Köşe Yazarımız Veysel ŞENSOY’un bölge coğrafyası hakkındaki araştırma ve tespitleri
SINIRLARIMIZDA NEDEN ABD VAR
Bundan önce bir yazı yollamıştım sitemize ve güney sınırımızda neden ABD var diye size yazacağım demiştim.
“Türkiye coğrafi bir bölgenin adı değildir. Türkiye 33 ülkenin birleşik yapsı, 33 ülkenin hülasası demektir. 33 değişik duygu, düşünce ve davranışı bünyesinde barındıran bir ülkedir. 1910 yılında Dünya Bilim Konseyleri, Türkiye’nin be Balkanların bir dünya laobotatuvarı olduğunu söylemişlerdir. Bu gün ne ilginçtir ki her türlü siyasi denemeler Balkanlar ve Türkiye çevresinde yapılmaktadır.”
“Türkiye üniter yani birleştiricidir.ABD ve Almanya federaldir. Bizim kanun yapıcılarımız bilirler ama halk pek bilmez. Amerika’da en üst yetki Anayasa kurumunundur. Devlet beşinci sıradadır. Sırasıyla: Anayasa, Senato, kongre, Başkan ve Devlet şeklindedir. Bizde hiyerarşik sıralamada ise en başta devlet gelmektedir.Anayasa başa alınır mı, bunu en iyi hukukcular bilir.”
33 devlet olarak osmanlıdan söz etmiştik esasında. Osmanlı nasıl bir idare kurdu ki, bu gün ırakta Amerika bocalıyor da osmanlı nasıl başardı? 23 milyonluk ülkenin 8,5 milyonu gayri müslim olmasına rağmen nasıl başardılar?
İngilizlerin oyunları bu birleşik yönetimi yıkmayı başarmıştır. Fakat ortaya çıkan devletlerin hangi birinde huzur var sorarım size?
Bir yazarımız der ki: “daima ön tasarımların uygulamaya koyulduğu bir bölgede yaşamamız nedeniyle bu problemlerle uğraştırılarak sınırlı bırakılıyoruz.”
Birinci Dünya savaşı sonrasında 1918’den itibaren Türkiye’ye sevr anlaşması dayatılmıştır. Bir anlaşmaya taraf olabilmek için Millet statüsünde olmanız gerekir. Bu anlaşma sırasında Türkiye taraf olmamıştır. Çünkü Türkiye’ye bir millet değil bir ümmet olarak bakıyorlardı. “Siz millet değil ümmetsiniz dolaysı ile taraf olamazsınız.” Diyorlardı. Lozan’da şunu ve bunu kaybettik diyoruz ama 1918 ile 1923 yılı arasında, beş yılda Anadolu bir bütün olarak millet olduğunu ispat etmiştir ve Türkiye lozan’a taraf olarak katılmıştır. Ermeniler Lozan’a taraf olarak katılamamışlardır. Çünkü türkiye biz milletiz diye engellemiştir. Cumhuriyeti ilan ederek üniter devlet statüsünü kazanmıştır. Türkiye anti emperyalist bir savaşla kurulmuş bir cumhuriyettir. Bundan önceki cumhuriyetler ya ihtilalle ya da darbelerle kurulmuştur.
Bu gün Kosova islamdan çıkmak üzeredir. Ölen devlet büyüğünün gizli hıristiyan olduğunu okumuşsunuzdur. Aksiyon oradan başlamıştır. Türkiye bu plan içindedir ama çok fazla büyüktür. İşte bunun için güneyimiz kaynamaktadır.
Sevr anlaşması yürürlüktedir. sevri biz reddettik ama taraf olan ülkeler imzalarını geri çekmemişlerdir. Dolaysı ile onlar için Sevr hala yürürlüktedir.
“Lozan yeterli değildir. Lozan, uluslararası bir anlaşmadır. Ama biz uluslararası bir anlaşmadan değil, uluslarüstü bir anlaşmalar çerçevesinde ele alıyoruz .” diyorlar. Yani bizi uluslarüstü bir hukukla yargılıyorlar ve “insan hakları hukuku ve soykırım hukuku mevcut buna gore tazminatları vereceksin” dıyorlar. Lozan’ın bir gövencesi yok. ABD tarafından
Halk bunu bilir mi? Bilse ne olacak? ülkeyi sokaktaki adam yönetmez. Onlar ancak sahip çıkarlar. ülekyi yöneten daima elitlerdir. Bu ülke bakanlıklarında okuma yazma bilmeyen bakanlar gördü. Derler ki: Çok önemli bir Bakanımz “Aslında ben bakanlığıma bekçi bile olamıyormuşum.” Demiştir. Allahtan ki harıciyemizde çok değerli bürokratlar var da değişip duran bakanları aydınlatıyorlar.
“Disiplin, özel eğitim, özel birikim demektir. Otoriter demek değildir. Bunun için çok acil disipline ihtiyaç vardır. Disiplin, hayatı algılayışta milli bir duruş halinde bulunabilme, oradan gelip gitmeme gücüdür. Değerlerin ne ise o değerleri korumak için direnme ve savunmaktır disiplin. Türkiye’de otorite var ama disiplin yok.” Bu söylem doğrumudur? Düşünürümüz bunu söylerken yıl 2004 idi. Bu gün hayli yol kat edilmiş olabilir ama taşlar yerinde değildir. Hükümet edenler sermayeye yenik düşebiliyorlar. Bilinçli halk desteği gerek. Halkımız bu bilince erişebilecek mi?
Bütün bu özetler halinde bölük börçük paragrafları neden yazdık? 34. ülke girişimleri için çoktan düğmeye basılmıştır. Devleti bölme teşebbüsleri hiç bu kadar ileri gitmemişti. İsterler ki, Türkiye bölünsün, kan gövdeyi götürsün, Kürt Türk’ü, Laz kürdü, yani kardeş kardeşi tanımasın ve vursun isterler.
Bilmedikleri bir şey var ama. Benim can dostlarım vardır ki Muş’lu kürttür. Evime gelip kızım gibi bana hizmet eden komşu kızım bir kürt ailesindendir. Onların da aynı dostları vardır benim gibi bir başka bölge insanlarından. İşte bu yakınlaşma ve kaynaşmayı bilemedikleri için de bu kadar tahrikler ve provakasyona rağmen neden birşeyler olmadığına da onlar şaşırmaktadırlar. Dağdaki bölücüler de bitti bitecek ve biz yeniden bu coğrafyada ve hatta DAHA GENİŞ BİR COĞRAFYADA üniter yapımızla refaha ulaşacağız.
Selam ve saygılarımla
Veysel Şensoy
22.02.2008 katar