YAŞAMIMIZIN DEĞERİNİ İYİ BİLMELİYİZ.
Y A Ş A M AK….
“RAHMAN ve RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA”
“Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’âm Sûresi 162 .ayet )
Yaşamak, bir nefeslik hali ruhiye timiz de, dünyanın bütün güzel nimetleri arasında, kendini bilebilen, KUL OLDUĞUNU idrak edebilen, bu dünyada fani olduğunu, ebedi alemin Ahiret ve sonrası olduğu şuuruyla, bu alemde YAŞADIKLARIYLA sorguya çekileceğini ve mükafatının da yaşadığı hale göre Cennet veya Cehennem ile karşılaşacağını bilme şuuruyla YAŞAMAK…..
İnsan niçin yaşamalıdır?
Şüphesiz buna çok çeşitli cevaplar verilecektir. Onun için bu soruyu sorma gereği duydum. Ama herkes de böyle düşünür diyemeyiz.
Bir vesileyle memlekete gittiğimde özellikle gurbete çıkmış olup da, köye dönen veya arada birde olsa gidebilen bazı hemşerilerimizden duyarım… Baba toprağı için yaşıyorum, memleket toprağına sahip çıkmalı, ev varsa bacası tütmeli, bunun için yaşıyorum deriz. Bu tespit sahip çıkma noktasında doğrudur. Çünkü ben sahip çıkmayacağım sen sahip olmayacaksın da kim olacak? Bu vatan toprakları kolay kazanılmadı. İbadet yapacağın zamanda bile hür olma şartları vardır. Başını sokabileceğin mesken olma şartları vardır.
Gurbette yaşayan bizler elbette ki memleket hasretiyle yanmakta, memleketi için bir şeyler yapma heveslerimiz olmaktadır. Akkuş’um için Çavdar köyüm için, Çukurköy – Ortabölme – Gedikli – Sevkülü vb. bütün köylerimiz için de olmak üzere oraların hasreti bizim yaşam mücadelemizde ayrılmaz bir parçadır.
Zaman zaman aldığımız haberlerle Akkuş ve köyleri için çaba sarf eden kardeşlerimizi görüp alkışlıyor fırsat oldukça teşekkür etme fırsatı bulabiliyoruz.
Yaşadığımız Dünya bizler için Cennet olmalıdır. Bunu yapacak ta yine bizleriz. Özellikle güzel ülkemizin topraklarına bakınca ayrı bir güzellik çıkıyor. Akkuş’umuz ve köyleri ise başka bir güzel bir değer ortaya çıkarmıyor mu? Evet herkes için kendi memleketi ve köyünün toprağı özeldir ve güzeldir. İnsan olarak da her zaman işe olumlu taraflarından bakmamız gerekiyor ki buna Hüsnü zan deniyor.
Kişi namusu için yaşamalı, oğlu – kızı için yaşamalı, ailesi için yaşamalı, malı mülkü için yaşamalı, ev bark yapmak için yaşamalı, vatanı için yaşamalı, Bayrağı için yaşamalı, Dini diyaneti için yaşamalı ve en önemlisi de ALLAH RIZASI için YAŞAMALIDIR. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Başta da söylemiştik herkes böyle düşünmeyebilir. Ama yaşamamızın mutlak bir amacı – gayesi olmalıdır ki, O YAŞAM BİZİM için değerli olsun ki, YAŞADIĞIMIZI anlayalım.
Yaşamımızda farklıklılar olmalı ama sadece yukarda saydıklarımızdan sadece biri olmamalı. Allah’ın rıza dairesi içinde hepsini alarak insanca yaşamanın değerini bilerek, ÜLKEMİZİN BİRLİK ve BÜTÜNLÜĞÜ içinde yaşayarak, HER YENİ GÜNÜMÜZE, yeni UMUTLARLA girip, Ailecek bir şeyler yapmanın gayretinde olmalıyız…
Adem peygamberden günümüze nice insanlar geldi, yaşadI ve bu dünyadan göç etti. Bizlerde birer fani olduğumuzun bilinciyle,
YAŞAMIMIZIN DEĞERİNİ İYİ BİLMELİYİZ.
Selam ve Duâ ile….
Celal KARABACAK
KDZ.EREĞLİ TEMSİLCİSİ
