25 Nisan 2024 Per

İslam’da Sanat ve Estetik

Çünkü İslam ahlakı, insanların vicdanlarına uygun bir yaşam sürmelerini, doğru ve güzel olanı ayırt edebilmelerini emretmektedir.

İSLAM’DA SANAT VE ESTETİK

İslam ahlakını yaşanan bir toplumda, insanların nasıl bir sosyal hayata sahip oldukları Kuran’da bildirilir. Çünkü İslam ahlakı, insanların vicdanlarına uygun bir yaşam sürmelerini, doğru ve güzel olanı ayırt edebilmelerini emretmektedir.  Elbette ki Kuran’ın ışığında yönlendiren bir insan, her yönden kendisini geliştirecek ve dolayısıyla en güzel resim, tiyatro, müzik, heykel, edebiyat anlayışına sahip olacaktır.

Yüce Rabbimiz, müminlere Kuran’da hem Kendi rızasının nasıl kazanılabileceğini, hem de cennetteki yaşamın nasıl olduğu hakkında bilgi vermiştir. Bu nedenle müminler her şeye güzellik ve estetik yönüne ağırlık vererek bakarlar. Sanat ve estetik olarak yalnızca müzik ve edebiyatı görmezler. Onlar için yolda karşılaştıkları güzellikleri seyretmek, her baktıklarında zevk alacakları ev dekorasyonu, bahçe düzenlemeleri, göze hoş gelecek ve zarafeti gösteren kıyafetler giyinmek, güzel bir tarzda konuşmak, göze hoş gelen mimiklere sahip olmak da birer güzellik ve estetik kaynağıdır. Ayrıca gördükleri her güzellikten zevk alırlar ve mutlaka Yüce Allah’ı zikreder. Gördükleri bir çocuğu sevebilmek, şefkat gösterebilmek, gelen misafirlere güzellikle davranmak, yaşlılara hürmet etmek ve onlara sevgi, saygı göstermek, müminlerin sanat ve estetik anlayışlarına uygun olan davranışlardır.

Allah’ın izniyle çok yakın olan Altınçağ, insanların sanat ve estetiği en derinden yaşanacağı dönemdir. İnsanlar bakışları, güzel konuşmaları, giyimleri, uğraştıkları eserlerle en güzel sanatı ve estetiği yakalayacaklardır. Bu çağda yaşanacak olan sanat ve estetiği daha iyi idrak edebilmek için günümüzde cahiliye toplumunda benimsenen sanat anlayışı üzerinde biraz düşünelim; günümüzde başka sanat eserlerini taklit etme, çok demode eserleri tekrar tekrar öne sürme ve bir tekdüzelik vardır. Sanatçı dediğimiz insanların büyük bir bölümü, çaba sarf ederek yeni bir şeyler ortaya koymaya çalışmak yerine, eski eserleri biraz değiştirip piyasaya sürerler. Bu tekdüzelik bütün sanat konularında böyledir. Kimi zaman bazı insanların uğraşarak orijinal olarak piyasaya sürdüğü bir sanat eseri de, daha sonra defalarca tekrar edilerek önemini kaybeder.

Mesela tek bir şarkı üzerinde bile binlerce değişiklik yapılarak, farklı müzik aletleri kullanılarak değişiklik yapılabilecekken, hep aynı düzenleme üzerinde yinelemelere devam edilir. Şüphesiz bu dar görüşlülüğün en önemli sebepleri; cahiliye toplumunun kısıtlı aklı, geniş bir ufka sahip olmaması ve her zaman ki gibi dünyada bir rant elde etme çabasıdır. Sanat yaptığını düşünen yüzlerce kişi, her zaman insanların gözdesi olan ve popülaritesi giderek artan insanları taklit etmekten öteye geçemez. Çünkü amacı sanat eseri ortaya koyarak Allah’ın nimetlerinden insanların zevk almasını sağlamak değil, insanların gözünde yükselmek ve mal-mülk sahibi olmaktır.

Oysaki Kuran ahlakının yeryüzüne hâkim olduğu dönemde, insanlar sanatın en güzelini ve en estetik olanlarını seçecekler, dolayısıyla en güzel sanat eserleri icra edilecektir. Bolluk ve bereket üst düzeyde yaşanacağı için, insanlar sanatın da göze ve kulağa en hoş gelenlerinden yararlanacaklardır. Müzik, heykel, tiyatro, sinema, opera ve diğer müzik dalları insanlar için en zevk alınır hale dönüşecektir.

Günümüzde de güzel sanat eserleri ortaya koyan insanlar elbette ki vardır. Ancak bunlar bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar az sayıdadır. Ancak Allah’ın izniyle gelecek olan, Kuran ahlakının yeryüzüne hâkim olduğu dönemde bütün sanatçılar orijinal, kulağa ve ruha hitap eden eserler ortaya koyacaklardır.

Kuran’a tam olarak bağlanmış ve bütün hayatını Kuran’a göre şekillendiren müminlerin yaşamında her zaman sanatın ve estetiğin en güzeli yer almaktadır. Yüce Rabbimiz, iman edenlere nimetlerin en güzellerini verdiğini, ancak verdiği nimetlerin hakkını tam olarak takdir edemeyen insanlara ise verdiği güzelliklerde eksiklikler olduğunu bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:

Eğer insanlar (Allah'a karşı isyanda birleşip) tek bir ümmet olacak olmasaydı, Rahman'ı (Allah'ı) inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık. Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik)…(Zuhruf Suresi, 33-35)

Mine ÇAKIR

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar