Hayattan, Yaşanmış Bir Gerçek Kesit (Köşe Yazarı İhsan ÇAM'ın Yazısı )
Kömür Küfesi, Anne ve Nişanlı Bir Genç
Yıl 1982 Mevsimlerden Yaz, 17 yaşında bir delikanlı ve lise 2. sınıfa gidiyor. Okula gitmediği zamanlarda ek işlerde çalışarak aile bütçesine katkı sağlamaya çalışıyor. Nerdeyse şu şekilde bir cümle kursak yanlış olmaz. Boş vakitlerinde okula gidiyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Şimdi derslerini merak edenler olabilir. Bu delikanlı, hemen söyleyelim Ankara 50. Lisesi Matematik Bölümünde okuyor. Ancak, Matematik hariç diğer dersleri iyinin çok üstünde. Öğretmenlerine saygıdan ve çok istediği halde beceremediği matematik dersinden ise her sene geçer notla geçiyor. Öğretmeni "Ben bu öğrenciye geçer not veriyorum nedeni de öğretmenlerine saygılı, diğer dersleri de iyimiş bende bu nedenle geçer not veriyorum" derdi.
Bu delikanlı, bu kadar yoğun işleri arasına birde nişanlanmıştır. Lise 2. sınıfa gitmekte ve nişanlıdır. Okul bitiminde yani lise bitince düğünü olacak.
Ailenin maddi durumu iyi değildir. Bunun farkında olan delikanlı; Okul, ek iş ve ailesinin işlerine yardım etmekten arta kalan zamanlarında biraz daha ek işler yapma gayreti içindedir. Hedefi vardır; nişanlısına hediye bir saat alacaktır. Ama bu saatin parasını aile bütçesine vereceği paradan almak istemez. İlla ki çok daha fazla zaman ayırıp saat parası kazanacağı işler yapacaktır.
Aslında, bunu hep yapmak istiyordu. Ama annesi izin vermiyordu. Çünkü annesi çocuklarının daha fazla ezilmesine dayanamıyordu. Annem hep "Kendinizi yıpratmayın olduğu kadarı ile geçiniriz" diyordu. Ancak delikanlıya gün doğmuştu. Çünkü Annesi ve babası yaz dönemi olduğu için köye gitmişlerdi. Her sene zaten giderlerdi. Çocukları imkanlar el verdiği sürece de götürürlerdi. Saat parası kazanmak için çalışmaya başlayan delikanlı o işten bu işe koşuyordu. Odun kırmak, odun çekmek, kömür taşımak, simit satmak, ramazan ayında pide satmak, karpuz satmak, pazarda el arabası ile çalışmak ve su satmak gibi işleri yapıyordu.
Günlerden bir gün yağmurlu bir günde delikanlı gene bir iş bulur. Bir ton kömür 3 katlı apartmanın en üst katına taşınacak, çatı katındaki balkona yerleştirecekti. Hemen işe başlayan delikanlı kömürü çekmeye başlar. Ancak yorgunluktan nefes nefese kalmış terlemeye başlamıştır. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağmaktadır. Delikanlı terini silmek için elini yüzüne sürdükçe yağmur suyu ve terin birbirine karışması ile sarışın rengi, simsiyah olmuş ve sadece gözleri gözükmektedir. Genç için bunlar sorun değildi. Nişanlısına saat alacak ya gerisi önemli değildi. Nasıl olsa eve gidince annesi de kızamayacaktı çünkü onlarda Akkuş'a köye gitmişlerdi. O yüzden büyük bir gayretle çalışmaya devam diyordu.
Dolmuş ile yoldan geçmekte olan bir karı koca; bu genci görür ve özellikle kadın "vah yavrum, ne de güzel boylu boslu, eli yüzü kömür karasından gözükmez olmuş. Bu küfeyi Allah bilir kaçıncı kata çıkarıyor. GÖZÜ KÖR OLSUN BU YOKSULUĞUN, ihtiyacı olmasa çalışmaz. Şimdi kendi çocuğum gibi üzüldüm herif…" der yanındaki kocasına.
Delikanlı ise kömürü çekmiş, kömür yerini düzenlemiş ve helalinden kazandığı parayı sevinçle cebine indirmiştir. Kömürü taşıttıran kişi; bu eli yüzü kara, üstü başı ıslak, ayaklarından yağmur suyu çıkan bu delikanlıyı evine sokamaz, sokmaz da zaten. Bizim delikanlı bunları bildiği için ısrar da etmez.
Bu durumda evinin yolunu tutar. Kapıyı açan gencin annesi'dir. Karşılıklı bakışa kalırlar. Genç annesinin köyden geldiğini bilmemektedir. Annesinin onu bu şekilde görmek istemediğini de bilmektedir. Donup kalır. Annesi de donup kalır. "Biraz önce Bağlar Caddesinde birini gördüm kömür çekiyordu. Ne oğlum bu halin, içim acıdı…". Genç cevap verir "anne o gördüğün kişi bendim" der.
Anne, Allah ne verdiyse sayar oğluna, "neden böyle yapıyorsun yettiği kadarı ile idare ediyoruz. Neden bu yaşta kendini ezdiriyorsun…" der.
Elbette genç bunları o yaşlarda çok fazla anlayamazdı. Yıllar sonra bel ve boyun fıtığı olunca anlar gibi oldu ya…
Bu tamamen yaşanmış bir konudur.
Şimdi sanırım bu gençin kim olduğunu merak ettiniz.
Akkuş İnternet sitesi Yapımcılarından
İhsan ÇAM
Not: Bu vesile ile Hakkın Rahmetine Kavuşan Annemi ve Babamı Rahmetle Anıyorum. Yüce mevlam günahları varsa af etsin. Kabirlerini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin