ORDU İLİ İDARİ OLARAK YENİDEN DÜZENLENMELİDİR- 2

       ORDU İLİ

İDARİ OLARAK

YENİDEN DÜZENLENMELİDİR – 2

 

ORDU İLİ İDARİ OLARAK YENİDEN DÜZENLENMELİDİR- 2

2- ORTA Kesim /Fatsa Kesimi

(FATSA ve yukarı kesimi) : İlin (merkezini oluşturan Altınordu’yu saymazsak) 2.Büyük ilçesi Fatsa şehri ve arkasında yukarıya doğru Kumru, Korgan, Aybastı, Çatalpınar, Çamaş ve Kabataş ilçelerinin FATSA merkezli oluşturduğu bölgedir. Yaklaşık güncel nüfusu 235 bindir. Bu kesimin merkezi FATSA şehridir. Nasıl ORDU merkez (Altınordu) Şehri hem ilin hem de Doğu/Merkez kesiminin merkeziyse bu kesimde de FATSA şehri bu Orta kesimin merkezidir. Bu ilçeye de zaten ağırlıklı olarak bu 6 (altı) ilçenin ahalisinden insanlar (yani bu çevre insanı) yerleşmiştir. Ayrıca Gürgentepe gibi Merkez/Doğu kesiminden yakın ilçeler halkından da insanlar da Fatsa şehrine yerleşmiş olduğu bir gerçektir. FATSA şehir merkezi 85 bine yakın nüfusa sahiptir.

Bu kesimde bu kesimin yol problemi Merkez/Doğu (Ordu) kesimi boyutunda değildir. Zira burada tıpkı AKKUŞ gibi kıyıya (ve Fatsa merkeze) epey uzak – içerdeki AYBASTI İlçesi hariç diğer ilçeler orta kuşakta yer alan ve Fatsa merkeze yakın ilçelerdir. Aybastı’da bir Mesudiye kadar Fatsa’ya uzak değildir. Merkez/Doğu kesimin iç/yukarı ilçelerini tek bir ana yol birbirine bağlarken burada ikisi ANA Yol biri ARA (Tali) olan üç yol vardır ki hepsi de FATSA şehir merkezine bağlıdır. Bu yolların doğusundan başlayarak inceleyelim:

-Birincisi, daha doğuda yer alan ve FATSA şehrini bu kesimin küçük ilçelerinden ÇAMAŞ’a ve Çamaş üzerinden Merkez/Doğu kesimi Gürgentepe ilçe merkezine bağlayan ARA (Tali) bir hat olup oradan ister Gölköy ve Mesudiye’ye yâda ister Gürgentepe’den Ulubey ve Ordu merkez Altınordu İlçesi ANA Yoluna bağlayan bir ARA yoldur. Ara yol olmasına rağmen kullanım oranı fena değildir. Zira sadece Çamaş-Gürgentepe değil, FATSA-Gürgentepe-MESUDİYE Hattı gibi uzun mesafede kullanılır. Bazı tanıdığım Mesudiyelilerin Ordu İl merkezi Altınordu’ya hiç uğramadan Fatsa’dan Aybastı yoluna dönerek buradan da ÇAMAŞ Yoluna sapıp, oradan da GÜRGENTEPE’ye çıkarak içe dönüp böylece önce GÖLKÖY sonra ise MESUDİYE’ye ulaştıklarını böylece yolu daha kısalttıklarını böylece bu yolun da epey insan tarafından Ordu kesimine olan mesafeyi kısaltma adına kullanıldığını biliyoruz. (Çamaş-Gürgentepe ara hattı 32 km.dir)

-İkincisi ise ortada olan AYBASTI ANA Hat Yoludur. Bu yol Fatsa ilçe merkezi şehrin her iki yanında bulunan Akarsudan doğusundaki BOLAMAN Deresinin kıyısı boyunca önce diğer ÇAMAŞ Yolu ile birlikte ilerleyen ancak kısa bir müddet sonra ayrılan ve önce ÇATALPINAR’a ulaşıp sonra KABATAŞ ve nihayet AYBASTI’ya varan yoldur. Hatta bu yol burada son bulmaz ve güneye doğru devam ederek İl hatta bölge dışına çıkar ve TOKAT İlinin REŞADİYE İlçesine bağlanır. (Aybastı ilçesinden güneye doğru ORDU İlinin 3 (üç) önemli Yaylası’ndan biri olan PERŞEMBE Yaylasına ulaşılır ve buradan yine güneye devam edilerek Tokat-REŞADİYE’ye ulaşılır)

2008 yılındaki Aybastı yolculuğumuzda bu yoldan geçtiğimizde yapılan yol çalışmalarını gördük. Şunu gözlemledik: Yolun mevcut şartları ÜNYE-AKKUŞ yolundan daha kötüdür. Ancak yapılan ve o tarihte bile ciddi ilerleme sağlamış olan yol ile şartlarda nisbi (kısmen) iyileştirmeler sağlanmıştır. Elbette aradan geçen zaman içinde bu yol çalışması bitmiş ve yol şartları eskiye göre epey iyileştirilmiştir.

Bu yolun başı ve sonu (ORDU-Mesudiye-SİVAS yâda ÜNYE-Akkuş-NİKSAR-TOKAT güzergâhları kadar olmasa da) aslında biraz potansiyel barındırmaktadır. Fakat ne bu potansiyel, bu mevcut hattı duble (bölünmüş) yol haline getirilmesini sağlayacak kadar rantabldır ne de coğrafi şartlar olarak daha iyi yol mesela duble (bölünmüş) yol haline getirilmeye elverişlidir. Zira doğudaki yeni yapılan ORDU -MESUDİYE DEREYOLU Güzergahı bile duble (Bölünmüş) olmayan ancak şartları düzgün ve genişletilmiş bir tek şerit yoldur. Ancak mevcut FATSA-AYBASTI-REŞADİYE yolunun 12 sene önce yapılan iyileştirmelerinden daha fazlasını hak ettiği ortadadır. Buna göre kimi yerlerde güzergâh

değişiklikleri yaparak, viyadük ve icabında tünellerle desteklenmiş bir iyileştirme ile iller arası daha canlı bir yol haline gelebilir. Zaten medyaya yansıyan haberlere göre; yol üzerinde zaman içinde ciddi çalışmalar yapılmış ve yolun şartları daha iyi hale getirilmiş olup bugün FATSA-REŞADİYE arasında kullanılmaktadır. Sonuçta Karadeniz kıyısında FATSA gibi büyük bir merkezi güzergâh boyunca küçükte olsa Çatalpınar-Kabataş-AYBASTI ilçeleri ve çevre halkı ile beraber güneyde ki REŞADİYE ilçesine böylece iç kesimde ki KELKİT Vadisine ve oradan iç kesimlerdeki birçok önemli yere, Kelkit Vadisinin bir kesimini de Fatsa ve kıyısına bağlama imkânına sahiptir. (Aybastı-Reşadiye 56 km.dir)

Üçüncüsü-FATSA merkezin batısından geçen ELEKÇİ Çayının batı sahili boyunca ilerleyen ve KUMRU ile KORGAN İlçelerine ulaşan ANA Yol Hattıdır. Bu ana hat diğerlerine göre daha kısadır. (30-35 km.) Ancak bu hat yaklaşık 15 yıl önce uzatılma kararı alınarak Tokat-NİKSAR’a ulaşan iller arası bir Karayolu haline getirilmek istenmiş ve bu doğrultuda çalışmalara başlanmıştır. Yıllardır bitirilemeyen bu yol bırakınız AKKUŞ’un da üzerinde olduğu ÜNYE-NİKSAR ANA hattını..FATSA-AYBASTI-REŞADİYE Hattı kapasitesinde bile DEĞİLDİR. Bu yol Kumru-Korgan Yol ayrımına gelince ile ikiye ayrılır. Kumru’da son bulur fakat Korgan’dan sonra önce Korgan’dan yükselerek KARAKÜTÜK Dağlarının eteklerinde ilerleyerek Korgan’ın yukarı Mahallelerine ulaşır ve buradan Yayla kesimine çıkarak KARAKUŞ Dağlarının doğusu etekleri boyunca ve buradaki obaların kâh üstünden kâh yanından (Kumru DÜZOBA’nın doğusundan) tenha ve ıssız yüksek yerlerden geçerek aşağı güneye doğru inmeye başlar ve NİKSAR İdari alanına girer ve ilk olarak Akgüney köyünün üstünden geçerek Niksar’ın (en) yukarı kesim köylerinden geçerek nihayet Niksar-ÇAMİÇİ Yaylasına ulaşır. Buradan ÜNYE-Akkuş-NİKSAR Karayoluna dâhil olur. Bu yol üzerindeki çalışmalar uzun yıllar sürmüş ve aslında bitme noktasına gelmişken son ekonomik durum nedeniyle yavaşlamış ve bir türlü tamamlanamamıştır. Bu yeni yol buradan hem mevcut ÜNYE-NİKSAR Yoluna hem de gelecekte ki yeni DUBLE ÜNYE-NİKSAR Yoluna ÇAMİÇİ Kasabasından bağlanacaktır.

Ancak FATSA’dan gelen Kumru-Korgan yolu önce ortak hat üzerinde geliyor sonra aşağıda KUMRU’ya devam ederken bir sapaktan (ayrımdan) KORGAN’a çıkıyor. Daha önce incelediğimiz bu hat Kumru’da Mahalle yolları ile devam etmektedir. Böylece Kumru’nun batısından mahalle yollarından KUMRU-TEKKİRAZ bağlantısı sağlanırken, güneybatı istikametinden ise AKKUŞ Mahalleleri ile başka bir bağlantı sağlanmaktadır. Buna göre Divanitürk Mahallesinden Kızılelma Mahallesi ile Yenidivan Mahallesinden ise Tuzak Mahallesi üzerinden AKKUŞ İlçesi ile bağlantı sağlanmaktadır. Ancak bunlar henüz ilçe ara bağlantı yolları sayılmaz.

Fakat Tepealan Mahallesini ve KORGAN-Niksar Yeni Yolunu uydu ve haritalardan izlerken bu yoldan Akkuş İlçe merkezine bağlanacak 2 (iki) ara hat buldum. Bulduğum birinci güzergâh biraz zorlu ve yüksek yerlerden yayladan geçse de yine de değerlendirilebilir ve alternatif bir güzergâh olabilir. Ancak olumsuz tarafı Korgan ile irtibatı tam sağlamıyor ve uzak kalıyor. Hâlbuki Korgan ile Akkuş ilçesi ile hemen hemen aynı paralelde yer almaktadır. Kumru ise daha kuzeyde kalıyor. Yine de Korgan’a direkt değil ama Korgan-NİKSAR Yoluna Akkuş ilçe sınırları içinde tespit ettiğim en yakın nokta olan (Akkuş’ta ÇEKİÇ OBASI diye bilinen) DÜZOBA YAYLASI’ndan yakın bir irtibat sağlanabiliyor. Fakat burada ilginç bir durum ortaya çıktı ki şöyledir: Bizim düşündüğümüz bu güzergâh meğer zaten meşhur YEŞİL YOL Projesi Güzergâhıymış. Dolayısı ile demek ki (ORTAK) AKLIN Yolu 1 (bir)

Peki, YEŞİL YOL nedir? Yeri gelmişken bildiğimiz ölçüde izah edelim:

YEŞİL YOL Çalışmalarının ilk ana ayaklarından biri Samsun’un SALIPAZARI İlçesinden başlamış olup SALMAN Mahallesine kadar tek şerit BETON YOL oluşturularak gelmiştir. Devam eden çalışmalarla yol Salman Mahalle merkezinden Çamlıca yönünde değil de Kuzköy (Akpınar) sapağından eski Akkuş

ORMAN yolu içinden güzelim Gürgen (Kayın) Ormanları ve böylece devasa Gürgen (Kayın) ağaçları içinden ilerleyerek AKKUŞ İlçe merkezine ulaşır. Bu hat boyunca yeşil yol Salıpazarından Salmana geldiği gibi inşa edilecek tek şeritlik Beton Yol şeklinde olacaktır. Burada Akkuş İlçe merkezinin de eteğinde kurulduğu ARGIN (Argan) Yaylasına ve muhtemelen burada kurulacak olan tesislere ulaştıktan sonra Niksar Karayoluna çıkar ancak Büyük Kertil mevkiinden Doğuya sapar.

Burada tespit (ve tahmin ettiğimiz) YEŞİL YOL Hattının Akkuş Argın (Argan) Yaylası sonrası olan güzergâhı sanırım şöyle olacaktır:

Akkuş İlçe merkezi-Niksar Yolu 3. km. Büyük Kertil mevkiinden İçme Suyu tesisleri altından Karaçal Mahallesi Karaağaç tepesi ve İskenderli mevkilerinin yolundan ilerleyerek, bu mahallelerin hemen üstünden geçen Yayla yolunu takiben biraz yükselerek önemli kısmı KUMRU İlçesi idari sınırları içinde yer alan ÇEKİÇ OBA yâda diğer adıyla DÜZOBA Yaylasına (ve muhtemelen burada yapılacak tesislere de) ulaşıp bu güzel ve büyük yaylanın kıyısından geçilerek aşağıya Korgan-Niksar yoluna ulaşılıyor. İşte buraya kadar gelmek ve buradan kuzeye yönelmek ile Akkuş-Korgan bağlantısı sağlanmış olmaktadır.

Buradan Yeşil Yol’un yapılış amacı gereği ilçe merkezlerine değil öne çıkan doğa güzelliklerinin olduğu yerlere geçmek üzere yine mahalleler ve doğa (tabiat) içinden giderek Kumru’dan sonra ve Korgan’ın üst/yukarı noktalarına ulaşarak burada Korgan’ın meşhur turistik doğa yeri olan İTENİÇİ Mesire alanına ulaşıyor. Burada proje gereği yapılacak (inşallah doğayı tahrip etmez ve getirim üretmez olarak yapılması planlanan) tesislerin alanından sonra devam eden yol yine farklı yüksek doğa yerlerinden geçerek AYBASTI sınırları içinde meşhur ünlü PERŞEMBE YAYLASI’na ulaşıyor.

YEŞİL YOL buradan da Doğu/ORDU Kesimi içine devam ediyor ve Gölköy sınırları içinde güzel doğaları dolaşarak burada ki yüksek ormanlar içinde ki meşhur ULUGÖL’e uğruyor. Burada da isteyenler için (yapılacak) tesisler alanında mola sonrası devam eden yol Mesudiye ilçesi sınırları içinde ki Yaylalara ulaşıyor. Burada Mesudiye merkezin üstünde / kuzeyde ki TOPÇAM Sahası içinde kalan yaylalarından geçerek Kabadüz İlçesindeki meşhur ÇAMBAŞI YAYLASI’na çıkarak Ordu İl sınırları içinde son noktasına ulaşmış oluyor. (Buradan da YEŞİL YOL Giresun, Trabzon, Rize, Artvin İllerinin yukarı kesimleri ilçe ve mahallelerinde güzel doğa manzaraları içinde hattına devam ederek, önemli güzel Noktalarda yapılacak tesislerde mola vererek nihayet Gürcistan sınırına ulaşıyor)

2 bin km.den çok fazla süren bu YEŞİL hat YOLU, ORDU İli içinde aşağıda/sahilde mevcut Karadeniz OTO Yolu paralelinde yukarda yeni bir yol hattı oluşturuyor. Böylece İÇ/orta ve YUKARI birçok İlçe doğa (tabiat) turizmi için olan bir hattan dolaylı olarak hem birbirine bağlanmış oluyorlar hem de doğa turizmi için (inşallah doğayı tahrip etmez ise faydalı olan) ulaşım hattını kazanmış oluyorlar. Birde bu ilçelerin doğası güzel olan yerleri o ilçelere ayrı ayrı gitmek külfeti ortadan kalkmış ve tek bir hat üzerinden gezmek SEYAHAT ETMEK imkânı doğmuş olmaktadır. Eğer belirttiğimiz üzere projede sakıncalı ve insanlarda endişe doğuracak çekinceler giderilir ve Ranta kurban edilmez ise bu YEŞİL YOL orta ve yukarı kesim ilçeler için yaz mevsiminde olsun ekonomik değer katacak turizmi geliştirecek iktisadi faydalar sağlayacak alternatif bir gelir kapısı açılabilir. Turizmin ilk şartı altyapı onun da ilk adımı Yol’dur. Fakat bu yol bildiğimiz anlamda hızlı geniş bölünmüş yol olmayacaktır. Ancak doğanın içinden geçecek yağışlı şartlara dayanıklı yapılan tek şerit beton bir yol ile manzaraları izleye izleye istenilen ara yerlerde (belirlenen yerlerde yapılmış uygun tesislerde) mola vererek (yolda kalma endişesi olmadan) gitme imkânı sağlayan heyecanlı maceralı bir yol imkanı kazanılmış olmaktadır. Daha önce mastır planı içinde yer alan mola noktalarında Bakanlığın ve o ilçeler yatırımcısının yapacağı dinlenme tesisleri de bu yolda oluşacak sosyal harekete bağlı olarak ilçelere bir miktar iktisadi faydalar sağlayabilir.

Böylece yeni hiçbir bir masraf etmeden al sana Ara (Tali) Yol mahiyetinde AKKUŞ-KORGAN ve KUMRU Yolu. Hem turistik bir doğa yolu hem de önce Korgan olmak üzere (hatta az daha aşağıya dönülürse Kumru dâhil) Aybastı-Gölköy-Mesudiye iç bağlantısı sağlanmış oluyor.

Ne kadar yol açılırsa bu ilçelerin yararınadır, sosyal ve ticari ilişkiler daha çok gelişir, ilişkilerin gelişmesi ile ekonomik faydalar, ticari ve turizm faydaları kazanılabilir, demektir.

Böylece ORDU İlinin yukarısında baştanbaşa AKKUŞ-KORGAN-AYBASTI-GÖLKÖY-MESUDİYE-KABADÜZ ilçelerini direkt (diğerlerini dolaylı olarak) birbirine bağlayan bir iç hat oluşmuş olmaktadır. Fakat bir kez daha tekrar edelim ki bu yol ticari bir yol yâda rahat bir karayolu değildir, turizm amaçlı tek şerit ve saatte ortalama en fazla 60-70 km. hız yapılabilen beton bir yoldur. Yolun dezavantajı ise yüksek rakımlı yerlerden geçmesi itibariyle birçok kısmını kış mevsiminde kullanmak çok zor olacağı için genelde mevsimlik kullanılan bir hat olacaktır.

Bu yeni açılmış ve bitmek üzere olan Korgan-Niksar yoluna kısa bir çıkış hattı da Niksar Yolunda Gökçebayır (TİFİ) Mahallesinden ayrılarak gidilen ve yine Karaçal mahallesinin ile Niksar’ın Çalca Mahallesinin (Köyünün) arasında akan Gökçebayır Deresi üzerine yapılan Umut Barajından devam edilerek Dere boyunca ilerleyerek yine Niksar’ın Yalıköy Mahallesinden geçerek mevcut yola ulaşılan hattır. (Böylece Korgan hattından Akkuş İlçesinin en güzel yerlerinden birisi olan Gökçebayır-Tifi Mahallesi merkezine ve buradaki baraj ve tesislere de hareket sağlanmış olur) İleride ise yapılacak olan yeni ÜNYE-NİKSAR BÖLÜNMÜŞ OTO YOLU’nun Karaçal Mahallesi’nin ortalarında son Tünel’den çıktıktan sonra ulaştığı Tifi mevkii düzlüğünden yola kavuşmuş olur ki aslında bu ileride Yeşilyol’dan daha sağlıklı bir Korgan bağlantısı sağlayacaktır. (Ancak her mevsimde sağlıklı olacak asıl bağlantının yine de Kumru üzerinden olacağı varsayılabilir)

Korgan-Niksar yolu biraz daha aşağıda/güney de Çamiçi Kasabasında mevcut Ünye-Niksar yoluna bağlanır. Bu yollar ileride yapılacak olan Yeni ÜNYE-Akkuş-NİKSAR DUBLE OTO YOLU’unun asla alternatifi değildir ve şu an mevcut yola ileride ise bu yeni DUBLE yola bağlanmak için yapılan ara hatlardır.

Böylece ORTA/Fatsa kesiminde 3 (üç) farklı yol ve hattın olduğunu görmüş bulunuyoruz. Bu yollardan önem ve potansiyel sırası bakımından önce 1- Fatsa-Aybastı-Reşadiye yolu sonra 2- Fatsa-Çamaş-Gürgentepe Yolu daha sonra ise 3- Fatsa-Kumru-Korgan-Çamiçi-Niksar yoludur.

Fatsa-Korgan-Çamiçi hattı tam bitmediği için şu an Fatsa-Çamaş-Gürgentepe yolunun daha işlek olduğu söylenebilir. Bu kesimde FATSA merkeze Aybastı hariç diğer ilçeler daha yakın sayılır. AYBASTI’da hem (52 km.) mesafe olarak FATSA merkeze hem de iyileşen yol şartları olarak yakın olmasa bile artık uzakta değildir.

Bu kesimde hangi eski beldeler şimdi ise mahallelerin idari sıkıntısı vardır, bu konuya da yine eski MHP şimdi ise Demokrat Parti ORDU Milletvekili Cemal Enginyurt’un 16.11.2018 tarihli medya haberine yansıyan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında ‘’ORDU’da Tekkiraz, Güzelyurt, İlküvez, Alankent, Tepealan ve Salman adıyla 6 yeni ilçe kurulmasına ilişkin kanun (yasa) teklifini TBMM Başkanlığına sunduğu’’ haberi üzerinden gidelim:

-Bu medya haberine göre Sayın Enginyurt bu orta yani FATSA kesimiyle ilgili de 2 (iki) yeni ilçe kurulması teklifini vermiştir. Buna göre KORGAN İlçesine bağlı TEPEALAN Mahallesinin ve KABATAŞ İlçesine bağlı ALANKENT Mahallesinin ilçe olması teklifini sunmuştur.

Medya haberlerine yansıyan ilçe olma gibi idari tekliflerin bu kesimde kamuoyu karşılığı nedir, diye bakınca hakikaten bu haberde adı geçen beldeler dışında başka yerler yok gözüküyor. Fakat bu iki beldeye geçmeden önce burada yukarıda söz ettiğimiz gibi en son 1990 yılında yaşanan ilçe-leştirme furyası politikasındaki yanlışların çoğu bu kesimde yaşanmış olduğunu belirtmek isteriz. Zira bu kesimde 1990 yılı ürünü ilçeler olan 3 (üç) ilçenin maalesef en az ikisinde tartışmalı bir idari karar alındığı kamuoyunda bu kesimi bilen birçoğu insanın ortak kanaatidir.

Buna göre bir defa bu kesimde kurulan 3 (üç) ilçenin (iki) 2’si bu kesimin merkezi olan FATSA ilçe merkezine çok yakın mesafede kurulan (zaten daha öncede Fatsa’nın nahiyeleri, beldeleri olan) ilçelerdir:

-ÇATALPINAR ve ÇAMAŞ

Bu iki ilçeden ÇAMAŞ ilçesi Fatsa merkeze 21 km.dir. Evet, evet sadece 21 km.dir. Buna göre Fatsa şehir merkezine ve aynı zamanda Uluslarası KARADENİZ Otoyoluna en fazla 25-30 dk.da varılabilen ve ilçe merkezinin arızalı bir topoğrafya üzerinde kurulduğu hatta (Aşağı Çamaş-Yukarı Çamaş diye) ikiye ayrıldığı bir Belde niçin ilçe yapılma gereği duyulmuştur? Buradaki köylerin ortalama uzaklıkları Fatsa merkeze ne kadar uzaklıktadır?

Haritaya bakarsanız ÇAMAŞ ilçe merkezinin Fatsa‘ya ne kadar yakın olduğunu gördüğünüz gibi idari (ilçe merkezi dâhil bütün mahallelerinin toplam idari) sınırlarının coğrafi olarak ne kadar küçük olduğunu görmüş olursunuz. Zaten ilçe merkezi ve köyler dâhil bütün nüfusu 2019 sayımında bile 9.058 (dokuz bin sıfır elli sekiz) olan ilçenin nüfusunda bugün Orta Anadolu ve Batı bölgelerinde Mahalle statüsünde köyler vardır. Araştırmanızı sıklaştırıldığında Nüfusune.com sitesine göre Çamaş ilçesinin 23 Mahallesi (eski isimle köyü) görünmekte fakat ilçe idari haritasında bu durum gözükmemektedir. ÇAMAŞ İlçesine dahil olan 23 (yirmi üç) Mahalle küçücük coğrafyaya nasıl sığmıştır? İlginçtir. Ancak bu derece FATSA’ya yakın, idari alanı oldukça küçük ve ilçe merkezi topoğrafyası bozuk olan bu ilçeyi görünce insanın şöyle diyesi de geliyor:

-Vah Salman vah…!! (nasıl bir fırsat kaçırmışsın)

Akkuş ilçe merkezine ne kadar uzak olduğu ve daha ilerisinde o kadar uzak köylerin etrafında kendini merkez ittihaz eden (kabullenen) ciddi miktar köyünün olduğu ve harita üzerinde Akkuş’tan ayrılması durumunda ciddi ayrı bir hinterlanda (kesime) sahip olduğu net gözüken Salmanın eksiği neydi ki Çamaş onu tamamlamıştır da ilçe olmuş lakin Salman ilçe olamamıştır? (Bu soruyu yukarıda Merkez/DOĞU Kesimi içinde TOPÇAM içinde sorabiliriz)

Netice: Hiç uzatmaya gerek yok. Çamaş’lı kardeşlerimiz isterse alınabilirler. Kusura bakmasınlar ama Çamaş ilçesi Salman ve Tekkiraz gibi yerler varken ilçe yapılması tamamen hem YANLIŞ bir idari karar hem de ciddi bir kaynak israfıdır. Sadece Çamaş mı? Hayır, Çamaş ve onun gibi yerleşimlerin ilçe yapılması YANLIŞ bir idari tasarruftur ve gereksiz ve de (muhtemelen) siyasi bir idari karardır.

Birde şahsım olarak geçmişte yaşadığım halen yaşanan, sizlerin de karşılaştığınız ve karşılaşabileceğiniz sosyal gerçeklerden biridir:

-Bu tür küçük ilçe halkından insanlara sorsanız ki ‘’nerelisin hemşerim’’ deyince nedense yeni değil eski ilçelerinin adıyla cevap verirler. Halbuki, bu eski Nahiyeler yâda Beldeler geçmişte İlçe olmak için yirmi takla yüz parende atmışlardır, on vekil beş bakan peşinde koşmuşlardır ama işte bu soruyu sorunca ona verilecek cevap ortaya çıkar:

-Madem FATSALI, ÜNYELİ kalacaktınız kardeşim..o zaman niye ilçe oldunuz ki?

Zira bunun sebebi: Ya yeni ilçelerini kimsenin tanımayacağını düşündüklerinden yâda eski ilçelerinin daha tanınmış ülke çapında namlı ve meşhur ilçeler olmasından ötürü oralı olmanın şerefini (?) taşımaya devam etmek istemeleridir. Öyle ya; Kadir İNANIR’ın ilçesi FATSALI olmak varken adam niye ‘’Çamaşlıyım, Çatalpınarlıyım’’ desin? (Yâda ÜNYELİ olmak varken adam niye ‘’Çaybaşılıyım, İkizceliyim’’ desin ki..en dramatik olanı ise Akkuşluların bile Ünyeliyim, demesidir )

-ÇAMAŞ hakkında son hükmümüz keşke Nahiye yâda Belde sistemi devam etseydi de ÇAMAŞ (ve Çamaş gibi gereksiz küçük ilçeler) sadece Belde (yada Nahiye) olarak kalsaydı, şeklinde olacaktır. Bugün mahalle bile kalsaydı zaten yakın olan FATSA İlçe merkezindeki Belediyeden ve zaten var olan Büyükşehir Belediyesinden buralara Belediye hizmeti götürmek zor olmayacaktı, idari sıkıntı da pek olmayacaktı.

ÇATALPINAR’a gelecek olursak ise.. Fatsa orta kesim de halen eski ismiyle ‘’ÇATAK’’ diye de bilinen şimdiki mevcut ilçe hakkında hükmümüz de iki yönlüdür: Buna göre; ilk fikrimiz evet, ÇAMAŞ gibi ilçe olması gereksizdi. Belde olarak kalabilirdi zira Fatsa’ya çok uzak olmayan bir mesafede ve arazisi müsait köylerle çevrili dolayısıyla hizmet götürülmesi zaten zor olmayan bir ilçedir. Zaten nüfusu da fazla değildir. Yâda Salman, Tekkiraz gibi yerler varken buranın ilçe olması elzem değildir.

Ancak Hayır bu yerleşimin ilçe olması doğru bir karardır der isek, Çamaş’tan farklı olarak şunları sıralayabiliriz;

1- AYBASTI-Reşadiye karayolu üzerinde bulunması ve Fatsa şehrine 23 km. gibi yakın-orta mesafede oluşu. Aybastı ANA yol hattını canlı tutması.

2- İlçe merkezinin bulunduğu yerin düz sayılabilecek müsait bir topoğrafyasının oluşu, ÇAMAŞ yâda ÇAYBAŞI İlçeleri merkezi gibi arızalı topoğrafyasının olmayışı üstelik ilçe merkezinden geçen Bolaman Çayının ilçe merkezine güzellik katması

3- ÇAMAŞ’la aynı sayıda 23 (yirmi üç) Mahalleye (eski adıyla köye) sahip olması şartlar eşitmiş gibi görüntü arz etse de, Nüfusune.com’da ki bilgilere göre 2019 sayımına göre ilçe merkezi ve köyler dahil toplam nüfusu Çamaş’tan daha fazla nüfusa sahip olması. 13.809 (on üç bin sekiz yüz dokuz) kişi. Bu demektir ki nüfusu Çamaş’tan yaklaşık 5 (beş) bin kişi daha fazladır.

4- Üstelik Çatalpınar, AYBASTI Yolu üzerinde bu çevreyi ve köyleri ortalayan bir merkez ittihaz eden mevkiye sahip olması bir başka avantaj olup, ana yollar üzerinde ilçe yapılması bu hatların canlılığını arttıran bir nokta olduğu da dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla hem ana yol üzerinde olması hem de arazisinin müsaitliği nedeniyle gelişebilecek bir ilçedir.

Hatta ve hatta Çamaş ile Çatalpınar ilçelerinin birbirine uzaklığının 11 (on bir) km. gibi çok yakın bir mesafe olduğunu görünce ister istemez akla şu düşüncede geliyor:

-Acaba bu iki ilçe tek bir ilçe olarak düşünülemez miydi? Mesela daha büyük ve konumu uygun olan ÇATALPINAR İlçe merkezi kalsa Çamaş ona bağlansa olur muydu? Muhtemelen bu durumda bunu tercih etmeyecek olan Çamaş’ın 21.Km uzağında olan Fatsa’dan ziyade 11 km. yakınında olan ÇATALPINAR’a bağlı olması da kötü bir tercih ve karar da olmazdı. Üstelik biri 9 binlik diğeri yaklaşık 14 binlik iki ilçeden 23 bin nüfuslu daha büyük bir ilçe ortaya çıkabilir gözükse de bu çok zordur. Çünkü bu iki küçük ilçe arasında coğrafi yapı engeli maalesef bu iki ilçeyi yakın gözüken mesafeye rağmen yaklaştırmamakta bu seçenek mümkün gözükmemektedir.

Gelelim eski MHP şimdi DP Vekili Cemal Enginyurt’un teklifinde adı geçen bu kesimde ki iki yeni ilçe teklifinde adı geçen ALANKENT ve TEPEALAN teklifine..Önce hem bu kesimdeki Çamaş ve Çatalpınar’la aynı tarihte ilçe olan yeni KABATAŞ İlçesi üzerinden gidelim:

Adı geçen ALANKENT eski Beldesi (bugün Mahalle olan bu yer) KABATAŞ ilçesine bağlıdır. Kabataş İlçesinin ise (AYBASTI ilçesinden ayrılarak) Çatalpınar, Çamaş’la birlikte Mayıs 1990’da son ilçe olan –enteresandır hem de bu kesimde yer alan- 3 (üç) ilçeden biri olduğunu yukarıda yazıya giriş kısmında değinmiştik. Tam 30 yıl önce ilçe olan KABATAŞ ilçesinin muhtemelen yine o tarihlerde kendisi gibi AYBASTI’ya bağlı olan ALANKENT ile ilçe çekişmesi olduğu tahmin edilebilir. Bu durumda iki yeri karşılıklı ele aldığımızda:

a-Orta kesimin merkezi FATSA’dan AYBASTI’ya gidenlerin, ÇATALPINAR İlçesinden sonra yol üzerinde geçtiği son ilçe KABATAŞ olduğunu tekrar belirtelim. Yani Kabataş’ın ilçe olurken (ve halen) en büyük avantajı ANA KARAYOLU ÜZERİNDE olmasıdır. Hâlbuki ALANKENT ana yoldan ayrı bir Mahalle yolu üzerindedir. Üstelik bulunduğu istikamet bir tali yol bile değildir. Yani mesela; arada iki ilçeyi birbirine bağlayan mesela Gölköy-Aybastı yolu ve üzerinde yer alan Güzelyurt gibi bile ulaşım üzerinde de değildir. Bu durum Kabataş için müthiş bir avantaj oluşturmuş iken Alankent için ise ciddi dezavantajdır. Gerçi Korgan’a bağlı Tepealan mah. İle arasında olan mahalle yolu Korgan-Kabataş ara (tali) yolu şeklinde daha iyi bir bağlantı ile güzel bir tali yol olabilir.

b-Kabataş ilçe merkezi coğrafya olarak Fatsa’ya ulaşan Bolaman Çayının bir kolu olan derenin her iki kenarında çökek ve dar bir alanda kurulmuştur. Basık, yetersiz ve arızalı bir topoğrafyası vardır. Ancak rakımı az daha düşüktür.

Fakat ALANKENT merkez ise yeterli ve gelişmeye elverişli güzel bir topoğrafyası vardır. Her ne kadar ALANKENT büyük bir dağ silsilesinin bir sırtı üzerinde olsa da bulunduğu yer bu sırtın düzleştiği adı gibi geniş ve müsait bir alandır. İlçe olmaya müsait bir topoğrafyası vardır. Rakımı da 814 mt. gibi çokta yüksek olmayan orta kesim bir mevkidedir. Ancak arızalı topoğrafyadaki Kabataş ilçe olunca gelişmiş ve o küçük dar vadiyi çapına göre iyi bir yapılaşmayla doldurmuşken hatta bu konuda Çamaş ve Çatalpınar’dan da fazlalaşmışken, Alankent ise ilçe olamaması ile geçen zaman içinde daha küçük çapta bir kasaba olarak kalmış ve muhtemelen 2014 sonrası belediye teşkilatı kalkan eski beldeler gibi kan kaybederek canlılığı azalmıştır.

c-Kabataş ilçe merkezi Aybastı’dan ayrılan kesimin tam ortasında yer alırken Alankent eski beldesinin bulunduğu nokta dezavantajlı bir nokta teşkil eder. Zira tam olarak ALANKENT Mahallesinin konumu Kabataş ilçe sınırlarının güneybatı köşesinde AYBASTI ile sınır ve KORGAN sınırlarına yakın kör bir noktada kalır.

Alankent’in ilçe olmasını bu kesim insanların ‘’ilçe olması çok yakışır’’ dediği tek nokta (kasaba büyüklüğündeki bu) mahalle merkezinin bulunduğu güzel müsait ALAN’dır. Peki, Alankent ilçe yapılması düşünülecek olursa belirlediğimiz MeKoNYEK diye belirttiğimiz kıstaslarımıza göre;

1- ALANKENT Mahallesinin bulunduğu kesimde kendi ilçesi ile UZAKLIĞI sadece 7 (yedi) km.dir. Bulunduğu yolun ARA (Tali) Yol üzerinde olduğunu kabul edelim. Çevre yakın ilçelerden eski ilçesi AYBASTI’ya uzaklığı 11 km.dir. KORGAN’a 17 km.dir. Bulunduğu Yol hattı üzerinde mevcut mesafeler içinde bir ilçe teşkilatına ihtiyaç olmadığını gayet açıktır.

Böylece zaten yeterli olan dar bir idari alanda GEREKSİZ yeni bir idari teşkilat oluşmasına yol açmaya gerek yoktur. Yeterli hinterlanda (iç bölgeye) sahip olmadığı gözükmektedir.

2- ALANKENT Mahallesinin merkezinin bulunduğu alanın topoğrafya olarak idari bir merkez konumuna uygun olması en büyük AVANTAJIDIR. Ancak aday mahallenin oluşacak idari haritada

uygun orta bir merkez (küçük bir hinterlant) mevkide bulunmadığı açıktır. Böylece zaten idari sınırları küçük ve uzak köyü olmayan KABATAŞ ilçesine uzak köylere yakınlaşması ve ulaşıma bağlı idari problemlerinin çözülmüş olması gibi bir durum söz konusu DEĞİLDİR.!

*Zaten sonradan ilçe olmuş ve Aybastı’dan ayrılarak küçük bir idari bölgesi olmuş olan Kabataş ilçesinden koparacağı alan daha da küçük olacak, üstelik ALANKENT konumu itibariyle etrafında kendine bağlayacağı mahalleler (köyler) az olacaktır. Zira oldukça güneybatıda ilçe idari sınırlarının alt köşesinde yer almaktadır.

3- KABATAŞ İlçesinin toplam nüfusu zaten 10.617 kişidir. Zaten küçük olan Kabataş ilçesinin toplam nüfusunun 2019 sayımına göre 10.617 (on bin altı yüz on yedi) olduğu göz önünde bulundurulursa daha da küçülecek olan Kabataş’tan ayrılan Alankent ne kadar ayrı bir nüfusa malik (sahip) olacaktır? Bu durumda ALANKENT Mahallesinin merkez ve kendine bağlanabilecek çevre (mahalleler) toplam nüfusu mevcut nüfusu kabataslak tam ikiye ayırsak bile en fazla 5.000 (beş bin) kişi civarı olacaktır. Geriye kalan nüfus ta Kabataş için komik olacaktır. Netice de ALANKENT ilçe olmak için gerekli olan 8 (sekiz) bin kişi kıstaslarımızı karşılamayacaktır.

4- Alankent Mahallesinin kendine bağlanabilecek Mahalle sayısı mevcut 18 (on sekiz) Mahalleden ayrılacak ortalama 9 (dokuz) Mahalle ise yeterli değildir. KABATAŞ İlçesinin mevcut yüz ölçümü zaten 74 km. kare gibi gülünç derecede küçük olduğu ve ilçe olma kıstaslarını bile karşılamadığı ortada iken oluşabilecek ALANKENT İlçesinin muhtemel yüzölçümü ise bu zaten arazisi yetersiz ilçeyi ortalama 37 (otuz yedi) km. kare gibi minicik bir yüz ölçümle karşı karşıya bırakacaktır. Bu yüzölçümü ve yetersiz mahalle sayısı ise kıstasımızı da ilçe olma şartlarını da karşılamadığı ortadadır.

5- Aday olarak önerilen ALANKENT Mahallesinin bulunduğu alanda bir idari boşluk olmadığı malumdur. Peki, (hali hazırda) sosyo ekonomik yapıda bir gerilik ve kapasite daralması da var mıdır? Yani bu alanda halkın ekonomik durumu geri midir? Elimizde kesin veriler olmasa bile 2014 Belde teşkilatının lağvedilmesiyle birlikte kurum ve Belediye de çalışan nüfusa bağlı hizmet sektöründe cüzi kayıp dışında ciddi bir ekonomik kaybın olmadığı ortadadır. Bütün Ordu ili genelinde olduğu gibi burada da yoğun olarak yapılan FINDIK tarımı ve buna dayalı iktisadi hareketlilik mevcudiyetini korumaktadır. Elbette Mahallenin ilçe olması kararı alınır ise mevcut alanda iktisadi hareketlilik artacaktır daha olumlu sosyo-ekonomik değişiklikler olma ihtimali yüksektir ancak gereği var mıdır, gözükmemektedir.

6- Aday gösterilen ALANKENT Mahallesinin bulunduğu alanda halk tarafından ciddi bir ilçe olma beklentisi var mıdır? EVET, böyle bir talep vardır. Ancak ne ölçüde vardır bunu bilmemekle birlikte karşılaştığımız Alankentli Vatandaşlar arasında genellikle bu beklenti ve özlemi hissedebiliyorsunuz. Medyaya yansıyan haberler arasında Orducu.com adlı haber sitesinde 08 Mart 2013 tarihli haber ilgi çekicidir:

-Alankent ilçe olmak istiyor, başlıklı haber içinde en dikkat edilecek nokta isimsiz ancak kamuoyu adına dillendirilen “45 yıl önce kurulan beldemiz 7 bin 200 şehir merkezi 20 bine yakın çevre nüfusuyla Ordu’nun en eski ve en büyük beldesi” cümlesi veya sözüdür.

İnsanlarımız her zaman ister, daha iyisini daha fazlasını ister, ancak genel de menfaatini ister. Yani ister de ister. Ancak bu ne kadar akılcıdır ne kadar kıstaslara (gerekli şartlara) uygundur düşünmez. Hâlbuki bu cümleye verilecek cevap basittir, rakamlar ortadadır: Kabataş ilçesinin toplam nüfusunun 2013 sayımına göre 12.281 (on iki bin iki yüz seksen bir) olduğu göz önünde bulundurulursa ALANKENT Mahallesinin merkezi evet sadece merkezi 2013 yılında nasıl 7.200 (yedi bin iki yüz) kişi olabilmektedir? Birde ilçe geneli nüfus bile 12 bin küsur iken çevre nüfusu nasıl 20 bin olmaktadır? Yani iddia akıl alır gibi değildir ve bütün akla mantığa aykırıdır. İşte iş vatandaşa ve yerel siyasete kalırsa olacağı yine 30 (otuz) yıl önceki gibi olacaktır. Önüne gelen fırsat ve şartları kullanıp siyaseti alet ederek güç elde edip hak edip etmediğine bakmadan (ve hak edenleri de utanmadan vicdansızca çiğneyerek) ilçe olacak ve etraf küçük küçük birbirine yakın ilçelerle dolu olacaktır.

Burada ilçe olmanın idari problemlere çözüm olacağına dair ciddi bir kamuoyu beklentisi oluş mudur? Hayır, burada oluşan kamuoyu sadece Alankentin olduğu ALANIN GÜZELLİĞİ ve NÜFUSU üzerinedir.

Dolayısıyla bu kıstası Alankentin eksik ve dengesiz de olsa karşıladığı söylenebilir.

NETİCE: Bugün için artık ALANKENT Mahallesini ilçe yapmak hem ORTAK akıl karı değildir hem de Kıstaslarımızın 6 (altı) sının ancak 1(bir)ini karşılamaktadır. Bu durumda ALANKENT mahallemiz hakkında alınacak İLÇE yapılması şeklindeki idari kararı maalesef gereksiz ve çok ciddi bir kamu israfı olacaktır. Bunu sağ olsunlar oluşturdukları Sosyal medya gruplarından kendilerine ulaştığımız Alankentli hemşerilerimiz de kabul ediyorlar.

Ancak, Kabataş İlçe MERKEZİ neresi olsa daha DOĞRU olurdu görüşünü kısaca masaya yatırır isek, geçmişe doğru ise şöyle düşünenler vardır:

‘’Kabataş bir derenin içindedir. İlçe merkezi olmaya ALANKENT daha layıktır.’’

-Evet, arazi-topoğrafya olarak kesinlikle doğrudur. Ancak herşey topoğrafya değildir. Kabataş ilçe merkezi bugün Alankent’ten 100 metre daha aşağıda olan Kabataş ilçe merkezi geçen zaman içinde Alankent’ ten 2 (iki) kat daha büyük, ana yol üstünde ve ulaşım sorunu olmayan ve bütün köyleri ortalayan bir mevkide olduğundan geçmişte Alankent karşısında Kabataş’ın ilçe yapılması yanlış bir karar olarak durmamaktadır. Ancak olabilir miydi, geçmişteki siyasi şartlar da göz önüne getirilirse tartışmalı da olsa evet olabilirdi. Yakışır mıydı, EVET yakışırdı da..böyle güzel ve havadar ALANKENT Ana yoldan biraz içeride de olsa daha güzel bir ilçe merkezi olurdu. Ancak artık bütün bunlar geçmişte kalmıştır ve bu saatten sonra bu istikamette alınacak böyle bir karar da sakıncalı olacaktır.

Burada ALANKENT’i ele alırken 1990 yılı KABATAŞ’ında ilçe olma kararını da bir nevi ele almış olduk. Aybastı ilçe merkezine sadece 11 km. EVET evet sadece ‘’on bir kilometre’’ uzaklıkta olan KABATAŞ Nahiyesi de 90 yılı son ilçe-leştirme furyasını yakalayıp iyi değerlendiren son yerleşim olmuştur. Bugün kendisine en uzak köyü 12 km. olan bir ilçenin bu köyleri bile AYBASTI’ya bir AKKUŞ’un uzak köyleri mesafesinde asla değildi. Yani Kabataş olmasa bile bu köyler Aybastı’ya 20 km. mesafeyi geçmeyecekti. Küçük KABATAŞ ilçesi 2019 sayımına göre 10.617 gibi az nüfusla birlikte ilçe olduğu Çamaş, Çatalpınar kategorisinde bir ilçe olarak üstelik onlardan daha da az sayıda 18 (on sekiz) mahalleye sahip olan ancak nüfus olarak Çamaş’tan az fazla bir ilçedir. AYBASTI ilçe merkezine bu kadar yakın ve nüfusu, mahallesi ve yüzölçümü az bir beldeyi ilçe yapmak geçmişte nasıl bir karardır, takdir kamuoyunundur. !

Ancak olan olmuş geçen zamanda Kabataş ilçe olarak 30 (otuz) yılı geride bırakmıştır. Bu yeni ve idari alanı küçük nüfusu az olan ilçeden yeni ilçe çıkarmak hiçte devlet ve kamu menfaati yararına bir karar olmayacaktır.

Dileriz ki gelecekte devlet kurumlarında Belde sistemi eski nahiye sistemi ile mezc edilerek (kaynaştırılarak) iyi bir idari sistem geri getirilir ve Alankent de bu sisteme tekrar dâhil olarak problemi çözülür. Keşke böyle bir sistem baştan düşünülseydi bugün ORDU İlinde ilçe olması gereken asıl yerler ilçe olacak ve bu kadar ilçe enflasyonu yaşanmayacaktı.

Bu kesimin son mevzusu olan ve Sayın Enginyurt’un teklifinde adı geçen KORGAN İlçesine bağlı TEPEALAN Mahallesine gelince..buraya kadar incelediğimiz yeni ilçe ve eski beldelerden AKKUŞ İlçesine (direkt bağlantısı olmasa da) mesafe olarak en yakında ki Mahalledir. Akkuş ilçemizin doğusunda ki komşusu ve en yakın ilçe olan (ancak ulaşım sorunu vs. nedenle ilişki az olan) Kumru İlçesinin en yukarı noktası paralelinde olup Kumru ile aramızdaki Karaçal Köyümüzden yükselerek geçilen obalardan ve Bakacak tepesinin doğusundan sonradan açılan Korgan-Niksar/Çamiçi yoluna indiğinizde aşağıda kalan Korgan’ın son yoğun yerleşim Mahallerinin ortalarında büyük bir mahalledir. Akkuş ilçe merkezine kuş uçuşu mesafesi 35 km. civarındadır.

Ancak bu coğrafi yakınlığa rağmen Akkuş ilçesi ile maalesef bir sosyal ekonomik ilişki ve ulaşım yakınlığı yoktur. Belirlediğimiz MeKoNYEK kriterlerimize göre TEPEALAN Mahallemizi masaya yatıralım:

1- TEPEALAN Mahallesinin bulunduğu kesimde kendi ilçesi KORGAN ile uzaklığı 13 km.dir. Tekrar ifade ediyorum ilçe merkezine sadece EVET sadece 13 (on üç) ki-lo-met-re olan bir yerleşim İLÇE olmak istiyor. Elbette isteyebilir fakat bu mesafe bu yakınlık İLÇE olmak için en büyük engel. Korgan dışında en yakın ilçeler olan KABATAŞ’a 25 km. AYBASTI’ya ise 22 km. (Bu dış mesafeler ise kıstasa yakındır) Bulunduğu yol Korgan ilçesine bir Mahalle yolu olup en yakın diğer ilçe KABATAŞ ile arada ALANKENT üzerinden Mahalle bağlantısı vardır. Bulunduğu Yol hattı üzerinde kendi ilçesi ile arasında mevcut mesafeler içinde bir ilçe teşkilatına ihtiyaç olmadığını gayet açıktır. Böylece zaten yeterli idari bir alanda yeni bir küçük alan oluşturarak yeni bir idari teşkilat oluşmasına gerek yoktur. Ancak diğer komşu ilçeler Kabataş ve Aybastı arasında ise gerekli idari alan vardır. Bu açıdan bakılınca mümkün gözüken durum TEPEALAN’ın kendi ilçesi Korgana yakın olma durumu yüzünden engel olmaktadır. Ancak ilçe olursa bu kez Kabataş’ın ALANKENT’inin ilçe olma durumu söz konusu olamaz. Zira TEPEALAN’ın bulunduğu hattın doğusu ALANKENT’e ulaşan dolayısı ile bu bölgeleri de kapsayan bir Tepe ALAN’dır.

Burada konum olarak Korgan’a 22 km. gibi daha uzak ve yine 2014 öncesine kadar eski bir Belde olan Çayırkent (Çayıralan) da vardır. Ancak merkezi daha tenha olan Çayırkent Mahallesi Korgan ilçe merkezine daha uzak olmasına ve 25 km. kıstasımıza yakın olmasına ve merkezinin topoğrafyası düzgün olmasına rağmen bu kesimde köylerin ortasında değil uzağında-yukarısında yer alır ve çevre köyler için Korgan’a göre bir avantaj ve hinterlant teşkil etmez. Merkezi yerleşimi de Tepealan gibi kalabalık değildir.

-Bu açıdan TEPEALAN Mahallesi kıstası tam karşılamaz. (Ancak dış ilçelere uzaklık olarak 25 km. aşağı yukarı kıstasını karşılaması ile yarı yarıya karşıladığı da not edilebilir)

2- TEPEALAN Mahallesinin merkezinin bulunduğu alan topoğrafya olarak idari bir merkez konumuna uygun değildir. Ancak buna rağmen TEPEALAN Mahallesi şu ana kadar durumunu incelediğimiz Mahallelerin içinde en gelişmiş olanıdır. TEPEALAN’ı görenler yâda görüntülerine bakanlar şu an ki yerleşiminin nerdeyse küçük bir ilçe kadar olduğunu düşünebilirler. Dar bir vadi yamacında bir dere sathı üstüne sıralanmış dağlık bir mahalle merkezinde bu derece yapılaşma nasıl mümkün olmuştur, şaşılacak iştir. Zira mahalle merkezinin konumu bir dere içinde basık ve kasvetli görüntü vermektedir. Hele ki ilçe kararı alınsa gelecek kurumlar ile oluşacak yapılaşma ile dağ başında ciddi bir ilçe görüntüsü kazanacağı ortadadır.

TEPEALAN mahallesinin oluşacak idari haritada Yukarı-güney ve AYBASTI istikametine doğru (yani Korgan, Kabataş, Aybastı arasında) biraz uygun bir orta merkez durumunda olup küçük bir hinterlant (iç bölgeye) sahip mevkide bulunduğu söylenebilir. Ancak Korgan İlçe

dışında ilçeye uzak mahallesinin olmadığı düşünüldüğünde ve Korgan ile aradaki köylerin iki tarafa eşit mesafede kalması, bu durumda bu köylerin daha büyük, eski, alışkın oldukları ve kurumsallaşmış olan Korgan İlçesini yine tercih edecekleri de belli olduğundan TEPEALAN’a bağlanacak Mahalle sayısı sınırlı olacaktır. Bütün bunlara rağmen Korgan İlçesinin güney kesimi köylerinin nerdeyse orta mevkide merkez gibi duran konumu TEPEALAN Mahallesinin güney kısmı olan arazinin çoğu yüksek ve yayla kısımlar (hatta meşhur Perşembe Yaylasının bir kısmı bu taraf idari sınırlar içinde) olup yerleşimi az olan ıssız yerler olsa da araları uzak olan Korgan ile Aybastı arasında bir merkez olabileceği ihtimali de göz ardı edilemez.

-O zaman TEPEALAN Mahallesi bu kıstasın yarısını karşıladığı söylenebilir.

3-KORGAN ilçesinin 2019 yılı toplam nüfusu 28.609 olup TEPEALAN Mahallesinin merkez ve kendine bağlanabilecek çevre (mahalleler) toplam nüfusu ÇAYIRKENT’in de katılmasıyla muhtemelen 8-10 bin kişi civarı olacaktır. Bu nüfus ise ilçe teşkilatlanması için YETERLİDİR. İlçe olabilecek TEPEALAN mahallesinin ayrılması durumunda eski ilçesinin de küçülmesiyle ortaya çıkacak durum da en azından 18.000 (on sekiz bin) asgari nüfus KORGAN İlçesi için rantabl (getirimli) seviyede olacaktır.

TEPEALAN Mahallesi bu açıdan kıstaslara uygundur.

4-KORGAN ilçesinin toplam 29 Mahallesi vardır. Önerilen TEPEALAN Mahallesinin bu durumda kendine bağlanabilecek Mahalle sayısının muhtemelen15 (on beş) mahalleyi zorda olsa bulacağı tahmin edilmektedir. KORGAN ilçesinin yüzölçümü ise 254 km. karedir. Bu durumda oluşabilecek muhtemel yüzölçümü konumu itibariyle bunun yarısı olan 125 km.den fazla 130-140 km.kare civarı olacaktır. Bu durumda kıstasımız olan 150 km.kareye yaklaşılmış olur. Ancak tamamen karşılanmaz. İlçe olunup mahallenin ayrılması durumunda haliyle eski ilçesinin de küçülmesiyle ortaya çıkacak durum da rantabl (getirimli) değildir.

Fakat eğer (ülkede geçmişte ki gibi bir siyasi uyanıklık fırsatı doğar da yararsız bir idari karar sonucu) TEPEALAN’ın ilçe olma durumu olursa bu kez Kabataş’ın ALANKENT’inin ilçe olma durumu söz konusu olamaz. Zira TEPEALAN’ın bulunduğu hattın doğusu ALANKENT’e ulaşan dolayısı ile bu bölgeleri de kapsayan bir Tepe ALAN’dır. Ancak bir kez daha ifade edecek olursak; küçük ve yetersiz bir ALAN’dır.

(Unutamayalım ki ortaya çıkacak ortadan 127 km. kare gibi yüzölçüm Kabataş gibi 74 km.kare Çamaş gibi 81 km.kare yâda Gülyalı gibi 62 km.kare gibi küçü-cük yüzölçüme sahip ilçelerin yanında elbette büyük olacaktır)

Ancak biz yine de bu kriterimize yaklaşan ve orta-yukarı kesimde yer alan bu Mahalle adına bu kıstasımızı esnetelim ancak adil olalım o hâlde evet TEPEALAN bu kıstasımıza yarı yarıya uygundur diyebiliriz.!

5- Aday yâda önerilen Mahallenin bulunduğu alanda ciddi bir idari boşluk olduğunu söylenemeyeceğini yukarıda ifade etmiştik. Peki, mevcut (Tepelik) ALAN’da (hali hazırda) sosyo ekonomik yapıda bir gerilik ve kapasite daralması da var mıdır? Ciddi anlamda bu alanda halkın ekonomik durumunun genel Ordu ekonomisinden geri ve farklı olduğu söylenemez. Ülkedeki genel ekonomik durum paralel olarak yaşanan olumsuzluklar dışında halkın iktisadi durumu genel Ordu halkı gibi FINDIK Tarımı ağırlıklı olup Fındığa ve gündeme endekslidir. Gerçi KORGAN’ın en yukarı ve Fındığın yetişebildiği son ALANLAR olsa da burada da aşağıda Korgan’a doğuda AYBASTI ve

KABATAŞ’a doğru uzanan bu bölgede de ortalama Fındık tarımı yapılır. Eğer aday Mahallenin ilçe olması kararı alınır ise mevcut alanda iktisadi hareketlilik artacak mıdır, elbette ARTACAKTIR. Olumlu sosyo-ekonomik OLACAKTIR.

Tepealan mahallesinin ilçe olması ve idari teşkilat olarak kurumsallaşma burada bu haliyle bile ciddi bir canlılık ortaya koyan bu Mahalleyi daha da geliştireceği aşikârdır. İsteriz ki, Orta kesimin yukarısında ve Akkuş ilçesine doğusunda Kumru gibi yakın ama daha paralelinde Tepealan diye bir ilçe olsun..böylece araları 30-35 km. olan yakın bir ilçe olarak ileride iki ilçe arasında yol açılır, yani AKKUŞ ile Tepealan arasında dolaysıyla buradan da KORGAN ve AYBASTI ile de yeni bir bağlantı oluşur, güzel olur fakat biz duygular ile değil gerçekler ve ülke menfaatleri ile hareket etmek, geçmişte ki idari yanlışlara düşmemek zorundayız.

Akkuş ilçesine de komşu sayılabilecek TEPEALAN Doğu/Ordu kesimindeki iki ilçe arasındaki ARA Hatta yer alan GÜZELYURT Mahallesinin aksine KORGAN’ın arka-yukarı ve diğer ilçelere daha uzak noktasında kalması itibariyle burada TEPEALAN’ın ilçe olması elbette ciddi faydalar sağlayacağı ortadadır. Birde burada eğer Tepealan İlçe yapılırsa o zaman kendine Mahalle yollarıyla uzak sayılmayan (ve küçük Kabataş’tan ayrılıp ilçe olma ihtimali çok zayıf ve doğru olmayan) Alankent’in ilçe olma ihtimali çok zayıftan sıfıra düşer.

Bu kıstasa yarı yarıya uygundur denebilir.

6- Aday yâda önerilen Mahallenin bulunduğu alanda halk tarafından ciddi bir ilçe olma beklentisi var mıdır? EVET, vardır. Hatta mevcut ilçe adayları içinde en yüksek ilçe beklentisi olan ve halende bu heyecanını bir nebze olsa koruyan iki yerleşimden biri Tepealan’dır.

Bu konuda medyaya yansıyan bir haber örnek verelim: 07/03/2013 tarihli HABERLER.COM Sitesinde geçen ‘’ Tepealan’lılar İlçe Olmak İçin Yollara Düştü’’ başlıklı haberde:

‘’ Ordu’nun Korgan ilçesi bağlı olan Tepealan beldesinde yaşayan vatandaşlar, nüfuslarını 20 binin üzerine çıkartmalarına rağmen ilçe olamadıkları gerekçesiyle, Ordu’ya akın ettiler. Çok sayıda Tepealan’lı vatandaş, Ordu’nun büyükşehir olmasıyla gerekli hizmeti alamayacakları düşüncesiyle ilçe olabilmek için uzun zamandır nüfuslarını 20 binin üzerine çıkartmak için çalışma yürüttüklerini, verilen söze rağmen ilçe olamadıkları gerekçesiyle Ordu’ya gelerek, dertlerini anlatmaya çalıştılar.

(2014 öncesi dönemin) Belediye Başkanı olan Seyit TORUN’u ziyaretin ardından Belediye Binası önünde basın açıklaması yapan AKP’li Tepealan Belediyesi Meclis Üyesi Musa Duman, ” ‘Nüfusunuz 20 bin olursa ilçe yapacağız’ dediler. Ama şimdi ‘ilçe yapamayacağız’ diyorlar. Bizim endişelerimiz şudur: Biz beldeyiz. Beldemiz merkezi sisteme bağlandığı zaman merkezi sistem bize yeterince hizmet veremeyeceğini düşündüğümüz için ilçelik istedik. Biz çevre köylerin katılımıyla 20 bin nüfusu aştık. Buna mukabil yuvarlak ayak oyunları ile bizim ilçe olamayacağımızı bize söylediler. Bizim isyanımız da bu yöndedir” şeklinde devam eden haber zaten bu eski beldenin ilçe olma heyecanını taşıdığını ve gerekli kamuoyunun hazır olduğunu göstermektedir.

Ancak herşey duygular değildir. Burada ilçe olmanın idari problemlere çözüm olacağına dair ciddi bir kamuoyu beklentisi oluş mudur? Evet vardır. Ancak yukarıda ilgili maddelerde anlattığımız üzere bu küçük alanda ciddi bir idari problem olmadığı dolaysıyla yeni bir ilçeye ihtiyaç olmadığı ortadadır. Ancak burada kıstası ‘’mahallenin şiddetli ilçe olma isteği ve oluşturduğu kamuoyu’’ üzerinden değerlendirirsek;

Tepelan Mahallesi bu kıstasa uygundur.

NETİCE: Tepealan Mahallesi ortaya koymuş olduğumuz 6 (altı) kıstastan ancak 4 (dört)üne uymaktadır. Bu durumda bu mahallenin ilçe olmak için YETERLİ kıstaslara haiz DEĞİLDİR. Ancak İLÇE olmak için ise bugün düşünülecek şartları henüz taşımayan ancak bağımsız yerleşim olma adına ilerleme kaydetmiş bir aday mahalle ve KASABADIR.

İlçe kararı günümüz itibariyle tüyü bitmedik yetimin hakkı olan Devlet bütçesine ek yük getirecek, gereksiz bir idari yanlışlığa yol açacak durumdadır. Kriterlerimizin yarıdan az fazlasını taşır gözüktükleri için ileriye yönelik olarak uzun vadede yol, altyapı ve idari şartların düzelip düzelmemesi, ileride burada gerçekten idari bir sıkıntı doğar yâda olan sorunlar büyür ve aşılamaz ise ihtiyaca binaen zaman içinde yeniden değerlendirilmeleri gereken yerleşimlerdir.

Durumları zaman içinde değişen şartlar sürecinde MÜLKİ KURUMLARIN Uzmanlarından oluşan komisyonlarla birlikte düşünülebilir.

SONUÇ olarak ORTA kesim olan Fatsa Kesiminde günümüz itibariyle İDARİ olarak bir mahallenin acil ilçe yapılmasını gerektirecek idari bir duruma/karara ihtiyaç yoktur

Bahadır KAYIM

EKLER: Haritalar