Yazmaya hasret kalmış bir kalemin,sevdiğiyle buluşmasıdır bu satırlar…
Kardeşlik Açılımı
Yazmaya hasret kalmış bir kalemin,sevdiğiyle buluşmasıdır bu satırlar…
Bu satırlar ki,yeri gelir titrer,bu satırlar ki,doğrudan yana olmak ister,bu satırlar ki kalp kırmaktan ürper,bu satırlar ki,kızdığı zaman öfkesini yener, bu satırlar ki hiddet göstermez ama çoğu kimselere farkettirmeden küser…
Oysa sessiz kalmak,çoğunluğun kararına uymak demektir.Sessiz kalmak,güçlünün zayıfı ezmesine onay vermektir.Sessiz kalmak,"bana dokunmayan yılan bir yaşasın"cıların kervanında yürümektir..
Ve işin kötü tarafı bu kervanda yürümek hissizliktir, kalpsizliktir. .
O yüzden, küsmek çoğu zaman iyi değildir.Çünkü küsmek meydanı boşlamak ve ideallerden vazgeçmek demektir.
Daha adı bile konulamayan bir yürek acısı var içimizde.Kimimiz doğu sorunu der,kimimiz PKK.Daha yaygın olarak kullanılan "Kürt Sorunu" ise bana hepsinden soğuk gelir.
Sahi ne demekti Kürt? Kimdi bu "sorun" tamlananına tamlayan olan "Kürtler".
Üniversite hazırlık yıllarımda yakın arkadaşım olan ve sınava birlikte hazırlandığımız arkadaşımın evini aradığımda farketmiştim bazı şeyleri.Annesi telefonu anlamadığım bir dilde açmıştı.Şaşırmıştım.Arkadaşıma sorduğumda öğrenmiştim gerçeği.Kardeşimden ayırt etmediğim dostum bir "Kürt"tü ve annesi Türkçe bilmiyordu.
İşin tuhafı şimdi benim arkadaşımın "ana dili" Kürtçe’miydi? Öyle ya,annesi Kürtçe’den başka bir dil bilmemekteydi.
Okuduğum kitaplar,konuştuğum insanlar,katıldığım paneller.O kadar birbirinden zıttı ki söylenenler.Kimisi "Kürtçe"yi bir dilden bile saymazken,kimisi onlara öfkeyle yaklaşıyordu.
Ve insanların bir kısmı tek suçu bizden daha doğuda doğmak olan bu insanları potansiyel terörist olmakla suçluyordu.Dahası bu iddiada bulunanlar, dini söylemler,sloganlar ve semboller kullanıyordu.
Oysa özünde bütün dinler ırkçılığı reddediyordu.Hz Muhammed(s.a.v) Efendimiz, "ırkçılık davası güden bizden değildir" diyordu.
Belki de adı bile konulamayan bu sorunun çözümü "biz" anlayışında yatıyordu.
Ayni Allah’a inanan insanlar,Allah’a inanmayan insanlar tarafından bölünmeye çalışılıyordu.İşin kötü tarafı bazı Allah’a inananlarda bu oyuna ortak oluyordu.
Sen Kürt’sün,ben Türk,öteki Alevi,beriki Sünni,şurdaki laik,burdaki gerici…
Peki,bu vatanı birlikte kurtaran,birlikte yaşayan ve birlikte şehit olanlar kimdi?
Cumhurbaşkanının masasında oturan ve Türkçe bilmeyen şehit anası kimdi?
Şehit cenazelerinde Türkçe ağıtlarla birbirine karışan ağıtlar Kürtçe değil miydi?
Ve yıllardır edebiyatını yaptığımız "beşikteki bebek" Kürt değil miydi?
Hal böyleyken,hala öteki beriki ayrımı yapmak iş midir?Her Kürt’ü PKK’lı sanmak,her başörtülüyü rejim düşmanı,her namaz kılanı irticacı saymakla eş değil midir?
Hapishanede,annesi Kürtçe konuştu diye telefonu kesilen vatandaşa uygulanan davranış,terörün ekmeğine bal sürmek değil de nedir?
Yeter artık,bu ayrı gayrılık,bu anlamsız kavga,bu bitmez tükenmez şehit haberleri sona ersin.Kimlik çatışması yapılmasın,insanlara eşit yaptırımlar uygulansın,haksızlıklar ortadan kalksın.Doğu batı ayrımı yapılmadan bütün memleket el ele,kardeşçe kalkınsın.
Öğretmensiz okul,doktorsuz hemşire kalmasın.Haritanın sağ tarafı,bir sürgün yeri olarak değil,vatan toprağı olarak algılansın.
Suçlular cezalansın,katiller yargılansın.Ama yıllardır kapanamayan bu yara artık kapansın..
Daha güzel bir Türkiye görmek bizim elimizde.Yeter ki,gönül yıkmak için değil,yapmak için çabalayalım,fikirlere önyargıyla değil,anlayışla yaklaşalım.
Kardeşçe,adilce,hakça ve insanca bir yaşam temennisiyle..
Dua ile
Orhan DOĞANGÜNEŞ
Öncelikle çok teşekkür ediyorum böyle bir konuyu Akkuşluların gündemine getirdiğin için.
Bu konu hakkında yazmak istemiştim, yoğunluğumdan dolayı bir türlü fırsat bulamadım halaaa.
Kardeşçe, Ümmetçe, Dostça yaşamanın yollarını seçmek ve korumak gerekli.
Tekrar teşekkürler
Veysel Hocam,
İlgin için,sevgin için,desteğin için teşekkürler.
Bir süre yazamadım insanlarımız boş durmadı öldüğüm söylendi,baktım böyle olmayacak yazmaya devam edeyim dedim:-)
Hoşbuldum,sağolun.
Özlemiştik seni, özlemiştik yazılarını… Neredeydin diye sormıyacağım, hoşgelidn demek yeterli olacak. Güzel bir yazı, güzel bir mesaj ile geldin, hoşgeldin.