Birlikte bir Akkuş bayramına da gidelim hayalimizde.
KURBAN BAYRAMI
Bu yazımıza klasik yaklaşımla başlayacağım gene ama hep birlikte bir Akkuş bayramına da gidelim hayalimizde.
Bizim Dinimizde Kurban Bayramını hep böyle tarif ederler:,
“Kurban, kesilen hayvana verilen ad olmakla beraber; Allah’a yaklaştıran veya kendisiyle Allah’a yaklaşılan şey anlamına gelir. Bütün dinlerin ortak ibadet ve ritüellerindendir. Kur’an-ı Kerim bunu anlatır (Hacc 34, 36; Kevser 2).”
Din Alimleri veya İmamlarımız da ilk sözlerine şöyle başlarlar:
“Bayram, sevinç ve güzellikleri paylaşma günleridir. Dargınlar barışmalı, yakınları, dostları, tanıdıkları ziyaret etmeli. Tanınan tanınmayan herkese selam verilmeli. Yakınlıkları, sevgileri pekiştirilmeli. Hastaneler, çocuk yurtları, yoksul evleri ziyaret edilip hediyeler verilmelidir. Çocuklar sevindirilmeli, yoksullar, kimsesizler, gücü yetmeyenler hatırlanmalı. Şehit ailelerine yalnız olmadıkları hissettirilmelidir”
Eskiden büyüklerimiz hayıflanırdı, şimdi biz dövünüyoruz: Hey gidi hey, eski bayramlar nerde? Eskiden kartpostallar seçerdik günün anlamına uygun olanlarından. Arkasına özenle yazardık, gönderdiğimiz insanların konumuna gore cümleleri. Şimdi artık mektup geleneği gibi bayram tebriği de yerini cep telefonlarındaki kuru mesajlara bıraktı.
Eskiden bayramlara hazırlıklar günler öncesinden yapılırdı. Şimdi artık her şey çarşı pazarda bir saatte tedarik ediliyor.
Çocukluğumuzda yeni elbiseler alınabilmişse koklayarak severdik. Yoksul insanlarımız elleri öpüldüğünde yüzleri kızararak boş olduğunu bildikleri ceplerinde bir şeyler arama telaşına düşerler ve çocuğa veremedikleri bayram harçlığı için utanarak bu anı geçiştirmeye çalışırlardı.
Babaların mahcubiyetleri ise asabiyet haline dönüşür, kendilerine bayramı zehir eden bu yokluk ta bile yüzleri gülerken içlerinden kan ağladıkları yansırdı alınlarındaki derin izlere.
Her geçen gün eskiyi özletiyor. Aslında biz kendi eskimizi arıyoruz. Yaşlandıkça aradığımız eski günler değil eski günlerdeki kendimiziz.
Biraz da bu yüzden arıyoruz eski bayramları.
Eski günlerde insanlarımız daha mı duyarlıydı ortak değerlerimize? En azından bizi biz yapan gerçek değerlere.
Şairimiz ne güzel diyor:
Gören sanır ki sefadan sema-ı râh ederem / Döner döner bakaram kûy-i yâre âh ederem".
Ah etmemek elimizde mi? Şimdiki bayramlarda çevremiz baktığımızda neler görüyüruz? Namaz bitiminde bütün insanlar boynu bükük, yüzleri asık evinin yolunu tutuyor. Eskilerden daha mı kötü durumdayız yoksa şükrümüzü mü bilmiyoruz?
Eski köy bayramlarında, namazdan sonra bayramlaşma yapılır, havanın durumuna gore öğle saatlerinde uygun meydanda bayramın kutlanacağı duyrulur ve kararlaştırılan saatte insanlar toplanırdı. Genç kızlar en göz alıcı elbiselerini giyerler, delikanlılar en gösterişli hallerini takınırlar, gülen yüzler aydınlık saçardı çayırlara.
Özel oyunlar üretilir, gelenksel oyunlar oynanırdı. O gün büyükler çocukluklarını yaşar ve bir günlük de olsa çocuk olurlardı.
Bayramlar çocuk olma günüdür de. Bayramlar mutluluğu yakalamanın sırlarını taşıyan bir mesajdır aynı zamanda.
Yüreğimize damlayan su damlacıklarıdır bayramlar. Sahte gerçeklerin yüzümüze çarpılışıdır bayramlar. Yılda iki kez açan nadide bir güldür bayramlar. İki mısralık doyumsuz bir şiirdir bayramlar. Maziden atiye uzanan tek yoldur bayramlar. Esprisiz gülümseyiştir bayramlar.
Daha once sizlerle paylaştığım bir dörtlükler dizesini izninizle tekrar buraya alıyorum.
Ana bu gün bayram niye suskunsun
Tatlılar börekler sorduğum bayramlar hani?
Gözlerin ıslak ıslak neden üzgünsün
kuruşu keseme koyduğun bayramlar hani?
Delik bohçama sevgi diye koyulan
Vuslat gününe kana kana doyulan
Kabeye gitmişcesine hac sayılan
Kıyama durduğum bayramlar hani?
Caniklerde kar’a Çayıralan’da suya
Gönül yanar hep ceylan gözlü ahuya
Her şey mazide, gordüğüm bir rüya
Sabah hayıra yorduğum bayramlar hani?
Hayal meyal hatırladığım bizim eller
Irmaklarında köpüren coşan gönüller
Dağlarında çiçekler bahçesinde güller
Titrek ellerle derdiğim bayramlar hani?
Gelmeyecek geriye artık o eski günler
Davullu zurnalı yaptığımız o düğünler
Ak mintanlı güveyler al yazmalı gelinler
Yoluna dastar serdiğim bayramlar hani?
Ana bu sevda ateş oldu yüreğimde
Sızılar raks ediyor burun direğimde
Her nefesimde, düşümde hayalimde
Yarim diye sardığım bayramlar hani?
“Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı, yuvanız bereketli olsun…”
Kurban bayramınız mübarek olsun.
Saygı ve sevgilerimle,
Veysel Şensoy
Katar
