10 Ekim 2024 Per

Çanakkale İçinde Şehitler Gezer

Çanakkale Destanı Ancak Bu Kadar Güzel Anlatılır. Yazıyı Okurken Çanakkale Şehitliğinde İdim Sanki, Sitemiz Köşe Yazarı Veysel ŞENSOY’un kaleminden, Çanakkale Destananın Bir Başka Güzel Anlatımı, Yüreğine Sağlık, Veysel Bey, Site Yönetimi Olarak Yazınıza Resimler ilave ederek, daha bir güzel anlam katmayı düşündük. Aziz Şehitlerimize bizlerinde armağanı olsun. Çanakkale Anlatılmaz Yaşanır en azından ziyaret edilir. Sitemiz yapımcısı, genel sekreteri ve site yazarı Çanakkale Şehitlğini birlikte ziyaret etmişlerdir. Duygularımızı yazmak istedik ama sadece yukarıdaki metni kaleme alan İhsan ÇAM, yazarken heycanlandı. Kalp atışları yükseldi. Veysel bey, bu kadar güzel bir yazıyı kaleme almaya benim yüreğim herhalde dayanamaz. Her TÜrk Evladına Çanakkale Şehitliğini Ziyaret Etmelerini öneririm.Orada Tarih Yaşanıyor..Orada sanki Savaşın içinde gibisiniz…

ÇANAKKALE  İÇİNDE  ŞEHİTLER  GEZER

Çanakkale hakkında yazılmayan kalmamıştır. Bunca yazılanalara rağmen anlatılmakta güçlük çekilmiş ve hiçbir dil bu destanı anlatmaya kafi gelmemiştir.  Lord Casey, Türkleri överek Australya’ya anıt diker. Amerikalılar Norfolk ingiliz alayının  izah edilemez şekilde kaybolduğunu yazar. Nusret mayın gemisinin olağanüstü şekilde düşman savaş gemilerinin arasına girerek mayın döşediğini herkes bilir. En önemlisi on saniye sonra öleceğini bilen Mehmetçik siperden bayrama koşar gibi tereddütsüz düşman üstüne atlamasıdır ki bu ilahi hikmetin izahını sizler biliyorsunuz zaten.

Buradan onları unutmamak adına bir hatırlatma yapmak ve ruhlarına Fatiha yollamak isteriz.  El Fatiha…

Ey tarihin en büyük şehamet destanını yazanlar!

Ey şerefinin ölçüsü tarihin ufuklarına sığmayan kahramanlar!

Ey yüreği avcunda, kefeni sırtında olanlar… Ey er oğlu er, yiğit oğlu yiğitler. Allah ve Rasulünün övdüğü makama Çanakkale tepelerinden yükselenler… Size binlerce kez selam…

Ey kahramanca dövüşüp, kan verenler, can verenler… Arslan gibi kükreyip, mertçesine haykıranlar…

Ey zafer ümidi ve ışığının bir parıltısı bile görülmeden akın akın ölüme koşanlar. Günün en kahpe, en zalim silahlarına, göğsünden, alnından hedef olanlar! Parça parça et olup dağlara tepelere yağanlar!

Ey adsız, sansız, isimsiz, toprağın kara bağrını gülistan edenler… Ey çağın en büyük kahramanları!

Ey kan deryasında al al gül olup bitenler… Ölerek yaşayan, fedayı can ederek harimi ismetimizi, korunması gereken yerimizi koruyanlar…

Ey bin yıllık tarihin, akışını durdurmak isteyen ehli salibe karşı, yenilmez, yıkılmaz olanlar… Ey Çanakkale’yi geçilmez kılan, düşmanın ind” ve süfl” hayallerini kursağında koyanlar.

Ey toprağın koynuna gülerek girenler… Türk Milletinin şan ve şerefine leke sürdürmeyenler.

Ey tarihin koynunda Türk Milletine beyaz bir sahife açanlar.

Ey tarihin çarkını geri döndürmek isteyenleri, tarih çarkının mengenesinde boğanlar. Sizi kalem yazmaktan, kelam ifadeden aciz… Tarihin koynuna sığmayan kahramanları, ancak destanlar anlatabilir…

Tarihin en büyük destanını siz yazdınız.

Süngüleriniz kalem, kanlarınız mürekkepti.

Hey! Hey! Çanakkale Destanı bu; Haç karşısında Hilal’in şavkıma destanı… Şehadet Destanı bu; Allah’a varış destanı… Masum Türk Milletinin kanını içmeye gelenlere, haddini bildirme destanı. En zalim saldırılara karşı, müdafaanın en mertçesi, savunmanın en yüreklisi. O cesaret, o serdengeçtilik değil midir ki bize mukaddes bir vatan bırakmıştır.

Alp Arslanların, Selahaddin-i Eyyubilerin, Kılıç Arslanların mirası korunmuş, ama Çanakkale Destanı, onlara göre, daha güç ve zor şartların destanı olarak tarihe geçmiştir.

Hilal-Haç kavgasında güçler arasındaki bu anormal farkı elbet yadsımıyoruz. Çünkü alıştık… İşte Malazgirt orada, işte Miryakefalon boğazı-Karamukbeli destanı şurada, işte Selahaddini Eyyubilerle çarpışan koca bir batı alemi. Bir avuç kahraman bir tarafta, sayısız kalabalık bir tarafta… Bire karşı üç, dört, altı, sekiz, on kat güçle çarpışmak… Tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Ama onların belki hiçbirinde olmayan, bir dengesizlik vardı Çanakkale’de. Ozan’ın dediği “delik demir çıktı, mertlik bozuldu” Delik demir, bir “Medeniyyet” adına, en dehşetli, en korkunç ölümleri kustu… kustu… kustu… Zerre insaf etmeden, irkilmeden…

Ey istirahat zamanı, siperinde sardığı sigarayı düşmanına ikram edip, dövüş zamanı tufan olanlar… Şimşek gibi çakan, sel gibi bendini yırtanlar…

Ey ölüm kusan toplara, gemilere göğsünü kal’a yapıp, set çekenler, dur! diyenler.

Ey demirden pençesiyle, Haçlı gücünün boğazını sıkıp, kahru perişan edenler!

Ey Arıburnu’nda, Seddülbahir’de, Çanakkale’nin bilmem hangi sırtlarında, belki kan denizi, belki kan çukurunda gömülü bulunanlar. Şimdi Bayrağımızın gölgesinde asude yatanlar; belki de aynı ölümle yine ölmek için hayatı arzularcasına Allah’tan izin dileyenler

Ey kefenlerinden kan damlayarak Allah’ a yükselenler!

Ey emdiği sütü, yediği lokmayı, soluduğu nefesi helal ettirenler!

Ey ölüm pazarında can sergileyen canlar, yiğit Mehmedler…

Gözlerimiz semaya çekilen Bayrağa bakar gibi, zaman ötesine, sizlere mıhlı… Size özenmemek mümkün mü?

Bayrak semada, şehid toprağın sinesinde yücelirmiş; Bayrak uğruna, devlet uğruna, yarınlar uğruna, bugününü feda edenler… Sizi övmüyoruz. Çünkü övemiyoruz. Sizi öven övmüş, ne güzel de övmüş… En güzel isim, en makbul vasıf sizin: “ÇANAKKALE ŞEHİDİ”! Dünyada tahtınız gönüller, ahirette makamınız Şehidler makamı. Sizlere ne mutlu.!

Çanakkale, Türk Milletinin, al kanının, gözyaşının alın terinin sebil olduğu yer. Çanakkale; Türk milletinin kara delikler misali yutmak için çıldırdığı, kabardığı, şehidler diyarı…

Çanakkale başlıbaşına bir destan ve bir tarih.

Çanakkale burcu burcu, çiçek çiçek şehid kanı kokan, anlamlı yer.

Çanakkale Türk tarihinin bağrına saplanmış paslı bir hançer… Çanakkale göğsümüzde kanayan yaremiz.

Çanakkale yaralı arslanların pençesiz dövüşmek zorunda bırakıldığı mekan… Çanakkale, tarihte cümle çakalların hücum ettiği vatan…

Son soz:

Ah! Vatan, vatan da…

Veysel Şensoy

Related Articles

2 YORUMLAR

  1. Bulutlar sarmıştı her yanı,
    Kapkara bir geceydi,
    Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
    Sağnak gibi yağıyordu,
    Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
    Top,tüfek sesleri,
    Her yanı inletiyordu,
    Mustafa Kemalin askerleri,
    Aslanlar gibi dövüşüyordu,
    Ve Çanakkale kahramanca,
    Düşmana selam veriyordu,

    Kükrüyordu tepeden,
    Mustafa Kemal,
    Vatanıma ayak basacaksa düşman,
    Yaşamanın ne gereği var,
    En son nefer ölünceye kadar,
    Dövüşeceksiniz aslanlar,
    Görecek bütün dünya,
    Ne aslanlar doğururmuş,
    Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

    null

  2. Böyle şanlı bir zafer işte böyle şanlı bir şekilde dile getirilebilir.Veysel Bey yüreğinize , kaleminize sağlık.Bazen diyorum keşke o dönemlerde yaşasaydık.Vatan uğruna can feda diye haykırsaydık. Çanakkale Türk tarihinin bağrına saplanmış paslı bir hançer… Çanakkale göğsümüzde kanayan yaremiz. Şehitlerimize DUAYLA…
    Ağlayan anasına bakmadı, koştu cepheye,
    Durmadı bir an olsun, yerleşti bir sipere,
    Gösterdi gününü, bize düşman kesilenlere,
    Göğsünü siper etti, şehit oldu Mehmed\’im.

    Anası; dur desede, o duramadı yerinde,
    Bir bohça alıp koştu, besmelesi dilinde,
    Destan yazdı, tarih yazdı, Çanakkale ilinde,
    Göğsünü siper etti, şehit oldu Mehmed\’im..
    (Muhammed Ali ILGIN)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar