29 Mart 2024 Cum

Umutlara Merhaba

Merhaba, ey mazide kalan bunca yılların zulasında saklanan geçmiş kayıp günlerim…

veysel.jpgUMUTLARA  MERHABA

Dökülmüş bir gül yaprağında düşlerin yeşermesini bekleyen dostum merhaba.

 

Merhaba, ırmakların serin sularına saldığım mavi hayallerim.

 

Merhaba, yeşil ormanlarda bıraktığım emanet gölgem.

 

Merhaba, ey mazide kalan bunca yılların zulasında saklanan geçmiş kayıp günlerim…

 

Ben merhaba dedikçe, yosun kokulu kıyılardan martılar süzülür selam vererek… Bir guguk seslenir;  yeşil  vadilerde yankılanan ve onlarca guguk eşlik eder uyumlu bir koro gibi yankı, yankı…

 

Bir fidan filizlenir çölden vahaya kaçmış yüreğimin köşesinde, burcu- burcu, envai  çeşit  kokuya çalmış…

 

Bir hasret yol gösterir vuslat diyarına doğru rahvan  koşusuyla…

Kaf dağının ardında masalsı diyarların yolu yok ki, gönül ulaşsın matluba…  O masal diyarları, doğup büyüdüğümüz, yeşerip kök saldığımız yerlerdi bir zamanlar. Hangi sam yeli ile kopup sürüldük uzaklara,   bilmeden geçti bunca zaman bütün sırlarını saklayarak…

Şimdi kan kırmızısı karanfiller boyun büker yeşil ekinler arasında mahsun… Şimdi kırmızı kirazlar merhabalar ile gülümser salkım-salkım dallarda… Şimdi fındıklar dökülür dalından, ısırgan ve tevekler arasında saklambaç oynamak istercesine. Sahil boyunda sevdalılar dolaşır aşk şiirleri terennüm ederek… Ve bulutlar uçar rüzgarın kanatlarında Canik tepelerine doğru “merhaba” diyerek…  Ve yağmurlar çiseler ince-ince memleketimde sevda türkülerine eşlik ederek.

 

Bir çöl akşamında bir özlem tutuşur yüreklerde kızgın kum tanecikleri kıvamında…

 

Kızıl kıyametler kopar ruhumda ve lavlar fışkırır karanfil, karanfil yamaçlarında dağlarımın.…

 

Dünler,  geçti gitti çocukluğumuzun elinden tutarak. Arkasından bakakaldık hasretle ve çaresizlikle. Ve bir demet umut kaldı elimizde yarınlarda yaşamayı vaad eden; saf gönlüme yalandan ninniler fısıldar hep arsız tebessümlerle… Ben bilirim ki,  bahçemde ne fidanlar yapraklarını döküp küstü bunca yıldır, ne fidanlar çiçeklerini vermez oldu bahara armağan olarak…  Oysa ben kurumuş ormanları sevmeyi de, çamurlu yollarda yalın ayak yürümeyi de,  bir gürgen ağacına yaslanmayı da  sevdalarımdan saydım.

 

Bir süte çekmiş kiraz çekirdeğinin kekremsi tadında düşler görürüm geceler boyu sevdalarımın koynunda. Bir alaca karanlığa sığınırım, gölgelerde kimse fark etmesin hüznümü diye ama  varla yok arasıdır alaca karanlıklar.  Bir umut yakalar ince duygularımı, kendini asan adamın içinde doğan  son umut “ip kopsa” duası gibi… “Doğmasa güneş” diye  yakarırken içimden bir ses  gizlice, o, bir kor kırmızı ışığa boğar adil gülümseyişlerle ceviz karasında saklanmışlığımı ve yüzüme vurarak  zaaf  ve zayıflıklarımı… Her doğuşunda Güneş,   herkese, her şeye candan  “merhaba “der ve gider ağır ağır kendi yoluna;  bir günümü daha koluna takarak zalimce… Yarınımı da gelip alacak bilirim; bilirim de gelmez elimden bir şey.  Sonunda alacak günü kalmayacak ve giden son günle birlikte ömür de gidecek.  Ve  bilirim ki hala sevdalar yüreğimden kopmayacak.

    

 

Hayal aleminde saklanan , dökülmüş gül yaprağında düşlerinin yeşermesini umut eden dost, yeşil ormanlara gölgesini emanet eden can, Merhaba; günaydın!..

 

Veysel ŞENSOY

 

Related Articles

4 YORUMLAR

  1. birgün evvel gönderdiğim yazım yayınlanmadı.umarım başarı ile iletilmiştir.meraktayım bilgi arz.sevgili veysel,yazıyorsun,en azından yazmaya çalışıyorsun.heryaşta ve hr ortamda yapılabilen bir iş olması yazma işini daha dabir önemli kılıyor.hem rakipsiz hem de dostsuz,tarafsız kalmazsın.başarılar.sevgiyle kucaklar ve kutlarım.yazan umutlu,umutlu olan mutlu mutlu olan da topluma pozitf yaklaşan faydalı ve saygın insandır. umutlu,mutlu ve saygın kal…

  2. beni düşündüğünde özlemin bir damla umut oluyorsa kestane karsı gözlerinde sakın umudunu kağıt bir mendille silip çöpe atma gün gelecek acılarınla büyüttüğün sevda çiçeğin tomurcuklanacak güneş bir başka doğacak ve yağmurla umutla yağacak ve sana söz tomurcuk çiçek açtığında yanında olacağım işte o zaman hayellerin pembe bir düşten ziyade beyazlar içinde bir gerçek olacak umudunu hasretine yenik düşürme sakın mutluluk bizim sen bendeki cansın yanlız şunu bilesinki sen aşka dair son sözümsün

  3. Merhaba Mehmet Ali Dostum.

    Şükranlarımı sunuyorum. yazıya dökülmüş sıcak “Dost” kelimesinin bu kadar uzaktan bir dostluk tesis etmesindeki güce hayran oldum. Bir dost eli uzatmanız beni mutlu etti. İçinizdeki dostluk duygusu ve insan sevgisi baki olsun. Mutlaka bir gün buluşacağız. Bu yazıyı yazma nedenimi İhsan baye de belirtmiştim. Maalesef, Akkuş şenliklerine yetişemiyeceğim. O dağlar ıssızlaştığında dostların bire birer gittiklerinde arkalarından gelmiş olacağım. İşte gerçek gurbet tadı bu olsa gerek. Yurt içinde bir yerlerde olsa insan, kaf dağını deler de gelir…
    Selam ve saygılarımla….

  4. Sevgili Kardeşim Veysel Bey,
    Yazınızı büyük bir keyifle okudum. Şöyle bir geçmişe uzandım ve size bir dost olarak duygularımı ifade etmek istedim.
    Hiç karamsar olmaya gerek yok. Günümüzde gurbette olup sıla hasreti çeken dostların hemen hepsi aynı duyguları sizinle paylaşıyoruz.
    Ben de diyorum ki; saate bakmaksızın kapısını çalabileceğin sılada bir dostun var artık. İhtiyaç duyduğunda mütemadiyyen dikilen vefalı bir çınar ağçı gibi köklü. Özlemlerini, ümitlerini ve sırlarını paylaşabileceğin müşfik bir dost. Onca dalkavuk arasında sözünü eyip bükmeden söyleyebilen, alkışlandığında da, sövüldüğünde de teklifsiz kefilin olan bir dostun. Yazılarından seni tanımaya çalışıyorum. Bu ağustos ta festivalde buluşmak ve yıllarca aynı iklimi paylaşmanın özlemini gidermek isterim. Mevlana ile üstadı gibi bu almede hakiki dostluklar yaşansın diye tanışmak isterim.
    Saygı ve sevgilerimle.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar