28 Mart 2024 Per

Canım Kardeşim

Sahi, her görüşünde “vay can kardeşim nasılsın” diyen eski dostu neredeydi?

CAN KARDEŞİM (1)

Uzun süre olmuştu görüşmeyeli…

Yıllarca telefonda bile konuşmamışlardı. Aslında sağlam bir arkadaşlıkları vardı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.

Beraber üzülür, beraber gülerlerdi. Pek belli etmezlerdi belki ama, birbirlerini gerçekten severlerdi. Aralarındaki duygu bağı, kardeşlikten öteydi.

Artık ikisi de farklı şehirdeydi. Onları ayrı düşüren bir sürü sebep vardı ama en önemlisi, kaderdi.

Genç adam, bir gün çocukluğunun geçtiği yere gitti. Bu şehirde aldığı her nefes farklı bir anıyı tazelemekteydi. Kendini bir tuhaf hissetmişti. Birden aklına eski dostu geldi. Ona büyük bir vefasızlık yaptığını hissetti. Onu aramak istedi, telefonunu eline aldı ve yaptığı vefasızlığın boyutunun daha büyük olduğunu fark etti.

Bir zamanlar “can kardeşim” dediği kişinin numarası telefonunda kayıtlı değildi!

Nasıl olurdu, nasıl silinmişti, neden daha sonra numarasını bir yerlerden arayıp bulmamıştı, anlam veremedi. Kızdı kendine, öfkelendi. Birden aklına sosyal medya geldi. İnternete girdi, zar zor hatırladığı soyadıyla beraber arkadaşının adını arattı. Zor da olsa buldu. Resminden tanıdı. Yıllar onu bayağı bir değiştirmişti. Ancak gülüşündeki samimiyeti hemen hissetti.

“Hey gidi” dedi genç adam kendi kendine. ”Hey gidi… Kan kardeşim, can kardeşim dediğim kişiyi internetten bulacakmışım, iyi mi?”

Genç adam, heyecanla ekledi… Kısa bir süre sonra “eski dost” kabul etti.

Genç adam, arkadaşının profilini inceledi. Ancak gördüklerinden memnun olduğu söylenemezdi. Zira arkadaşının değişimi dış görünüşle sınırlı değildi. Paylaşımları, onun kişiliğinin ve düşüncelerinin de değiştiğini göstermekteydi. Oysa ki genç adam, arkadaşı onu nerede bıraktıysa orada beklemekteydi.

Çekindi genç adam “selam” yazmaya. Tedirgindi. Arkadaşı ona soğuk davranırsa, ne diyecekti.

Ya da daha fenası, ya onu tanımazlıktan gelseydi… ”Kimdiniz, pardon çıkaramadım” deseydi. “İsim bir yerden tanıdık geliyor ama tam olarak anımsayamadım” diye cevap verseydi?

Genç adam tüm ihtimalleri göz önüne alarak sohbet bölümüne girdi.

“Selamun aleyküm can kardeşim” diyerek ilk mesajını gönderdi.

Bir süre bekledi ve cevap geldi…

Arkadaşı ilk önce bir “gülücük işareti” gönderdi. Genç adam sevinçliydi. Arkadaşının kendisine kırgın olmadığını fark etti. Yıllar sonra gelen bu gülücüğün mutluluğunu yüreğinde hissetti.

Gülücüğün ardından gelen cevap ise beklediği gibi değildi.

-Merhaba..

Sadece kuru bir merhaba..

Anılara, yıllara, dostluklarına, ceplerindeki üç kuruşu birleştirerek bir tane ekmek arası döner almalarına, onu ortadan paylaşmalarına, güzel günlerinde yan yana olmalarına, acı günlerinde birlikte ağlamalarına, kader ve kalem arkadaşlıklarına, yıllar sonra sadece kuru bir “merhaba…”

Üstelik “ben Allah’ın selamını kabul etmiyorum” manasına gelebilecek şekilde bir “merhaba”

Sadece “ merhaba..”

Hâlbuki genç adam, vakit namazlarını kılmayı arkadaşından öğrenmişti.

Öğrendikleri her hadisten, dini hikâyeden birbirlerini haberdar etmişlerdi.

Ya birlikte Kur’an öğrenme çabalarına ne demeliydi?

Genç adam bunları düşünürken arkadaşı bir mesaj daha gönderdi.

-Nasılsın?

Genç adam cevap veremedi. Nasıl olduğunu kendisi de bilmemekteydi.

Yoksa birlikte sabah namazına Eyüp Sultan’a gittikleri arkadaşı bu değil miydi?

Sahi, her görüşünde “vay can kardeşim nasılsın” diyen eski dostu neredeydi?

—-

(DEVAMI GELECEK İNŞALLAH…)

Orhan DOĞANGÜNEŞ

5 Ağustos 2013

Bafra, Samsun

 

Related Articles

1 Yorum

  1. ELİNE, YÜREĞİNE SAĞLIK SEVGİLİ ORHAN ACI GERÇEKLERİ DİLE GETİRMİŞSİN. MAALESEF BAZEN NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTANLAR OLUYOR. BU DA GERÇEK DOST KALMAK İSTEYENLERİ ÜZÜYOR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar