idrak etmekte olduğumuz Kutlu Doğum Haftasının vatanımızın dirliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dilerim. Hepimizin Kutlu Doğum Haftası hayırlara vesile olsun.
KUTLU DOĞUM HAFTASINI KUTLARKEN
Saygı Değer Okuyucularım!
Son günlerdeki yerel gündemin yoğunluğundan, sosyal ve ekonomik sorunlarından biraz uzaklaşarak, idrak etmekte olduğumuz Kutlu Doğum Haftası dolayısı ile bir nebze olsun uhrevi bir havayı teneffüs edelim istedim. Her Sene olduğu gibi bu seneki Kutlu Doğum Haftası da huzur ve barış içinde geçmesi dileği ile bu Haftanın özeliklerinden ve güzelliklerinden hep birlikte istifade edelim.
İnsanlığı içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtarmak, onlara kılavuzluk yaparak yollarını aydınlatmak üzere ışıklar saçan bir kandil olarak seçilmiş ve vazifelendirilmiş olan sevgili Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) dünyaya teşriflerinin kutlanıldığı Kutlu Doğum Haftası’na (14-20 Nisan) ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bütün insanlık âlemine hayırlara vesile olsun.
Hz. Muhammed (SAV)’in Hayatından bazı örnek davranışları sizlerle paylaşmak istiyorum. O (sav) böyle yapardı:
- Hz. Muhammed (sav)’in insanlara değer vermesi, güvenilir bir insan olması, hoşgörülü olması, bilgiye önem vermesi, danışarak iş yapması, merhametli ve affedici olması, çalışmayı ve yardımlaşmayı sevmesi, sabırlı ve cesaretli olması, zamanı iyi değerlendirmesi, hakkı gözetmesi gibi ulvi özellikleri Müslümanları onun etrafında toplayan huyların en belirginleridir.
- O (sav) dua ettiği zaman önce kendi nefsinden başlardı. Duada bir şey istediği zaman avuçlarının içlerini kendine doğru, bir şeyden sığındığı zaman avuç dışlarını kendine doğru çevirirdi.
- Yavaş yavaş konuşur, her sözün arasını ayırt ederi. Hatta dinleyen kişi söylediklerini ezberleyebilirdi. Çok iyi anlaşılması gereken sözü üç defa tekrarlardı.
- Biriyle konuştuğu zaman o kişiye sadece yüzünü değil tüm vücudunu dönerek konuşurdu. Bu hareket o kişiye verilen saygı, değer ve önemin ifadesidir.
- Bir ikram yapıldığı zaman önce sağından başlayarak oradakilere sırayla dağıtırdı. Bazen bizzat kendi elleriyle ikramda bulunur ve “ Bir topluluğun efendisi o topluluğa hizmet edendir.” derdi.
- Bütün güzel işlere sağdan başlamasını severdi. Ayakkabılarını ve elbiselerini giydiği zaman önce sağı giyerdi. Evine ve camiye sağ ayakla girip, sol ayakla çıkardı. Çıkarırken önce solu çıkarırdı. WC ye girerken sol ile girip, sağ ile çıkardı.
- Kötülüğe kötülükle karşılık vermez, affederdi. Kin tutmaz, öç almazdı. Kimseyi azarlamaz, kimsenin kusurunu yüzüne vurmazdı. Hataları hata sahibinin adını anmadan genele hitap ederek söylerdi.
- Kedisini bir iş üzdüğünde hemen namaz kılar, ayakta ise oturur, uzanır veya uyurdu.
- Çocuklara da selam verir, onları öpüp okşar, onlarla şakalaşırdı. Çocukları hakkıyla sevmeyi, onlarla ilgilenmeyi, onları çeşitli tehlikeler karşısında korumayı cehennemden kurtulmaya vesile sayardı.
- Hastalarla ilgilenirdi, geçmiş olsuna giderdi. Ölenlerin cenazesine katılır, yakınlarına taziyede bulunurdu. Mümkün mertebe kendisine yapılan davetlere katılırdı.
- İki şeyi seçmede serbest bırakıldığında, günah olmadığı takdirde, kolay olanı seçerdi.
O (sav) böyle yapardı, peki bizler neler yapıyoruz? Kendimizi bir hesaba çekelim. Elbette bizlerinde yapabileceği bir şeyler vardır. Bu önemli günleri nasıl değerlendirelim, neler yapalım diyorsanız size şu tavsiyelerde bulunabilirim. Pek çoğumuz tarafından malum olan, yine pek çok İlahiyatçı ve Vaizlerimiz tarafından sizlere açıklanan bazı bilgileri siz okuyucularımızla bir kez daha paylaşmak istiyorum.
*O’na gönderilen Din (İslam) bir huzur kaynağıdır. Bu huzur kaynağından istifade edebilmek için O’nu ve O’nun getirdiği nûru tanımak gerekir. Bu amaçla Allah Resulü’nü tanıtan kitaplar okuyabiliriz. Okuduklarımızın kalıcı olması için de öğrendiğimiz bilgileri başta aile fertlerimiz olmak üzere çevremize anlatabiliriz.
* Akşamları çocuklarımıza Efendimiz’in yaşadığı örnek hayattan kesitler anlatabiliriz. O’nun ashabıyla arasında geçen diyalogları hikaye tarzından anlatarak çocuklarımızın dikkatlerini Peygamberimiz’i anlama üzerinde yoğunlaştırabiliriz.
* Peygamberimiz’in hayatını anlatan videokasetlerini veya film cd’lerini ev halkıyla beraber izleyebiliriz. Yine bunun gibi Efendimiz’in hayatından kareler sunan veya O’nla alakalı yazılan şiirlerin bulunduğu ses kasetlerini dinleyebiliriz.
*Yaşadığımız yerde Allah Resulü’nü hatırlatan ne varsa oraları ziyaret edip hayalen Asr-ı Saadete gidip tefekküre dalabiliriz. Ziyaretlerimizde yanımıza çocuklarımızı da alabiliriz.
*Bir gül satın alarak yanında da Efendimiz’i anlatan bir kitapla beraber akraba veya dost ziyaretlerinde bulunabilir, onlarla beraber Efendimiz yörüngeli sohbetler yapabiliriz.
* “Allah, "Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin." (Ahzab, 33/56) buyurarak bizlerden Efendimiz’in (sas) ismini andığımız zaman salavat getirmemizi istiyor. Bu İlahi emir doğrultusunda bizler de özellikle bu günlerde Efendimiz’e (sas) bol bol salavat getirebiliriz.
"Allah Rasulü’ne nasıl salavat getirelim?" diyorsanız işte size birkaç örnek: Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Muhammed. Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihî biadedi ilmike ve biadedi ma’lûmâtike.
Sevgili Okuyucular,
Bu duygularla idrak etmekte olduğumuz Kutlu Doğum Haftasının vatanımızın dirliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dilerim. Hepimizin Kutlu Doğum Haftası hayırlara vesile olsun.
17. 04. 2009
Mehmet Ali KURU
Eğitimci – Öğretmen
