26 Nisan 2024 Cum

Hataları Kabullenebilmek

İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır;

kavga

HATALARI KABULLENEBİLMEK

İnsan yaşamı boyunca birçok sorunla karşılaşır. Fakat bu sorunların birçoğunda kendisinde olan yanlışları görmek istemez ve yanlışı sürekli karşı tarafta arar. Olaylara böyle bir bakış açısıyla baktığı için de kendi haklılığını ispatlayacak birçok kanıt da bulmaya çalışır. Ve bu kanıtlara dayanarak olayları sadece tek taraflı değerlendirir.  

Fakat genellikle olaylarda iki tarafın da haklılık payının olabileceği kanıtlar bulmak hiç de zor değildir. Bazen insan %100 haklı olabilir. Lakin çoğu zaman karşı tarafın %10’luk bir oranda da  olsa haklı olma payı olabilir. Bu az bir haklılık oranını esas alan kişi, tüm kanıtlarını bunun üzerine kurabilir ve karşı tarafın haklarını görmezden gelebilir.

Bazen bir olaya farklı bir bakış açısıyla baktığımızda, iki yönünün de olabileceğini fark ederiz. Mesela olaya sağ taraftan tanık olup gören insanın yakalamış olduğu detaylar çok farklı iken, sol taraftan bakan kişinin gözüne takılan şeyler çok daha farklı olabilir.

Bazen karşımızdaki kişi büyük oranda haklı olsa da ve biz bunu fark etsek de, eğer bencil duygularla olaylara yaklaşırsak, bu haklılığı tamamen görmezden gelebiliriz.

Burada vicdanıyla olayları değerlendiren bir insanın yapması gereken; %100 haklı olduğuna inandığında bir konuda bile yanlışı önce kendinde arayabilen bir tavır içerisinde olmasıdır. Bu Kuran ahlakının bir gereğidir. Bu, alçakgönüllülüğün, hoşgörünün, alttan alabilmenin, kavgacı olmamanın ve nazikliğin bir gereğidir. Kişi, her ne kadar haklı olursa olsun karşı tarafı suçlayan, kavgacı bir tavırdan uzak durmalıdır. Rabbimiz inananlara, birbirlerine “sözün en güzelini söylemelerini” emretmiştir. Bu nedenle haklılık iddiasında bulunup, karşımızdaki insanı rencide etmek bir üstünlük göstergesi değildir. Müslüman daima mütevazı bir şekilde “Yanlış görmüş olabilirim”,”Bana öyle gelmiştir”,”Yanılmış olabilir”, “Sanırım ben yanlış hatırlıyorum” şeklinde samimi güzel bir tavırla olaylara yaklaşmalı ve ortada bir hata var ise bunu ilk önce kendisinde aramalıdır.

İnsan gerçekten aciz bir varlıktır. Çok rahat yanlış yapabilmekte, unutmakta yada yanılabilmektedir. Bu nedenle böyle bir acizliğe sahipken kendisinin hatasız olduğunu iddia etmesi zaten yanlış bir davranıştır.

Bununla birlikte, Müslüman’ın ahlakında kibar olmak önemli bir yere sahiptir. Bir olayda hatasız olduğunu savunmak demek; karşı tarafı rencide etmek, kırmak, huzursuz etmek, kavga ve tartışma ortamı oluşturmak demektir. Müslüman bir şeyi hatırlatıp yada eleştirecekse bile, karşı tarafı tedirgin ve huzursuz etmek yerine daima daha sakin ve sevgi dolu ifadelerle yumuşatarak, en mülayim ve güzel söz ile olaylara müdahil olmalıdır.   

Eğer kişi, haklı olsa dahi bir hatayı üstlendiğinde, karşısındaki insana mütevazı, sevgi dolu bir ifadeyle yaklaştığı zaman, hatalı olan insan da gördüğü bu güzel tavırdan yapmış olduğu hatayı daha kolay fark edebilir. Bu nedenle mümin göstermiş olduğu ahlakı ile güzel bir örnek olup karşı tarafın da böyle bir ahlak sergilemesine vesile olabilir.

Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. (İsra Suresi, 53)

İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. (Fussilet Suresi, 34)

Mine ÇAKIR

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar