"Ağlamaktan Korkma Gözüm" diyen Köşe Yazarımız Veysel ŞEYSOY’un Duygu Dolu Yazısı
Ak ey Gözyaşım,
Ömrümün bütün anı senin sıcak şefkatinle doluydu. Söyleyemediğim sözler yerine seni koydum. Sevdaya dair yeminlerden sonra sen teselli ederdin beni. Köhnemiş ve kayıp zamanlarıma direnme adına, yüzümde mazimin hezimet nişanesi ile atiye uzanan çile ve umutsuzluk yolunda yoldaş olarak sen vardın yanımda. Bülbül kafesten habersiz iken, çile yüküyle yaban yollarda dizlerim dermansız iken; önüme düşmüş acılar, yüreğime dalmış sancılar içinde sen vardın.
Akarsa gözyaşım yara hasret aşk derler adına; derinden süzülerek kalp imbiğinden sevgiyi damıtır saf ve berrak. Suçluluklardan akan gözyaşı, gönülden akan kirleri siler akıtır da tevbe tadında imiş. Ak gözyaşım annesini kaybeden çocuksu feryatlara eşlik
Gözyaşı, kor alevlerde eritilen madenler gibi akar yalım yalım yüreğimin hançerlenmiş köşelerine. Bir damla su deyip de geçmeyin, bir alevdir ki o arşı titretir alazıyla. Bir yangındır ki gönüllerde dayanılmaz yangısına. “Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya…Alev can ipliğini yakınca, acıdır ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarışır ya… Aşıka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaşında boğulur akıbet…“
Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkarmış. Gözyaşı ruhu Arıtır ve eritirmiş; temizler ve gizlermiş… Gözyaşı gönüllere Fazilet, ruhlara diyettir…Bu yüzden diyorlar ki ki gözyaşı yiğitler karıdır ve civanmertler vakarıdır.
Şaire unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatırmış, şehrazad üveyikler uçuran acıları bir gözyaşı anlatırmış. Sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkları gözyaşıdır okuyan satır satır. Aşıkın gözyaşlarını toplasan, dalgalı bir deniz olur; süzülürken ciğerlerinden sızım sızım sızlayarak, yakarak geçer iz olur. Yalnız doğar her insan, yalnız akar her damla gözyaşı ve yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır yağmura inat Nisan’lar. Bir kere ölür gözyaşım bin kere ölmek yerine de, kahır yüklü savaşlarda nice güneşler batarken doğmadan Bosna’da, Filistin’de avuçlarımla çakıl taşları ve kurşun yerine gözyaşı atarım yüreğimin mancınıklarıyla. Ceylanları ama (kör) düşürünce avcılar, avcıları ceylanlar vururmuş sürmeli gözlerden düşen billur gibi gözyaşlarıyla ve sevdaların hamuru gözyaşıyla yoğrulurmuş. En son, yağmur kuşları konarmış terkedilmiş parklardaki al yanaklı, titrek dudaklı çocukların salıncaklarına ve gözyaşı şefkat olur göletlenirmiş terkedilmiş çocukların ayak izlerinde.
Gözyaşı ki, kişinin kendisiyle kavgasının sonunda akarsa tomur tomur katar deniznde inciler olurmuş.
“Gül yüzlerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır…Ve damla damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır. “
Ve ey gözyaşım,
Rüzgara dost bulutlar gibi gel ve yağmurunu bırakıp giden kadim bir dostu uğurlar gibi git… Bir adımlık öteden yalnızlığın suskunluğu ile gel, suskunluğunu bozmuş yalnızlığınla git. Kırağılardan silkinen bahar tomurcuklarının sevgisi ile gel, hazanda kopan sararmış yaprak titrekliğinde git. Derinlerden kaynayan pınarlar gibi gel, köpürmüş ırmakların azgın çağlayışında git. Yalınkalem hecelere meftun olarak gel, pişmanlık dolu yüreklerdeki şiirlerde mısra olarak git.
Ve ağlamaktan korkma gözüm!..
Ak ey Gözyaşım,
Veysel ŞENSOY
Sevgili Fidan hanım,
Teşekkür ederim. İlk yorum tarafınızdan yazılması ve sevgi sözcüğünü alenen yazmanız beni mutlu etti.
sen ağlama dayanamam ağlama göz bebeğim sana kıyamam seni seviyorum