20 Nisan 2024 Cts

Bizim de Yanlışlarımız Oldu. Cenazelere Gidilir Namaz Kılınmazdı. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker BAŞBUĞ Tahliye Oldu

Ordu Evine Almadığımız Bayanın, Oğlu Şehit Olunca Elini Öpüyorduk

Bizim de Yanlışlarımız Oldu.

Cenazelere Gidilir Namaz Kılınmazdı.

Eski Genel Kurmay Başkan İlker Başbuğ Tahliye Oldu

Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ'un Silivri manifestosu ezberleri bozdu.

İlker Başbuğ, "Paralel yapı tehlikesi bizim mağduriyetimizden daha öncelikli bir konu" dedi.

Ardından da özeleştiri yaptı:

Bizim de yanlışlarımız oldu.

Cenazelere gidilir, namaz kılınmazdı.

Anayasa Mahkemesi, İlker Başbuğ için son derece önemli bir karar verdi. Tahliye için umudu artan Başbuğ'un açıklamaları ise gündemi değiştirdi.

Silivri Cezaevi'nde Takvim gazetesine konuşan Başbuğ, son derece önemli açıklamalar yaptı. Başbuğ, paralel yapı tehlikesinin kendi mağduriyetlerinden çok daha öncelikli bir konu olduğunu söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri'yle (TSK) ilgili eleştiriler de yapan Başbuğ, şu açıklamalarda bulundu:

KURALLAR VAR AMA…

* BİZİM DE YANLIŞLARIMIZ OLDU: Özeleştiri yapmamız lazım. Cenazelere gidilir, namaz kılınmaz. Orada, kenarda öyle durulur. Yazılı olmayan bir kural var sanki. Bizim de yanlışlarımız oldu.

Orduevlerine, askeri tesislerde yapılan düğünlere, davetlere başörtülü ve sakallıların alınmaması konusu.

Her ordunun kuralları var. Mesela Amerikan ordusunun tesislerine blue jeanle giremezsiniz.

Yemin törenlerine alınmama konusuna cevap veremem. Hatadır. Kabul ediyorum bunu. Ertesi gün o çocuk şehit olunca, aynı hanımefendinin elini öpüyorsunuz"

* TSK'YA DİNSİZ KAMPANYASI: 14 Nisan 2009'da Harp Akademileri'nde kapsamlı bir konuşma yaptım. "Din toplum için önemli. Ordu peygamber ocağı. Dinin önemini yadsıyamayız" dedim. Ancak yıllardır Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst kademesi dinsiz, dine karşı gibi bir algı yaratılmak istendi. Silahlı Kuvvetler buna etkin şekilde karşılık veremedi. Bu kampanyaya en etkin duruş sergileyen benim. TSK hiçbir zaman dine karşı olmadı. Biz, istihbarat raporlarıyla falan, insanları dini inanışları nedeniyle ayrıştırmadık.

MİLLİ ORDU VURGUSU

* ETNİSİTE TEHLİKELİDİR: Ben 'milli ordu'yu çok önemsiyorum. TSK milli ordu vasfını yitirirse olumlu sonuç doğurmaz. Atatürk, 29 Ekim 1938'de son mesajını, Türk milletine değil Silahlı Kuvvetler'e vermiştir. O mesajında da milli ordu vurgusu yapmıştır. 'Milli ordu'dan kasıt', milletin ordusudur. Milleti temsil eder. Bütün yapıların, Hakkari'den Edirne'ye kadar, herkesin orada olması lazım. 'Milli ordu'yla savaşanla ben savaşırım. 'Milli ordu'da, etnisite olmayacak. Din, mezhep farklılığı gözetilmeyecek. Bu etnisiteden daha farklı. Bu, Türkiye için çok hassas bir konu. Mesela ben, "Şaban Arslan Alevi mi Sünni mi" dersem, bu çok tehlikeli bir yaklaşım olur.

SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER: İlker Başbuğ, paralel örgüte de değindi. "Kumpas kapsamında mağdur edilen yüzlerce, binlerce insan var. Paralel yapı tehlikesi bizim mağduriyetimizden daha önemli" dedi ve ardından da yolsuzluk iddialarını değerlendirdi: "Efendim, yolsuzluk iddiaları var… Yolsuzluk varsa elbette üzerine gidilsin. Ancak seçimle gelen iktidar seçimle gitsin. Seçim dışı manevralarla iktidardan uzaklaştırma girişimleri darbeye girer. Ayrıca TSK da liyakata dayalı sistemi bir kenara bırakmalı. Askerler, siyasi iktidardan beklenti içine girmemeli."

ÖZGÜRLÜK İÇİN İLK ADIM ATILDI

Tarihler 5 Ocak 2012'yi gösterdiğinde Türkiye'de bir ilk yaşandı! Genelkurbay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, "Terör örgütü üyeliğinden" tutuklandı. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Ağustos 2013'te kararını verdi.

İlker Başbuğ için tahliye kararı

Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan

Eski Genelkurmay Başkanı

Emekli Orgeneral İlker Başbuğ

tahliye edildi. 

Yerel Mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararına uydu ve eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ için tahliye kararı verildi.

CEZAEVİNDE 2 YIL 2 AY

Ergenekon davasında mahkemenin yaptığı suç duyurusu üzerine 6 Ocak 2012'de tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 2 yıl 2 ayını Silivri Cezaevi'nde geçirdi.

Başbuğ'un, 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarının ardından yürütülen soruşturma sonucunda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davası kapsamında yargılanması süreci Ocak 2012'de başladı.

Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesince işletilen internet siteleri ve "internet andıcı"na ilişkin 22 sanık hakkında düzenlenen iddianameyi 29 Temmuz 2011'de kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi,davayı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasıyla birleştirdi.

Sanıkları arasında emekli orgeneraller Nusret Taşdeler, Hasan Iğsız, tümgeneraller Hıfzı Çubuklu ve Mustafa Bakıcı, emekli korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin'in de bulunduğu davada, mahkemenin yaptığı suç duyurusu üzerine Başbuğ, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 6 Ocak 2012'de tutuklandı.

Başbuğ hakkındaki Türk Ceza Kanunu'nun 312/1. maddesi gereğince, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame, 15 Şubat 2012'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

Başbuğ hakim karşısına ilk kez 26 Mart 2012'de çıktı. Kısa bir konuşma yaparak savunma yapmayacağını söyleyen Başbuğ, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün tanık olarak dinlenilmesi sırasında ve esas hakkındaki savunma ve karar duruşması olmak yapmak üzere bazı oturumlara katıldı.

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının Egenekon davasıyla birleştirildiği yargılama sürecinde Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş tarafından 2 bin 271 sayfadan oluşan esas hakkındaki mütalaa, 18 Mart 2013'te açıklandı.

CEZAEVİNDE 4 KİTAP YAZDI

Mütalaada, savcılar Başbuğ için TCK'nın 312/1'inci maddesi uyarınca "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.

Başbuğ cezaevinde kaldığı süre içerisinde, "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Atatürk", "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal", "Terör Örgütlerinin Sonu" ve "Suçlamalara Karşı Gerçekler" adıyla 4 kitap yazdı.

Haber: Haber7.com İnternet Sitesi

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar