28 Mart 2024 Per

MODERN CAHALET

Sitemiz Köşe Yararı Tahsin ÇAYIROĞLU’nun Yazısı

MODERN CAHALET
 
Hiç kuşkusuz okumanın da seyretmenin de yeri başkadır. Hepsinin nüfuz alanı farklıdır ve farklı olmalıdır! Her birinin insanın eğitim sisteminde, gelişiminde ve eğlence kültüründe ayrı bir yeri vardır.
 
Öğrenme güdüsü insanoğlunun içinde hep var olagelmiştir! İlkel dönem diye adlandırılan eski çağlardan beri bunu kâh mağara duvarlarında kâh tabletlerde görebiliyoruz. Öğrenme arzusunda olan insanın ayrıca paylaşma güdüsü de vardır. Meziyetlerini, bildiklerini karşı tarafa gösterme arzusu! Alkışlanma insanı onurlandırır.
 
Sample ImageÖğrenme duygusunun içine merak da gizlenmiştir. Merak duygusu, ya duyularak ya da temaşa ile giderilirdi. İşte asırlardan beri gelen kahramanlıklar, aşklar, özlemler, trajik ya da komedi türü olaylar hikâye, şiir, destan, tiyatro şeklinde günümüze kadar ulaşmıştır. Son üç yüzyıl içinde buna roman sanatı, modern tiyatro gösterileri de eklenmiştir. Son yüzyıl içinde de sinema ile beyaz perde insanların beğenisine sunulmuştur. Beyaz perde o kadar etkili olmuştur ki tiyatroyu gölgede bırakmıştır. İnsanlar okuma zahmetine girmeden bire bir olayları seyredebilme imkânına kavuşmuşlardır. Televizyon ile romana ve tiyatroya alternatif sinema ve diziler; gazetelere alternatif ajanslar; makale ve denemelere alternatif tartışma programları; güldürülü temaşaya alternatif olarak da stand-up programları geldi. Ama bunların hiç biri okumanın önüne geçemedi. Ta ki internet dalgası yayılana kadar!
 
Son on beş yıldır dünya internet dalgasının etkisine açıktır. İnternet sayesinde zaman mefhumu denen olgu önemsizleşti ve küresel söylemlerle beraber dünyadan köy olarak bahsedilmeye başlandı. Hiç şüphesiz bu dönüm noktası, insanlık tarihi açısından çok önemlidir. Enformasyon çağında internetin önemini yadsımak aklın inkârı demektir, ancak ve ancak doğru kullanıldığı takdirde! Aksi taktirde heba olacak nesillerdir!
 
İnternet yüzünden yukarıda bahsettiğimiz sanatsal ve bilimsel uğraşların da önemi gittikçe azalmaktadır. Bir tıkla bilgilere, videolara, müziklere ve haberleşmeye zahmetsizce ulaşıyoruz! Şüphesiz bundan daha hoş bir şey olamaz. Ancak bununla beraber yalnızlaşan insan kendini sanal alemin içinde avutmaya çalışıyor! Özellikle genç nesil açısından bu, tehlike boyutlarına kadar varmaktadır. Toplumdan kendini soyutlayan insanların neredeyse bütün günü internet başında geçmektedir. Hayali oyunlar, sanal arkadaşlar ile sosyal hayattan kopuk gençler yaratılmaktadır.
 
Bununla ilintili olarak kitaplardan, okuldan, aile ve arkadaş çevresinden kopuk insanları modern cehalet olgusu beklemektedir. Bu gidiş hem toplum hem de dünya gençliği açısından insanlıktan mücerret nesiller meydana getirecektir. Kamusal ve toplumsal bir mesele olan bu olgunun üzerine ciddiyetle eğilmek icap etmektedir!
 
Eskiden okuma-yazma bilmeyen, orta ya da yüksek tahsil yapmayan insanlar cahil olarak adlandırıldı (okumuş cahiller cabası!). O cahil denilen kesim toplumsal ve kültürel normlara bağlı ve vatan, millet, din, aile mefhumunu idrak etmiş insanlardı. Halbuki modern cahil olarak nitelendirdiğim kesim kendisini toplumsal normlarla bağlı saymıyor. Egolarının peşinde koşan bencil varlıklar olacaktır. Bu kesim insanlık, toplum, aile, millet, saygı, sevgi ve sadakat mefhumlarından nasiplenmeyecektir! İşin acıklı tarafı ise eğitim camiasında da bazı kesimlerin bu durumu teşvik etmesidir.  Talebelere ödevlerini araştırarak yapması aşılanması gerekirken, körpe beyinler doğrudan internete yönlendirilmektedir. Öğrenci bir tıkla hazır bilgiyi çıktı şeklinde alarak kopya ediyor. Oysa internetteki bilgilerin birçoğu doğru bilgi olmadığı gibi bazen de istenilen bilgi olmuyor. Öte yandan kütüphanelerin, ansiklopedilerin, kitapların ne anlamı kalıyor?
 
Genç nesle kitap okumanın, tiyatroya, sinemaya gitmenin ve bununla beraber lazım geldiği kadar internete girmenin yolları anlatılarak hepsinin ayrı önemi ve ayrı tatları olduğu aşılanmalıdır! Örneğin bir romanın zevkini bir sinemada bulamayabilirsiniz. Şöyle ki romanda sanatçı her ne kadar anlatmak istediğini ifade etse de okuyucu ona hayal dünyasını da katarak hem zihni hem de sosyal olarak kendini geliştirmektedir. Bir romandan uyarlanan filmle romanda anlatılanın aynı temayı veremediği açık şekilde görülecektir. Aynı şekilde ‘’chat’’ denilen iletişim şekli ile doğal arkadaşlık arasında da uçurumlar vardır. Ortalama bir insan, bütün sosyal ve kültürel aktiviteden lazım olduğu kadar faydalanmalıdır. Bunu içinde kitap okumak, sinemaya gitmek, gezinti yapmak, internette araştırma yapmak gibi… Aksi taktirde modern cehalet olgusu kaçınılmaz olacaktır! Gençler bir taraftan bilgisayar kurdu olurken diğer yanda yaşamdan bîhaber cahiller olarak yetişecektir. Eğitimden yoksun olan bu gençliğin kendisine bir faydası olamayacağı gibi topluma da zararı olacağı muhakkaktır! Uzun vadede düşündüğümüz taktirde teknoloji gücünü elinde oyuncak yapan bu makine tipli cahil ordusu insanlık için büyük bir tehdit olacaktır!
     
Bunun bir ölçüde önüne geçmenin yollarının başında aileye, okullara ve kamuya büyük ödevler düşmektedir.
 
                                                          03/09/2008
 
                                                         Tahsin ÇAYIROĞLU
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

2 YORUMLAR

  1. Bahadır hocam \’deneme\’me yapmış olduğunuz katkıdan dolayı çok teşekkür ederim. Yorumuzda \’emek\’ten söz açmışsınız! Ben de bu konuda birkaç kelam etmek istedim; bir konuda bilgi alındığında ilgili kaynağın dipnotlarda ya da başka şekillerde belirtilmesi evvela \’emeğe saygı\’ icabıdır. Bu aynı zamanda kişinin kendisine olan \’saygısı\’dır. Eflatun\’un dediği gibi \’bilgi, hikmet sevgisidir! Bilmediğinin farkına varmaktır!\’ Onun için kaynak gösterildiğinde hem emeğe saygı gösterilmiş, hem kişi kendi şahsına saygı duymuş, hem de yazısına kanıt sunmuş olacaktır!

  2. Tahsin bey;yazınızdaki tespitler oldukça yerinde olup,öneri ve tahlilleriniz takdire şayandır.Maateessüf günümüzde internet BAŞVURU KAYNAĞI iken,insanlar ve özellikle öğrenciler tarafından KAYNAK addediliyor..Ve çok üzücüki birçok eğitimcide böyle kabul ediyor!O zaman sormak lazım?
    *Kütüphaneler neye yarar?boşunamıdırlar,vadeleri dolmuşmudur?
    *Kitap yazan,Yazarlarımız niçin emek harcıyorlar ve harcamışlardır?
    *İnternette bilgi veren siteler,bilgiyi nereden almıştır?(sakın kitap ve kütüphaneler olmasın?)

T. ÇAYIROĞLU için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar