29 Mart 2024 Cum

ALLAH RAHMET EYLEYE HÜNKÂRIM

Osmanlı düşmanlığıyla yetişen, maalesef halen 23 Nisanlarda,19 Mayıslarda,29 Ekimlerde padişahı kötüleyen şiirler okutulan bir Milletin çocuklarından böyleleri çıkması çok normal! Bu görüşleri kamuoyunun takdirine bırakıyorum!

 

 
ALLAH RAHMET EYLEYE HÜNKÂRIM
 

 

‘’MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM, SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR!’’

 

    622 sene saltanatta kalan Osmanlı ailesinin reisine yani padişahına görevdeyken birkaç saray görevlisi daima böyle seslenmek zorundaydı. Son Osmanlı padişahı Vahideddin’e de son saltanat yıllarında da bir gün bir tören esnasında saraydan birkaç görevli böyle seslenince Vahideddin :(Şuna bak Vahdettin demiyor zaten vatan haini diyecek olana: İsmin aslı budur tosunum) ‘’söyleyin şunlara sussunlar; mağrur olacak ne kalmıştır’’ demiştir.

 

   Dün Osmanlı ailesinin yaşayan en büyük ferdi yani hanedan reisi Ertuğrul Osman OSMANOĞLU kıyamete kadar ki istirahatgahına defnedildi. Bu soy isim bütün Cihanda sadece Osmanlı ailesine aittir. Hanedan reisliği lafzi manada bir şeydir, öyle aristokrat bir ailede değillerdir, çok çekmişler, fakirlik içinde yaşayan, kimi belirsiz kişilerce öldürülen, çokları beş parasız kalan, kendilerine 622 sene Sultanlık ettikleri bir milletin vatandaşı olmak çok görülen bir hanedanın acı hikayesidir-dramıdır bu…

 

 1912’de tam Balkan savaşlarının ortasında, Nişantaşı’n da sarayda yaşayan aile dışındaki fertlerin-sultan ve şehzadelerin yaşadığı Serencebey’deki gönderen konakta doğdu. Ulu Hakan II.Abdülhamid’in oğlu Şehzade Mehmed Burhaneddin efendi’nin oğludur.Annesi Aliye Melek Nazlıyar Hanımefendididr. (Erkek Şehzadelere ‘’Efendi’’ .Kadın ve Kızlara ‘’Sultan’’ denilirdi.)500 yıllık RUMELİ’nin elden gittiği yıllardı. Çocukluğunda , 1.Cihan Harbini (Dünya savaşı) yaşadı, İstanbul işgal edildi, o vatan için ıstıraplı senelere şahit oldu. Lakin İstiklal Harbi’ni de(Kurtuluş savaşı) yaşadı, cepheden gelen haberlere de sevindiler zira her ne kadar sonradan ters düşselerde Mustafa Kemal Paşayı Anadolu’ya gönderen büyük dedesinin kardeşi olan Sultan Vahideddin idi.(15 Mayıs 1919 Yıldız sarayı Küçük Mabeyn odası görüşmesi, Bakınız: Başta NUTUK. Ve Murat Bardakçı’dan, Mustafa Armağan’a Can Dündar’a kadar günümüz Tarihçi ve Araştırmacıları ki görüşmeyi anlatan eski ve esas Tarihçilerden hiç bahsetmiyorum)Ancak ümit yanında hep bir korku içindeydiler. İstanbul’da ki eğitim sonrasında 1924 senesinde, Viyana’da eğitim gördüğü sırada Osmanlı hanedanı hakkında sürgün kararı çıkarıldı.

 

 Erkek, Kadın ve Çocuk 155 kişiydiler. Üç gün mühlet verildi, üç gün içinde 1453 İstanbul’un fethinden beri sahip oldukları bütün mülkleri satacaklardı.Yok pahasına satabildiklerini sattılar.Ellerine ikişer bin İngiliz Lirası verildi.Bir yıllık süresi olan pasaport verildi. Ancak vatandaşlıktan çıkarıldılar, Türkiye ye girişleri-hatta transit geçişleri bile yasaklandı.1924 Martında Sirkeci Garından kalkan Tren onları bilinmez bir macera ve çile dolu yıllara doğru götürüyordu. Ağlaşa ağlaşa vatandan bir daha geri dönmemek üzere ayrıldılar.

 

   Sürgün başlamıştı. Önce çoğu Nice şehrine yerleştiler, diğer kısmı dağıldı. Artık ne vatanları ne de fazla paraları vardı. Halbuki giderken Topkapı sarayından dedelerine ait birçok hazineyi aşırsalar mesela en azından bir kaşıkçı elmasını almış olsalar uzun yıllar rahatlık içinde yaşayabilirlerdi. Paraları bitince büsbütün dünyaya dağıldılar. Geçinebilmek için türlü işlerde çalıştılar. Kimi mezar bekçiliğ yaptı, kimi kapı kapı dolaşıp sabun sattı, kimi şoförlük yaptı, kadın-kız sultanlar yoksulluktan çıkış için Hindistan Racaları, Mısır, Afganistan ve Arnavutluk Prensleriyle evlendiler.  Sultan Vahideddin önce Malta adasına, sonra Cenova’ya sürüldü. Sonra Hicaz’da kaldı. Burada Hac yaptı. Daha sonra San Remo’da Mısır hanedanının kiraladığı bir villada ama eldekini tüketerek içinde yaşadı.  Çok düzenbazlar tarafından epey parası kandırılarak alındı.1927’de vefat ederken mahallenin manavı ve kasabı alacakları yüzünden cenazeye haciz koydurdular. Kızı Sabiha Sultan mücevherlerini satarak borçlarını ödedi, cenaze damadı Ömer Faruk efendi tarafından önce Beyrut’a oradan Şam’a getirildi ve o sırada Suriye Cumhurbaşkanı olan II.Abdülhemid’in eski damadı Ahmet Nami Bey’in ve Suriye hükümetinin düzenlediği resmi törenle Şam’daki Mimar Sinan’ın eseri Süleymaniye Camii haziresine defnedildi.

 

   Ertuğrul Osman Efendi de 1933’te ABD’ye yerleşmişti. 1950 yıllarında Menderes Hükümeti kadın sultanlara, 1974’de Ecevit-Erbakan Hükümeti Şehzadelere dönüş hakkı verdi. Ve nihayet 2004 yılında vatandaşlık hakları Erdoğan Hükümetince iade edildi, aynı yıl Ertuğrul Efendi Nüfus Cüzdanı çıkardı. Vatan hasretine daha fazla dayanamayan bu son ihtiyar Osmanoğlu ömrünün son iki ayında İstanbul’a geldi, bir ev kiraladı, burada yaşadı ve vefat etti. 5 dil bilirdi, saray da doğan ve saray Türkçesini konuşan son şehzadeydi. Sarayı ve geleneği bilen son kişiydi, yazık faydalanamadık, canlı bir tarih daha devrildi. Yazık ki İstanbul da değildik, cenazeye de gidemedik… Kendime halen kızıyorum, yazık bana!

 

   Osmanoğullarının çilesi çok oldu. Onlar bence bu millete vefa borcunu fazlasıyla ödediler. Saltanat devrinde ilk 300 yıl, devlet-i ebed müddet için birçok şehzadenin üstelik kimi çocuk yaşındayken canına kıyıldı. Sonraki 324 senede Sarayda hapis hayatına katlandılar, kimi delirdi, nicesi birçok hastalığa gark oldu. Yetmedi Cumhuriyetle birlikte vatandan kovuldular, hain ilan edildiler, mal varlılarının birçoğuna el konuldu, uzun bir sürgün yaşadılar, epeyi yokluk-sefalet çekti. Kimi kandırıldı, kimi öldürüldü, kimi geldiği İstanbul’da 1974’lerde Trafik kazasında ölürken üzerinde sadece 5 kuruş çıktı. Fakat inanır mısınız bu aile kendilerini yurtlarından çıkaran ve beş parasız, ser-sefil bırakan Mustafa Kemal hakkında tek kelime olumsuz laf etmediler. Osmanoğulları Osmanlı devletinin bedelini Milletiyle beraber ödemiştir.

 

 Dün akşam Habertürk’te bir program vardı, Osmanoğlu ailesinden II.Abdülhamid Han’ın 5.kuşak torunu Orhan Osmanoğlu ve oğlu Yavuz Selim Osmanoğlu vardı. Baba Şam’da doğmuş, büyümüş, 1974 affıyla geldiği ülkesine aşık olup, geri gitmemiş ve yerleşmişti.İkisinde de Ailenin genetik özelliği olan kemer burun göze çarpıyordu.Oğlu büyük ceddi Fatih Sultan Mehmed’e ne kadar benziyordu!..Çok şey öğrendik onlardan ve onları davet eden Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu hocamızdan..

 

 Ama şunu da öğrendik, maalesef ne kadar cahilmişiz Tarih konusunda ve ne kadar çokmuş içimizde Osmanlı düşmanı-hani neredeyse hain diyeceğim (onlara yazıklar olsun!-bilmeyenlere sözüm yok) işte onların incileri:

 

 BİLMEMEZLİKTEN OLANLAR:

 

Siz kendinizi hangi milletten hissediyorsunuz?

-Osmanlı Türk’müydü?

-Hangi dine mensupsunuz?

-Devletten maaş alıyormusunuz?

tanımam etmem, ülkem adına hangi faydalı, yararlı işe imza attı?? kimdi, nerede yaşardı, hangi güzelliğe faydası dokunmuştu?? Allah rahmet eylesin, bununla beraber, arkasında saf tutma yarışına giren yüzlerce kişiyi kınıyorum! ülkemdeki terör adına ne yapmış bu kişi, eğitim adına ne yapmış? bu kadar kulluk olmaz! sadece osmanlı sarayından kalan son kişi diye, arkasında bu kadar cemaat toplanmasını kınıyorum!… V.s.

 

 KASIT-HAİNLİK-DÜŞMANLIK OLANLAR:

 

-Sürgün edilmemişler, başarısız olmuşlar, milli mücadeleye karşı çıkınca kaçmışlardır (bak bak sen, vay anasını)…..buraya ait olan hazineyi de alıp kaçmışlardır….

-Osmanlı hep Türk Milletini Yahudi ve Ermenilerin korumalığını yaptırmak için kullanmıştır..

Benim bu ülkeden gitmem gerektiğine fetva vermişşin (ne haddin varsa)1453 ten sonra Osmanlı üzerine islam sosu dökülmüş Bizans yemeği olmustur söyleki saray ve devlet yönetimi tamemen devşirmelere kalmıstır.Osmanlıda Çandarlıdan sonra hiç bir Türk bırak vezir-sadrazam olmayı saraya türkmen gelin bile girememiştir…..(peki II.Osmanın eşi kim oluyor?kafaya bak, İslam’a sos diyor,şimdi bu adam ırkçı-kafatasçı değil de nedir? Bu adam Türk olsa ne olur, olmasa ne olur? Bunlar gibilerin varlığı mı Türklüğe şan-şeref kazandırmıştır, Türklüğün namusunu korumuştur?)

-Bu hanedan buraya gömülmeyi hak etmiyor, gitsin İngiltereye.(Bu kafa-ahh bu kafa,ahh bu..)

-Osmanlıyı hain ilan etmek ittihatçı kafası değildir koyunlaşmış halkın ümmetten millete geçişinin sembolüdür aynı zamanda devrimlerin önünü açan en önemli olaydır..

tüh bak ne kadar kötü yapmışız!! koskoca hanedanı sürmüşüz yahu tüh yaa.. ama hanedan anamızı ağlatıp milletin topraklarını ingilize fransıza ğeşkeş çekerken iyiydi tabi yahu bıraksaydık keşke kurtuluşa falan ne gerek vardı biz padişahın kulu köpeği olmaya devam ederdik ne kadar kötü birşey yapmış ATAlarımız hiç düşünmemişler osmanoğlu hanedanını vay nankörler oysa ne güzel zevk-ü sefa içinde yaşıyorlardı saraylarında birileri onlar için ölüyordu zaten.. yuh ulan hala padişahçılık yapıyonuz yuh…

 

  Bu görüşleri internet sayfalarında bolca bulabilirsiniz. Zira eline klavyeyi alanın kendini yazar sandığı bir zamandayız, bir yerde de güzel, insanların içini öğreniyoruz. Kimin içinde ne kurt, ne mikrop olduğu böylece ortaya çıkıyor. Türkçü kelimesi altındaki Kafatasçılar, dinsizlikten dolayı Osmanlıyı da İslamı sevmediği gibi sevmeyenler hayli varlar, olmaya devam edeceklerdir. Olsun hakikat güneşi ağızlarla, gayzlarla, küfürle sönmez, ancak kendinizi rezil edersiniz. Bir yerde de normal, zira uzun yıllardır Osmanlı düşmanlığıyla yetişen, maalesef halen 23 Nisanlarda,19 Mayıslarda,29 Ekimlerde padişahı kötüleyen şiirler okutulan bir Milletin çocuklarından böyleleri çıkması çok normal! Bu görüşleri kamuoyunun takdirine bırakıyorum!

 

Son sözü Mustafa Kemal Atatürk söylesin:

’’Ben de Milli Mücadelede sarayın hareketlerini o günün şartlarına göre değerlendirdim ama şimdi elbette başka düşünüyorum!’’

 

KAYNAK:Tevfik Bıyıklıoğlu – Türk Tarih Kurumu ilk Başkanı

 

Bahadır KAYIM

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. Bahadır bey, sanki yıllardır içimdeki hislerime tercüman oldunuz. Bende gerek okul hayatımda gerek ise daha sonraki yıllarda Çocuklarımın okuldaki törenlerine gidince sizinde sözünü ettiğiniz o çelişkiyi hep yaşıyordum. Gerçi halen yaşamaktayız. Aynı törenede ya bir Öğretmen yada bir Öğrenci konuşmasında çıkıp Osmanlıyı ve padişahları yerden yere vuruyor. Vatan haini ilan ediyor. Yobaz gerici gibi ağır hitaplarda bulunuyor. Daha sonra 5 dakika sonra törende söz alan ya bir Öğretmen yada Öğrenci ise 3 kitaya hakim olmuş. Dünyaya nam salmış. Her karış toprağında şehit kanı olan, Avrupanın korkulu rüyası, Çağ açıp, çağ kapatan bir neslin torunlarıyız diye konuşmalarına devam ediyorlar.

    Bu ne yaman bir çelişkidir. Allah Aşkına, Bu nasıl bir Bakanlık anlayışdır anlamaıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı nasıl bir çelişki içindedir. Anlamıyorum. Evet Türk Milli Eğitiminde açılım olmalı, Bir karar vermeli. Osmanlıyı ya seveceğiz yada sevmeyeceğiz. Herkes işine geldiği gibi laf söylememeli, Ben ecdatımız ile gurur duyuyorum. Vatan sevgisi, islam sevgisi olmayan ve bayrağın ne anlama geldiğini bilmiyen gerçek anlamada yobazların, ecdatımıza yaptıkları hakaretleri de kabullenemiyorum. Okulda çocuklarıma aşılanan osmanlı düşmanlığını ise evde gerçekleri anlatarak çocuklarıma Osmanlıyı ve ecdatımızı sevmelerini sağlamaya çalışıyorum. Çanakkale, Bursa, Edirne ve İstanbul gibi illeri gezip de Osmanlının yaptıklarını gördüğü halde halen küstahca hakaretlerde bulunanlara yazıklar olsun. Bu 4 ili gezip gördükten sonra içimdeki Osmanlı sevgisi ve ecdatımıza olan sevgim kat ve kat artmıştır. Öğrencilerimizin de bu sevgiden mahrum edilmemesi gerekmektedir. Sizin de yazınızdaki konularda da bu dönemde Hükümet açılım yapmalıdır. Gerçekten çok faydalı bir yazı olmuş. Bu bağlamda sitemizin bu tür çalışmalarda etkili olması da bizleri ayrıca sevindirmektedir.

  2. Kalemine, yüreğne, eline, diline sağlık Bahadır Bey…

    Tarihin Arka odası programlarını hiç kaçırmam. Son programda iki osmanlı torun gençleri konuk etti Erhan Afyoncu ve Murat bardakçı. Bu coğrafyayı bize hediye eden hanedanın varislerinin düştüğü durum… Ben çok hisleniyor ve üzülüyorum. Böyle bir çalışmayı paylaştığınız için teşekkür ederim. Bu hissiyatı her vatandaşın kafasına kazıması lazım ama ben bu milletten umudumu kestim. Saygı ve selamlarımla…

  3. söylesene ey kuru kafa bunları yazman için kaç lira verdiler? kraldan çok kralcı olmaya ne kadar çok alışmışsınız. cahil diyince kızıyorsunuz ama?

necip için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar