4 Mayıs 2024 Cts

Adaletle Hükmetmiş Bir İmparatorluk; Osmanlı Devleti

Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.’’ (Maide Suresi, 42)

 

 ADALETLE HÜKMETMİŞ BİR İMPARATORLUK;

OSMANLI DEVLETİ

Yaşadığımız yüzyılda dünya genelinde iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda çok büyük değişimler gözlenmektedir. Günümüzde ülkeler, başta iktisat ve ekonomi gelmek üzere birçok alanda birlik oluşturma yolunda ilerlemektedirler. Artık iki kutba ayrılan bir dünya yoktur. Dünya devletleri arasındaki ticari ve sosyal sınırlar kalkmakta, ekonomik iş birlikleri meydana gelmektedir.

Sosyo-ekonomik anlamda bu tür bir birleşmeye tarihte en güzel örnek Osmanlı Devleti’dir. Bu büyük imparatorluk birbirinden farklı inanışlara sahip otuzdan fazla ülkeyi topraklarında barındırıyordu. Bugün parçalanmış olan Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu Osmanlı Dönemi’nde çok güçlü bir birliktelik halindeydiler. Karışık etnik ve dini yapıya sahip olmasına rağmen, Osmanlı Devleti’nde hiçbir şekilde "Medeniyetler Çatışması" görülmemişti. 600 yıl boyunca süren imparatorluk içindeki barış ve güven ortamı 400 yıl boyunca bozulmadan devam etmiştir. Son 200 yıl boyunca (Gerileme Dönemi) dahi Osmanlı çok fazla toprak kaybetmemiş ve 20. Yüzyılın başına kadar etkisini sürdürmüştür. Bu nedenle Osmanlı Devleti’ne "cihan devleti" denilmektedir.

Bu kadar büyük bir devletin 600 yıl boyunca sağlam bir şekilde topraklarında yaşayan insanlara hükmetmesini sadece askeri güçle açıklamak mümkün değildir. Osmanlı Devleti’ni cihan devleti yapan en önemli unsur, manevi değerleridir. Osmanlı İmparatorluğu "millet sistemi" adı verilen bir sistem ile yönetiliyordu ve farklı inançlara sahip olan insanlara da özgürce dinlerini yaşama fırsatı veriyordu. Bu devlet sınırları içerisinde hiç kimse dinini, töresini değiştirmeye zorlanmamıştır. İnsanlar inandıkları dinlerini gereği gibi yaşamışlar ve gelenek göreneklerini uygulamak konusunda hiçbir baskı veya zulümle karşılaşmamışlardır. Osmanlı’nın yüzyıllar boyunca süren düzeninde bozulma olmaması, hiç kuşkusuz ki adalet anlayışını Kuran ahlakına göre düzenlemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Rabbimiz bir ayetinde adalet ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“… Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.’’ (Maide Suresi, 42)

Bu insanlar Osmanlı’nın adaletine, hoşgörüsüne ve kendileri için oluşturdukları barış ortamına şahit olmuşlardır. Türk-İslam ahlakının yönetiminden son derece hoşnut olan milletler, memnuniyetle Osmanlı Devleti’nin himayesi altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

O dönemlerde Avrupa devletleri önemli kararlarını "Osmanlı Dünyası"nı göz önünde bulundurarak alıyorlardı. Avrupa devletleri aralarında geçen bir anlaşmazlıkta, Osmanlı hakem görevi görüyor ve adaletle karar veriyordu. Bu nedenle Osmanlı Devleti, İslam dünyasının olduğu kadar bazı Avrupa devletlerinin de lideriydi. Örneğin, birçok devletin kralı Osmanlı padişahının izin vermesi ile taç giyebiliyordu. Yani Osmanlı, döneminin barış, huzur ve güvenlik sağlayıcısıydı. Amaç, toprak kazanmak değil, sınırlarına kattıkları topraklara İslam ahlakını yaymaktı.

"Medeniyetler Çatışması" tezinin sahibi Samuel Huntington bu gerçeği; "İslam toplumu yüzyılın ilk bölümüne kadar lider bir devlete sahipti. Bu da açık bir şekilde Osmanlı İmparatorluğu'ydu" diyerek açıkça ifade etmekteydi. (Samuel Huntington'un Türkiye'de verdiği Konferans, Sermaye Piyasası Kurulu Yayınları, Ankara,1997, s. 238)

Günümüzde yine böyle bir devletin özlemi yaşanmaktadır. Türkiye Allah’ın izniyle Avrupa toplumlarının ve Müslüman ülkelerinin lideri olabilir, Müslüman toplumları bir arada toplayabilir. Bugün Türkiye’nin başarısı Avrupa milletlerinin de ilgisini çekmektedir. Türkiye barışı ilke edinerek, dünyada ağabeylik rolünü üstlenebilir. Türkiye’nin önderliğinde Müslüman ülkeler yeryüzünde yaşanan fitneye dur deyip, adaleti hakim kılabilirler. Samimi bir istek ve çaba Allah’ın izniyle sonuç getirecektir. Rabbimiz bir ayetinde Müslümanların her dönem olduğu gibi bu dönemde de kurtuluş bulacağına şöyle dikkat çeker:

“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.’’ (Nur Suresi, 55)

Mine ÇAKIR

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar