26 Nisan 2024 Cum

YAĞMUR

Siyasetten, seçim afişlerinden, bayraklarından, gürültülü seçim anonslarından bahsetmiyeceğim…Çünkü hem benim gündemim ve ilgi alanım değil hem ziyadesiyle bunlardan bahseden zevat mevcut…Binaenaleyh, bu kadar siyasi bilirkişi arasında bana söz düşmez…
Benim konum çevremizde baktığımız ancak göremediğimiz, farkına varamadığımız, hakkında akıl yorup düşünmediğimiz olup bitenler…

Belki farkındayız belki değiliz ama kainatta herşey dönüyor ve her nesne kendi çapı ve özelliği çerçevesinde katlanarak çarpılan bir döngü içerisinde…

Elektronlar, Dünya, Ay, Güneş, gezegenler vesair bütün kainat bir ahenk içinde kendilerine çizilen rotada dönerek akıp gidiyor..Ve bu döngü içerisinde değişiyor…Günler, mevsimler, ömür, duygular her an değişim ve dönüşüm içerisinde…Rabbim geceyi gündüze gündüzü geceye doluyor….

Ve su…O da kendi dünyasında bir döngü içerisinde, halden hale geçiyor…Bulaşık leğeninden lavaboya boşalttığınız suyu düşünün mesela…Lavabo dan şehir kanalizasyon şebekesine, oradan bir dereye, oradan denize, denizden buharlaşarak gökyüzüne, oradan küme küme bulutlar halinde rüzgarın götürdüğü yere….Nihayet yağmur damlaları halinde güllerin pazenlerine…

Akkuşun klasik sisli, yağmurlu bir Pazar gününde evimin penceresinden sokağı izliyorum…Cama vuran yağmur taneleri, ip şeklini alarak usulaca aşağılara iniyor…Göklerden inen su damlacıkları, çocukların şenlik alanına koşmalarını çağrıştırır bir edayla sokağa dökülüyor…Kaldırım kenarları coşkun bir dereyi andırıyor…Bir yerlere giden insanlar, bulanık su dereciklerinden atlayarak varacakları yere gitmenin telaşında, üzerlerini ıslatmadan…Kimisi şemsiyeli, kimisi atkılı, kimisi umursamaz, kimisi koşar adım yürüyen insanlar…Dükkanının tentesine sığınmış bir esnaf, elleri cebinde sokağı ve yağmuru izliyor…

Rüzgar müjdecisidir yağmurun…Bazılarının da romatizma ağrıları…Sonra kara bulutlar görünür ufukta, aslında rahmet yüklüdür…Dev okyanuslardan tonlarca suyu buharlaştırır Rabbim zamanı erince. Rüzgara emreder, sürer ihtiyaç olan yerlere…Yeterli yoğunluğa ulaşınca dökülür rahmet gözyaşları ipeksi bir yumuşaklıkla, dağlara, bayırlara…güllere…

Bir gülün ihtiyacı için tonlarca suyu kaynatıp gökyüzüne çıkarıp rüzgara sevkettirdikten sonra, pazenlerini, yapraklarını incitmeyecek damlacıklar halinde ayağına getirir Yüce Yaratıcı…Ne ibretlik değilmi…???

İlkbaharın kapımızı çaldığı şu günlerde iple çektiğim bir olay yağmur yağması…Toprak bir yola koyulmak istiyorum bir Nisan yağmurunda yapayalnız…Her damlası ile birlikte bin huzur inen yağmur tanelerinde ıslanmak istiyorum…Bir şekerin, bir tuzun eriyip gitmesi gibi, yağan yağmurda erimek, çaylara derelere karışmak istiyorum…..Sonra Güneş açmalı ardından, buğlayan buharları, toprak kokusunu içime çekmek istiyorum… Yedi renkli harika ebemkuşağını (gökkuşağını) seyretmek, çocuk gibi koşa koşa altından geçmek istiyorum…ki; çocukluğumuzda bizi kandırırlardı ebemkuşağının altından geçen Cennetlikmiş… Islak saçlarımdan yüzüme dökülen damlaların ılık duygusunu hissetmek istiyorum….

Yağmur, günlük haytımızda düşünüp pek farkına varmadığımız Rabbimizin sayısız nimetlerinden sadece biridir… Belki o toprak yolda birkaç yağmur aşığı ile buluşuruz kimbilir…??? Yazıma konuyla ilgili üç ayetle son veriyorum….Belki o toprak yolda birkaç yağmur aşığı ile buluşuruz kimbilir…???

Selam ve saygılarımı sunarım…

“Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Onu buluttan siz mi indiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik onu tuzlu kılardık..Şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa-68,69,70) ”

Y.Mürsel KARAYİĞİT

22 Mart 2009-Akkuş

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar