ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRMEK

279
yasarefiloglu.jpg

Herkes üzerine düşen samimi   diyalog ortamını   tesis ettirmek zorundadır. İnanıyorumki,  sonuç tüm hemşerilerimiz ve AKKUŞUMUZ için hayırlara vesile olacaktır.


ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRMEK

       Kıymetli hemşerilerim! Tüm insanlar için geçerli olan   bir kural vardır. İnsanlar ömürlerinde bu kurala riayet ettikleri sürece ayakta kalırlar.

        Aksi hallerde var oldukları   görülmekle beraber belirli arenalardan silinip giderler, yok olurlar. Kimsecikler tarafından itibara alınmazlar. İtibarda kalmak’ ta birazcık insanların kendi insiyatiflerindedir. İnsan oğlu için üç zaman dilimi vardır. Geçmiş-bu gün- ve gelecek zamanlar. Geçmiş, iyisiyle -kötüsüyle geçmiştir, mükafatı yada mücazatı   dünyada da ukbada da görülecektir.

  Gelecek meçhuldür, kavuşabilmek yada kavuşamamak tamamen cenabı hakkın iradesindedir. O halde mühim olan ve mutlaka değerlendirilmek mecburiyetinde olunan   zaman dilimi, içinde bulunduğumuz   zaman dilimidir. İnsanlar bu dilimi değerlendirdikleri sürece ayakta kalırlar   yada yok olup giderler. Hele siyaset sanatıyla ilgilenenler için bu varolma yada yok olma çok önem arzetmektedir.

 

         Kıymetli kardeşlerim!Siyaset her zaman uzun soluklu bir uğraştır.Kısa vadeye sığdırılamayacağı düşünülmelidir.Türkiyemizde siyaseti kısa vadeli hesap eden nice insanların sahneden yokolduklarına yakın tarihte sıkça şahit olmuşuzdur. Daha önce siyaseti  hizmet sanatı ve bu sanatı icra etmenin bedelinin feragat olduğunu, bu feragatin, maddi ve manevi boyutlarının bulunduğunu, yani bir nevi kendini feda etme sanatı olduğunu mükerreren yazmaya çalışmıştım. Kelimenin tam anlamıyla Türkiyemizin neresinde   yapılırsa yapılsın siyaset sanatının, eğer amacı hizmet ise, uzun vadeli düşünülerek, hissiyattan uzak, ihtiraslardan uzak, koltuk sevdalarından uzak, çıkar amaçlarından uzak biçimde uzun vadeye yayılması ve gerekirse, sıhhat de dahil olmak üzere, kendimizden feragat etme sanatı olduğu bilinciyle, hareket etmemiz gerktiğini vurgulamak istiyorum. Dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın bu hakikatin değişmez olduğunu bilmeliyiz.   

    Gelelim ilçemiz AKKUŞ    siyasetine,galiba ilçemizin siyasetine   coğrafi yapısı oldukça etki etmekte,Türkiye siyasetinin kalbi adeta ilçemizde atmakta.Siyaset sanatıyla uğraşan birbirlerinden değerli hemşerilerimizin riayet etmek mecburiyetinde oldukları çok ama çok ehemmiyet arzeden bir hususu   yazmadan geçemiyeceğim. İyisiyle kötüsüyle geçmişte ilçemize hizmet eden kardeşlerime -hemşerilerime, minnettar olduğumu şahsım adına belirtmek isterim. Onların rencide edilmemeleri gerektiğine inanıyorum. Onurlandırılmaları gerektiğine inanıyorum. Bu işin bir bayrak yarışı olduğunu, dün birilerinde, bugün başka birilerinde, yarında daha başka birilerinde olacağını herkesin kavraması gerektiğine inanıyorum. Mülkün kadıya baki olmadığını herkesin  görmesi gerektiğine inanıyorum. Bu cihette, aday olmayan yani hep benmi olacağım? birazcıkta diğer hemşerilerimiz ilçemize hizmet etsinler   erdemliliğini göstermiş olan kardeşlerimizin daha farklı platformlarda   ilçemize hizmet ettirilmesinin önünün açılması lazımdır. Bu erdemli davranışlarıyla 29 mart  için    sahaya   sürülen kardeşlerimizede kol kola – – canla başla destek olunarak, ilçemizin hizmetlerinin fetrete uğramamasına destek verilmelidir. Çünkü ilçemizin kaybedecek vakti  yoktur. Herkes aday gösterilende, gösterilmeyende, birbirlerine sahip çıkacak, 29 mart sabahına medarı iftiharımız sayın başbakanımıza kafamız dik biçimde   vazifemizi yapmış olmanın haklı gururu ile   gidebilmeliyiz.

 

         Kıymetli hemşerilerim! Vakit birlik vaktidir- vakit bütünleşme vaktidir-vakit her türlü ihtiraslarımızdan sıyrılıp, aklı selimi hakim kılma vaktidir. Gurbettekilerimizle-ilçemizde ikamet edenlerimizle-köylerimizden gelenlerimizle bizler bir bütünüz ve biz AKKUŞLUYUZ Akkuştan   ötede başka bir Akkuş yok, artık herkes bu hakikati kabullense iyi olur. Köyden gelebilirim –gurbette olabilirim-Akkuşta ikamet edebilirim-beldelerimizden gelebilirim. Ama BEN AKKUŞLUYUM. Herkesin ve her kesimin bu   hakikati artık kabullenmesi şarttır. Birlikte rahmet, tefrikada azap olduğunu hepimiz artık görelim diyorum. Birbirimize çamur atma siyasetinin modası artık geçmiştir. Türkiyemizde olduğu gibi AKKUŞUMUZ da da artık bu bilincin yerleşmesi mecburidir. Aksi taktirde eyvahlar bir daha geçen süreci geri getirmeyecektir. AKKUŞUN   AKKUŞLULARDAN başka sahibinin olmadığı gerçeğini kabullenelim.

Herkes üzerine düşen samimi   diyalog ortamını   tesis ettirmek zorundadır. İnanıyorumki,  sonuç tüm hemşerilerimiz ve AKKUŞUMUZ için hayırlara vesile olacaktır.

Amaç AKKUŞ ise gerisi teferruattır. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yaşar EFİLOĞLU