Uzunca bir süredir Akkuş’ta fotoğraf yarışması düzenleneceği duyurusu yapıldı. Fakat fotoğrafçılık konusunda hiç bir arkadaşımız bildiklerini bizlerle paylaşma yoluna gitmediler.
FOTOĞRAF VE AKKUŞ
Uzunca bir süredir Akkuş’ta fotoğraf yarışması düzenleneceği duyurusu yapıldı. Fakat fotoğrafçılık konusunda hiç bir arkadaşımız bildiklerini bizlerle paylaşma yoluna gitmediler. Biliyorum ki bu sitede profesyönel anlamda bilgisi olan arkadaşlarımız mevcut. Bir yazı dizisi yapılıp, makine nadir, sensör nedir, objektif nedir, iyi objektif özellikleri nelerdir, filter nedir, ışık nasıl kullanılır, hangi renk hangi dalga boyutunda nerede kırılır, doğru renk nasıl elde edilir, Kompozisyon nasıl yaratılır, fotoğraf içeriği neler olmalıdır ve daha uzatabileceğimiz bu konuda bize bir yazı sunmadılar. Fazla merak uyandırmayacak bir konu ama Akkuş belediyesi böyle bir kültürel faaliyete ön ayak olmuşsa, bizler de destek olma adına en azından gündemi sıcak tutmamız gerekir diye düşünüyorum.
Fotoğraf çekmek tutku derecesinde zevkli bir uğraştır… Eskiden film ve baskı masraflı bir iş idi. Şimdilerde dijital makineler yaygınlaştı. Ancak kompakt makineler ile sanatsal anlamda fotoğraf çekmeye çalışanlar oluyor. Elbette sonuçta üzülüyorlar. Compakt makineler ile alan derinliği veya arka plan fluluğu alınamaz, uzun süreli pozlamalı çalışmalar yapılamaz. DSLR Lıke denilen bir üst gurup makineler ile bir adım ilerisi yapılabilir. Ancak, bu makinelerin de en kısık diyafram aralığı f8 gibi sınırlı idi. Son günlerde f11 odak uzaklıklı zoom objektifli olarak üretilmeye başlandı. Compakt ve DSLR Lıke makinelerde fotoğraf kabak gibi her bölge net olacak şekilde çıkar. Bu durum fotoğrafta istenmemektedir. Bir fotoğrafta alan derinliğinin sınırları oluşmalıdır. Aynı zamanda JPG ağırlıklı formatda çekim yaparlar ki, aslında JPG bir fotoğraf formatı değil, sıkıştırma yazılımıdır. JPG formatlı çekimler üstünde bilgisayarda fotoğraf ile ne kadar işlem yaparsanız her işlemde görüntü kaybına neden olacaktır. Digital makineler ile RAW formatı ile çekim yapılması önemlidir.
Bunun yanında bir de mega pıksel yani görüntüye dönüştüğünde meydana gelen çözünürlük, fotoğrafta doku sıkılığı diyebileceğimiz olayın yüksek rakamlı olmasını isteriz. Aslında bu sadece bir ticari atraksiyondur. Devasa afişler yapmak için gereken ve enterpolasyonsuz gerçek çözünürlük üreten profesyönel makineleri hariç tutalım.
Günümüzde baskı cihazlarının hassasiyeti 300 DPI dolaylarında. 6MP’lik bir resmi kayıpsız bastırabilmen için en az A4 boyutunda kağıt kullanman lazım. Peki 300 DPI’yi kimin gözü seçer ? 6MPlik görüntüyü, piksellerini insan gözünün seçebileceği boyutta basarsan 90x60cm boyutuna falan gelmen lazım. 90×60’lık bir resme 30 cm’den bakmak ancak pazarlamacı milletinin verdiği akla uyacak saflıkta insanların işi. Baskıda işler böyle, peki ya monitörde nasıl ? İster 10MP olsun, ister 20MP, sonuçta resme 1600x1200MPlik monitörde bakıyorsun. MPnin zerrece bir önemi yok. Diyelim ki sinema perdesi kadar büyük monitör kullanıyorsun veya çektiğin bütün resimleri 90×60 bastırıp 30cm’den elinde mercekle değerlendirecek kadar titizsin, olay hal oluyor mu ?
Herbir pikselin tek tek anlam kazanabilmesi için aynı keskinlikte lens kullanılmış olması gerekir. Yetmez, bu lensin tastamamam doğru fokuslanmış olması gerekir. Lens deyip geçmeyin; En keskin lens mm’de 90 çizgi okuyabilyorsa daha çekim esnasında büyük bir görüntü kaybınız oluyor demektir. 3 boyutlu bir dünyada yaşadığımız hesaba katılırsa, tastamam fokusa oturan bölge resmin çok küçük bir kısmıdır aslında. Yeter mi? Asla. Piksel boyutuna erecek keskinlikte fotograf çekmek için tripod kullanmak gerekir, nesenenin hareketsiz olması gerekir vs. vs.
Yani MP olayına gelene kadar resmin keskinliğini etkileyecek binbir çeşit olay var. Sensörün üzerine yeterince keskin görüntü düşüremedikten sonra sensörün üzerindeki o fazladan MPler olsa olsa CPU’yu meşgul eden, hafıza kartında gereksiz yer işgal eden fazlalığa dönüşür bir anda.
MP olayı bir makinayı değerlendirirken en son ele alınacak özellik olmalı. Eğer gerçek fotoğraf tutkunu iseniz ve bir kaç kiloluk yüke de razı iseniz (ki gülü seven dikene katlanacak) mutlaka iyi fotoğraflar için DSLR makineler kullanmalısınız. Yani, Dijital Sıngle Lenses Reflex denilen değişebilir objektifli makineler… Aksi halde diğer, hani şu cebinizde taşıdığınız mini teknolojik harikaları makineler ile çekeceğiniz fotoğraflar sadece kabul edilir belgesel veya anı fotoğrafı olacaktır.
Ayrıca makinelere servet harcayıp, fotoğraf çekmeye vakit bulamamaktan dolayı akşamları esefle makinelere bakmayın (benim gibi) her fırsatta yeni denemeler yapın ve her çektiğinizi karşılaştırın. Her fotoğrafın Exif bilgilerini muhakkak yazın; bilgisayarda format değiştirirken kaybolabilir.
Veysel Şensoy