İnsan Hakları Örgütleri, Sivil toplum Kuruluşları hakkın ve adaletin yerine getirilmesi için birlik ve beraberliğe davet ediyorum….
TAHAMMÜL YOK,
KAYITSIZ ŞARTSIZ EŞİTLİK İSTİYORUZ
Değerli Akkuşlu Kardeşlerim; Öncelikle geçtiğimiz günlerde Reşadiye de yaşanan hain saldırılar sonucu hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan Rahmet, geride kalanlara da sabır diliyorum. Bu hain saldırıyı gerçekleştiren kim olursa olsun cezasının hem bu dünyada hem de Allahın katında karşılıksız kalmayacağına tüm samimiyetimle inanıyorum.
Bildiğiniz gibi 1997-1998 yıllarında ülkemizde, yaşadığımız postmodern darbe; bizi, toplumu, geleceğimizi ve kültürümüzü epey bir geriye götürdü. Bu zihniyetlerin yüzünden ne gelişebildik nede kendimizi ispat edebildik. Hep tepemizin üzerinde abasının altından sopa gösteren bir el gördük.
Genelde İmam Hatip Liselerine ve meslek liselerine yönelik yapılan 28 Şubat Postmodern darbe sürecinin yaraları hala kapanmadı. Bu, Ülkemizde hala Darbeci zihniyetlerin, ayrımcı zihniyetlerin iş başında olduğunu göstermektedir. Sözde İnsan Haklarını Savunan, eşitlikten bahseden, Hukukun üstünlüğüne inanan İstanbul barosu, HİÇBİR YASAL HAKKI OLMADIĞI HALDE yökün katsayı ile ilgili kararını mahkemeye götürerek danıştayın da yardımıyla iptal ettirdi. Yaptığı bu girişimle bir kez daha tarafını beli etti.
Yıllardır devam eden katsayı tartışmaları yüz binlerce öğrenciyi mağdur etmektedir. Türkiye’de, eğitimde fırsat eşitliğinin mutlaka sağlanması gerekmektedir. Katsayı farkının tamamen ortadan kaldırılmasıyla ve bütün öğrencilerin eşit kulvarda sınava girmesiyle ancak eşitlik sağlanır. Türkiye’nin kanayan bu yarasını sarmak için bütün insanları vicdanlarının seslerini duymaya davet ediyorum.
YÖK’ün yaptığı bu son düzenlemede fırsat eşitliği sağlamamaktadır. Mevcut şartlarda YÖK’ün iyi niyetli davrandığını ve bir çözüm üretmeye çalıştığını düşünüyorum. YÖK, mağduriyetleri en aza indirmek adına bir çözüme ulaşmak için böyle bir ara formül üretmiş oldu. Bu formül sınav takviminin sıkıştığı bir dönemde yüz binlerce öğrenciyi ve onların velilerini rahatlatacaktır.
İlk bine giren öğrencilerin iyi okullara girebilecek olması meslek lisesi ve İHL’li öğrenciler için az da olsa bir umut ışığı oldu. Bu yeni düzenlemenin artık Danıştay’dan geri dönmeyeceğini ve sıkışmış zaman takvimini olumsuz etkilemeyeceğini düşünüyorum. Kurumlar yaklaşan sınav takvimini de göz önüne alarak yüz binlerce gencin hayatını etkileyecek sınav ile ilgili daha dikkatli bir süreç yürütmesi gerekmektedir. Bu vesile ile bütün kurumları sorumlu davranmaya davet ediyorum.
YÖK sisteminin suistimale ve siyasi hesaplara açık olduğunu düşünerek YÖK’ün ortadan kaldırılıp üniversitelerin özerkliğine kavuşması acilen gerekmektedir.
YÖK’ün yaptığı bu düzenlemenin iyi niyet göstergesi olduğu, ancak hala adaletsizliğin, Ayrımcılığın, Eşitsizliğin devam ettiği ortadadır. Siyasi hesaplar ülkenin geleceğini, gençlerin geleceğini karartmamalıdır. Bu haksızlığın derhal ortadan kaldırılması için yetkili kurumlar acilen görevini yerine getirmelidir. İnsan Hakları Örgütleri, Sivil toplum Kuruluşları hakkın ve adaletin yerine getirilmesi için birlik ve beraberliğe davet ediyorum….
Selam ve Dua İle……
Mehmet GÜMÜŞ
