Ortak dil olmazsa bu ülkenin her şeyi çöker.
TEK MİLLET, TEK DİL, TEK BAYRAK
Değerli kardeşlerim. Dünyada güçlerin birleştiği, kuvvetlerin bir araya geldiği şu ortamda, biz diyoruz ki tek Millet. Tarihimize göz attığımız zaman Osmanlı topraklarında şu anda, onlarca devletin varlığını görüyoruz. Anadolu ya sıkışmış olan Osmanlı, bugünde Kürt Türk, Alevi Sünni gibi farklılıklarımızı, güzellik olarak değil de, ayrımcılık olarak gösterilmek isteniyor. Anadolu ya sıkıştırılmış olan Osmanlı ruhunu daha da parçalamak isteyen hâkim güçler, ellerinden geleni yapıyorlar. Bizde bu güçlere karşı diyoruz ki tek milletiz. Bu ülkede yaşayan her ferdi bir parçamız olarak görüyor ve kardeşçe kucaklıyoruz. Sadece Hak tan ve Adalet ten ayrılan hariçtir. Zalimlik yapanlar, Kardeşine kem gözle bakanlar hariçtir. Bu durumda suç işleyeninde cezasını ve gerekeni yapmak devletimizin vazifesidir.
Değerli kardeşlerim. Tek dil diyoruz. Biz her ne kadar özgürlüklere sahip çık sakta, hepimiz biliriz ki, şer düşüncelere de karşı çıkarız. Dil insanların anlaşma aracıdır. Konuşuruz, anlatırız, kendimizi ifade ederiz. Diyoruz ki büyük devlet olmalıyız. Nasıl olacağız. Eğitimle. Ülkenin bir bölgesinde başka, başka bölgesinde başka bir dille eğitim yapılsa, bu öğrenciler yarın öğretmen olacak, Doktor olacak, Asker olacak, Polis olacak, İmam olacak velhasıl devletin sosyal kademelerinde yer alacaklar. Farklı dillerde yapılan eğitimde, bu bireyler nasıl birbirlerini anlayacak. Nasıl birbirleri ile anlaşacaklar. Ortak bir dil olması gerekmez mi? Çocuklarımızın hepsine İngilizce öğretmenin gerekli olduğunu düşünüyoruz da ortak dil olan Türkçenin neden öğrenilmesini istemiyoruz. Bu devletin sınırları içinde farklı dillerle, nüfus kâğıdı olsa, farklı dillerde tapu senedi olsa, ticarette, iletişimde nasıl zorluğa girilir bir düşünün. Biz herkesin ana dilini çeşitli şekillerde öğrenilmesine karşı olamayız. Bu bir şekilde sağlanır. Lakin ortak dil olmazsa bu ülkenin her şeyi çöker.
Tek Bayrak diyoruz, bizim bayrağımızın ne kadar önemli semboller içerdiğini biliyor muyuz? Öyle lalettayin renklerden ibaret değildir. Kırmızı zemini, bu vatanı bizlere emanet eden şehit kanlarını simgeler. Can vererek alınan bu vatan bizim için ne kadar kutsaldır biliriz. Hilali ise İslam ı temsil eder. Üç dinin üç sembolü vardır. Hiristiyanlığı Haç temsil eder. Yahudiliği iç içe geçmiş iki üçgen, İslam ı ise Hilal temsil eder. Hilale karşı olan bir Müslüman evladı olabilir mi? Bayrağımızdaki yıldız ise sonsuz uzaklığı, ulaşılmazlığı temsil eder. Milletimizin özgürlüğünü temsil eder. Öyle küçük düşünmememiz lazımdır. Küçük kümeler yerine daha büyük kümelerin içinde yer almamız gerekmez mi? Etrafımızda ki zenginliklere bakalım. Ortak çıkarımız için daha büyük birliktelikler kuralım. Zaten tüm insanların babası Hz. Âdem değil mi? Yalan dünyada amaç, daha mutlu ve müreffeh yaşamak değil mi? O halde amacımız üzüm yemek olsun, bağcıyı dövmek değil.
Mehmet CÜREBAL