18 Nisan 2024 Per

Artık Aşklar

Sonsuzluk aşkta gizliydi. İnsanın yaratılmasına vesile olan gaye… Bir sevgi uğruna yaratılmışsak neden sevgiye mahrum ettik kendimizi?

ARTIK AŞKLAR

Sample ImageYemenli Üveysin gönlünden saçılmış, sağda solda arta kalan aşksı parçacıkları toplamak ve yaşam levhama yapıştırma arzusu taşıdım yıllarca. Cevri çekilmeyen aşkın kopyasının peşinden dar-ül bekayı aramaya çalışmaktan bitap düştü benliğim. Ruhumun arka bahçelerinde, insanlardan uzak, karanlıklar anaforunda büyütüp beslediğim bahçelerde dikenli çalılardan başka bir çiçek açmadı bir türlü bu güne dek. Nasipsizliklerle mücadele etmeyi başaramadım ama bir rehberi de görmekten aciz kaldığımı anlamakta geciktim nedense. Kör gözlerim, karanlık kalbimdeki ıssız yolu bulamadı; bir mihmandarın elinden tutamadı ellerim.

Kirlenmiş avuçlarımı semaya açmaktan, kirlidir diye hicap duydu, utandı hep bir yanım.  Henüz sönmemiş mum ışığının dibine sinmek istedi utancım. Seccadem kirlenmesin diye secdeden mahrum kalan alnımın penceresinden nurların süzülmesine şahit olamadım ve “alnım ak” diyecek günüm gelmedi bir türlü. Günah denizinde patlayan balçık volkanları arasında yüzmeyi bilmeyen denizcinin çaresizliğince boyun eğişime isyan edişim cılız kaldı sürekli. Yaşam denen mefhumun zikzaklı yollarında, ezelden ebede uzanan bu çizgiye teğet paraboller çizerek giden, dünya nimetleri ile sarhoş ve kendinden geçmiş hayatımı bir noktaya sabitleyemedim bir türlü.

Hayalime sayfa-sayfa ıssız vahaların resimlerini nakşediyorum. Sisler arasından netleşmeyen resimlerin tam orta yerinden akan hırçın nehirden su içmeye inen ceylanların, sulara boyun bükmüş, dalları ile nehri kucaklayan salkım söğütlerin, sonu görülmeyen boş çöllerin bekçiliğini yapıyorum gönlümde.  Bazen de buz kesen duygu dünyamın bir yerlerinde, steplere doğru yolculuğa çıkıyor ve bozkırlarda yalnızlık duygusuna yenilerek mağlubiyetin acısı içinde alev-alev yanıyor buzullarım. Bir kırılma noktasına, bir doğru dönemece vardığımı sandığımda,  hep ufuk çizgisinin kendi yerinde, aynı mesafede olduğunu gördüm ve kendim hep aynı ceylanların su içtiği akan nehrin seraptan ibaret kumsalında buldum. Ben, ufuk çizgisinin olduğu gibi kendi yerimde olmayı beceremedim bir türlü…

Oysa ben, hayal âleminden uyanmak, zalim nefisimden kaçmak isterken hep aynı noktaya geri dönmüşüm. Yolun doğrusunda gidenlerin kahkahaları kulaklarımda yırtılan gök gürültüleri gibi patlıyor. Yanlışı görüp doğruda olduğuna sevinenlerin zafer çığlıkları vadilerde yankılanarak yalanıyor. Bir yerlerde sessiz bir davetçinin haykırışını hissediyorum. Doğruda olduğunu sananların yanlışı daha da derin hezimet olduğunu söylemeye çalışıyor müşfikçe…

Sahralarda ayazlı gecelere yalvarıyorum. Ört üstüme siyahlarını gece, ört gün görmemiş ömrüme ki uyanmak için uykuya varayım.

İnadına düşlerim beni arzuluyor, beni istiyor, ben hayallerden kaçarken. Benimle besleniyor günah çukurlarının vahşi canavarı…

Sevdalar geliyor gözlerimin önüne Mecnun’dan eserek gelen yeller ile. Gönül pınarımdan zehir damıtıyor acılar kirpiklerime. Ağla ey gözüm! Ağla ey yürek, ağla aşk ile yanarcasına, ağla çatlarcasına; düşler dünyasından kurtar bu esir ruhumu…

Ruhumun hıçkırıklarını teselli ederek, sadrımda sabırı büyüt kimse bilmesin. Perişanlığım sona ersin ley’l ömrüm şafağa ermeden. Alnım secdede pak olsun, avuçlarım semaya dönük ve tertemiz nurlar yansısın…

Yakarışlarıma konuk olan seçkin kelimeler bulamıyorum. Utanç dolu cümlelere nesnelik yapan kelamlara yaptığım zulümlerin ateşi harıldıyor hep yolumun başında. Her kötüye dönük kelime bir kızıl kor olmuş lav gibi yolumda yalanarak akıyor, güzel kelimelerin, yakarış ve dualarımın, sevgi ve aşkın zayıf ordusuna doğru taarruz ederek…

Sonsuzlukla kaim olan ne idi cevap aradım hep. Aşktı belki de. Nasıl da aklım uzak durdu bu kavramdan? Evet!.. Sonsuzluk aşkta gizliydi. İnsanın yaratılmasına vesile olan gaye… Bir sevgi uğruna yaratılmışsak neden sevgiye mahrum ettik kendimizi?

Buldum! Buldum o Şemsi; buldum o koca Karanlı aşk abidesinden artakalan aşkın membaını ama ne yazık ki akşam olmak üzereydi…

Veysel Şensoy

29.12.2008

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar