25 Nisan 2024 Per

Hasta Olmayınca Sağlığın Değerini Bilemeyiz

Veysel ŞENSOY’un Sağlığın Değeri İle İlgili Yazısı

HASTA OLMAYINCA SAĞLIĞIN DEĞERİNİ BİLEMEYİZ

Atasözlerimiz vardır: “Hasta olmadıkça sağlığın, fakirliğe düşmedikçe zenginliğin kıymeti bilinmez.” Mealinde onlarca şekilde söylenmiştir.  Atalarımız o kadar zeki insanlarmış ki, tecrübelerini aktarmak için sayfalar dolusu öğüt yerine bir cümlelik özlü söz ile ezele damgasını basmayı bilmişler.   Elinde bulunan kıymetin ne kadar değerli olduğunun farkına varmak için bir sebep gerekiyor.

Kanuni Sultan Süleyman, Muhibbi mahlasıyla yazdığı bu beyitler ne güzel ifade etmiş.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır

Olmaya baht ü saadte dünyada vahdet gibi

(…)

Gel huzır itmek dilersen ey Muhibbi farig ol

Olmaya vahdet cihanda kuşe-i uzlet gibi.

Peki, bunları neden yazdık? Nerden, nasıl, kimin nesi bilmediğimiz rahatsızlık adındaki bu düşman geldi oturdu dizimizin dibine asık suratıyla. Kovmalıydık bu davetsiz gelen yabani misafiri.  Ama dedik ki bir hikmet vardır bunda şükürle karşılayalım…

Hastaneleri yakından tanıma fırsatı olmalıydı bu tevafukun oluşmasındaki hikmet besbelli. Biz de araştırdık ama bunlar bilinmedik, duyulmadık şeyler değildi. Sadece yazıya dökerek paylaşmak, yüreğimize düşürülen bu acı tabloların gölgesini aydınlatmak için bir gönüldaş daha yumruğunu sıkar diye düşündük.

SSK hastaneleri acil vakalar dışında randevu vererek çalışıyorlar. Öyle bir yığılma oluşmuş ki, her hastaya beş dakika bile ayıramıyor doktorlar. Eski hastanelerin iç bunaltıcı görünümünün izlerini henüz tam manasıyla silememişler. Ayrıca “salla başını al maaşını tavrı sürmekte.” Devlet hastaneleri ne kadar rehabilitasyon yapılsa da yeterli olmadığı gibi, çalışanlarının lakayt tavırları maalesef açıkça görülmekte.

Diyeceksiniz ki: “O kötü, bu kötü! Ne olacak halimiz?” 

Size özel davranılmasını istiyorsanız önce –herkesin bildiği yöntem gibi- özel muayenehaneye gidip doktorunuza muayene olup hastaneye bir kapı aralayacaksınız.

Biz, özel bir hastaneye gittik. Karşılama güzel; ilgi güzel; alaka güzel; teşhis aşamasına kadar olan tahlil ve araştırmalar güzel… Bizi daha kapıda başı örtülü kızlar karşıladı. (Bu günlerde başörtüsü konusu moda ya burada onları da zikredelim.) Nerelere nasıl gitmemiz gerektiğini danışman hekime anlattığımız şikâyetimiz ile yönlendirildik. Bütün bayanların (doktorlar dahil) başörtüsü vardı. Yanımda bana refakat eden kişi için, “Sizin başınız açık size hizmet veremeyiz.” Demediler.  Hepsi güler yüzlüydü.  Çokta memnun ayrıldık ve “nerde olursanız olsun gelişmelerden bizi haberdar edin ve takibimiz kopmasın.” Diye de sıkı sıkı tembihledi doktorumuz.

Ben, bu hastaneye tesadüfen gitmiştim. Önce bir afalladım. Modern bir hastane olmasının yanında personelin tevazu içinde ve çevremizde pervane olmaları bana insan olduğum için değer veren birilerinin olduğunu ispat eden delil gibiydiler. İnsanlığın ölmediğine işaret eden birer eserdiler. Parasal olarak da şaşırtıcı derecede ucuz hizmet ediyorlardı.  Burada reklam olsa dahi anmadan geçmek nankörlük olur.

Bursa Bahar Hastanesi çalışanları sizleri alınlarınızdan öpüyorum. Sahipleri kimdir, necidir sormadım ve sormayacağım da. Ola ki aklıma bir kuşku düşer de bu yarattığım hayal kulesini yerle bir eder diye korkarım.

Paranız yoksa eğer ve bir sosyal güvenceniz de yok ise sizin için ancak dua edebiliriz.  Size insanlığın ölmediği yerler de yardım edemez.  Kaç kişiye yardım edebilir ki bir kurum.

İşte bu noktada sosyal devlet anlayışı ön plana çıkmakta. Yeşil kart ile bir nebze çözüm arayışına gidilse de bu yeterli olmadığı gibi, üstüne üstlük apartmanlar, hanlar, hamamlar sahibi olan utanmaz adamlar bu fondan yardım almayı başarmış, asıl yararlanması gerekenlerin haklarını gasp etmişlerdir. Bu ap-ayrı bir yara, utanç verici bir manzaradır. Bu yolsuzluk da, bu dolandırıcılık da fondan yararlanmak isteyen kişi ile birlikte ona onay veren yerel sorumlular, muhtarlar en başta olmak üzere sorumludurlar; kul hakkı yemişlerdir, günahkârdırlar!

Sağlığınızın kıymetini bilin ve iyi koruyun. Hastalarımıza da Allahtan şifalar dilerim.


“Cahillik üç türlüdür; hiçbir şey bilmemek, gerekeni bilmemek ve bir sürü gereksiz şey bilmek”(S.Douglas)

Hepinize sağlık ve esenlik diliyorum.

Veysel ŞENSOY

04.02.2008

Qatar

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar