Fındığın kadar gezersin, fındığın kadar seversin, fındığın kadar ister… İnşallah la başlayan dualardan sonra gelen vurgudur fındık; İnşallah fındık olursa, inşallah fındıkla birlikte, inşallah fındıktan sonra…
TOPRAK MAHSÜLLERİ OFİSİNDEN DÖNEN HAYELLER
Fındık; alın terinin, sabrın, bedini yorgunluğun mahsulleşmesinin sembolüdür köylümüz için. Anneler için sırta saatlerce taşınan yemek, babalar için borçların karşılığı, çocuklar için oyuncakların tanelere dönüşümüdür. Hayaller fındık çiçekleriyle birlikte açmaya başlar, umutlar yeşeren dallarla renklenir, tebessümler mahsulle birlikte toplanır, düğünler fındık sonralarına ötelenir… Fındık, borçların edasındır, fındık, hastaların şifasıdır, fındık eğitimin gıdasıdır…
Fındığın kadar gezersin, fındığın kadar seversin, fındığın kadar ister… İnşallah la başlayan dualardan sonra gelen vurgudur fındık; İnşallah fındık olursa, inşallah fındıkla birlikte, inşallah fındıktan sonra…

Patozlar ayırır sevenleri bir birinden, sevda ateşiyle kurur taneler birir birir… Taze gelin gibi süslenir her bir tane özenle…
Çuvallar kaplar yangın yürekleri, emeklerin hayallere dönüşme vaktidir artık… Borçların ödenme, düğün derneklerin kurulma, oyuncakların alınma, önlüklerin giyilme vakti… Önce gün alınır ofisten sonra alınan güne göre planlar düzülür teker teker… Kamyon tutulur, elli kilonun üzerindeki çuvallar son bir güçle yüklenir arabaya, dualarla çıkılır yola aman bir aksilik olmasın diye…
Sonrası pek çok kez hüsrandır… Sonrası çiftçinin tüccarın eline mağdur bir şekilde atılmasıdır, savunmasız… Savunmasız olan hayallerdir aslında; çırıl çıplak… Derin bir yutkunmadır sonrası… Sonrası hayallerin beş paraya satılmasıdır. Sonrası koltukların rahatlığı yüzünden bilinmeyen gerçeklerin, bilineceği o kutsal ana kadar sessizliğe bürünmesidir…
Zafer ÇON