KAYBOLAN FİKİRLERİMİZ
Bizim neyimiz noksan? Nedir bu girdiğimiz girdaplar? Hala ardı arkası kesilmeyen sorularla iştigal ediyoruz. Kötü emeller tarafından fiiliyata dökülen çirkef işlerin ana müessiri gayet aleni bir şekilde zuhur ediyor lakin içimizde vaki olan birtakım gözünü Amerika perdelemiş batı yobazları uykuya kaldığı yerden devam ediyor.
Uyku korkuyu bir nebze olsun giderir. Bu yüzdendir ki haşyetler âleminde yaşam sürmeye mahkûm kitle, en ufak bir ihtilaç bile göstermekten aciz… Muhtasaran şuuru iğdiş edilmiş, bir çilesinin, derdinin, bir davasının olduğunu unutmuş ve yahut kulağına aksetmemiş. TV’lerin afyonuna ruhunu esir etmiş ve okumayı kendine yük olarak görmüş, ne gazete ne mecmua okumuş, ne de menşur muharrirlerin kalemlerinin ötelerden haber veren bestesini fısıltıdan ileri görmemiş tembel şahsiyet.
Öyle ki şahsiyeti zail olma hududuna ermiş fakat hüviyetinin temsil ettiği mana sayesinde çok müşkül de olsa kaim olabiliyor. Okumamaktan, ilim ve irfan sahibi olamamaktan tutunacak dalı olmayan kişilikler sadece bu içtimai meselemize zarar vermeye kadir oluyorlar. Binaenaleyh bu büyük, hor ve öksüz davanın dallarını kırarak imlamın inkırazına farkında değilmişçesine dış mihraklar tarafından vasıta olarak isti'mal ediliyorlar.
Hülasa okuyalım kardeşim. Okuyarak adeta örümcekli köşelere hapsolmuş fikirlerimizi bulalım. Derdi olan insan okur. Fikir çilesi çekenler kutbuna dâhil ol ve oku. Yaratan rabbinin adıyla oku… Vesselam
Tarık GÜL