10 Ekim 2024 Per

DOĞU TÜRKİSTAN

bizim Budist-Konfüçyüs bildiğimiz Çin Halkının çoğu hatta 1 milyarı ateist-dinsiz. Bu insanlar acımasız, din düşmanı. Uygurlardan, Tibetlilerden nefret ediyorlar. Uygurların çektiği ızdırabı bir düşünüm, yıllardır ikinci sınıf insan muamelesi, din ve milliyet baskısı, karşı gelen hemen işkence-idam! Çin hayranlarına duyrulur.

 

 

DOĞU TÜRKİSTAN
 

       Dünyayı tanımaya başlayıp, kitapların sonsuz dünyasına ilk adım attığımız yıllarda Türk Tarihi ve Türk Dünyası büyük ilgimizi çekiyor, bu konuyla ilgili kitapları-romanları tabiri caizse yutuyorduk. Dolayısıyla bu kitaplar düşünce dünyamızı da şekillendiriyordu. İçimize sığmayan bir Türklük heyecanı bütün benliğimizi kaplamıştı. Fakat ilerleyen yıllarda, yetiştikçe, yüce dinimizi de tanıdıkça, İslam tarihi ile ilgili kitaplar okudukça daha büyük bir ülkünün, daha yüce bir idealin olduğunu gördüm, fakat kavmiyetçilikten uzak Türklük bu görüşün içinde bir parça olarak kaldı, bu sonsuz görüşü gönülden sevdim; fakat Türklüğü, Türk Dünyasının meselelerini en yüce idealin içinde bir yerlerde sakladım, unutmadım.
 
 
     Babamın sandığından bulduğum, Hüseyin Nihal Atsız’ın ‘’ Bozkurtların doğuşu, Bozkurtların ölümü,.’’ romanları çocukluğumda beni en çok etkileyen romanlardan biriydi. Olaylar ve kahramanların merkezi zannediyorum işte bugünkü Doğu Türkistan’dı. İslam olmayan Köktürkler bağımsızlıklarını yitirmişler, Çin imparatoruna esir düşmüşlerdi. Fakat kararlıydılar, her ne surette olursa olsun hürriyetlerine kavuşacaklardı. Köktürk tekini (tigini-prensi) olan Kürşat ve 39 arkadaşı yıllardır kararlaştırdıkları üzere, Çin sarayına ansızın bir baskın yapmışlar, İmparatoru kaçırmak istemişler fakat başaramamışlar ancak sarayın altını üstüne getirip-sağ çıkmışlar fakat Sarı Irmak kıyılarında kahramanca can vermişlerdi. Bu isyan bu Gök Tanrıcı ve Şamanist Türklere büyük bir güç vermiş, sonrasında toplu kıyama kalkan Köktürkler Çin hâkimiyetinden çıkmayı başarmışlardı. Ve sonraları İslam’la müşerref olan Türkler Çin’le savaşa yüzyıllarca devam ettiler, fakat Türklerin çoğu zaman içinde batıya çekildi, Anadolu’ya geldi, lakin burada kalan Uygurlar Çin’le baş başa yaşamaya devam ettiler.
 
    Fakat bugün Doğu Türkistan’ın bugün işi çok zor, burada kimine göre 38, kimine (Çin’e göre) göre 8, bana göre yaşayan 25 milyon Uygur kardeşimizin amansız ve çok güçlü Çin hakimiyetinden kurtulma şansı %0 gibi bir şey..Yaklaşık 1 milyon 650 bin kilometre gibi devasa büyük, verimli tarım arazilerine, zengin yer altı kaynaklarına sahip bu Türk yurdunu Çin asla kolay kolay elden bırakmayacaktır. Fakat şunu da bilinki Çin hiçbir zaman bir süper güç olmayacaktır, ispatı Tarihtir, hiçbir zaman kendi Coğrafyasını terk et-e-memiştir, edemeyecektir. Resmi ismiyle Çin Halk Cumhuriyeti denilen Halkları kıyan cumhuriyetten de, Demokrasiden de nasipsiz Çin devleti buraya taa 1949’dan beri her sene yoğun Çinli nüfus yerleştirmektedir. Özellikle Han Çinlileri denilen acımasız, vahşi kitleyi..İşte bugün Uygurlara saldıran katiller bunlardandır.Çin bu zaman kadar 36 milleti potasında eritmiştir, böylesine köpek azmanı gibi bir nüfusa sahip, kendi nüfus artmasını bile zor durduran ve güçlü-etkili bir medeniyeti-kültürü olan Çinliler aslında sakin insanlardır. Zaten sakin sakin bıkmadan yıllarca beklerler, bıkmadan usanmadan sana kendi kültürünü sokar, sabreder, birde bakmışsın bu kalabalık içinde erimiş-gitmişsin..
 
 Fakat bu erimeyi kabul etmeyen iki topluluk var: Uygurlar ve Tibetliler..Tibetliler Çin’in güneyinde, çok dağlık bir bölgede yaşıyorlar, liderleri Dalay Lama’yı dünya tanıyor, dünya destekliyor. Tibetlileri anlatan filmler var. ( Tibet’te yedi yıl v.d.)  Fakat Çin’in  batısında yaşayan Uygurların nüfusu daha fazla fakat Dünya Uygurları tanımıyor yahut tanıtılamıyor, belki tanımazdan geliniyor, destek bulamıyor, lider gibi bir liderleri yok, Rabia Kadir hanım’ı daha yeni duyduk fakat bu kadın asla bir İsa Yusuf Alptekin olamaz, peki kimdir İsa Yusuf Alptekin,  bileniniz var mı?
 
   Aslında Uygurlar 1750’de başlayan Çin istilasına karşı ilk devletlerini 1862’de Yakup Bey tarafından kurmuşlar, Sultan Abdülaziz ve Ulu Hakan’dan yardım almışlar ancak 1878’de devletlerini kaybetmişler, 1933’te tekrar bağımsızlık ve 1944’de Doğu Türkistan Cumhuriyetini yeniden kurmuşlardır.1949’da kesin ve son Çin istilası..Kaçanlar, Afganistan’a, Orta Asya’ya, Türkiye’ye, işte bunlardan biri son devletin genel sekreteri İsa Yusuf Alptekin’dir.1954’de Türkiye’ye kaçmış, yıllarca bu dava için uğraştıktan sonra 1995’te İstanbul’da vefat etmiştir. Uygurların sürgündeki liderliğini yapmıştır. Ülkemize kaçan Uygurlar İstanbul ve Kayseri’de yaşamaktadırlar.2004 yılında İstanbul’da gezerken görmek için girdiğim Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesinde Doğu Türkistan Derneğini ve Çin’de yaşanan vahşeti gördüm.
 
  Bugün Çin’in nükleer denemeler yaptığı, göz açtırmadığı, nüfuslarını artırmadığı Doğu Türkistan Uygurlarının davası haklı fakat destekçileri yok. 1991’de Türk Cumhuriyetleri bağımsız olunca geriye sadece Doğu Türkistan kaldı demiştik. Son esir Türk Yurdunun bağımsız olması, Ermeni meselesinin çözümünden, Kıbrıs meselesinden daha zor hatta şu an için imkânsız. Yani Ermenilerle biz meselemizi çözeriz, ancak bu Çinlilerle Uygur meselesini çözemeyiz. Çin dünyayı hiçbir meselede takmıyor, bunda da takmaz. Adamlar Dünyadaki onca mahkeme ve davalara rağmen resmen devlet desteği ile her markanın taklit üretimini yapıyorlar, ünlü markaların eli-kolu bağlı. Çin’in komünizm-liberalizm karışımı cacık gibi bir yönetimi var, fakat Çin’de halkın üçte biri ajan, her şey sıkı, demokrasi şekilci, içte yok, insan hakları zayıf, polisi acımasız. Sitem komünist eğitim veriyor, bizim Budist-Konfüçyüs bildiğimiz Çin Halkının çoğu hatta 1 milyarı ateist-dinsiz. Bu insanlar sakin görünümlü fakat acımasız, gaddar ve din düşmanı. Uygurlardan, Tibetlilerden nefret ediyorlar. Uygurların çektiği ızdırabı bir düşünün, yıllardır ikinci sınıf insan muamelesi, din ve milliyet baskısı, baskılar, zulümler ve karşı gelen hemen işkence-idam! Çin hayranlarına duyrulur.
 
   Yapılacak işler yinede var, öncelikle dış Uygurlar ve Tibetliler güçlerini birleştirmeli. Ortak lobi oluşturmalı, ortak basın açıklamaları, yürüyüşler, anmalar, ilanlar hazırlanmalı, Batı kamuoyu bilgilendirilmeli, fotoğraf sergileri düzenlenmeli, para toplanıp tanıtım filmleri hazırlanıp, ünlü TV’lerde göstertilmeli. İslam konferansı süratle toplanmalı, Çine nota vermeli, İslam ülkelerinden bazıları mesela İran, Çine petrol satışını gözden geçirmeye ikna edilmeli. BM göreve çağrılmalı. Çin’e derhal bir üst düzey ziyaret yapılarak, Uygurların bağımsızlık değil, hürriyet-hak istedikleri, eğer Çin bu olayların tamemen bitmesini itiyorsa dini-milli haklarının verilmesini istemeledirler. Biz ise Çin’e içinde yaptırım olan kararlar almalıyız, mesela Çin mallarına karşı aşırı gümrük vergisi koysak, Çin’deki Büyükelçimizi bir süreliğine çeksek ne olur? Zaten ihracatımız, ithalatın çok altında..Sonra mesele Gazze-Filistin gibi bir mesele haline getirilmeli.Yürüyüşler-mitingler yapılmalı.Atayurdumuz, Rabia Hanımın deyimiyle bütün Türklerin atası Uygurlar sahip bırakılmamalı, bu Müslümanlar, bu mazlum insanlar için sonuç getirecek işler yapılmalı..
 
 Artık mızrak çuvala sığmıyor, bu dijital çağda bu Âlemde hiçbir hakikat nihan kalmıyor. Dünyanın önemli bir kısmı resmi olarak 140 fakat doğrusu 1000 civarında denilen insanın katlini duymuştur. Çin dünyanın son zalim imparatorluğudur, Dünyanın aslında harekete geçmek için çok nedeni var, ucuz, kalitesiz ve kanserojen mamulle dünyayı dolduran Çin dünyada çok ülkede çok sektörü batırmıştır. Hangi ülkede bir direnişçi bırak mahkemesini en azından ifadesi alınmadan sokak ortasında kafasına bir kurşun sıkılarak öldürülür? Bu mudur, kültürüne hayran olunan Çin, bu mudur bir zamanlar Karate filmlerine özendiğimiz, Bruje Lee’sine özendiğimiz Çin? Çağdaş Dünya İran’daki göstericilerin hastası olmuşken, niçin Uygurların haklı davası gözetilmez? Urumçi sokaklarında hergün kaç Nida öldürülüyor haberiniz var mı ey ABD ve Avrupa kamuoyu? Müslüman Uygurlar haklarını istiyorlar, hürriyet istiyorlar. Dinsizin hakkından imansız gelir, yarın ne olacağı belli olmaz, bakarsın Çin’in başına okkalı bir devlet başına bela olmuş. Veya kendi içinden çıkan bir fitne balmış başını yere çalmış… kimbilir belki birgün Müslüman Uygur’ların içinden bir Kürşat çıkacak, bu yecüc-mecüc misali devletden halkının hakkını HAK’kın izni ve yardımıyla alacaktır. Zaten mazlumun ahı arşı sarmıştır, tıpkı Filistin gibi, Bosna gibi, Karabağ gibi..Cenab-ı Allah bu feryadı elbet duymaktadır! Hangi güçlü, o en büyük gücün yanında nedir ki? İsterse 3 Milyar olsun! Bir bakmışsınız koca Çin hak ile yeksan oluvermiş, üç-dört parçaya bölünüvermiş!
 
      Yeryüzünde bütün zulme karşıyız, insana yapılan her zulme..Müslüman olsun, olmasın!Doğu Türkistan’lı mazlum Uygur kardeşlerimin hak ve hürriyet mücadelesini selamlıyorum.
 
ÇİN’lilere birkaç Türk atasözü:
  • Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste..
  • Zulm ile abad olanın sonu berbad olur.
  • Zalimin gücü varsa, mazlumun da Allah’ı var, Allah’ı var, Allah’ı var! Sen inansan da, inanmasan da..

 
Bahadır KAYIM

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar