında, Kafkasya’nın soğuğunda bize de yok mu diyen ellere imdada koşuyor!

Bayram da bu değil midir? Dünya gülmezse sen gülsen ne olacak!

İmkânınız varsa evinizde kurban kesin, hem siz hem de etrafınız faydalansın, hem çol çocuk kurban nedir bilsin fakat imkânınız varsa bir-iki hissede yurtdışına gönderin! Onlarda sevinsin.

Daha dün Pakistanlı-Hindistanlı kardeşlerimiz İstiklal harbinde üstelik ülkelerinde kıtlık varken altınlarını boyunlarından çıkarıp gönderdiler. O paralarla hem Milli Mücadele kazanıldı hem de İş Bankası kuruldu. Şimdi biz bunları unutabilir miyiz?

Yurtdışına vekâleten kurban o kadar da zor değil! 450 lira üst limitten başlayan kurbanlar 400,300,250 hatta 150’ye kadar düşüyor!150 Liraya kurban olur mu? İşte Yeryüzü Doktorları 150 Liraya kurban kesiyor, çünkü kurbanı aylık gelirin 50-60 dolar olduğu ülkelerden alıyorlar, hem de o ülkelerde sağlık taraması yapıyorlar. Yeryüzü doktorları 2003 yıllarında Hristyan misyonerliği yapan Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne alternatif bir Müslüman sivil toplum kuruluşu olarak Pr.Dr.Hayrettttin Karamanın oğlu Dr. İhsan Karamanın da içinde bulunduğu bir grup doktor tarafından Londra ve İstanbul’da iki şube olarak kuruldu.Muazzam işler yaptılar, açın sitelerini okuyun: Ücretsiz Sağlık taramaları,ameliyatlar, sünnet merasimleri ve kurbanlar..

Bütün bu dernekleri ve vakıfları hiç ayırt etmeden alkışlıyoruz! Aferin, bravo size, Allah razı olsun! Müslümanlık ve insanlık budur!

Demek, şimdiki bayramlarda güzel!Daha da güzelleştirmek de elimizde..

Hepinizin bayramını tebrik ediyor, çevremizde muhtaçları unutmadan kazasız ve huzurlu bir bayram diliyorum.Öyle Türk-İslam alemi yada İslam aleminin diye ayırt etmeden tüm dünyanın, bir dünyalı insan olarak…

Bahadır KAYIM

Related Articles

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar