26 Nisan 2024 Cum

Er kişi niyetine Allahüekber…ŞEHİTLERİMİZ

Ölmeden kendi cenaze namazımızı kılalım.

 

                                         
ŞEHİTLERİMİZ
 
 
Ormanın ortasında bir gencecik fidan yıkılır düşer boylu boyunca toprağa, dağlar dereler yankılanır, börtü böcek ağlar peşinden. Bir dal kopar ulu bir ağaçtan kökünden yaprağına kadar üşür dallar ve titrer zangır zangır.
 
Bir beden düşer toprağa, kanı karışır ecdadın her karış toprağa dökülmüş kanına ve can vermek için sular vatanın kutsal toprağını. Tüm coğrafya titrer, ürker bu yükten ve bu şehide kabir olmayı taşıyamama, bu aziz bedeni saramama korkusu ile ürperir bu topraklar.
 
 
Ata yurdu Altaylarda bir feryat kopar, koç yiğitler naralar ile dağları titretir. Her yiğit bir emanet olarak geçmişin özünü taşır geleceğe.  Dededen toruna kaderler tek çizgi çekilmiş,  aynı yazgıyı paylaşmak kader olmuş sonsuza dek.  Bir vasiyet okunur altına imza atılmamış ama gönüllerde nakkaşlarca kazınmış levhalarda. Kurultay kurulur binlerce yıllık gerilerde. Ve bu bedeni Fırattan sakaryaya, seyhundan Tunaya kadar öksüz kalmış ata sularında yıkayıp, üçlere, yedilere, kırklara emanet olarak yollarlar ay yıldızlı al bayraklara sarılı olarak.
 
Hain eller en masum fidanları hedef seçer, kan emici vampirlerin dişlerine kan kokusu sunmak adına. Kan ile beslenen tek dişi bile kalmamış canavarların, bir gün geri dönüp kendilerini yiyeceğini uzak sanarak aldanışta direnirler. İşbirlikçiler, vatan hainleri sergedeler içerde de kişisel çıkar umanlardan yandaş bulmakta da beceri sahibidirler. Satılmakta beis görmeyen insan suretine bürünmüş çukur yaratıklar her zaman oldular ve olacaklar…
 
Annelerin babaların boynu büküktür. Bilirler ki dolgun olan başağın başı eğiktir. Olgun olmanın zorluğunu hemen ilahi bir ilhamla kavrar ve tevekkülle eğilirler. Dillerinde “vatan sağ olsun” deyimi düşerken bu coğrafya yangın yerine döner. Top arabasında yüz milyonlarca gönüller uğurlar şehidimi ve bütün cedleri kıyamda karşılar onu. Ahmet Yesevi Fatihalar okurken, Alparslan’dan, Mustafa Kemal’e bütün yiğitler onu selamlarlar… Çanakkalenin arslanları tekbirlerle tabur–tabur saf tutmuştur. Sakarya, Dumlupınar, Sarıkamış şehitleri secdeye varırlar. Gelen yüce şehit bir hainin, bir ırz düşmanının kanlı ellerinden şehadete ermiştir. Bebeklere bile acımayan, kerbelanın zalimlerinden bile daha acımasız, cengizin Moğollarından bile daha zalim yaratıkların bu mahlkularla mukayesesi haksızlık olur. Onlar şeytanın uşaklarıdır…  Ve hep bir ağızdan, Mohaçtan, çaldırandan, Ridaniyeden kalkan nurlu şehitlerin bedduaları yükselir semaya. Kahrolacaksınız inşallah!…
 
Cevat paşa çanakkalede; “ön saflardaki askerlerimiz ölüyor, biz de hücuma geçeceğiz ve ölmemiz muhtemeldir. Hiç değilse ölmeden kendi cenaze namazımızı kılalım” der demez, arkadan Oflu Ali çavuş “er kişi niyetine” diye haykırarak namaza dururlar. Kendi cenaze namazını kılan şanlı askerin torunları… Ve şehidim için bütün ülkem safa girmiş. İmamın sesi gürlüyor vatanın her köşesinde… Er kişi niyetine;
 
Allahüekber…
 
Vatanın ortasında bir gencecik fidan yıkılır düşer boylu boyunca toprağa, dağlar dereler yankılanır. Bu düşüş ile zelzeleler kopmuştur. Fırtınalar can bulur yeniden yüreklerde. Ok yaydan kopmuş belirsiz istikamete doğru ilerlemektedir. Bu memleketin gülleri düşmekte toprağa ve yıkılan fidanın yerine daha gür, daha kararlı yiğitler dikilmiş, sancaklar kılıfından sıyrılmıştır. Ve İmamın sesine karışan bütün ülkenin sesi semayı yırtar.
Allahüekber…
 
Veysel Şensoy

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar