29 Mart 2024 Cum

Huzur Gölü

HUZUR GÖLÜ

Biz, bize ait her şeye isim vermekte mahiriz.

Zaten eşyalar isimleriyle bilinir. Bulunduğumuz, köy, ilçe, il, ülke kıta…

Evimizde beslediğimiz; kediler, köpekler, kuşlar ve diğer hayvanlar…

Hatta köylerde her bahçenin bile ismi vardır.

Şimdi sizlere çok kişinin bilmediği, ismini de kendimin koyduğu ve o isimle benden başkasının adlandırmadığı bir yerden bahsetmek istiyorum. Huzur Gölü…

Huzur Gölü ismiyle bilinen bir göl değil. Hatta gerçek bir göl de değil. İşin tuhaf tarafı yapay bir göl de değil. O değil, bu değil de peki ne?

Ünye ile Terme arasında olup, Terme ilçesi sınırları içerisinde karayolundan 500 metre içeride bir gölcük.

Orada bulunan geniş bir düzlükten kim, niye, ne için almışsa bir futbol sahası büyüklüğündeki bir yerden toprak alınmış.

Toprak alına yer çukurlaşınca kâh yağmurlardan, kâh torak altındaki su kaynaklarından su sızarak bir futbol sahası büyüklüğünde bir gölcük meydana gelmiş.

Yapay değil, çünkü etrafı beton değil. Gerçek bir gölün en küçük şekli. Haliyle anlattığımız yer Karadeniz’de. Yani etraf ağaçlı. Onlarca bitki türünün ortasında küçücük bir göl. Belki insanın müdahalesiyle olmuş ama insana huzur veren yanı var.

Ben Terme’nin Hüseyinmesçit Beldesinde çalışırken- ki Ünye’ye yirmi kilometre uzaklık- Haftada beş gün Ünye-Terme arası vazife icabı seyahat ederdim.

Özellikle haftanın yorgunluğunu daha çok hissettiğim Perşembe ve Cuma günleri okul çıkışında bu göle uğrar, dakikalarca suya bakardım.

İşin içinde Karadeniz olunca her taraf yeşil oluyor. Hele güneşin açmasıyla suya vuran güneş ışınları ve etraftaki ağaçların suretlerinin suda yansıması insanın yorgunluğunu alıyor.

Yazının başlığında da belirttiğim gibi tam bir huzur ortamı. Bundan mülhem gölün adını huzur gölü vermiştim.

Bir gün bu gölden sevdiğim bir dostuma bahsettim. Israrla görmek istediğini söyledi.

Kararlaştırdığımız bir gün gölü ziyaret ettik. Daha varır varmaz ortamın sakinliği fark ediliyordu. Mavi bir gök, yeşil bir etraf içinde durgun bir gölcük.

Belki konuşulma ihtiyacı duymayacağınız sadece seyredeceğiniz bir ortamdı. Yani huzur ortamı.

Epey gölü seyrettik. Biraz sonra “hadi gidelim” cümlesinin ardından oradan ayrıldık.

Ben Terme’de çalıştığım süre içinde haftada en az bir gün uğruyor, dakikalarca suya bakıyor, ortamın huzurunu içime çekiyor ve eve dönüyordum.

Zaten geldiği yer Ünye idi ve Karadeniz’in kenarına konulmuş en güzel ilçelerden biriydi.

Huzur Gölüne emekli olduktan sonra ilk uğradığımda suların içinde sazların bittiğini, ilk sonbahardan sonra da gölün tamamen kuruduğunu gördüm. Sanki ben Terme’de vazife yaparken beni bekliyormuş gibi.

Şua yerinde yeller esiyor. Size yazının üzerinde tarafımdan çekilmiş fotoğraflarından birini bırakıyorum. Artık o bir Huzur Gölü değil, Hüzün Gölü olmuş.

Her şeyin bir bitimi oluyor.

Benimle oraya giden dostum oraya hiç uğradı mı bilmem. Uğramadıysa sakın görmek istemesin. O ilk gördüğü huzuru değil de, hüznü yaşayacak.

Zaten daha etrafı seyre dalmadan içinden bir ses “Hadi gidelim” diyecek.

Zeki ORDU

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar