24 Nisan 2024 Çar

Adına şiirler yazılan güzel!…

sen benim sevdiğim olsaydın,
 

Sen!..

Adına şiirler yazılan güzel!…
Sen, eğer benim sevdiğim olsaydın,
Gül yaprağı çiğnemeden ağzıma almazdım adını.
Issız ormanlara seslenmezdim adını, üşürsün soğuk gölgelerde diye.
Her hatıranı kutsal sayar, sıcak denizlerde saklardım temiz ve pak.
 
Eğer sen benim sevdiğim olsaydın,
sana ne şiirler yazmaya ne de hikayeler düzmeye yeltenmezdim.
Hiç duyulmamış söylenmemişi bulmak isterdim evrende baki kalacak,
Ferhat’tan bu yana kimsenin bulamadığı bir sözü;                                               
O, kayaları kazarak, kimsenin söyleyemediği bir sözle yazdı aşkını tarihe…
En sihirli deyimleri de seçmeye çalışmazdım, çünkü müstamel olan yakışmazdı sana,
Ve şarkılar, türküler ile hıçkırmazdım, gidişine de hüzünlenip ağlamazdım…
Ya da ağlar mıydım, adının baş harfi geçen her güzelliği görünce;

Lale, menekşe, sümbül, gül içinde adının ilk harfi aşkına?…

Eğer seni sevseydim ben,
Kopup gidişinde gönlümü siler süpürürdüm bir iz kalmasın diye;

Kalmasın ki bir zerrecik yeşermesin yeniden acılarla kök salarak.

Duyulacaksa bir ah edişim kurşunlar bağlardım dilime,

Erkeksi utanışımdan değil anılara saygımdan yapardım… 
Sevseydim seni ben,
Mecnunda yaşardım ,sessiz vahalarda yanan kumları avuçlayarak.
Ceylanlarla dertleşirdim, ahunun gözlerinde unutulmuşluğu izleyerek.
Kum fırtınalarına bağrımı açardım, yangın yerini körlesin, örtsün diye…
Adına şiirler yazılan güzel!..
Eğer sen benim sevdiğim olsaydın,
uzaktan yayılan yanık bir kavalın sesine belerdim aşkımı,
kapamazdım gözlerimi yeise kapılıpta, belki sen geçerdin uzak yollardan.
Elem ve keder duymazdım düşünürken seni, çünkü ölürdü gülücüklerin.
Senin için ağlamazdım giderken, kalsaydın ağlardım umutlarımın çöküşüne…

Anıların hatırına gülümserdim, yaşanamayana üzülmez yaşanmışla avunurdum.
Belki acırdı bir yanım inceden inceye ama katlanırdım her çile gibi… 

Sevseydim eğer ben seni,
Sormazdım hiç kimseye bir tek soru. Yeterdi kalbimin atışları bana şahit olarak
Ah be diyorum; keşke seni sevseymişim ben!…
Neler değişirdi karanlık, bir mezarlık dünyamda kim bilir.
Belki seni bile düşünürdüm hayaller kurarak.
Kim bilir heyecan ve hüzün bile duyardım, yüreğim bile çarpardı belki.
Belki de sen olurdun yüreğime ateşler düşüren sevdanın ilki…
Ah ki ah!
Meğer ki seni sevmeliymişim ben.
Biliyorum ki, vekit çok geç olmuş…
Bakışlarına başkalarının yansıması oturmuş.
Gönlünü çoktan zincirlemişler mutluluklar limanına.
Adına şiirler yazılan güzel!…
Varsın sevgiler yeşermesin, sevdalar açmasın yüreğimde.
El ele yürümeyelim kütür kütür buz tutmuş ayaz gecelerde yanarak;
Hep mutlulukla gülümsesin al kırmızı dudakların, güneş yanarken akşamları ufukta…
En yanık türküler senin adına çığırılsın,
Damlayan mürekkebin acısından kağıtlar ağlamasın senin aşkına…
Sabah güneş vuran çiğler gibi ışıldasın göz bebeklerin. 
Hatırına düşmesin hiç seni sevmesini bilmeyen, sevmeyi öğrenemeyen bahtsız..
Bil ki o adam sevmeyi de bildi ama sevilmeyeceği kalbe giremezdi ruhsatsız.
 
Veysel Şensoy
 
14.04.2009

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar