29 Mart 2024 Cum

Mehmet Ali Kuru’nun Yazıları

Eğitimci – Yazar

Mehmet Ali KURU'nun

KARADENİZ  HABER   POSTASI   GAZETESİNDE YAYINLANAN YAZILARI

 

www.akkusilcesi.com

 

Değerli Okuyucular!

Bugün okuyacağınız  yazım, başlıkta adresini yazdığım  INTERNET sitesi hakkında olacaktır. Hepinizin malumudur. Günümüz bilgi çağı olarak bilinmektedir.   İnsanoğlu, kendi varlığının farkında olan, kendini gerçekleştirmek üzere bu dünyada bulunan sosyal bir varlıktır.İnsanoğlunun ulaştığı bilgi birikimi, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, gerçekten heyecan vericidir.O kadar hızlı bir gelişim çağı yaşıyoruz ki, bazen iki bin yıllık bilgi birikimleri iki saniyede değişebiliyor. Baş döndürücü bir şekilde gelişen bilimsel ve teknolojik gelişmeler insanoğlunu olumu veya olumsuz etkiliyor.

 

Her meydana gelen olaya iyi niyetle bakarsanız, sonuçları da iyi olacaktır. Bendeniz bütün gelişen olaylara yararlılık penceresinden bakanlardanım. Bu konuda anlayış birliği sağladıktan sonra zaman zaman yazdığım gazete ile ilgili olarak gelişen bir konuda sizlerle görüşümü paylaşmak istiyorum. Daha önceleri gazetenin adı  " Provizyon"  idi. Şu an elimdeki gazetenin adı "KARADENİZ HABER POSTASI"  Bu yeni isim gazetenin muhtevasına ve yerelliğine yakışmış. İsabetli bir değişiklik olmuş. Alınan karar yöremize ve insanlarımıza hayırlı olsun. Allah gayret edip emek verenleri utandırmasın.
 

Niçin www.akkusilcesi.com ?

Sorunun cevabını bu yazıyı okuyunca daha iyi anlamış olacağız. Günümüz itibarıyla 240 bin ile 245 bin Akkuşlu insan dünyanın değişik bölgelerinde yaşamaktadır. Her ne kadar 49 bin Akkuşlu, Akkuş topraklarında ikamet ediyor olsa da, gurbetteki Akkuşlular bu yörelerle ilişkilerini kesmiş değiller.Bir kısmı gurbette çalışarak geride bıraktığı ailesini kendi köyünde geçindirmenin gayreti içinde. Bazısının annesi ve babası henüz o topraklarda hayat mücadelesine devam ediyor. Pek çoğumuz ölülerimizi bu topraklara geri getiriyoruz. Demek ki; bu topraklarda vazgeçemeyeceğimiz bir çok değerlerimiz var.

Yine bu toprakların çocukları olup okuyup bir meslek sahibi olmuş , pek çok kariyer sahibi insanımız gurbetten bu yöreler için bir şeyler yapmanın gayreti içindelerdir. En iyi örneğini www.akkusilcesi.com  olayında görmekteyiz. Karadeniz Haber Postası gazetesinde yazı yazan bazı dostlarım bunların canlı örnekleridir. Onlar kendi memleketlerinden onlarca kilometre uzakta olmalarına rağmen, kendi memleketi bildikleri yörelerinin sorunları ile ilgilenmekteler.

Son zamanlarda insanların arasında şöyle bir söz çok sık kullanılmaya başlandı: " Teknoloji ilerledi, iletişim gelişti, dünya küçüldü."   Aslında dünyanın coğrafi olarak küçüldüğü filan yok. Ancak dünyanın bir köşesinde bir olay olsa, gelişmiş teknoloji ve iletişim sayesinde, anında dünyanın çok uzak bir köşesindeki insanlar bundan haberdar oluyorlar. Bu gelişen iletişim ve teknoloji sayesindedir ki, Türk insanı Güney Asya'daki asrın felaketinden  haberdar oldu ve onların yardımlarına koştu. Eğer bu gelişmeler olmasaydı, belki çok geç haberimiz olacak ve yardımlarımız da gecikecekti.

Eskiden insanlar en yakın bir kasabadaki akrabalarından bile haber almakta güçlük çekiyorlardı. Çünkü bunlarla haberleşmeyi sağlayacak hiçbir vasıta yoktu. Bırakın telefonu, alt yapısı bile yoktu. Faks yok, elektrik yok. Yokluklar sıralanmış, insanlar çaresizlik içerisinde fakat hayat devam ediyordu. Bir örnek:

Akkuş'tan Ünye'ye gideceksiniz bir gün öncesinden yola çıkacaksınız. Geceleyin bir yerde konaklayacaksınız, ertesi günü Ünye'ye varılacak, işler görülüp tekrar geri dönüş için  zahmetli bir yolculuk daha başlayacak. Bu yolculuk normal şartlarda 4 gününüzü alıyordu. Oysa günümüzde öyle mi? Sabah namazı sıcak yatağınızdan kalkıyorsunuz, evinizin önünden Minibüslere biniyorsunuz. Henüz Ünyeliler yatağından kalkmadan  bu ilçeye iniyorsunuz.  Bu ulaşımda varılan bir ilerlemedir. Ulaşımın yanı sıra iletişimde de muhteşem gelişmeler oldu. Ev telefonlarının nasıl kullanıldığını öğrenemeden ceplerimize telefonlar girdi. Ev telefonları, cep telefonları, uydu aracılığı ile Tv. Yayınları  derken Bilgi Çağının en büyük sembolü Bilgisayar evlerimize girmeye başladı.

Henüz bilgisayarı kullanmayı öğrenirken bir gün " Dünyanın En Geniş Haber Ağı" denilen  " İNTERNET" ağı ile tanıştık. Hayatımıza öyle bir girdi ki, günlük yaşantımız tamamen değişti.artık. Dünyanın neresinde olursak olalım en uzak bir bilgi ve belgeye  en kısa zamanda ulaşabiliyoruz.

  
Bütün bu gelişmeler karşısında elbette yurdum insanı kendisini yenilemek için bir şeyler yapacaktır. Böyle yararlı bir teknolojik gelişme olur da Akkuşlu boş durur mu? Biliyorum cevabınız hep birden " Boş durmaz" olacaktır. Bizlerden birisi olan ve yine Ankara'da geçimleri için bulunan çok kıymetli iki Akkuşlu dostumun girişimleri  sayesinde mükemmel bir " İNTERNET SİTESİ"  oluşturuldu. Güzel Akkuşumuzun her yönüyle tanıtımının yapıldığı bir internet  sitesi var artık. Bu site internette yerini aldığı günden itibaren Akkuşlular tarafından büyük bir beğeni ile takip ediliyor ve takdir ediliyor. www.akkusilcesi.com sitesi Akkuş ve Akkuşlu için pek çok yeni şeylerinde öncüsü ve miladı olacak gibi görünüyor. Bu site meyvelerini vermeye başladı bile. Akkuş ilçesi ile ilgili yapılan Festival ve Kurultayları sayfalarında yayınlayarak ilçemizin dünya çapında tanıtımına büyük katkı sağladı. Akkuş'ta yapılması düşünülen ve gerçekleştirilen; sosyal, kültürel, ekonomik bütün faaliyetler bu site aracılığı ile dünyaya duyurulmuş oldu.

Pek çok Akkuşlu bu site sayesinde doğup büyüdüğü memleketinde nasıl bir gelişme olduğunu öğrenme fırsatı buldu.  Belki Akkuş'u hiç görmemişti, fakat Akkuşluydu. Ancak kendi çocuklarına benim doğup büyüdüğüm ilçem ve köyüm şöyle güzel, böyle harika dediği halde, böylesine güzel bir coğrafyayı onlara gösterememenin ezikliği içerisindeydi. www.akkusilcesi.com sitesi açıldıktan sonra bu mahcubiyet ve hasret bitti. Gururla bilgisayarın başına geçti. Kilometrelerce uzakta olan ilçesi ve köyü artık bir tuşa dokunuşla elinin altındaydı. Akkuşlu olmanın dayanılmaz hasreti ve özlemini site aracılığı ile gidermeye başladı. Çok seviniyordu. Haklı bir sevinç ve heyecan içindeydi. Gidip göremediği, gezip dolaşamadığı o yem yeşil ormanları, buz gibi serin sulu dereleri, renge renk çiçekli tepeleri dağları masmavi gökyüzünü evinin bir köşesinde çoluk çocuğu ile seyrediyordu.  Meğer onunda memleketine ait bilmediği ne kadar güzel şeyler varmış.. Koyunlarını, ineklerini otlattığı  yemyeşil bozkırları, orman kenarlarını heyecanla çocuklarına gösteriyordu:    

     
-İşte bakın!  Tam şurası bizim köyün girişi. Bak, bak! Şurası da Akkuş'un Argan tepesinden görünüşü.  Nasıl da büyüleyici değil mi çocuklar? Siz hele bizim çocukken balık yakaladığımız o dereleri bir görseniz.Bembeyaz, masmavi buz gibi suları vardı.Sisi ve dumanı hiç eksik olmayan yaylaları bir başka olur yaz aylarında memleketimin. Çocuklar benim ilçem Karadeniz de bir başkadır.

Uzak hayallere daldı bir an. Sitede gezinirken kendisini memlekette hissetti.Gözleri yaşlandı yüreği buğuladı. Siteyi yapanlara bir mesajla teşekkür etti.   İyi ki bu site açılmış diye düşündü içinden.

Bir eğitimci olarak benim de öncelikli görevim; güzel ilçem Akkuş için yapılan  bu yararlı faaliyetleri takdir etmek. www.akkusilcesi.com sitesinin oluşturulmasında yayınında ve yaşatılmasında büyük emeği bulunan sevgili dostum İhsan ÇAM ve İhsan GÜNEŞ beyleri tebrik ve takdir ederim. Bu duygularımı siz değerli hemşehrilerim ve okuyucularımla paylaşmak istedim. Beni ve Akkuşluları derinden etkileyen " İnternet Sitemiz" inanıyorum ki pek çok insanımızı da heyecanlandırıyordur. Daha güzel faaliyetlerde ve güzel günlerde buluşmak üzere hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.  

10.04.2005
Mehmet Ali KURU

Eğitimci-Yazar

makuru@mynet.com

Eğitimci – Yazar

Mehmet Ali KURU'nun

PROVİZYON GAZETESİNDE YAYINLANAN YAZILARI

 

SAHİPLENMEK

Sahiplenme bir şeye bağlılığı ifade eder ve bir motivasyon unsurudur. Heyecan verir, daha fazla çalışma ve gayret etme vesilesi olur.

 

Bir dava sahiplenenleri varsa yürür, bir müessese(kuruluş) sahiplenenleri varsa büyür, bir devlet sahiplenenleri varsa yaşar. Sonuç olarak bir sorun sahiplenenleri varsa çözülür.

 

Biliyorum. Çok zor bir zamanda ve çok özel şartlarda güzel yurdumun şirin bir ilçesinin problemlerini sahiplenip dile getirmek istiyorum. Anlatacağım sorunlar güzel yurdumun doğusunda, batısında, güneyinde, kuzeyinde ve binlerce insanın sorunları ile benzer sorunlar olabilir. Bu yüzden bu meselelerin çözümlenmesi için sahiplenilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun için yazacaklarım azımsanacak bir şey değildir.

 

2003 ün Ağustos'unda Ordu'nun Akkuş ilçesinde ilk defa yapılan I. Akkuş Argan Yaylası Gürgen Festivali ve Kurultayına katılınca bazı olayları yerinde öğrenmiş oldum. Üç gün gibi kısa bir zaman zarfı içerisinde, yeşilin bin bir tonunu bünyesinde bulunduran şirin ilçemle ilgili bazı gerçekleri yerinde görmüş oldum. İlçemden çok uzaklarda bulunduğum halde ilçe halkının bazı sorunları olduğunu biliyordum, fakat bu kadar ağır ve insan yaşamını zorlaştırabileceğine ihtimal vermemiştim. Bir gün insanlar bu güzel ilçeden niçin göçerler ki diye düşünmüştüm. Bana bir yakınım anlatmıştı: " Evlat! Burası doğduğum yer; fakat doyduğum yer de Ankara'dır." demişti. O zaman, insanların bütün sevdiklerini geride bırakarak göç etmelerinin sebeplerini daha iyi anlamıştım.

 

Bir eğitimci olarak ilçenin eğitimle ilgili çok ağır problemlerini yerinde görüp öğrenince şok oldum. Hemen bir şeyler yapılması gerektiğini, bu soruna, gücüm yettiğince, bilgim dahilinde çözüm üretmeye gayret edeceğimi, ilçenin ileri gelenlerine söylemiştim. Bu görüşme sanki bir sözleşme gibi oldu. İlk icraatıma da Akkuş Kurultayında ilçenin çözülmesi gereken problemlerini tespit ve sahiplenmekle başlamış oldum. Problemlerin varlığını bilmek, onları çözmek için ilk ve temel şarttır. Eğer siz, her türlü sorun olduğu halde yok sayarsanız, onu sahiplenmezseniz sorunun çözümünü de yapamazsınız.

 

Kurultayda Akkuş ilçesinin temel sorunları yaklaşık olarak aşağıdaki şekilde olmuştur.

 

a)Eğitim sorunu, b) Sağlık sorunu, c) Ulaşım ve yol sorunu, d) Tarım ve Hayvancılık sorunu, e) Göç sorunu, f) İstihdam sorunu, g) Turizm sorunu

 

Yukarıda sıraladığım bu temel meseleler hakkında, hükümet edenlere, siyasilere ve mülki idarecilere bu problemleri duyurmak ve gereğinin yapılmasını sağlamak için tek tek sorunları inceleyen bir araştırma yazısı yazmaya karar vermiş bulunuyorum. Bundan sonra ilçemizin öncelikli problemi olan " Eğitim Sorunların''dan başlayarak bir araştırma ve inceleme yazısını yörede yayın yapan PROVİZYON gazetesinde yayınlanmasını sağlamak.İşte ilk yazım.

 

Şirin ilçemin dertlerini ve problemlerini bilen, sahiplenen çözme azmi ve gayreti içinde bulunan bir kaymakamı var. Yazımın girişinde belirttiğim gibi sorunların çözümü için sorunların sahiplerinin olması gerekir. Akkuşumuz için bu kaymakam bir şans. Çünkü son zamanların en enerjik, hareketli, sempatik, sevecen, insana güven veren, çalışkan ve üretken icracı bir kaymakamı sn YAŞAR AKSANYAR . Kendisini Kurultayda göstermiş olduğu başarılı çalışmalarından ve gayretlerinden dolayı kutluyorum.

 

Sevgili kaymakamımız da Türkiye'de bazı şeylerin değiştiğinin en iyi örneğini ilçenin tanıtımını yapan bir KURULTAY düzenleyerek göstermiş oldu. İlçe halkının sahip olduğu kültürel ve sosyal değerleri yaşatmak için bir "Akkuş Evi" Akkuş Müzesi kurmayı planlaması, ilçenin çözülmesi gereken problemlerinin bir sahibi olduğunun göstergesidir. Akkuşla ilgili verdiği bilgilerden anladık ki halkın bütün sorunlarını çözmek için onları dert edinmiş bir kaymakamları vardır. Bu mesaj halk tarafından çoktan alınmış. İlçe halkının kaymakamına sahip çıktığını, halkın kaymakama sevgi göstermesi, ilçenin her köşesinde ondan bahsetmesi, bu mesajın yerini bulduğunun ispatıdır. Yaptığım kısa araştırmaya göre ilçe Kaymakamı sn. Yaşar AKSANYAR ilçenin sorunlarının çözümünde bir şanstır.

 

Bu tespitimden sonra ilçenin problemlerini sırasıyla ele alıp incelemek istiyorum. İlk olarak eğitimden başlamak isabetli olacak. Aslında eğitim sorunu sadece benim ilçemin sorunu değil. Güzel ülkemin de birinci öncelikli sorunu olarak önümüzde duruyor. Hal böyle iken ben yerel bazda yalnız ilçemin eğitim sorununu dile getireceğim.

 


AKKUŞ'DA EĞİTİM – ÖĞRETİM

Devletin asli görevleri arasında fertlerin eğitim ve öğretim ihtiyaçlarını karşılamak da vardır. Devlet, eğitim öğretim hizmetlerini vatandaşlarına , personel temini, bina, araç gereç tedarik ederek götürür. T.C. Anayasasına göre vatandaşların temel eğitimi parasız ve zorunludur. Bunun için 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçilmiştir. Bu uygulama sonucu olarak bazı problemler de su yüzüne çıkmıştır. Zaten yetersiz olan personel, bina, araç gereç 8 yıllık zorunlu eğitime geçişle beraber daha da çıkmaza sürüklenmiştir. Konu ile ilgili bilgileri Akkuş ilçe Milli Eğitim Müdürü Sn. Hüseyin KOCAKOÇ 'tan dinleyelim:

 

"İlçeye bağlı (1-8) dokuz adet ilköğretim okulu vardır. Bunun yanı sıra 1368 öğrenci taşıma yoluyla değişik okullarda öğrenim görmektedirler. Taşıma araçları için ödenen paralar ve taşıma yolu ile gelen öğrencilerin yemek masrafları dikkate alındığında bu uygulamanın devletimize getirdiği yük yılda yaklaşık 600.000.000.000 (Altıyüz milyar) T.L. dır.

 

İlçenin coğrafi ve iklim şartları dikkate alındığında bir çok sıkıntılarla karşı karşıya kalınmaktadır. Bu sorunu en iyi ilçeye bağlı belde ve köylerde taşımalı öğretim yapan okullar biliyor. İnsanların çilesi hiç bitmeyecek gibi devam ediyor. Oysa insanların kaderi bu değildir. Bilgi çağında bilgiyi öğrenmek için bu kadar çile çekmek insanların diğer başarılarını gölgelemektedir.

 

Belde ve köy yollarının bozuk olması, kış şartlarının çok ağır geçmesi ile yolların zamanında açılmamasından dolayı öğrenciler zamanında okullarına ulaşamamaktadırlar. Bu durum da eğitim öğretimi olumsuz yönde etkilemektedir.

 

İlköğretim okulu binası 69, lojman sayısı 73 tür. Bu okul ve lojmanların pek çoğunun onarımına ihtiyaç vardır. Onarım için 2003 yılında 10.000.000.000 on milyar T.L. tutarında onarım malzemesi alınarak okullara dağıtımına başlanmıştır.

 

İlçemiz merkezinde bir genel lise, bir İ.H.L. Salman ve Akpınar beldelerinde birer adet olmak üzere çok programlı Lise vardır. Bunlardan ilçe merkezinde bulunan İ.H.L. 110 öğrenci kapasiteli DPY pansiyonu bulunmaktadır.

 

Bütün bu sayılanlara ilaveten bazı beldelerimizde (1-8) yıllık ilköğretime geçilmesi gereklidir. Bu beldelerden en acil olanı da Yenikonak beldesine bir 8 yıllık ilköğretim yapılması gerekmektedir. Çünkü 2003 – 2004 öğretim yılında bir adet (1-5) yıllık ilköğretim dersliği daha açılacaktı. Halen faaliyet gösteren beş tane bina mevcuttur. İkinci kademesinde 180 öğrenciyi geçmesine rağmen henüz 1-8 yıllık bina yapılamamıştır. Yukarıda saydığım sebepler en çok YENİKONAK Beldesinin öğrencilerinin eğitim – öğretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Acilen bu meselenin çözülmesi gerekmektedir.

 

Eğitim sorunlarının başında ilçedeki öğrencilerin başarısı da önemli bir yer tutmaktadır. LGS ve ÖSS de ilçenin önemli bir başarısı gözükmemektedir. Bunu eğitim problemlerini çözdükçe aşacağımıza inanıyorum.

 

Bu ilçe bizimdir ve değerlidir. Her türlü kalkınması, gelişmesi ve ilerlemesi için yapılacak en küçük ve en büyük faaliyetlerin paylaşılması gerekir. Bunu yapmak bütün Akkuşlulara düşüyor. Gurbetteki Akkuşlular ilçe dışından da bu ilçenin sorunlarının çözümüne bir katkıda bulunabilirler. Asıl olan mevcut problemlerin varlığının benimsenmesi ve çözümü için bir şeyler yapmaya karar verilmesidir. Akkuşlular adını taşıyan bütün Sivil Kuruluş örgütleri Akkuşluları kucaklayacak ve onlara değer verecek faaliyetlerini ilçede yaşayan halkımızın da istifadesine sunması gerekir. İki binli yıllarda hala sorunların sahiplenip çözüm yerine mazeret üretiliyorsa, işin başındayız demektir.

 

Bir işe ne zaman başlasam başarılı olurum diye soran bir kimseye; tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an derim.Çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. Bir sorunu çözmek için en iyi bilen kişi kimdir diye soran kimseye; yanındaki kişidir derim. Bir işte başarılı olmak için en önemli iş nedir diye soran kimseye, insanlara yaptığın faydalı ve yararlı işlerdir derim. Çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek nedeni budur.

 

Selam ve Sevgi ile…

29.08.2003

Mehmet Ali KURU Eğitimci – Yazar

OSMANCIK

 


FESTİVALE RENK KATANLAR

Ankara'daki Yenikonaklılar (Kızılelmalılar) 1. Akkuş Argan Yaylası Gürgen Festivali ve Kurultayına renk kattılar.

 

01.08.2003 Cuma günü 14.30 da Akkuş ilçesinin sorunlarının her yönü ile tartışıldığı bir kurultay düzenlendi. Akkuş kaymakamı sn Yaşar AKSANYAR tarafından birinci elden ilgilenilerek düzenlenen Akkuş Gürgen festivali açık ve serin bir atmosferde halk tarafından sahiplenerek canlı bir şekilde kutlanmıştır.

 

Akkuş ilçemizde ilk defa düzenlenen bu etkinlik, daha çok Akkuş'un dışında yaşayan Akkuşlular tarafından sahiplenerek yaşatılması için maddi manevi yardım ve destek verilmiştir. Bunun en güzel örneğini de Yenikonaklılar göstermiştir.

 

 

Yenikonak Belediye başkanı sn. İSA DEMİRCİ festivalin icra komitesinde yer almış, her türlü gayreti bu festivalin daha güzel geçmesi için göstermiştir.

 

Yine Yenikonaklılar adına Kurultayın Serbest Kürsü bölümünde konuşmacı olarak söz alan Eğitimci Yazar M. Ali KURU şunları söyledi:

 

I. Akkuş Argan Yaylası Gürgen Festivali ve Kurultayı Akkuş'un idari tarihinde önemli bir yere sahip olacaktır. ((01.08.2003)) Bir Ağustos 2003 tarihi aslında Akkuş'da bugün bu salonda Akkuş adına tarihe not düşüldüğü andır.yani 1954 yılında ilçe tabelasını alan bu yöre bugün tarihinde ikinci bir tabelayı daha almaya hak kazanmıştır. Akkuş tarihini yazıyor. Gelecek nesiller Akkuş'u bu faaliyetlerden daha iyi tanıyacak. Artık Akkuş her yönü ile kendini tanıtmaya başlamıştır. Akkuş'un eğitim, sağlık, ulaşım, tarım, hayvancılık, haberleşme, göç, istihdam ve turizm gibi devasa sorunlarının yanında kültürel ve politikacı sorunu davadır. İşte bu Kurultay bunun gibi sorunların çözüme kavuşturulmasında, yetkililere ulaştırılmasında ve tespitinde bir basamak olacaktır. Bu bağlamda sizlere, Kurultayın daha verimli olması için bazı tavsiyelerim olacak. Bunları şöyle sıralayabilirim:

1) Bu Kurultay, Akkuş ilçesini her yönü ile tanıtan yazılı bir eser çalışması yapmalıdır.

2) İlçenin yetiştirdiği tarihi şahsiyetlerin belirlenmesi ve bu insanlardan ilçemizin tanıtılmasını istenmesi.

3) Kurultay programının önceden belirlenmesi ve ilgili kişilerin bu programa sahip çıkmasının sağlanması.4) Programı uygulamada, sadeliğini bozmadan, matlığı ve sıkıcılığı önlemek için, içerikli, nitelikli ve eğlendirici bir uygulama icra edilmeli.

5) İlçenin devasa sorunları yanında yapılan güzel faaliyetlerin de kurultayda paylaşılması

6) Kurultay çalışmalarının verimli ve düzenli olması için kurultayı hazırlama ve yürütme komitelerinin kurulması. Bu komite şöyle oluşturulabilir.

a) İlçeyi temsilen;ilçe kaymakamı

b) İlçedeki mülki amirler (Milli Eğitim, Sağlık, Mal, Nüfus, Orman İşletmesi, Tarım ve Hayvancılık, Müftülük, Hakim ve Savcılar) olabilir.

c) Tüm esnaflar adına bir yetkili:

d) Tüm Muhtarlar adına bir kişi,

e) Belediyeler adına bir başkan,

f) Bilim adamları( ilçeyi tanıyan öğretmen, Yazar, araştırmacı ve gazeteci ) olabilir.

Yukarıda saydığım kişilerden kurulacak olan komite kendi aralarında festivali hazırlama ve yürütme komitesi kurar. Bu kurultay Akkuş'a ve Akkuşlulara hayırlı ve faydalı olsun.

 

İlçeyle ilgili her türlü organizede yer alacağım buna gönüllüyüm diyerek konuşmasını bitirdi.

 

Bu festivale en büyük katlıyı ve emeği ilçenin yeni kaymakamı, Akkuş Belediye başkanından sonra Yenikonaklılar göstermiştir. Ankara'daki Yenikonaklılar ilçe kaymakamı sn. Yaşar AKSANYAR' ın teklif ve davetine olumlu karşılık vermişler, festivalin ve kurultayın icrasında büyük pay sahibi olmuşlardır. Hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlar, her türlü maddi ve manevi katkıyı sağlamışlardır. Festivalin gece programları için, Ankara'dan Türk Halk Müziği sanatçısı Ali ŞENKUL 'u getirmişler ve onun her türlü masrafını üstlenmişlerdir. Böylece ilçemizin tanıtımını yapmışlardır.

 

Ayrıca ikinci akşam Türkiye genelinde tanınan Türk Halk Müziği sanatçımız, kızımız Gaye AKSU 'yu getirmişler, bütün masraflarını karşılayarak misafir etmişlerdir. Yenikonaklı gençler Çağlar Turizm olarak bu işlevi üstlenmişler ve büyük bir özveri göstermişlerdir.

 

En önemlisi de Ankara'da yaşayan Yenikonaklılar kendi güçlerini bir araya getirerek festival komitesine tam 3 milyar TL. bağış yapmışlardır. Ayrıca bizzat festivale katılarak ilçe kaymakamının takdirin kazanmışlardır. İlçe kaymakamı sn Yaşar AKSANYAR bu ilgi ve alakayı Yenikonaklılar adına Yenikonak Belediye Başkanı İsa Demirci'ye bir ödül vererek mükafatlandırmıştır. Kısaca Yenikonaklı gençler festivale renk katmışlardır. Mehmet Ali KURU Eğitimci – YazarOSMANCIK

 

SU VE HAYAT

S

uyun canlı yaşamı için olmazsa olmaz bir madde olduğunu canlı olan her varlık bilir. Su ; iki hidrojen, bir oksijenin birleşmesinden meydana gelen bir sıvıdır. Yeryüzünde insan, hayvan, bitki ve tüm canlıların ana yapı unsuru ve varlığının devamı için içmek veya almak zorunda olduğu kaçınılmaz bir maddedir su.

 

Suyun bu önemi kutsal kitabımız Kuran'da şöyle ifadesini bulmuştur. " Biz her canlıyı sudan yarattık." ( Enbiya Suresi; 30. ayet )

Su, içme ve bitkilerin sulanması yanında önemli bir temizlik aracıdır. Bütün pislikler suyla temizlenir. İnanç sahibi insanlarımız dini vecibelerini, ibadetlerini yerine getirmek için suya ihtiyaçları vardır. Çünkü, inancımız gereği gusüll ve abdestimizi suyla alırız. Su insan hayatının bir parçasıdır. Bütün bunlar da gösteriyor ki su insan hayatı için vazgeçilmez bir öğedir. Suyun insan yaşamı için bu kadar önemli olduğunu susuz kalanlar çok iyi bilir.

Büyük mütefekkir ve düşünür Mevlana suyun konumuzla örtüşen hikayesini şöyle ifade eder. " Yeryüzünün ¾' ü suyla, ¼'de karayla kaplıdır. Hal böyleyken susuzlar suyu, su da susuzları arar durur, bir türlü kavuşamazlar."

Bu söz suya ulaşmak isteyenleri düşündürdüğü gibi, suyu bulup israf edenleri de düşündürmektedir. Çünkü su günümüzde paylaşılamayan bir maddedir. Bu gün bazı ülkeler suya kavuşmak için olmadık yöntemler yollar denemektedirler. Büyük şehirlerde su sorunları olduğu günlerde her gün hava raporu gibi su durumu bildiren raporlar yayınlanırdı. Su kesintileri ve arızaları suya ihtiyacı olan insanları canından bezdirmişti. Suya ulaşmak ve kavuşmak isteyen bir anlayış su sorununu çözmüş ve insanımızın hayatını rahata kavuşturmuştur.

Bugün ülkemizde tarımda sulama probleminin varlığından söz etmek belki bir ölçüde normal karşılanabilir. Fakat Akkuş gibi küçük ilçelerde hem de dağı taşı su fışkıran bir yerleşim yerinde suyun olmayışı ve insanların en temel ihtiyaçları olan suyu dereden tepeden taşıyarak temin etmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Ağustos 2003'te Akkuş Gürgen Kurultayı'na katılmıştım. İlçenin sorunları tartışılırken içme suyu ile ilgili çok sayıda soru sorulması ve Belediye Başkanı sn. Hami Çöpoğlu nun da bu sorulara tatmin edici cevaplar vermeyişi doğrusu dinleyen insanlar gibi beni de konu hakkında düşünmeye sevk etti. Akkuş'un birden çok sorunu olduğu bilinen bir gerçek. Ancak içme suyunun bu kadar sağlıksız ve kullanılmaz olması Akkuş halkını çok rahatsız eden ve acilen çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Bir Pazar günü ve festivaldesiniz. Sabah saat 09.30 da halk bir çeşmenin önünde kuyrukta. Bu manzara bana Akkuş Kapalı Sebze Hali binasını hatırlattı. Bu muhteşem binayı gördükten sonra böyle bir eseri yapan iradenin Akkuş'un içme suyunu rahatlıkla çömesi gerekir diye düşündüm. Mevlana'nın sözü herhalde tam da bizim ilçeye uygun düşmüş olacak ki, "susuzlar suyu arıyor, suda susuzları arıyor, bir türlü buluşamıyorlar." Dilerim bu yazımız bir hatırlatma olur ve sorunun bir an önce çözülmesini sağlar.Tabi dayanamadım. Bu manzarayı görünce çeşme başındaki hemşerilerime sordum. Bu suyun bir özelliği mi var? Niçin çeşmenin başında kuyruk olmuşsunuz? Soruma çok şaşırtıcı cevaplar verdiler. " İlçemizin içme suyu yeterli ve sağlıklı değil." Onun için bu suyu kullanmak zorundayız. Halk şehir suyu şebekesinden şikayetçi olduğunu açık bir dille ifade etti. Doğrusu bilgi çağını yaşadığımız bu asırda suya çok yakın bir ilçenin su sıkıntısı çekmesi herkes gibi beni de düşündürdü.

Uzun bir sure insanlarla çeşme başı sohbeti yaptım. Çok sıcak ve samimi bir ortam oluştu. Akkuşlu hemşerilerimle aramızda birde kritik yaptık.

 

Akkuş halkı kendisini yönetenlere şu soruları soruyor ve yine cevabını da kendisi veriyordu.

 

Bizi yönetenler ( Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı) gerçekten bizim iyiliğimizi istiyor mu?

Gerçekten, onların iyi niyetlerine güvenebilir miyiz? Bizim adımıza yaptıkları antlaşma ve ihalelerde, alışverişlerde bizim hakkımızı gözetirler mi?

– Bizimle olan ilişkilerinde "Ben ilçemin insanını üzmeyeyim, onlara zarar vermeyeyim" derler mi?
– Bu halkın malıdır, bana emanettir; halkın malını birkaç zengin için kullanırsam, bunları yarın bana sorarlar, hesabını veremem diye kaygıları var mı?

Bizi yönetenler bizi gerçekten seviyor mu?

Bizi "insan" olarak mı yoksa " eşya" olarak mı görüyor? Bizi "bizim için" mi yoksa sadece kendi işine yaradığımız için mi seviyor? Yani kendisi için mi seviyor?Bizi kontrol altında tutulması, yönlendirilmesi, sınırlandırılması gereken bir topluluk olarak mı görüyor, yoksa " halk" olarak mı görüyor?

 

İnsanlar her dönemde kendilerini yönetenler hakkında böyle sorular sorarlar, çoğu zaman da halkı yönetenler bu soruların sorulduğunu bilmez, ama halk bilir ve sorar. Millet bazılarının sandığı kadar pasif değildir. Etrafında olup bitenlere bakarak bu soruların cevabını verir ve gereğini yapar. bunu en iyi halkı yönetenler bilir.

 

Bu yüzden halka "yukarıdan" bakmayı alışkanlık haline getirenler, her seçimin sonunda " acaba niye böyle oldu?" diye birbirlerine sorarlar.

Bilirler aslında " niye böyle olduğunu …." Asıl merak ettikleri halkın, olan bitenleri anlamayı nasıl başardığıdır. İşte koltuklarından hiç inmeyecekmiş gibi davrananları koltuğundan eden halkın sorduğu bu sorulardır.

Kısacası karşımıza bir gerçek çıkıyor, o da şudur: "Kardan adamların saltanatı, güneş doğuncaya kadardır."

"insanların değer verdikleri nice şeyler vardır ki, onunla beraber ölür giderler; ama onların meydana getirdikleri yararlı iş ve düşünceler mezardan sonra da baki kalır ve ebetlere kadar yaşar."

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. selam kızılelma belediyesi siteniz cok güzel olmuş ellerinize sağlık…bu arada tüm halkımızın kandili mübarek olsun…ANKARADAN sevgilerle….

fadime KARAYİĞİT için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar