29 Mart 2024 Cum

YAZ KALEMİM, DİNLE YÜREĞİM!

Hanelere bir kabus gibi çöken acı haberleri duymuyor musun? Bütün bu olanlara seyirci mi olacaksın kalemim? Duyarlı bir vatandaş olarak tüm sıkıntıları görüp yazana kadar sana durmak yok.

Sample Image

YAZ KALEMİM, DİNLE YÜREĞİM!

Bir kâğıt ve titrek bir kalem… Neden titriyorsun ki kalemim? Bugüne kadar kâğıdın önünde eğilmeyen başın nerede? Kendinden emin, o her şeyi bilen ve tartan terazine ne oldu? Seni bu kadar mahzunlaştıran, terazinin kaldıramadığı güllerin ağırlığı mı? Öznesiz kurduğun, sevgiden ve muhabbetten uzak, bencil cümlelerin nerede şimdi? Tükenmez zannettiğimiz kalemler, bitmez dediğimiz sevgiler çoktan göçüp gitmedi mi? Gel, sahip olduğumuz her şey tükenmeden, hasreti bugünlere ulaşan geçmişe seyahat edelim. Artık yüzleşme zamanı geldi sevdiğimizi zannettiklerimizle

Yer Şırnak… Yer Şemdinli / (Aktütün)… Haneleri, hanedanları çamura boyanan beldeler. Hissediyorsun değil mi kalemim bu eşsiz kokuyu? Hayatımız boyunca görmüş müydük böylesine hüzünlü, böylesine acılı sîmâları? Üzerimizdeki bu beyaz elbise, sâde bir sevginin kaftanı olmalı. Nasıl unuturum? Bu kıyafetleri ne beni terk etti, ne de ben onları. Ayaklarım yanıyor kalemim! Aşktan kızgın, kirden arınmış bu engin tepelerde. Kopmuş takvimlere inat yürüyorum sonsuzluğa. Ben hiç ayakkabı ile toprağa basmamıştım ki…

Burası acıları ve özlemi olanları buluşturan esas memleketimin merkezi, burası Cudi dağlarından âb-ı hayat dökülen beldeler. Ey şehidi bağrında taşıyan vatan! Ey kıskançlık ve muhabbetin birbirine küs olduğu şehir! Barışa ve sevgiye hasret olan beni ve mahcup kalemimi misafir eder misin bağrında? Biz ki günaşırı sevmeler şehrinden, her zerresini sevginin inşa ettiği sevgi şehrine göç etmek isteyen sevdalılarız.

Sevmek, huzur bulmakmış kalemim. Huzur nedir bilinmeyen bu beldelerde, Sevgili’nin bütün güzelliğinin yansıdığı bu şehirde, ben de huzur arıyorum şimdi. Ayakkabıya alışmış ayaklarım acımıyor artık! Çünkü botlar ayağımızdan günlerce çıkmıyor artık.

Ne görsem acı bu şehirde, rüzgâr bile acı, okşuyor insanı… Ve Aktütün köyü karşımda& Neden utandın ki kalemim? Bugüne kadar yazdıklarından mı? Yoksa yazmadıklarından mı? Sahiplenmek, çaresizliğe ortak olmakmış kalemim. Ah, huzur abidesi vatanım. Seni böylesi yakan, gözyaşlarının söndüremediği, acılarının dindiremediği bu halini bir kıvılcımla silebilsem. Ben de yansam senin gibi… Küllerimden çiçekler açsa, yüzü, barışa, sevgiye bakan…

Gör kalemim! Hepsini gör. Ülkem üzerinde oynan oyunları, zihniyeti bozuk düzenbazları da gör. Gör ki, vatandaşı top yekün acı çekerken hala Reis-i Cumhurunu protestoya utanmayan bit topluluğu da gör. Yıllardır dökülen göz yaşları yetmedi mi kalemim. Niçin bunları da yazmıyorsun? Acılı annelerin yüreğine bir nefes olsun diye yaz artık kalemim. Boynu kavruk, öksüz ve yetim çocukları da yaz kalemim. Bütün geleceğe ait hayalleri ve ümitleri sönen taze anneleri görmüyor musun?

Hanelere bir kabus gibi çöken acı haberleri duymuyor musun? Bütün bu olanlara seyirci mi olacaksın kalemim? Duyarlı bir vatandaş olarak tüm sıkıntıları görüp yazana kadar sana durmak yok.

Hani bayramlar sevinç günümüzdü? Bu bayram niçin sevinemedik? Bayramı bizlere zehir edenleri yaz kalemim.Utanmaz ve sıkılmaz yandaşlarını da yaz kalemim
Yüreğimin dinmeyen bir sızısını haykırmak istiyorum. Yeter artık! Kutsal bir emanet olan bu topraklarda kardeşçe yaşmak istiyoruz. Aramıza nifak sokmak isteyenlere, nifakçılara yataklık edenlere lanet olsun. Bayramı milletime zehir edenlere lanet olsun. Bu şehitlerimiz üzerinden kendi çıkarları ve ideolojileri için nemalanmak isteyenlere de yuh olsun.

Bu bayram sizlerle bayram sevicimi paylaşmak ve huzur içinde bayramlaşmak istiyordum. Ancak bu menfur hadise münasebetiyle kısmet olmadı. Ülkemin duyarlı insanlarını sukünete davet ediyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. Biliyorum şehit aileleri büyük acılar yaşıyor. Onların acılarını en içten duygularımla paylaşıyorum. Selam ve dua ile

Mehmet Ali KURU

ÇORUM

 m.alikuru19@gmail.com
 

 

Related Articles

7 YORUMLAR

  1. Sevgili öğretmenim siz çok iyi bir eğitimcisiniz.Sizi çok seviyorum.Bu yazıya çok büyük bir çaba verdiğinize eminim.Çok güzel bir yazı olmuş.Şehit ailelerine allah yardımcıları olsun diyorum.Sizi seven öğrenciniz SEDA.

  2. hocam gerçekten güzel olmuş elinize sağlık şehit ailelerimizin acılarını en içten duygularımla paylaşıyorum. allah yar ve yardımcınız olsun

  3. Hocam yazılarınız çok hoşuma gitti.Keşke herkes sizin kadar duyarlı olabilse.Hiç bir olaya seyirci kalmayalım.Gerektiği yerde duygularımızı açıklayalım.B u güzel yazınız için çok teşekkür ediyorum

  4. Samimi duygularınızı söze dökerek hislerime ortak olduğunuz için size ne kadar teşekkür etsem azdır.
    “Nden bunları yazmak zorunda kalıyoruz” un cevabını elbette biliyoruz. Ancak büyük bir fitne ve kutuplaşma çıkmasın, ülkem insanının huzuru bozulmasın diye bazen susmak zorunda kalıyoruz.
    Sizde takdir edersiniz ki toplumların önünde hizmet eden kişiler daha dikkatli olmak zorundadır.

  5. Merhaba Mehmet Ali,
    Merhaba Şensoy Veysel Kardeşim.
    Her ikinizi de özlemişim, siz dostlara merhaba diyebilmenin hazzı ile mutluluğum arttı. \”Ortalık toz duman. Nasıl mutlu olur insan.?\” diyebilirsiniz. Dün sabah bu siteyi açtım bir-iki kişinin yorumu vardı şehitlerle ilgili.Akkuş\’un ekabiline sitem yolladım ziyaretçi köşesinden..
    Bugün M.Alinin yazısını ve V. Şensoy\’un yorumunu okuduğumda arttı mutluluğum bir nebze. Ülke huzurunu kimlerin bozduğu, kimlerin bu ülkenin tertemiz insanlarını kandıra kandıra yetkileri eline alıp bu yetkileri Yüce Türk Milleti\’nin aleyhine kullandığı elbet uzun bir tartışma konusu.Ben diyorumki; kişinin yaklaşımı, analiz ediş yolu,dünya görüşü, desteklediği, oy verdiği partisi ne olursa olsun.Kişinin mesleği, öğrenim düzeyi
    de belirleyici değil.Ankaralı olmuş, Akkuşlu olmuş o da fark etmez.Yeterki her kişi kendi günübirlik şahsi işlerini de takip ederken, memleket meselelerine de bir zaman ayırsın. Kısacası DUYARLI olsun. Bu yeter. Bir elin nesi var? İki elin sesi var.Her birimizin birbirimizden öğrenmeye, tartışarak daha doğruyu, en doğruyu bulmaya,M.Ali\’nin ve hepimizin özlemini duyduğumuz sevgi selinin gölünde, huzuru yaşamaya ihtiyacımız var. Hedef ortak ise ki öyle. Gerisi kolay. Yeterki sizler gibi duyarlı olsun tüm insanlar.

  6. Kaleminden kan değil gül damlıyor. Başkalıdrının hidedtinden yüzün kızarmış ve utancından boyun büküyorsun. “Neden bunları yazmak zorunda kalıyoruz?” diye dizlerini dövmekten yumrukların nasır tutumuş gibi ve haykırışların iniltiye dönüşmüş. Sen kardeşlik ve birliktelik bilinci ile ışıldarken, birileri nefretten zevk alıyor ve kan ile besleniyor. Dağlara kan çiçekleri tohumu serpilmiş ve kırmızıya çalan mor çiçekler kan ağlıyor… Sadece dağlarda mı, bir yerlerde kaldırım taşlarında bile kan çiçeklerinin kunduralardan yansıyan ayak izlerini görüyorum. Kürsülerde vekalet almışların ayak izleri… Biz dağlarda şehit oluruz, bizim gücümüz çlmeye yeter ama bir şeye asla yetmiyor… Dilim varmaz demeye… Hep iyimserliklerimiz ve şefkat duygularımız ile şımaranlara hesap sormanın suçluluğunu bize yüklerler. Kan ile sulanan çiçeklerin bahçıvanlarının nerde oturup bize srırıttıklarını bilmezmiyiz? Biliriz de aha burada vbile yazmaktan imtina ederiz. Bir umut varsa onutaze tutalım deriz. Son umut da biterse ne yaparız ey kalemine yaslanan dostum? Senin kalemin belkşi bilir cevabını? hele bir sor da biz de bilelim. Bu son olmayacak ve sonun ne olduğunu bu millet belirleyecek… Hem de bütün derin acıları daha da derinleştirerek…

M. Ali KURU için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar