Ünye sahilinden Niksar’a doğru-2 (SİS DAĞI KASABASI) Akkuş Bu Kadar Mı Güzel Anlatılır?

 Ünye sahilinden Niksar'a doğru-2

  (SİS DAĞI KASABASI)

Az sonra yayladasınızdır, ülkenin en güzel kayın ormanlarından geçecek, yine nefis manzaralar içinden süzülerek Sis Dağındaki Kasabaya avdet edeceksiniz. Her yerinden kaynak suları fışkıran, eğer şanslı iseniz o gün havası açık bir gündeyseniz seyrine-keyfine doyum olmayan bir ilçedesinizdir. Burası Akkuş’tur.1360 metre rakımdasınız ve deniz havasından artık uzaktasınızdır. Ünye’de deniz banyosu aldığınız, fakat o güzel sahillerde yürürken gündüz bile yapış yapış tere bulandığınız geceleriyse bir çarşafla kısmen su içinde kaldığınız hal yoktur artık. Burada konaklayacağınız gece yâda gecelerde artık bırakın teri-nemi üşüyecek, değil çarşafla yatmak bir yorgan tedarik edeceksiniz. Eğer hava açık ise, güzel bir kahvaltı sonrası küçük olan şehrin merkezinin karayolunun üstünde kalan tek ve uzunlamasına olan caddesinde yukarı aşağı volta vuran bazı tek yâda grup insanlara rastlayacaksınız. Burada en büyük zevk 3 Y yani yemek, yürüyüş ve yatmak (uyumak) tır. Burada tokluk uzun süreli bir duruş değildir, zira rakımın getirdiği basınç ile ormanların getirdiği oksijen hele de suyunu içtiyseniz sizi 3-4 saatte bir sofra başına çağıracaktır. Kasabada damak zevki lezzetli pide, kuru (şeker) fasulye-pilav iken eğer az zahmete katlanacaksanız, kasabanın dışında iki üç alternatif yerde yazları bu havada yenecek en güzel gıda; Et’i keşfedecek, yemeye değer ister kuzu ister danada isterseniz küçük Akçaabat usulü denebilecek köfte’nin mekânlarnı bulacaksınız.. Yemek sonrası ise, artık sindirim için en güzel yol kendinizi ormanın kucağına atmak, ağaç deryasının içine dalmak, yâda içinden yolgeçen ormanlar boyunca yürümektir. Burada akşamda kalmaya karar verdiyseniz, büyük ihtimal ikindi sonrası birden sis çıktığını ve bir gaz gibi ortalığa yayıldığını ve önce yukarıdaki dağı sonra kasabayı kısa zamanda sardığını şaşkınlıkla göreceksiniz. Rahat olun, kendinden başka kimseye zarar vermeyen ve misafirperver insanların içindesinizdir. Eğer şanslı iseniz, bir eve davetli iseniz hiç reddetmeyin gidin, muhakkak yemekten sonra belki sofranıza kirmit denilen mantar kavurması veya turşu kavurması yada yöreye has beyaz patatesin belki de guzine de pişmişi gelecek, çayla beraber bunların nasıl böyle enfes olduğunu anlayacaksınız.

Burada yaz kış mevsim adeta soğuğa kilitlenmiştir. Bu ilçe Orta-Doğu-Batı ve İç bütün Karadeniz bölgesinin en yüksek rakımlı ilçesidir. Burada yaz mevsimi denilen iklim dilimi hakikaten diğer yerlere nazaran sadece yaz günlerinde gün içinde bir dilimdir. Gündüz akşama doğru kendini serinliğe yani soğuğa bırakır, akşam ve gece kesinlikle üzerinizde bir kıyafet değişikliğine mecbursunuzdur. Zaten sis dağının kasaba sakinleride bu serinliğe ve soğuğa gayet alışıktırlar, yaz-kış mevsimlik orta bir kıyafetle dolaşırlar, sözgelimi üzerlerinde muhakkak bir mont yada yaşına göre ceket falan bulunur. Öyle ki yazları rutin dışı bir sıcakla karşılaşırsalar, oldukça rahatsız olurlar ki o sıcakta nemin pek hissedilmediği bunaltmayan bir sıcaktır.

Aslında burada kışlar kış gibi yaşanır, kar eksik olmaz, elbette küresel ısınma öncesi kasabaya Kasım ayında düşen ikinci kar ilçeyi tastamam Mart ayına kadar kapatır, eksilir üzerine yağar fakat kalkmazdı..Yinede halen de güzel kışlar yaşanır burada, burası bir orman-yayla yerleşimidir ve ağaçlar orman karla sevişir kışları adeta enfes kartpostal manzaralar verir izleyicilerine..

Akkuş, Buluşma-Kaynaşma Yeri

İhsan ÇAM-Sitemiz Köşe Yazarı Bahadır KAYIM ve Sitemiz Amasya Temsilcisi Hüseyin EFİL

Ankara'dan-Samsun'dan ve Amasya'dan Gelip Akkuş'ta Buluştular

Sis Dağı Kasabası ilçesinin kuzey ve güney istikametindeki iki yoluda kayın ormanları içinden geçen oldukça manzaralı gidişlerdir. Kuzey istikametinde bulunan ve halkın acı su dediği oldukça kükürtlü soğuk kaplıca (çermik) birçok rahatsızlığa şifa, güney istikametindeki Milli Park olan Küçük Kertil orman içi yeri hakikaten içmeye ve görmeye değerdir. Kasabanın yaslandığı Argan Dağı zirvesi demek olan yayla ise Kırkızlar efsanesini ve kalıntılarını sinesinde barındıran eğimli yayımlı bir sahadır. Burada eski göçebe zamanların yüzlerce binlerce koyunlarının, çoban köpeklerinin seslerini işitir gibi olursunuz. Manzara fevkaladedir, uçar gibi olursunuz ve bütün Akkuş sahasını tabii ilçeyi de ayaklar altına alırsınız. Fakat aşağısı serin olan kasabanın yaylası soğuktur, kalın giyinmek elzemdir.

Ve Sis Dağındaki kasabaya, Yaylaya veda vaktidir. Hedef güney istikametidir. Bir müddet daha dün gezdiğiniz ormanlardan tabii hep virajlı yollardan geçerek, önce açık bir ufak sahraya ordan ise birden aşağı doğru süzüleceksiniz.

Akkuş'un En Güzel Yemeklerini Yemeden Sakın Akkuş'tan Ayrılmayın

Artık Kayın ormanlarına veda vaktidir, iklimin gereği Meşe ormanları başlamıştır. Bundan sonra güneş daha parlak gökyüzü ise masmavidir.Arazi ise daha farklı bir coğrafyaya bürünmüştür..Takriben 7–8 km. sonra kayalıklardan sonra küçük bir düzlüğe çıkacaksınız. İçinden bir çay geçen bu küçük köyün adı Tifi’dir. Burası Sis dağındaki Kasabanın tek düz olan köyüdür.Küçük de olsa bu dağlık arazide güzel bir sahadır.Rakımı kasabaya göre az olan bu köyde kışlar daha ılıman yazlar ise daha sıcaktır, öyle ki kasabada sis ve çise varken burada güneşle oynaşabilirsiniz.. Buranın ortasından akan ve bugün üzerine baraj yapılan küçük çayında çıkan karabalık evet alabalık değil karabalık tadı çok faklı bir tatlı su balığıdır. Fakat bir de kılçıkları çoktur, dikkatli yemek icap eder..

Yolculuk devam etmekte hedef ise bir Anadolu şehri, Danişmentlilerin ilk başkenti Niksar’dır.!

Bahadır KAYIM

Okuma: 1297

Yorumlar (6)