28 Mart 2024 Per

Ah Şu İnsanlar ( Neden bunca ihtiras ve sevgisizlik)

"Neden bunca ihtiras, bunca sevgisizlik. Ey insanoğlu biraz yaklaş sen kimsin? Seni tanımak ve anlamak istiyorum." Köşe yazarımız Mehmet Ali KURU’nun yazısı

AH ŞU İNSANLAR!

Önce kendi insanımızı saymayı, değerli bulmayı ve sevmeyi öğrenmeliyiz. Kendi insanını değerli görebilen başkasını değerli görür. Kendi vatandaşını sayan başkasını sayar. İşte tam da bu bağlamda toplumda insan ilişkileri önem arz ediyor.

Duyarlı bir insan; yaşanan olaylar karşısında sessiz kalamaz.Yaşanan haksızlıklar karşısında mutlu olabilmesi zordur. Duyarlı insan çevresinde olup bitenleri en azından bir düşünce sürecinden geçirir. Peki bizler yeterince duyarlı bir insan mıyız? Gelişen olaylar karşısında ne kadar duyarlı davranıyoruz? Bu sorunun herkese göre elbette bir cevabı vardır. Bunun gibi soruların cevabını verebilmemiz için şöyle bir yaşadıklarımıza ve söylediklerimize kısaca bir bakalım.

Yanlış ve boş bir hayalin peşinden sürüklenmenin geleceğimiz için hiçbir getirisi yoktur. Eğer çocuklarımıza ve onların çocuklarına bırakacağımız mutlu ve yaşanır bir dünyanın bırakılmasını istiyorsak, gelişmek zorundayız. Halimizden de memnun değilsek, bir şeylerin değişmesi gereklidir. Ama nereden başlamalı…?

Pek çok insan; işini, eşini, evini, arabasını, yaşadığı çevreyi, insanların bir bölümü de toplumun sosyal, siyasal, ekonomik rejimini değiştirerek bulunduğu halinden memnuluğa ulaşabileceğini düşünmekte. Duyarlı insanın gerçeği bu mu? Gerçekten bunlar olursa mutlu olur muyuz? Olaylara nefretle, intikam ve öç alma hisleri ile yaklaşırsak problemler çözülecek mi…? Her şeyi maddi bir bakış açısı ile ölçersek doğruları yakalayabilir miyiz?

Birey olarak sorunlarımızın önemli bir bölümünün, toplumsal, siyasal ve ekonomik nedenlerin bireye yansıyan boyutlarından kaynaklandığı doğrudur. Fakat bu sorunlardan kurtulmak için biz üzerimize düşen görevimizi sağlıklı biçimde yapabildiğimizden emin miyiz? Üzülerek ifade etmeliyim ki, bende bir eğitimci olarak bu sorulara “evet, yeterince üzerimize düşen görevlerimizi yapıyoruz” diyemiyorum.

Son günlerde yaşanan bazı gelişmeler toplumun bilgili ve duyarlı insanlarını endişelendirmekte ve düşündürmektedir. Öte yandan bir takım sözde sivil toplum kuruluşları bu milletin kutsal değerlerini de kullanarak toplumu germeye ve fitne tohumları ekme yarışına girişmişlerdir. Hiçbir fayda sağlamayacak eylem ve hareketler toplumun duyarlı insanları tarafından endişe ile izlenmektedir.

Artık gözlerimizi dış dünyadan kendi dünyamızın olumsuzluklarına çevirmeli; eksiklerimizi tanıyarak irfanımızı tamamlamalıyız. Kendimizi düzeltmek; bizi sorunlar dünyasında boğulmaktan kurtaracak,çevremize ve insanlığa daha yararlı olabilmemizi sağlayacaktır.

Duyarlı insanlar yaşadığı toplum içerisinde pek çok badirelerle karşılaşabilir. Bunu yaşadıkça, gördükçe, bilgilendikçe daha iyi anlayacaktır. Duyarlı bir insan, bütün çirkinlikleri, yanlışlıkları, olması gerekeni ve olmaması gerekeni görür. Fakat bunu bir ayrışma ve kutuplaşma nedeni saymaz.

Şöyle bir olup bitene baktığınız zaman özünü koruyabilmek için uğraşmaktan yorgun savaşçıya dönen küskün, kırgın ve yılgın insanlar görürsünüz. Bu insanlar sürekli haykırırlar fakat bir türlü dertlerini anlatamazlar.

Hak yeniyor. Kimi ekmek çalıyor, kimi zaman, kimi gönül, kimi can… Akıl almaz bir gözü dönmüşlükle ülkeyi kirletip, sömürüyor, insanların yaşam alanını mahvediyorlar.

Gözleri ve gönülleri, para, itibar tutkuları bürümüş, ortaklıklar menfaat ilişkisine dönmüş. Dost yok,muhabbet yok, gülücükler sahte, samimiyet yok..

Maskeler var suratlarda; yalanı dolanı, çirkin niyetleri gizlemek için. Yaldızlı yıldızlı maskeler. Miş- gibi davranıyor insanlar; severmiş gibi, dürüstmüş gibi, üstünmüş gibi, eğleniyormuş gibi, yardım ediyormuş gibi gibiler uzayıp gidiyor. Tiksiniyorsun bu vıcık vıcık iki yüzlülerden.

Büyük adam; çok para kazanan,en güzel kadını kapatan, nüfuz sahibi olan adam(!) o da, büyüklüğünün tadını çıkartıyor, sana bir böcekmişsin gibi bakmaktan. Kimi bilimsel ve entelektüel üstünlükler havasında, kimi ilahi güçleri arkasına almışlığın böbürlenmesinde.

Onlar da sende aynı havayı teneffüs ediyorsunuz. Sana bir böcek kadar değer veremeyen insanları anlayışla karşılamanı ve hep onlara hizmet etmeni istiyorlar.

Sen ise bu fark edilmeyen sıradanlığınla sadece bir hiçsin bu tip insanların gözünde. Soluk soluğa, ezen ezene bir yarıştır gidiyor. Bakalım kim daha çok mal ve itibar istifleyecek?

Beri yanda bu kör kavganın mağlubu yığınlar. Umut, hayal ve alkolle yaşayanlar. Bu dünyadan umudu tümden yitirmiş olanlar. Buldozer korkusuyla büyüyen, bükük boyunlu kavruk çocuklar…

Onları da görür gözlerin. Elini uzatırsın. Yardım etmek istersin, gücün elverdiğince ama yaptığın iyilik kısa sürede mecburi görevinmiş gibi yorumlanır ezilmişlerin gözlerinde. “ Daha” derler. Sömürmeye çalışırlar seni. Çalar, kafa tutar, fırsat bulurlarsa gözünü oyarlar. Kahrolursun vefasızlıklarına…

Arkadaşların vardır; iş,komşuluk, masa, takım, okul ilişkileri içinde olduğun. Yüzler yüzlere gülümser, ardından açıklar anlatırlar. Överler mi söverler mi bilemezsin. Kurnaz adamlardır. İlgili gibi davranırlar, hakkında kaygılanıyormuş gibi yapar, ağzından laf almaya çalışır, sonra seninde dedikodunu yaparlar…

Hep almak ister, hep ağlar, hep haklı olduklarını sanırlar. Aç gözlü bir doyumsuzluğun girdabında döner dururlar. Bazen hiçbir vicdana sığmayacak kadar gaddar olabilirler. Sana yukarılardan öğütler, talimatlar verme hakkını da bulurlar kendilerinde. Özürlüymüşsün gibi davrana bilirler. Yaptıkları küçük iyilikleri başına kakar dururlar. Senin yaptıklarını ise tümden unutmuş görünürler.

Uğradıkları başarısızlıklar nedeniyle koşulları, şansı, başkalarını suçlarlar. Kendileri asla hatalı, yanlış ve haksız değildirler.

Kendi dertlerini abartır başkasının dertlerini küçümserler. Herkese her şeye lanet okurlar.

Kurnazdır bazısı. Hayatın anlamını haz avcılığından ibaret sanmanın aldanmasını yaşayıp dururlar. Alıngan, kuşkucu, eleştiriye aşırı duyarlı insanlar çıkar bazen karşına. Hastalık derecesindeki titizlikleriyle sıkarlar seni. Mükemmele ulaşma saplantıları yüzünden “iyiyi” de yapamaz, sana da yaptırmazlar çoğu kez. Yanlarında nasıl davranacağını bilemezsin.

Kimi acımaya kalkar sana, kimi öğüt vermeye, kimi sömürmeye, hep saygısızlığa, bir haksızlığa uğramışlığın sızısını yaşatırlar. Birlikte bir şeyler yapamazsınız. İrili ufaklı çıkar çatışmaları baş gösterir hemencecik. Uzlaşamazsınız, anlaşamazsınız. Tartışmalar, yarışmalar kavgaya döner. İş ve gönül ortaklıkları kısa sürede bozulur. Herkes kendi kısa vadeli , sabırsız ve aç gözlülüğün rüzgarına kaptırmıştır kendini. Önce ben, önce bana,daha çok bana demekte,ortalık çirkin uyumsuzluk eserleri ile dolmaktadır.

Ancak bütün bu anlatılanlara rağmen, sürekli değişen ve gelişen dünyamızda özü iyiler, hakiki dürüstler de vardır. İşte bunlar duyarlı ve erdem sahibi insanlardır. Ender de olsalar, zaman zaman rastlarsın onlara. Ne yazık ki, ya yeterince yürekli değil, ya da yol yordam bilmemektedirler. Kıyıda köşede düş kırıklıkları ve umutsuzlukları ile yaşarlar.

Her şeye rağmen, insanların düşüncelerinden kötülüğü kazıyın altından “melek gibi insan” çıkar öz olarak. “ Ah insanlar” diye içinizi çekersin. Birlikte ne güzel eserler oluşturabilirdik. Hayatı ne güzel yaşanabilir ve anlamlı hale getirebilirdik. Neden bunca ihtiras, bunca sevgisizlik. Ey insanoğlu biraz yaklaş sen kimsin? Seni tanımak ve anlamak istiyorum.

Sevgi ve Selamlarımla

21.02.2008

MEHMET ALİ KURU

EĞİTİMCİ – YAZAR

m.alikuru19@gmail.com

ÇORUM

Related Articles

4 YORUMLAR

  1. hocam mimar sinan ilk öğretim okulundan 8a sınıfındandanım yazılarınızı çok beyenerek okuyorum hoçam insan çok nankör oluyorlar salında sizin dediğiniz gibi insan özünde iyi birisi ama bizi bozanlar aklımıza kötü fikirler sokanlarda olmaz daha iyi olacak

  2. hocam mimar sinan ilk öğretim okulundan 8a sınıfındandanım yazılarınızı çok beyenerek okuyorum hoçam insan çok nankör oluyorlar salında sizin dediğiniz gibi insan özünde iyi birisi ama bizi bozanlar aklımıza kötü fikirler sokanlarda olmaz daha iyi olacak

  3. Sn. Hocam,

    İnsanoğlu sana yaklaştıkça senden parçalar koparır. Muhakkak tanıyorsun insanları ama şimdiye kadar kimse anlamadı. Çok güzel bir yazıya imza atmışsınız. Daha nice yazılarınızı okuyabilmek dileğimle…

seher için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar