14 Mayıs 2024 Sal

Çul, Pul ve Okul, İnsanı Hakiki Kul Yapar mı?

Samimi Anadolu insanı denizden kilometrelerce uzakta olmasına rağmen insanlığa çok yakın bir yerde durmaktadır.

Çul, Pul ve Okul, İnsanı Hakiki Kul Yapar mı?

Samimiyet veya saygı… Sıcakkanlılık veya misafirperverlik… İç içe girmiş olan bu kavramları aynı anda görmeniz mümkün.

Öğretmen olmamızdan kaynaklanan bir alışkanlıkla yabancı bir yere gittiğimizde eğitim müdürlüğünü ziyaret etmek gibi bir alışkanlığımız vardır.

Bir gün yolum Akkuş’a düşmüştü. Hazır gitmişken bazı resmi dairelere uğrayıp hem tanışma hem de ilçe ile ilgili bilgi alayım dedim. İlk gittim dairede yöneticiler toplantı halinde olduklarından toplantı bitimine kadar bekleyeyim dedim.

Görevlilerden biri bana toplantıdaki kişilerin az zaman sonra çalışmasının sona ereceğini söyledi. Ben de beklerim dedim. Hazır gelmişken tanışmak ve bilgi alış verişinde bulunmanın iyi olacağını düşündüm.

Çalışanlardan biri beni bir odaya oturtup ikramda bulunmak istedi. Karadenizli olmanın vermiş olduğu bir alışkanlık ile çay istedik. Az sonra bir genç elindeki bir tepsi ile istenilen sayıda çayı getirdi.

Her çay bardağı kadar sıcaktı. Zaten daha ilk yudumu almadan önce bir çay bardağını elinize aldığınızda tuhaf bir lezzet hissedersiniz. Ben de de öyle oldu.

Çay getiren kişi çayı getirirken sarsıntıdan olmalı ki bardağın alt kısmında biraz ıslaklık vardı. Bu taşınan her çay kahve gibi şeylerde olabilecek bir şeydi. Bir noksanlık değildi yani. Bu durumlarda bardağın altındaki sıvı tepsiye dökülür, asıl maksat olan sohbete geçilirdi. Ben de öyle yaptım.

Görevli arkadaş bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki çaycı odayı terk ettikten sonra özür dileyip bardağın altını silmeye koyuldu. Bu işi yapmadan önce peçete veya kâğıt mendil aramak için yaptığı hareketler, onun bir an evvel bir şeyleri düzelmek için çabalıyordu.

Bardağı ve bardağın tablasını bir güzel sildi. Sanki suçlu oymuş gibi kızardı. Ben de kızarmaya başladım. Yanımda bulunan saf ve masum Anadolu insanının misafire ne kadar değer verdiğinin bir alametiydi. O hiç suçu yokken mahcubiyetinden kızarırken, ben de bu iyi yürekli şahıstan insanlık derslerimi tamamlamak için kızarıyordum.

Belki zor şartlar altında yaşayan bu insanla aynı mekân içinde bulunmak bir şanstı. O bir misafiri ağırlamaktan memnun, ben de samimi bir insanla yan yana olmaktan memnundum. Birazdan beklediğim kişinin geldiğini bana söylerken, az sonra işi biter demenin vermiş olduğu sözün tahakkuk etmesinden dolayı gözlerinin içi gülüyordu.

Bir mühlet kaldıktan sonra binayı terk etme zamanı gelmişti. Resmi dairenin kendine has soğukluğunu yanında bina olarak sıcak görünümlü bir mekândan ayrılacaktım artık. Medeniyet denilen şeyin okuma yazmayla nasıl bir bağlantısı olduğunu düşünmeye başladım.

İnsanın iç güzelliği ile dış görüntüsünün ne kadar farklı şeyler olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak bu samimi Anadolu insanı denizden kilometrelerce uzakta olmasına rağmen insanlığa çok yakın bir yerde durmaktadır.

Çul, pul ve okul, insanı hakiki kul yapamıyor çok zaman…

Zeki ORDU

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar