İTİRAF EDİYORUM

223
sefikgorgulu

ülkemizin daha kalifiye mühendislere  ihtiyacı var.

 sefikgorgulu

 

İTİRAF EDİYORUM…

 

Üniversite sınavına  saatler kaldı. Bir zamanlar yaşadığımız stresi bir çok öğrenci yaşayacak. Yıllar önce bende lise öğrenimim bitince Makine Mühendisliği Bölümünü kazanmıştım. Birinci sınıfta özelliklede lisenin matematik bölümünden mezun olduğumuz için dağıttık ortalığı. Yani genel olarak düz liselerden gelenler ilk yılı başarılı geçirdik. Meslek liselerinden gelen arkadaşlarımız ise çok zorlandı. Hatta bazıları tekrar sınava girerek ertesi yıl okul değiştirdi, bazıları da ertesi yıl aynı dersten tekrar kalınca okuldan atıldı.

 

Ancak ikinci sınıfta durum değişti. İşin içine teknik resim girdi, mesleki dersler girdi. Özellikle meslek lisesi mezunu arkadaşlarımızın dersleri yükseldi. Bizimse geçebileceğimiz kadar iyi. Çünkü onlar nelerin hesabını yaptıklarını, hangi parçadan bahsedildiğini çok iyi biliyorlardı. Bir takım hesaplar yapıyoruz. Sıkıştırma zamanı sonun da motorun pistonu önünde sıkışan hava yakıt karışımının basıncını, orada oluşan ısı miktarını, motorun gücünü… Hesaplıyoruz ama pistonun, yanma odasının, krank milinin ne olduğunu bilmeden. Üniversitelerimizde genellikle atölye ortamı olmadığı gibi, olsa da atölyede bulunan alet edevat, ders araç ve gereçlerini bilimsel olarak ortaya koyup takdim edebilen çok az kişi var. Dolayısıyla her şeyin çok güzel hesabını yapmamıza rağmen neyin hesabını yaptığımızı pek de bilmezdik.

 

Yıllar geçti beklenen gün geldi ve kayda değer bir atölye yüzü görmeden Makine Mühendisi olarak okulumuzu bitirdik. İşin önemli kısmına geldik. İş arıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı o zamanlar Makine Mühendislerini Meslek Liselerine Motor öğretmeni olarak alıyordu. Sınava girdim kazandım ve Kastamonu’ya tayinim çıktı. Ama mesleğimi yapmak bana daha çok yakışırdı. O yıllarda Profilo’da çalışan amcamın oğlu bana profilo’da bir görüşme ayarladı. Görüşme olumlu geçti ve benden çalışacağım ortamı gezmemi istediler, tekrar görüşme için de yeni bir tarih verdiler.

 

Fabrikada muhtemelen çalışacağım atölyeleri gezerken devasa makineler ve makinelerin gürültüsü gözümü korkuttu. Çünkü üniversitede atölye yüzü görmedik, meslek lisesinden de gelememiştim.

 

Neticede devlet garantisinin de olmasından dolayı Milli Eğitime gittim. 7 yıl motor öğretmenliği yaptıktan sonra 5 yılda teknik müdür yardımcılığı yaptım. Meslek lisesinde motor bölümünde öğretmenleriyle birlikte motor söküp takan, metal bölümünde kaynak yapan, tesviye bölümünde torna freze vargel gibi tezgahları kullanan, elektrik bölümünde bütün elektrik parçalarını öğrenip uygulamasını yapan öğrencilerle birlikte çalıştık. Öğretmen olarak öğrettik ve uygulattık. Okulun bütün bölümlerinde uygulama noktasında ihtiyacım olan bilgi ve becerileri araştırarak ve sorarak öğrendim, sonrada öğrencilerime öğrettim.  

 

Evet itiraf ediyorum; MÜHENDİSLİK EĞİTİMİMİ GÖREV YAPTIĞIM MESLEK LİSESİNDE TAMAMLADIM.

 

Bu günkü şartlarda; Bir meslek lisesinin elektrik bölümünden mezun bir öğrenci ile düz liseden mezun olan öğrenci aynı puanı alıp ikisi de elektrik mühendisliğini tercih ederse, düz liseden gelen öğrenciye katsayı farkı ve ek puan uygulanarak Elektrik Mühendisliği kapısı açılıyor. İşin tam temelini alıp sınavda da o başarıyı gösteren meslek lisesi mezunu öğrenci ise alınmıyor. Onlara sen ancak Elektrik bölümü öğretmeni olabilirsin deniliyor. Araştırılacak olursa elektrik bölümü öğretmenliği sınavını kazanabilmek için ise öğrencilerin bir çok mühendisliğin aldığı bölümlerin puanlarından daha çok puan almaları gerekiyor.

 

Bu durum bilgisayar mühendisliği, makine mühendisliği, endüstri mühendisliği  vb. için hep böyle. Sonunda da bir çok  mühendis iş yerlerinde ustalara oyuncak oluyor. Şimdi aklıma bununla ilgili bir anı geldi.

 

Bir mühendis arkadaşım anlatıyor. Benim gibi lise sıralarından mühendisliği kazanan:Bizim ustalar işi bilmiyor. Galvaniz bir boruya ek yapılacaktı. Gözümün önünde kaç defa kaynak yaptıysa hemen koptu. Daha sonra bir firma çağırdık bir hamlede kaynağı yaptı diyor. Benim iyi niyetli arkadaşım ustanın bir daha bu işlerle ilgili kendinin çağırılmaması için uygun elektrot kullanmadığını bilmiyor ki. İşte bu olay baştan beri anlatmak istediğimi özetliyor. Çok merak ediyorum, acaba bilgisayar, elektrik, metal, makine vb.  mühendisliklerine işin pratik ve temel eğitimini almış olan öğrenciler neden alınmaz. Neden onlar daha tercih edilmez. Aynı puanı alsalar bile katsayılarla neden pratik eğitimi almamış olanlara imkan tanınır. Nedenini bilemiyorum. Oysa ülkemizin daha kalifiye mühendislere çok ihtiyacı var.

 

Şefik CÜREBAL

 

Akkuş İnternet Sitesi Ankara Muhabiri