mısır”… Mısır denince birçoğunuzun aklına gürgen odununun ateşinde közlenmiş sütlek geldiğine eminim…Fena da olmazdı hani.:))
***SOMAK***
Sonbahar…Her ne kadar insana ömrün son demlerini hatırlatsa da; aslında bir olgunluk ve hasat zamanıdır. Tarlaya ekilen, dikilenlerin toplanma dönemidir ve uzun geçen bir yaz döneminin sonunda; elini attığın yerde yemişken, böğürtlen, armut, kirmit ve töngel bulursun..Bu mevsimde şöyle bir arazide dolaşsan elin ağzından düşmez…Velhasıl bolluk ve bereket zamanıdır diyebiliriz…
Güz mevsimine dair birçok anlatılacak, yazılacak şeylerin olması yanında, bugünkü konumuz “mısır”… Mısır denince birçoğunuzun aklına gürgen odununun ateşinde közlenmiş sütlek geldiğine eminim…Fena da olmazdı hani.:))
Sıcak esen rüzgarın kuruyan mısır yeleklerini çıtır çıtır ırgaladığı tarlada dolaşırken bastığınız yere çok dikkat edin ki; orakla kesilen sivri mısır kökleri ayağınıza batmasın. Sonra öbek öbek mısır cıvıllarının yanında alın soluğu…Yıllanmış ve yer yer çıtaları kırılmış göcekleri alın yanınıza ve oturun cıvılın dibine başlayın mısır soymaya…Koçanları göceklere, saplarını da samanlığın hayatına doldurduktan sonra, mısır somaklanmak üzere evin salonunda hazırdır artık…
Akşam vakti imceler gelir birer ikişer…Sivrikler hazırlanır ağaçtan, demirden, eski bir çay kaşığından…Sivrikle açılan mısır koçanı yeşil yapraklarının arasından gülümser size..Bir güneş doğuşuna benzer…Yeşil yaprağın arasına yakışmış altın renkli mısır tanelerini görünce Bakara 138’nci ayette buyrulan “..kim Allah’ın boyasından daha güzel boya vurabilir..” ilahi emrini kalbiniz ve başınızla tasdik edersiniz…
Neşeli sohbetlerin yapıldığı bir cümbüştür somak imeceleri..Mısırların havada uçuşarak, gıdıklara ve kolçaklara çarpma seslerinin arasında konuşmalar, gülüşmeler gırla gider…Çocuklar gibi şendir koca adamlar. Alegöz darı lar ayrılır, yaprakları saç misali örülüp evin uygun yerine asılır ki bir çok Karadeniz evinde bunlara rastlarsınız. Mısırı anlatıp da püskülünü es geçmek olur mu..??? Kimisi kahverengi dir kimisi sarı…Öyle nemli ve yumuşak bir hali vardır ki dokunmaya kıyamazsınız…Hele ıslak bir kokusu vardır ki sormayın…
Yıldızların parlak bir meşale gibi göz kırptıkları gecenin ilerleyen vakitlerine doğru imece dağılırken, gecenin huzuru da çöker yavaş yavaş karşıki dağlara…..
Tatilini memlekette geçiren hemşerilerimizin, bu mevsimi de göz önünde bulundurmalarında fayda var derim…
Sağlık esenlik ve mutluluk dileklerimle….
Yüksel Mürsel KARAYİĞİT
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Akkuş-Saat 23:13