28 Mart 2024 Per

Y O L C U

Y O L C U

Dünyanın bir yol, kendimizin de bir yolcu olduğunu unutmakla başladı her şey.

 

Oysa mesele basitti. Bu dünyadan sadece geçecektik. Ve varmak istediğimiz yere “yediğimizi içtiğimizi” değil, “yedirdiklerimizi, içirdiklerimizi” götürecektik. Götürecektik de, ev sahibi olma derdiyle kiracılığımızı unutuverdik.

 

Haliyle her şeyi sahiplendik. Halbuki hiçbir şey bize ait değildi, bilemedik. Mal, mülk, mevki, hava, güneş, gökyüzü. Hatta emaneten taşıyorduk kendi vücudumuzu.. Bedenimize hükmedemediğimizde anlayacaktık bunu.

 

Fakat, dünya tatlıydı. Zengin olma hırsı insana farklı bir hava katmaktaydı. Bir ev, bir araba, bankada biraz para, bir yazlık, sonra daha pahalı bir araba, sonra bir ev daha.. Sonu yoktu bu işin.

 

Bu koşturmanın, telaşın, daha fazlasına ulaşma tutkunun hengamesi ve koşturması içinde asıl ulaşmamız gerekenleri unutmuştuk bile.

 

Sahi neydi zenginlik? Lüks bir evde oturmak ve son model bir arabaya binmek mi? Ya da en son teknoloji cep telefonunu elden düşürmemek mi? Zengin olma hırsıyla, sistemin bize dayattığı ihtiyaçlarımızı ister olduk, anlamsızca.

 

Sonra yine sistemin bize verdiği ihtiyaç kredilerine el uzattık, şükranla. Ardından biz de çarkın içinde kendimizi bulduk, şuursuzca.. Artık zenginiz değil mi? Öyle ya, evimiz, arabamız, akıllı telefonumuz, her şeyimiz var. Ya huzur, sohbet, muhabbet, dostluk? “Nasıl yani? Onlara da mı ihtiyaç vardı bu dünyada?

 

Bize öyle bir şey söylemediler banka sırasında… Onları da alırdık bilseydik, parasıyla. Koskoca bankalar var arkamızda. Kaç paraysa söyleyin, bir kredi çekeriz, hallederiz yahu, sen canını sıkma..”

 

Halledemezsin beyim, halledemezsin. Bu dediklerim satın alınmaz, parayla, pulla.

 

Sen zenginsin öyle mi? En son ne zaman ailenle sohbet ettin, ağız tadıyla. En son ne zaman bir dost sohbetinin içinde buldun kendini. En son ne zaman bir dostuna derdini anlatabildin ya da birinin derdini sabırla dinledin?

 

Söylesene beyim, en son ne zaman oynadın çocuklarınla? Söyle yahu, en son ne zaman stressiz, sıkıntısız bir gün geçirdin şu yalan dünyada?

 

Zenginsin öyle mi? Gülerim aklına.. Köleden farkın ne, söylesene bana. Ömrün geçiyor bir borç tutsağında.. Bitmeyen ihtiyaçlar, istekler, ödemeler.. Yahu, sen kendi ihtiyacını belirlemekten bile acizsin, farkında değilsin. Ne olacak peki bu işin sonu ben söyleyeyim sana.

 

Bir gün, hiç beklemediğin bir anda, tam da her şeyi yoluna koymuşken, işler tıkırındayken, “aha da şimdi rahata erdim” diyecekken, veda edeceksin bu tatlı hayata.. Gideceksin beyim, çaresi yok, gideceksin. Yolcuydun ya sen, unutma.

 

Üzüleceksin, kabullenemeyeceksin ama gideceksin. Bir gün kaldıysa arkanda gerçekten sevenler, onlara haber göndereceksin. Pişman olacaksın belki ama, bir şeyi değiştiremeyeceksin. Yapacak bir şey yok beyim, ölü bizim. Allah rahmet eylesin..

 

Orhan DOĞANGÜNEŞ

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar