Küskünlük Üzerine…

475
orhandogan3.jpg

Varsa yüreğini kırdığımız biri, hemen tamir etmeliyiz..

 

KÜSKÜNLÜK ÜZERİNE…

Uzun süredir konuşmayan ve ayni mahallede oturan iki komşunun hikayesi…
 
Küsler…Kimbilir hangi anlamsız sebepten birbirlerini üzmüşler. Neredeyse tüm mahalle araya girse de faydasız, konuşmuyorlar. İnat etmişler!
 
Günler günleri, aylar ayları kovalamış. Bazen birbirlerini alışverişte görmüşler, bazen mahallede kaçamak bakışlarla süzmüşler.
 
Ne de olsa eski arkadaşlar. Birlikte ne güzel günler geçirmişler. Birlikte çocuk olmuşlar, birlikte büyümüşler…
 
Birbirlerinin düğününde oynamışlar. Yakınlarının cenazelerinde ağlamışlar. İyi günde, zor günde hep yan yana olmuşlar. Yardımlaşmışlar.
 
Fakat, fesatların fesatı olan insanlar onları rahat bırakmamış. Aralarını bozmuşlar. Onlar ise anlık öfkeleriyle kalkıp, zararla oturmuşlar.
 
Senelerin arkadaşlığını bir anda noktalamışlar.
 
Bir Cuma Namazı vakti…
 
Cami kalabalık, cemaat sıkışık. İmam Efendi ısrarla, "safları sık ve düzgün tutalım" ikazında bulunmakta. Bizim huysuz ihtiyarların bir tanesi ayakta. Bir kişilik boş yer var, var olmasına ama…Küs olduğu diğer ihtiyar amcanın yanında…
 
Birkaç saniyelik düşünme aşaması…Çare yok, gidecek ve yanında namaza duracak.
 
Cemaat durumun farkında. Belki de bu yüzden kendisine başka bir yer açmamakta.
 
Ve bizimkisi oturur. Yine kaçamak bakışlarla "eski dostunu" süzer. İkisinde de bir tatlı utanma, şirin bir heyecan ve görülmeye değer, saygılı bir tavır..
 
Namaz vakti yaklaşır ve sanki  müezzin de anlayarak olayı, yavaş yavaş, ağır ağır, cümlelere vurgu yapa yapa okur ezanı…
 
Birden gözleri kesişir. Bakışları yakalanır birbirlerine. Ezanın vermiş olduğu manevi hal ile ve yılların hasretinin duygusallığı içerisinde, bir anda tebessüm belirir yüzlerinde..
 
Birbirlerinin ellerini tutarlar. Lakin gözyaşlarını tutamazlar… 
 
İşte bizim dinimiz böyle güzel, böyle hoş, böyle temiz bir din…
 
Fakat ya o namazda buluşmasalardı..Ya  barışmasalardı..Ya sağ iken birbirleri ile kucaklaşamasalardı..Ya bu küskünlük onlar ile kabire taşınsaydı…
 
Olayın günah boyutuna mı yanarsınız, yoksa yüreklerin kırgın ayrılığına mı?
 
Bizler o iki tatlı amca kadar şanslı olmayabiliriz. Varsa yüreğini kırdığımız biri, hemen tamir etmeliyiz..
 
En azından denemeliyiz. Çünkü Allah (c.c) bizden bunu istiyor…
 
Orhan DOĞANGÜNEŞ

1 Ekim 2010