Yaşar EFİLOĞLU’nun Vicdanımızın Sesini Dinleyelim Yazısı
VİCDANIMIZIN SESİNİ DİNLEMEK
Sevgili dostlarım ! 18.sini kaleme aldığım seri yazılarımın bu bölümünü, yazının başlığından da anlaşılacağı gibi vicdani muhasebeye ayırmak istiyorum. Tabiidir ki, her şeyde bir ilham, bir ihsan gerek. Bizim sitemizde yazı yazan kardeşlerimiz bende dahil, yöremizin yıllardır ihmal edilmişliğinden, çekilen ızdıraplardan, yöre insanının yıllar yılı çilesinden esinleniyoruz, vicdanlarımızın sesini duymazlıktan gelmemiz mümkün olmadığı için ,dilimizin döndüğünce içinde bulunduğumuz tüyler ürperten durumu insanlarımızın lehine çevirebilmek amaçlı, bir çaba içine giriyoruz. Bu doğrultuda meselelere duyarlılık gösteren tüm insanlara , hangi mevkide, hangi makamda olurlarsa olsunlar, canu gönülden teşekkür ediyorum.
Kıymetli hemşerilerim! Sizlere dini, nasihat verecek değilim.,ancak vicdan galiba birazcıkta imanla bağlantılı bir mefhum.o nedenle iki kelimeyi zaman zaman aynı satırlarda görmek , bir bütünlük içinde telaffuz etmek sanırım daha doğru olacaktır. Fazilet hissi insanlarda ALLAH korkusundandır. Bu hisle , herkes elinden geldiğince memleketi için bir şeyler yapmak durumundadır. Bu bir vicdani-imani-sorumluluktur. Bu yöremize karşı vefa borcumuzdur.Yöremizin insanları bu görevi daha bizleri tahsil yapmaya çıkardıklarında sırtımıza yüklediklerini bilmek zorundayız. Tüm tahsilli, kültürlü, bilinçli ,bürokrat,siyasetçi,her kademeden , her kesimden, AKKUŞLU herkese, siyasi, görüşü ne olursa olsun, yaptığı iş ne olursa olsun, ortak payda AKKUŞ olmalı ve bu vicdani görev ifa edilmeli.Vicdanlarımızın sesi dinlenmeli.,herkes üzerine düşeni yapmalı.Bu vicdani muhasebeyi yaparken yörede yaşayan insanların yerine kendimiz konulmalı, o zaman daha iyi anlarız sanırım.
Kıymetli dostlar! Çok samimi bir muhasebe yapmalıyız. ( Neden) leri, ve ( niçin) leri- bir bir ortadan kaldırıcı faaliyetlere imza atmalıyız. Sahil siyasetçilerinden günümüze kadar ilçemiz ve köylerine sadece Eski Bakanımız Sayın Şükrü YÜRÜR beyefendi harici, kimsenin ilgilenmediğini, son dönemlerde birkaç hizmetle kıpırdanışa geçtiğimizi peyderpey anlatmıştım. Ancak her zaman olduğu gibi yine görünmeyen bir el bize gelen ANKARA’nın hizmet tahsisatını engellemeye devam etmektedir, Bu makus talihimiz inşallah 08 AĞUSTOS 2008 AKKUŞ KURULTAYI bitiminde yenilebilecektir. Aksi taktirde, yineliyorum ve iddia ediyorum ki, bir değil beşte Vekil çıkarsak , AKKUŞA asla arzulanan hizmet gitmeyecek, ecdadımızda olduğu gibi, gelecek nesillerde sahilin siyasetçilerinin ve ORDU lobisinin ipoteği altında daha nice yıllar inim inim inleyecektir. Devletimizin şefkatli eli birilerinin engellemesiyle ilçemize arzulanan nispette asla gelmeyecektir.
Lütfen sevgili kardeşlerim! artık bu gidişe dur deme zamanı geçmiştir, zararın neresinden dönülürse kardır kabili de olsa, ilçemizin kötü kaderini değiştirmek yine bizler gibi oralardan çıkan AKKUŞLULARA ait bir vefa borcudur. Bu nedenle derneklerimizin -sivil toplum kuruluşlarımızın-kamu kurum ve kuruluşlarımızın –bürokratlarımızın- siyasetçilerimizin- kısır çekişmelerden hepimizin uzaklaşarak, geyik muhabbetlerine son verip,dedi kodu aleminden çıkıp, kendimize gelip, ilçemize sahip çıkmalıyız. İşte kurultay bu manada çok ama çok önem arzetmektedir. Geçmiş geçti gitti ,geri getirme şansımız bitti. Geleceğe kavuşacağımıza dair herhangi bir garantimiz maalesef olamaz. O halde bu günümüzü değerlendirip, dolu dolu hizmet edersek, ancak vicdanlarımız huzur bulacaktır. Aksi taktirde bu azabın –bu vicdan muhasebesinin altında ezilir gideriz. Sular akar bizlerde bakar geçeriz.
Kıymetli dostlar! İnsanların doğum günleri vardır ya, işte ogün AKKUŞLUNUN DOĞUM GÜNÜ olacaktır. Bize bizden yakın kimsenin olmadığını, bizim bizden başka sahip çıkanımızın olmayacağını, yine tüm olumsuzluklarıyla beraber, her şeyi ama her şeyi sadece ilçemiz ve ilçemiz insanlarının menfaatleri için, bir kenara bırakarak, geçmişi de maziye katarak önümüze bakmamız gerektiğini –projelerimizi sergileyerek-bir bir icraat sahasına indirerek göstermeliyiz (.Ben ) ler değil , ( Biz) lerle sonuca varacağımızı artık beynimizde netleştirmeliyiz.Süreç bitiyor, ülkemizin içinde bulunduğu konjoktür hepimizce malumdur. Kısır çekişmeleri-sen –ben kavgalarını-şahsi ihtirasları ön koşulsuz bir kenara bırakarak, mesele AKKUŞSA, gerisi teferruattır deyip, kurultayımızı hayırla neticelendirmenin ,,yolunda olmalıyız. Unutmayalım ki,( kurt puslu havayı severmiş) bu menfur tuzağa düşmemeliyiz. Hepinizi saygıyla selamlar, kurultayımızın hayırlara vesile olmasını cenabı haktan niyaz ederim. Her şey gönlünüzce olsun. Hoşça kalınız-sağlıcakla kalınız.
Yaşar EFİLOĞLU