7 Mayıs 2024 Sal

Demokrasi; Fikrini Beğenmediğin Kişiye Tahammüldür!

Herkes benim gibi düşünüp benim gibi yaşasın zihniyeti ile ileri demokrasi olmaz

DEMOKRASİ : FİKRİNİ BEĞENMEDİĞİN KİŞİYE TAHAMMÜLDÜR.!

Son günlerde gelişen bir takım olayları izliyor, takip ediyoruz. Benim anladığım, algıladığım ve mantıklı bulduğum DEMOKRASİ çok renkliliklere, çeşitlemelere, farklılıklara hazmetmek,  hazmetme sanatıdır. Benim olduğum yerde sen olmamalısın veya sen yoksun demekle neyi nasıl halledeceksin. Herkes dilediği her şeyi serbestçe yapsın. Kimse kimseye karışmasın. Benim olduğum yerde kimse konuşmasın… Herkes benim gibi düşünüp benim gibi yaşasın zihniyeti ile ileri demokrasi olmaz. Ufak bir grup  öğrenci sadece AKP’li Burhan Kuzu’nun değil, CHP’li Süheyl Batum’un da konuşmasını engelledi.

Eylemci öğrenciler, anayasa konusunda değişik görüşleri “öğrenmek” isteyen %80 nini oluşturan arkadaşlarının özgürlüğünü de engellediler. Süheyl Batum konuşmaya başladığında bir öğrencinin söylediği şu sözler, ideolojik şartlanmanın boyutlarını göstermektedir: “Siz de Burhan Kuzu’dan başka bir şey söylemeyeceksiniz… Aynı yalanları söyleyeceksiniz!..” Öyle bir önyargı ki, Batum’u dinlemeden ne söyleyeceğini biliyor sanki! Üstelik panelin konusu anayasa ve Batum da Kuzu da anayasa profesörleri…Bereket versin, Süheyl Batum da Kuzu da soğukkanlı davrandılar, gençleri tahrik edecek davranışlara girmediler, çekilip gittiler. Süheyl Batum gençlerle diyalog kurmaya da çalıştı ama nafile… Sonunda Batum şu doğru analizi yaptı:

“Bir sınıfta 20 arkadaş bütün sınıfı baskı altına alır. Doğru düşündüğünü savunan 10 kişi bütün okulu baskı altına alır. Yaptığınız gerçekten bir faşizmdir…” Türkiye 12 Eylül’e nasıl sürüklenmişti? “Sınıflara hâkim olmak”tan başlayarak “parsellenmiş okullar”dan geçerek günde 20 kişinin öldüğü kanlı bir noktaya gelerek…Yaşanmış acı tecrübelerden gençler de devlet de dersler çıkarmalıdır. 'Bugün yumurta atan yarın taş atabilir.' , 'eylemciliğe  soyunanların kendilerini gözden geçirmeleri gerekmez mi?

Önceki gün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ekranlara yansıyan manzaralar faşizm gösterileri değil miydi? Eh bu 'faşizm' hükmünü veren de neyse ki Süheyl Batum'dan başkası değil. 'Öğrenci olayları yeniden mi başlıyor?' endişesine bir cevap niteliği taşıyor. Tepedeki bazı isimlerın yorumları.  Hayır, yeniden başlamıyor. Gazete köşelerinde zorba faşist yöntemlerin reklâmını yapanların aksine bu ülkede sağ duya rağmen. Bu oyunu hepimiz daha önce gördük. Bugün yumurta atanı telin ederseniz, kimse yarın taş atamaz. Öbür gün kurşun atma ihtimali de bütünüyle ortadan kalkar. Faşizm ile komünizmi totaliter ideolojiler olarak birbirine daha fazla yaklaştırdı.

Dünyayı kendisinden ibaret gören, farklı düşüncelere hayat hakkı tanıması bir kenara -SBF'de görüldüğü gibi- ifade edilmesine bile tahammül edemeyen otoriteryen kişilik yapılarının patolojik niteliği arttı. Faşizan nitelikli bu zorba eylemler siyasal taleplerin değil işte bu patolojinin tezahürü. Bu eylemlere destek veren eski tüfeklerin nostaljileri de bir patoloji. Bu eylemler desteklenecek bir olay değil. Böyle çözüme ulaşılamaz. Onlar bunun zaten farkındalar. Nitekim daha önce başbakanı protesto eylemindeki bazı öğrencilerin değişik eylemlere katılarak banka camlarını ve işyeri vitrinlerini kırmak ve provokatörlük yapmaları düşündürücüdür. Ve aynı kişiler meclise girip olumsuz emellerini orada da sergilemek istemiş ama güvenlik buna müsaade etmeyince bazı siyasetçilerle  birlikte gazetecilere poz verip resim çekmişlerdi. Yani grup siyasetçi  bir taraftan kınıyor diğer taraftan gruplarına alarak sanki  yaptıklarınız doğrudur devam edin dercesine onları teşvik ediyor. Bazı gazetesindeki resimler bunu anlatıyor. Geçmişini bilmeyen, geçmişden ders almayanlar  geleceğine yön veremez.


Bazı siyasetçilerimiz geçmişten ders alamamış demekki. Yarın kez, kaza ihtidara geldiklerinde bugunkü desteklerini unutuverirler. Bu zamana kadar hep öyle gördük.  Mülkiye öğrencileri yarın İdareci olacaklar,  halkı yönetecekler bugünkü eylemciklerini her biri tek tek unutacaklar. Üniversiteler eğitim kurumlarıdır. Üniversiteler tartışılanabilir yerdir. Üniversiteler bilim araştırma, yaratma yeridir. Demokrasinin çalıştığı yerdir. Demokrasi fikrini beğenmediğin kişiye tahammüldür.

Mehmet CÜREBAL

Emekli Bankacı

Akkuş İnternet Sitesi Samsun Muhabiri

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar