29 Mart 2024 Cum

Ömür Sofrasından Aç Kalktım Hep

Rüyalar dizeceğim imamesi kırılmış sevda tespihime

 

 ÖMÜR SOFRASINDAN AÇ KALKTIM HEP

Rüyalar dizeceğim imamesi kırılmış sevda tespihime

Bir feryat, bir çığlık, bir ağıt ekiyorum kara sabanımla sürmeye çalıştığım cilim topraklı yaşam tarlama. Nadasa bıraktığım toprağımın her adımına ektiklerimin meyvesi ya zehirli bir zakkum, ya lezzetli bir çilek gibi karşılayacak bu tekrarı olmayan dönüşümsüz yolda beni. Ah çilelerim benim, ah be ah ettiklerim benim; bir ömür boyu bu sofradan aç kalktım hep…

Ömür, yolun yarısını aşmış ve içimde ince bir sızı ile küfünü emmiş sandıkların ıslak ve kekremsi kokusu ile ekşiyor yüreğim.  Mevsimler döngüsünde ve bir fırtınanın habercisi… Serçelerin yüzü asık, guguklar göç etmişler. Dereler taşmış, çağlamış, yorulmuş ve şimdi dinmiş yorgun bir ihtiyar gibi. Her yanım keşmekeş içinde püsürleşmiş bir anı yumağı, her yönüm pusulasını şaşırmış. Nalbantlar bir nal çakıyor yüreğime ki, her çekiç darbesi bozkırlara sürüyor ruhumu.

Arkada kalmış yılların soldurduğu düş haritalarıma bakıyorum. Sukut-u hayal ile batmamak için derinlere, bir kara taşa sarılıyorum sıkıca. Yıkılmış evler, çürümüş samanlıklar, bozlaşmış harman yerlerine düşüyor yolum.  Al kirazlar özlemiş bir hayranına, bir papatya sevgiyle okşayacak bir ele, bir karga kaptığı cevizi kırmak için konduğu dala hasret bekliyor şaşkınca.. Pınar gözelerinden avuçladığım sularda yan yüzen kurtçuklar kapılmış derelerin seline. Yıldızlar bir bir kaymış karanlık köylerin üstünden. Uzaklarda bir kangal havlıyor, sürüden önce uyumuş çobana yoldaş… Yapa yalnız oturuyorum harman keklerine ve çürümüş saman kalıntılarını kucaklıyorum zamandan geri kalan son izler diye. Yutkunuyorum, yutkunuyorum ama gırtlağımda bir ilmik var çözülmüyor bir türlü. İnsanlar geçiyor yandan yöreden selamsız sabahsız. Olmamış, olmayan insanlar…

Hayatta olmayan ve olmamış bir sevgiliye izafeten papatyalarla fal oynaştığım kırlar ıssız, değneklere binerek atçılık oynadığımız yollar sessiz. Ateş böceklerini yakalamaya çalıştığımız akşamlarda yarasalar uçmuyor, baykuşlar ötmüyor artık.

Şimdi uzaklarda şehirler kalabalık. Şimdi oralarda atık geceleri süpürür çöpçüler sabahın alaca karanlığında. Kirli gecelerden çıkan mahmur güzeller neon ışıklarını arkada bırakarak uzaklaşırlar birer birer yuvalarına. Şimdi onlar düşler kurarlar, sıcak ve şefkatli bir aile, sevgi hamuru annelik adına…,Bir hüseyni saz semaisi oturur kulağımın örsüne. Yüreğim tellenir kemanca, kanunca nağmeler dizer kopuk ipliklere. Umutlar hep tazedir ama gerçeklerin duygusunu sökmüştür bilinmez bir cerrah yerinden. Şimdi şehirlerde, bir makine başındaki hemşehrim, hayalin pençesinde gözleriyle derinlerde sılasını dolaşır dalgın ve hüzünlü. Bilgisayarından Google Earth ile kuşbakışı hasret gidermeye çalışır bir başka yüreği yanık kişi masasında iç geçirerek. Oysa hiç bir hayal gerçeklerin süngüsünden kurtulamamıştır. Her hayal, her özlem bir çürümüş saman demetinden başka bir şey olmadığını anlama anı gelecektir mutlaka bir gün. Ve değmediğini anladığında bunca sevda acısına, sönüverecek yüreğindeki o ateş ve soğuyunca yüreğin bir başka azap ile kavrulacaksın ki, hepsinden daha beter…

Ama benim hayallerim hür artık. Bıraktığım yerde bulamayacağım yıllara yem olmuş bütün mefhumların yazılı olduğu sayfaları yırtıp atıyorum ummanlara. Ve bir ıslak kanatlı martının ayaklarına tutunarak aşacağım bütün denizleri bir bir. “hıçkırıkların minörleriyle rüyalar dizeceğim imamesi kırılmış sevda tespihime”  Aşk ve huzurun küpeştesinde şöyle geri yaslanarak, her yolculuğun kavuşmayla sonlandığını düşleyerek bu yalandan ibaret olan dünyanın, bu çelişkili masalın ıslak sayfalarını huzurla kapatacağım.

Veysel ŞENSOY

06.02.2011

Tripoli Libya

Related Articles

5 YORUMLAR

  1. “Dünü yada bugünü değil anı yaşamalısınız. Çünkü; Şimdi olacaksa bir şey; yarına kalmaz. yarına kalacaksa eğer; bugün olmaz.” diyor Shakespeare. Meleklerin Annesi, haddime değil size öğüt vermek. Nasihatlar bilge kişilerin tecrübe dallarında olgunlaşan meyvelerdir. Koparıp yemeyi bilmek lazım. Ancak bizler ağaçlara bakmaktan dalları seçemiyoruz. Geçici dünyada başkasına zulmetmek ne kadar suç ise kendinize de azap vermeniz o kadar hata olur bence. kendinizi önemseyerek biraz yaşam nimetlerinden nasiplenmelisiniz. Bu yaşamın insana verilme sebeplerini mutlaka tecelli ettirmeliyiz. Bir Tanrı emrine küserek kabuğa çekilemk isyana girmez mi sizce? Mutlaka bir sebep ve hikmet gereği olur her olan iş. Allah en iyisini bilir. Tevekkül ve kadere rıza ile o gönlünüze konacak muhabbet kuşunu adevt etmelisiniz. Mutlaka kader size daha güzel bir hayat sunacak ve mutlu olacaksınız.

    Selam sevgi ve muhabbetlerimle,

  2. Umarım özlenen sevgi, sevmenin anlamını bilen, sevenin değerini bilen mutlaka sizin kaderinizde vardır, olmaması kader dibacesine ters düşer.
    Bu güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Bende hep yazdıklarımı saklarım duygularımı başkalarının öğrenmesinden rahatsız olurum. Kendimi anlatamamaktan ve başkalarının benim yüreğimi incitmelerinden hep korkmuşumdur. Ama gördümki yüreğimin dilinden anlayan birileri var bir yerlerde. Dilerim sizin dediğiniz gibi bir gün bir yerlerde bu yüreğin değerini bilen birileride vardır. Kader kısmet dimi…
    Allah büyüktür.
    saygılarımla
    FATMA SAYILIR

  3. Meleklerin Annesi,
    Biliyorum ki bir yanınız yıkık ve onarılmaz diye duvarlara el vurmuyorsunuz. Oysa o duvarları tamir edebilir, virane de olsa gönül bahçesinde filizlenmiş fidanlara yaprak açmasına yol verebilirsiniz. Yüreğinizin bir bölümüne anıları yerleştirir, diğer bölümü ile yeni bir yaşamı şenlendirebilirsiniz. Yüreğinizi küçümsemeyiniz çünkü ummanlar bile daha dardır ondan.

    Hayatta olmayan ve olmamış gibi düşündüğünüz sevgili, bir rüyadan yarına göz açtığınızda avuçlarınızda olabileceği umudunu asla kaybetmemeli insan. Ben öyle görüyorum ki, siz romantik ruhlu, çok duygusal ve çocuklarına hayatını adamış bir anne olmanın ötesinde kendi etrafınızda kurguladığınız bir dünyanın dışına çıkmak istemez bir haldesiniz. Böylesine büyük bir sevgiyi taşımak için kendi hayatınızı yeniden kurgulamanız gerekmez mi diye düşünüyorum. Giden yerine ulaştı ama gidenle diri diri aynı dünyayı paylaşmak size biçilen görev değil.

    Yazılarımı beğenmeniz beni onurlandırıyor. Bu tür yazıları kaç defa bırakmak istedim, kaş defa saçmalık bu diye yazılarımı yırttım. Bir kişi de beğense yazmam gerekli diye düşündüm. Bu örnek size de bir ilham vermeli bence. Yani hayata sarılmanız bakımından bir çok nedeniniz olmalı ki, bu öncelikle kendinizi mutlu etmeniz için olmalı.

    Umarım özlenen sevgi, sevmenin anlamını bilen, sevenin değerini bilen mutlaka sizin kaderinizde vardır, olmaması kader dibacesine ters düşer.

    Değer verip yorum yazdığınız için de teşekkür ediyorum.
    Saygı, sevgi ve muhabbetlerimle hoş kalın, hoşca kalın…

  4. Merhaba Veysel bey…….!
    Artık sizlerden biri oldum. sabah geldiğimde mutlaka sayfanızı bir açıp göz atıyorum. Bana, yüreğime, hayallerime, geçmişime geleceğime hitap eden yazıları okuyup, bir ah çekiyorum. Bazen kelimelerde kendimi buluyor, bazende keşke diyorum keşke bende yıllar önce atmam gereken o benim canımı yakan duyguları, acıları arkama atabilseydimde, bunca yıl geçmişi değil geleceğimi hayal edebilseydim diyorum.
    Hayal işte. insanlar hayalleri olmadan yaşayabilirmi. Bu yazınızı okurken bir an kendimi kendimdeki geçmişimi, kendimdeki yarınlar için ümitlerimi ve sadece kendimi değil kendimden parçalarımla kurduğum hayallerimi gördüm. Akşam olupda pencereye başımı koyduğumda, gözlerim gökyüzünde karanlığı aydınlatmaya çalışan yıldızlara tutundum. Aydedede gördüğüm resimde kendimi ve canlırımı gördüm. Gelecek için hayallerimde sebet sebet gül diye yıldızları topladım. ve “HAYATTA OLMAYAN VE OLMAMIŞ BİR SEVGİLİYE” hep özlem duydum. Kimbilir belki bir yerlerde yıldızların arasında, karanlığın tam ortasında bize bakıyordur.
    Kimbilir…………..!
    Kimbilir belki bir gün sevginin, sevenin ve sevmenin değerini bilen bir kişi çıkıp geliverir.
    kimbilir………!
    Hayellerimiz geleceğimiz ve geçmişimizdir.
    Bizleri bağlayan o katı kurallar hayallerimizi bağlamasın. Onlar hep hür olsunlar.
    Sevgilerimle.
    FATMA SAYILIR.

  5. Merhaba Veysel bey…….!
    Artık sizlerden biri oldum. sabah geldiğimde mutlaka sayfanızı bir açıp göz atıyorum. Bana, yüreğime, hayallerime, geçmişime geleceğime hitap eden yazıları okuyup, bir ah çekiyorum. Bazen kelimelerde kendimi buluyor, bazende keşke diyorum keşke bende yıllar önce atmam gereken o benim canımı yakan duyguları, acıları arkama atabilseydimde, bunca yıl geçmişi değil geleceğimi hayal edebilseydim diyorum.
    Hayal işte. insanlar hayalleri olmadan yaşayabilirmi. Bu yazınızı okurken bir an kendimi kendimdeki geçmişimi, kendimdeki yarınlar için ümitlerimi ve sadece kendimi değil kendimden parçalarımla kurduğum hayallerimi gördüm. Akşam olupda pencereye başımı koyduğumda, gözlerim gökyüzünde karanlığı aydınlatmaya çalışan yıldızlara tutundum. Aydedede gördüğüm resimde kendimi ve canlırımı gördüm. Gelecek için hayallerimde sebet sebet gül diye yıldızları topladım. ve “HAYATTA OLMAYAN VE OLMAMIŞ BİR SEVGİLİYE” hep özlem duydum. Kimbilir belki bir yerlerde yıldızların arasında, karanlığın tam ortasında bize bakıyordur.
    Kimbilir…………..!
    Kimbilir belki bir gün sevginin, sevenin ve sevmenin değerini bilen bir kişi çıkıp geliverir.
    kimbilir………!
    Hayellerimiz geleceğimiz ve geçmişimizdir.
    Bizleri bağlayan o katı kurallar hayallerimizi bağlamasın. Onlar hep hür olsunlar.
    Sevgilerimle.
    FATMA SAYILIR.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar