15 Ekim 2024 Sal

FİLİSTİN DİRENİYOR, YA BİZ NE YAPIYORUZ?

Bunca yaşananlara karşı hala içimizden bu tarz tepkiler alabiliyorsak söyleyebileceğim hiçbir şey kalmıyor. Durum ortada vicdanımızın sesi bu kadar vesselam.

 

 

FİLİSTİN DİRENİYOR, YA BİZ NE YAPIYORUZ?
 
Yoğun çalışmalarımdan dolayı uzun zamandır sizlerden uzak kaldığım için bir özür ile satırlarıma başlamak istedim.
 
Dilerdim ki gündemimiz farklı konular ile meşgul olsun; fakat maalesef, dünyanın dört bir yanında hala savaş, katliam, yoksulluk ve eşitsizlikler devam ederken daha kişisel daha az çevreye hitap eden sorunlardan bahsedemiyoruz. Bu yazımızda Birkaç gün önce Kuruluş yıldönümünü kutlayan İsrail’in uyguladığı katliam ve katliama maruz kalan Filistin halkı ile ilgili birkaç not düşmek istiyorum.
 
2.Dünya Savaşı’nın sonlanması ile Batılı emperyalistlerin Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme girişimleri sonucu karşımıza 1946’da tohumları atılan İsrail Devleti çıkıyor. 2000 yıllık süreçten sonra kurulan ilk Yahudi devleti olan İsrail, 14 Mayıs 1948 tarihinde Tel Aviv’de ilan edildi. Filistinliler, 14 Mayıs’ı ‘El Nakba’, yani ‘Felaket Günü’ ilan ettiler. Filistin-İsrail ilişkileri; tarihi, politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel eşitsizliklerin Filistinliler aleyhine gerçekleştiği bir tarihtir. Toprakları ellerinden alınan Filistinli kardeşlerimiz, o tarihlerden bugünlere dek, direnişteler.
 
Bugün bir Filistin devleti’nin hala var oluşu, bağımsızlığını elde ettiği anlamına gelmemekte. Filistin halkının yaşadığı trajedi 1900’lü yılların başında başlayıp İsrail’in kuruluşu ile de son 61 yıl içinde şiddetini artırmıştır. Her sabaha yeni ölümlerle uyanan, en yakınlarını kaydetmiş olmanın acıları ve kaybetme korkusuyla yaşam mücadelelerini sürdüren bu halk, demokratik ve modern olarak adlandırılan devletlerin (ki bu tutumlarıyla ne kadar demokrasiyi, eşitliği yansıtıyorlar tartışılır.) çoğunluğunun bu trajediyi görmezden geldiği bir zamanda dirençle var olma savaşı veriyor.
 
Takdir edersiniz ki, işgal Filistinlilerin olduğu kadar, bizim de gündemimiz olmak zorunda. Daha geçtiğimiz aylarda İsrail’in Gazze’ye Ambargo uygulamasının ardından saldırması, hafızalarımızda derin izler bıraktı, unutmadık. Çünkü Filistin hem Ortadoğu için hem de bizim için çok önemli bir konumda. Et tırnak misali bir bütünüz. Türkiye Müslümanları kardeşlerine bu zor gününde sahip çıktı. İşgalin, saldırıların başladığı günden bu yana hep yanlarında olmaya çalıştı. Gazze’de Müslümanların başlarına bombalar yağarken Türkiye ayağa kalktı, işgal son bulana kadar İsrail konsolosluğu abluka altına alındı. Her ilde mitingler düzenlendi. Bir kez daha ilkindik. Vicdanlarımız uyandı içimizdeki uyku örtüsünü birden atıverdik. Yurdun dört bir yanından İsrail’e lanet yağdı, bütün Türkiye tek bir vücut oldu ve “KAHROLSUN İSRAİL” dedi.
Her yerde İsrail ürünlerine ve destekçilerine boykot çağrısı yapıldı, öyle veya böyle ekonomik bir tepki oluşturuldu. Alışverişe çıktığımız zamanlarda aldığımız şeylerde hep seçici olduk. Ve tabi dünya genelinde boykot sebebiyle İsrail’i zarara uğratan 2. ülke biz olduk.
 
Peki, ne değişti bu güne kadar?
Çok şey değişti çoook…
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan halkın tepkilerinin, vicdanlarının tercümanı oldu Davos’ta. Bütün Ortadoğu’da Türkiye sevgisi, aldı başını gitti. Zulme sessiz kalmadık bütün Türkiye olarak. Meydanları inlettik kardeşlerimiz için. Kimimiz maddiyatı ile kimimiz vicdanları ile, kimimiz duygularıyla, kimimiz de dualarıyla Filistin halkının yanında oldu. Bütün yardım kuruluşları Filistin için kampanyalar düzenleyip toplanan yardımları Filistin’e akın akın götürdü. Herkes yekvücut bir elin parmakları gibi birleşti ve sahip çıktı davasına.
 
Şimdi ne yapıyoruz peki…
 
Şimdi tekrar bir örtü çöküyor sanki üzerimize, sanki gözlerimiz tekrar dalıyor içten içe kapanıyor sanki sessizliğe doğru. Sanki her şey bitti normale döndü. Hala aldığımız İsrail ürünlerinin kardeşlerimize mermi olarak geri döndüğünün farkında değil miyiz? Yok yok her şey aynı şekilde devam ediyor, hatta daha da kötüye gidiyor sanki, kirli siyasetler, sanki Ortadoğu da cirit atıyor kirletiyor değdiği yerleri.
 
Filistin de açık bir hapishane var, dünya ile irtibatları kesilircesine örülmüş ayrım duvarı. Duvarın bir tarafı yaşam mücadelesi veren üzerinden ambargo eksilmeyen insanlar diğer tarafta ise ölü leşi bekleyen karga misali İsrail ordusu.
 
Kısa Bir süre önce bir TV programında İsrail’in Türkiye Başkonsolosuna “Bu Saldırılar Neden?” diye sorulduğunda; “Filistinli Müslümanlar ilerde bizim çocuklarımızı öldürecekler, Onlar bizleri öldürmeden biz onları öldürüyoruz” demesi gerçekten akıl almaz, zulme bir kez daha damgasını vuran bir cevap idi. İnançları doğrultusunda Filistin’e ait toprakların İsrail oğullarına ait olduğu gerekçesi ile bu zulmü yapıyorlar.
 Peki, kutsal kitapları Tevrat’ta “Öldürmeyeceksin” denilmemiş miydi? Neden bunu dikkate almayıp görmezden geliyorlar.
 
Müslüman olmanın bedeli bu olmamalı, dininden dolayı hiçbir insanın yaşama hakkı engellenmemeli, başına yağmur gibi misket bombası fosfor bombası yağdırılmamalı.
 
Vicdanı olan insanlara, insanlığa sesleniyorum…
 
Koyun elinizi vicdanınıza zulme sessiz kalmayın. Herkesin kendince yapacağı şeyler mutlaka vardır. Tepkimizi her alanda dile getirip sessiz kalmayalım bu zulme. Desteklerimizi eksik etmeyelim Filistin’e, dualarımızı eksik etmeyelim Filistin’e, yardımlarımızı eksik etmeyelim Filistin’e, her alanda duyuralım, sesimiz çıktığınca gücümüz yettiğince.

 

Kendimce Filistin’e desteğimi dile getirdiğim yöntemlerden bir tanesi evimin camlarına Filistin bayrağı asmaktı. Gazze’ye saldırıların başladığı günden bu güne hep camda asılı kaldı. Birkaç gün önce aynı çatıyı paylaştığımız komşularımızdan birisi camda asılı bayraktan rahatsız olduklarını, buranın Filistin olmadığını söyleyerek şikâyette bulunacağını söyledi. Nasıl yorumlayabiliriz ki bu durumu? Ne denilebilir ki?
 
Bunca yaşananlara karşı hala içimizden bu tarz tepkiler alabiliyorsak söyleyebileceğim hiçbir şey kalmıyor. Durum ortada vicdanımızın sesi bu kadar vesselam.
 
Selam ve dua ile… 
 
Mehmet GÜMÜŞ
 
 
FİLİSTİN
 
Başı yine dertte hasta Filistin
Halini soran yok küstü Filistin
Bebeler vurulmuş yasta Filistin
Bayram neyine savaşta Filistin
 
Feryat eder duyulmaz Filistin
Göz önünde görülmez Filistin
Bombalar yağar bitmez Filistin
Duymayanlara küskün Filistin
 
Medeniyetin yatağı Filistin
İslamiyet in ilk durağı Filistin
Bütün milletler otağı Filistin…

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. BÜTÜN DÜNYA İSRAİL ZULMÜNÜ KINARKEN, KARŞI ÇIKARKEN SİYONİSTLERİN TAAA O GÜNLERDEN BERİ “ARAPLAR TOPRAKLARINI SATTI OSMANLIYI SIRTINDA VURDU” DİYE YAYDIĞI YALAN BEYAN SÖZÜNÜ KALKIP BUGÜN BİR OSMANLI TORUNU SÖYLÜYOR YAZIKLAR OLSUN, SİZ OSMANLI TORUNUMUSUNUZ GERÇEKTEN? BİLİRSİNİZ TÜRKİYEDE KÖPEKLERE ARAP İSMİ TAKILIYOR, ARAPLARDA TÜRK İSMİNİ TAKMIŞLAR YILLARDIR HİÇ ARAŞTIRDINIZMI? YAAA İŞTE KURUFASÜLYEDEN SIKMAYA GELMEZ BUNLAR CEMALETTİN BEY, SİYONİSTLER 2 DOST KAVMİ DÜŞMAN ETMEK İÇİN BİR SÜRÜ YALAN UYDURDULAR VE BAŞARDILARDA SİZİ BİLE İNANDIRMIŞLAR BAKSANIZA.

    BUGÜN ORADA KUDÜSÜ KORUYAN VE DİRENEN İNSANLAR, KARNININ DOYMASI VEYA MENFAATLERİ İÇİN DİRENMİYORLAR. ALLAHIN MÜSLÜMANLARA HEDİYESİ OLAN KUDÜSÜ KORUYORLAR UNUTMA.

    BU SÖZÜNDEN ÖTÜRÜ RABBİM SANA NE KADAR KIZDI BİLMELİSİN……..

  2. Theodor Herzl’in 1896-1902 yılları arası tam beş defa İstanbul’u ziyaret ederek amacına ulaşmak için II. Abdülhamid e toprak satmasi icin teklifler yapar.Osmanlinin o zor döneminde bile Sultan Hezl söyle bir yanit verir: biz o topraklari para ile satmayiz. Ancak bizim ödedigimiz bedeli ödeyebilirseler alabilirler;Ben, canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına asla müsaade edemem.Filistini satmam ” demistir.
    Sonra araplar ve filistinliler o yerleri kendileri Osmanlilari arkadan hancerledikten sonra satmislardir. Canli canli osmanli Askerinin midesini kesip altun para arayan araplara bu haktir…Gebersinler……….arabin ne kendisine nede devesine güvenilmez…

  3. İlçemizde böyle geniş kapsamlı düşünen, hak mücadelesinde koşuşturan hemşerilerimizi görmek beni çok sevindiriyor.Hep aklımızda bu konularda sorular oluyor.İsrail kimdir? necidir?neden saldırıyor? vs.vs.Ama dikkate alıp araştırmıyoruz(İsrail nasıl olsa bizim çocuklarımızı öldürmüyor rahatlığıyla)bu mudur din kardeşliği? bizi düşüncelerinizle olduğu kadar genel kültürünüzle de aydınlattığınız için allah razı olsun.Doğru artık basında savaşa dair bir iz pek göremiyoruz hala devam ettiğini bilsekte.Ve tabi öldürülen çocukları da gözümüz görmeyince gönülde israil mallarını almakta rahatsız olmuyor.Bu yaptığımızın neresinde kalıyor müslümanlığımız.Şuan hadi saldırmıyorlar diyelim.Aldıklarımızın karı onlara gidiyorsa bugün atılmadıysa o mermi yarın atılmayacak mı? Boykota Devam,Filistine Selam…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar