2 Mayıs 2024 Per

Küçük Esnafı Öldürmeyin!

Tabii bakkalların ve pazarcılarında bunlara karşı yapabilecekleri bir şeyler olmalı..birleşmeli yada başka ortak hamleler yapmalılar. Bunun için bir araya gelmeli ve düşünmeliler..

 

 

KÜÇÜK ESNAFI ÖLDÜRMEYİN!

Ve nihayet ulusal sermaye Akkuş’u da keşfetti, Akkuşumuza Koç Holding’e bağlı Migros’un ucuzluk mağazası ŞOK’lardan biri açıldı. Böylece küçük esnaf ilk defa yabancı bir rakiple karşılaşırken, halkta ilk defa ulusal bir mağaza ile tanıştı.

Görünce değil ama (önceden) duyunca biraz ŞOK olmuştum, buraya da mı demiştim!.. Halbuki şaşacak bir şey yoktu.Eninde sonunda günümüz ekonomisinin acımasız gerçeğini görecekti bu kasaba halkı..Halk derken aslında halk için pek bir şey fark etmiyor, hatta daha ucuza mal-ürün alıyor, sadece hesaplı harcaması yada sabit geliri olmayıp veresiyeye alışan insanlar için zor oluyor. Zaten bu insanlar da kolay kolay eski bakkal ve dükkânlardan alışverişi bırakamazlar. Şartlar gereği-alışkanlıklar gereği buna mecburdurlar. Devlet de memnun, devlete hak veriyorum, zira kayıt dışılığı azaltıyor, vergisini alıyor, istihdama katkı sunuyor v.s.

Fakat neresi olursa olsun yerel küçük esnaf hatta orta büyüklükte esnaf ölüyor..Bakın şimdide BİM’in mağaza açacağı söyleniyor. Peki, ne olur? Bir defa tekrar ediyorum, halk için pek bir şey fark etmez, hatta bir kısım insanlar mutlu olurlar, zira onlar genelde kamu çalışanı yada durumu iyi olanlar olup, onların ya nakitleri vardır, yada kredi kartları..150 TL’ye dolan sepetleri 130 TL’ye dolar fakat bir sene içinde Akkuş’ta 5 market (yada bakkal) ve 2 mağaza topu diker, bayrağı çeker. Bu sadece Akkuş’ta değil, her yer için bu neticeyi vermiştir.

Dahası var..Bu tür mağazaların merkezi genelde İstanbul’dur.Mağaza akşama kadar alışverişini yapar, cirosunu hesap eder, aldığı parayı mağaza müdürü ya Akkuş (yada hangi şehirdeyse oradan) banka şubesindeki hesaba yada Akkuşta olmayan Niksar yada Ünye’deki banka şubesindeki şirket hesabına yatırır.Böylece ne olmuş olur? İlçe olan Akkuş kasabasındaki paranın önemli bir kısmını piyasadan sünger gibi çeker. Para Akkuşta kalmaz, Akkuşta dönmez. Yarın Akkuş gibi bunu kaldıramayacak kadar küçük yerlerde piyasada likidite sıkıntısı baş gösterebilir. Hâlbuki Akkuş esnafından aldığın malın parası o esnafın cebinde yâda bankasında ama son tahlilde Akkuşta (yâda bulunulan yerde) kalır, yarın o esnaf Akkuş’ta bir daire, arsa alsa yâda bina, mağaza yapsa Akkuş’ta iş üretir, diğer esnafı ve işçiyi çalıştırır.

 

Dahası da var, bu tür mağazalardan diyelim alış-veriş yaptınız, nakit kullandınız, 20.60 TL tuttu, 20 Liranız var, 60 kuruş yok, dünyada 60 kuruşu almadan yâda o değerde mal bırakmadan sizi salmazlar. Amma en basit bir esnaf bile ‘helal olsun, önemli değil’ der, sizi memnun ayırır. Paranız yetmez, sizi bir-iki ay idare eder, veresiye yazar. Hatta sıkışırsınız, para ihtiyacını olur, size borç bile verebilir. Hâlbuki ŞOK, BİM yâda A 101’den ve diğer büyük mağazalardan böyle bir şey dünyada talep edemezsiniz. Tanıdığınız-muhitinizdeki Bakkal yâda Marketinizle muhabbet edebilirsiniz, düğününüze-davetinize gelir, ancak bunlarla böyle bir diyaloğa giremezsiniz. Tabii bu çalışan arkadaşlara kızmıyorum, nihayetinde onlar çalışan, o aldığı maaşına bakar, onun için işinin gereğini yapmak zorundadır.

 

Sonra alışveriş merkezleri ve bu marketler sebze-meyvede satıyor. Öyle indirimlerde yapıyorlar ki Pazar esnafının bunlarla rekabet etmesi mümkün değil! Hâlbuki bugün hiçbir sermayesi omayan bir insan gidip halden iki kasa limon alıp pazara çıkabilir, evine üç kuruş ekmek götürebilir, domates-biber, sebze-meyve satan insanların fazla sermayesi olmadan bu işe girimişlerdir. Sen sebze-meyve de satarsan Bakkallardan sonra pazarcı esnafınıda öldürdün demektir. Hâlbuki Pazar bizim en eski kültürümüzdür. Burada köylüde mal satar. İnsanlar biribirini görür, işsizliğe çaredir. Haa kayıt dışıymış, peki kayıt altına almak için ne yaptın? Mesela hepsine mesleğine göre bir kıyafet versen ve seyyar pazarcı ruhsatı versen, cüzi-sembolik bir vergi alsan bu insanlar hem kayıt altına girer, hem zabıtayla kovalamacadan kurtarırlar, hem de ülke ekonomisine toplama  vurdun mu ciddi bir vergi geliri bırakırlar..

 Bundan 10 sene önce Bakkal-Market’lerin sektördeki oranı % 75’lerde iken, bugün % 25’lere düşmüş bulunuyor. Büyük şehirlerde büyük AVM’ler (AlışVerişMerkezleri) üstelik kimisi de yabancı Carfeour, Real gibi içinde adeta bir kasaba bulunan mekânlar ve orta boylar, sonra işte artık sayısı 3000’i aşan BİM,2000’i aşan ŞOK, 850 civarındaki A 101’ler yurdun her yanını büyük-küçük şehir olarak sardılar. Bence artık doyum noktasına gelindi. İşte Ankara’da artık sayısı 30’u aşan büyük AVM’lerden Maltepe AVM kapandı. İstanbul’da 270’i buluyor.

AVM’ler için konuşacaksak dert daha büyük! Evet, hafta sonu vatandaş ailesini alıp, arabasına atlıyor, çekiyor, AVM’nin otoparkına, akşama kadar o kat senin bu kat benim şu mağazaya koştur, şu mağazaya gir, çoluk-çocuk harap oluyorlar. Fakat kadınlarımız çok memnunlar, bayılıyorlar..Ancak buralar milli değerlerimize ne katıyor, yoksa ne alıyor, hiç düşündük mü? Buralarda sohbet-muhabbet var mı? Hangi milli değerlerle bezeli ortamlar var? Bir tarafta Amerikanvari görsellikte mağazalar, bir tarafta yine Amerikanvari hazır yiyecek sunan pizzacılar, dönerci-dürümcüler, hamburgerciler v.s. Burada alışveriş sonrası yağlı yağlı hazır gıdaları mideye indirip-hiçbir eşdostla görüşmeden iyi bir hafta sonu geçirdik zannıyla poşetleri arabaya doldurup, evin yolunu tutuyoruz. Tam tüketimi pompalayan, modern yaşamın insanları nirvanaya ulaştıran merkezleri..Sonra kabarmış kredi kart ekstireleri (faturaları)..Ben buraları sev-mi-yo-rum kardeşim..

 

Yalnız şuda var; ben buralara karşı da değilim.. bu AVM ve yaygın market-mağazalar istihdam sağlıyor, vergi kaçıramıyor-devlete iyi vergi veriyor, kaliteli ve ucuz mal satıyorlar. Eskiden baklaların çoğu ya götürü yâda cüzi vergi yâda hiç vergi vermezler, devleti büyük kayba uğratırlardı. Çalışma koşulları açısından bazıları da iyi mesela BİM. Sabah 9’da açılan ve sabahın köründe personelini yataktan kaldırmayan BİM, sabah 9’da çalışanını öğle 3’de yolluyor, 3’de gelen 9’da gidiyor.Sigorta tam, tabii maaşlar hiçbirinde tatminkar değil..

 Artık bundan sonra yapılacaklar:

 1-Her şehrin büyüklüğüne göre AVM ihtiyacı belirlenip, yerleri de hazırlanacak, İstanbul-Ankara gibi ihtiyacı doyuma ulaşmış yerlerde fazlasına izin verilmeyecek. Aynı şekilde küçük mağazaların BİM, ŞOK, A 101’lerin büyük-orta-küçük şehirlerde yine sayıları ve sektördeki oranları belirlenip, o kadarına izin verilecek, tümüyle mahalle bakkallarını öldürmelerine izin verilmeyecek..

 2-Eğer bir mağazanın ana işi gıda ise, sadece gıda satacak, çeşitli ise sınırlı çeşit koyacak. Bakıyorsun küçük bir BİM, ŞOK, A 101’lerde adam gıda yanında televizyon, elektrikli aletler, kirko, pompa, battaniye satıyor. Hadi sebze-meyve neyse!..Ya sen gıdacı mısın, yoksa binbir çeşitci misin? Ne oluyor o zaman? Öbür esnaf, beyaz eşyacı, giyim mağazası zarara uğruyor. Buna kimsenin hakkı yok!

 3-Bu hükümet döneminde taaa (yanlış bilmiyorsam) 2005’te hazırlanmış bir Süpermarketler Yasa Tasarısı var, 5-6 yıldır mecliste bekliyor. Yasaya göre akşam belli saatte alşıverişmerkezleri kapanıyor ve Pazar günleri açılmıyordu. Mesela şehir dışlarına çıkmaları gerekiyordu. Ancak büyük şirketlerin Koç’ların (Migros) Sabancıların (Dia) ve Carrfour, Real diğerleri devreye girerek bunu engellediler. Tamam vatandaş (bana göre yanlış bir alışkanlık oldu amma) Pazar günü AVM’ye gidiyor, peki Cumartesi bari kapansa..olmazsa haftanın bir günüde kapansın tatil yapsınlar! Bu kadar da mı olmaz? Sayın Başbakanımız gibi cesur ve kararlı bir insanın küçük esnafı ezdirmeyeceğine inanıyorum. Bunun bir biçimi-kanunu olmalı..önününe gelen istediği yere AVM yada zincir market aç-a-ma-ma-lı..

 4-Büyük AVM’ler sebze-meyve satsın ancak küçükler hepsini satamasın. Sınırlı satsın. Pazar esnafını da öldürmesin. Sonra bu zincir marketlerde ve AVM’ler de o yörenin ürünleri neden yok? Ben Ordu-Samsun yâda Tokat’ta yaşayan bir vatandaş olarak Trakya, Ankara’da, İstanbul’da üretilmiş ürün alıp-yiyorum da neden bu yörenin fabrikasında üretilen gıda-ürün yok? Neden bu yörenin sebzesi meyvesi yok? Buranın parasını almasını biliyorsun, kazanç sağlıyorsun, neden buranın malını almıyorsun? Bunun yolu kanuna ek yapılacak, AVM’ler ve zincir marketler o yörenin ürünlerinden (kuru-yaş) % 20 bulundurmak zorunda olacaklardır.

 Tabii bakkalların ve pazarcılarında bunlara karşı yapabilecekleri bir şeyler olmalı..birleşmeli yada başka ortak hamleler yapmalılar. Bunun için bir araya gelmeli ve düşünmeliler..

 Gördüğünüz üzere sadece sıkmıyoruz, eleştirmiyoruz, çözümünü de sunuyoruz. Bu öneridir, faydalanılır, eklenilir, çıkarılır ama dikkate alınmasını bir vatandaş olarak istiyoruz. Bu bir sosyal-ekonomik yara olmuştur, çok geç kalınmadan çaresine bakmak elzemdir.

Bahadır KAYIM

Related Articles

1 Yorum

  1. akkuş umuza hayırlı olsun şok mağazası esnaf kardeşlerim üzülmesin rekabet etsin yıllardır kazandıkları uçuk fiyatların karlarına saysınlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar